25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13 Mayıs 2011 Cuma 358 17 VİZYONDA BU HAF TA KüçükBeyaz Yalanlar Kutsal Savaşçı Hop Kar Beyaz Tür: Romantik Yönetmen: Guillaume Canet Oyuncular: Marion Cotillard, Benoît Magimel, Gilles Lellouche Talihsiz bir kazaya rağmen yıllık tatillerini deniz kıyısında geçirmeye karar veren Parisli burjuva bir arkadaş grubunun etrafında şekilleniyor film. Bu insanların hepsi sırlarla ve güvensizliklerle örselenmiştir. Mutlu bir evliliği olan Vincent, Max’e aşık olur; Marie, Ludo’nun eski sevgilisidir; Eric, Lea’yı aldatmaktadır; Antoine eski kız arkadaşına kafayı takmış durumdadır. Günler geçtikçe ilişkileri, sadakatleri ve dostluk bağları sınanacaktır... Tür: Korku Yönetmen: Scott Stewart Oyuncular: Cam Gigandet, Steven Strait, Paul Bettany TokyoPop’a ait bir çizgi romandan uyarlanan westernkorku karışımı filmin senaryosunu Cory Goodman yazdı. Yüzyıllar sonra tahrip olmuş bir dünyada geçen film insan ırkı ile vampirler arasındaki savaşı anlatıyor. Filmde yeğeni vampirler tarafından kaçırılan bir papaz kiliseye karşı geliyor. Bettany filmde Vampirlere karşı mücadele eden Papaz’ı, Maggie Q ise onun ekibindeki savaşçılardan birini canlandırıyor. Tür: Animasyon Yönetmen: Tim Hill Seslendirenler: James Marsden, Kaley Cuoco, Elizabeth Perkins Filmde, işsiz güçsüz takılan Fred ile yanlışlıkla yaraladığı ve iyileşmesi için evine aldığı Paskalya Tavşanı arasında geçen komik olaylar anlatılıyor. Fred dünyanın en kötü misafiri ile mücadele ederken, kahramanların ikisi de büyümenin ne demek olduğunu beraber keşfederler... Tür: Dram Yönetmen: Selim Güneş Oyuncular: Kaya Akkaya, Gürsan Piri Onurlu, Sinem İslamoğlu On yaşındaki Hasan, iki kardeşiyle yaşam mücadelesi vermektedir. Babası hapiste, annesi şehirde bakıcılık yapmaktadır. Hasan, yaptığı ayranı şoförlere satarak geçinmektedir. Hasan o gün yine ayran satmaya çalışır, ama kimse almaz, evin yolunu tutar. Kurt seslerini duyunca paniğe kapılır, çamura düşer. Annesi ani bir kararla, çocuklarını yanına dönmek üzere hareket eder, durağa gelir. Hasan’ı sorar ve karlar içindeki oğluna ulaşır... ELEŞTİRİ Eren AYSAN ihat Asyalı’nın yazıp Bozkurt Kuruç’un yönettiği “Rab Şeytana Dedi ki”, Ankara Devlet Tiyatrosu’nun beğeniyle izlenen yapımları arasında… Oyunda temel olarak, Tanrı Zeus’a başkaldıran Sysphos ile, Tanrı tarafından sınanan, iyi bir kul olmak için verilen her türlü cezaya katlanmaya çalışan Eyüp’ün öyküsü aktarılıyor. Şeytan’ın her iki oyun kişisini yolundan ayırma çalışmasıyla dramatik yapı derinleşme yolunda ilerliyor. Oyunda temel olarak Eyüp ile Syspos ekseninde, şükretme ile başkaldırı arasındaki çatışma unsurundan yararlanılıyor. Şükretme ile başkaldırının doğrudan inançla ilgili olması, oyuna çok katmanlılık getiriyor. Böylece inanç sistemine ait farklı yaklaşımlardan örnekler sunuluyor. Farklı eylemleriyle dikkat çeken iki zıt karakterin bir oyunda buluşturulması, insanların inançlarına olan yaklaşım farklarını ortaya koyuyor. Oyunda mitsel ve dinsel kahramanlar ekseninde insanların inançlarına sahip çıkma mücadelesi aktarılıyor. Ölüler ile ölümlüler arasındaki duvar da ortadan kalkıyor. Eyüp’ün eşi Rab Şeytana Dedi ki... nin Şeytan’la uyum içine giren tavrı, aşkla aklı arasında kalması, hatta Sysphos’a göz koyması oyuna renk katıyor… Ancak kadının ikinci planda kalmasına dair ironi daha güçlü bir biçimde geliştirilebilir, böylece Eyüp’ün eşini oynayan Fatma Öney’in oyunculuk adına daha fazla imkânı olabilirdi. Yine de, Öney elindeki dar malzemeyi daha geniş kılmayı başarabilmiş. Rock yıldızına öykünen Şeytan’ın zaman zaman seyirciyle ilişki kuran oyunculuk kıvraklığı yapımı kimi yerlerde tek başına sürüklüyor. Durukan Ordu’nun Şeytan’ı aklı kötülüğe çalan bir sevimlilikte sunması bize, Nicholson’un oynadığı Joker’i hatırlatıyor. Eyüp Peygamber’de Buğra Koçtepe, bir din adamının dışına çıkarak sıradan bir insanın özelliklerini çok başarılı bir biçimde vermiş. Syspos’ta ise daha entelektüel bir tarz beklediğim için Sinan Pekinton’un oyunculuk yöneliminin yanlış olduğuna inanıyorum. Bu durum fiziki özellikleri nedeniyle Pekinton’dan değil, kast seçiminden kaynaklanıyor kanımca. Böylece dış dünyaya kapılarını kapatan sırça köşkündeki “entel”lerle de dalga geçilebilirdi. Bozkurt Kuruç’un oyunu sahneye koyarken metindeki tekrarları kısaltma yoluna gittiği görülüyor. Ancak şükretme ile başkaldırı arasındaki karşıtlığa dair felsefi imlemeler metinden çıkmış. Oyunda, seyircinin kendi düşünsel yönelimini bulmasına imkân sağlayan bir bakış belirlenmiş. Bu elbette reji tercihidir. Ama ben yazarın da bakışına dair fikrin sahnede yer almasını arzu ederdim. N
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle