Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
06 Sedat Ağaoğlu'nun örnek alınacak yaşamı 13 Mayıs 2011 Cuma 358 ‘Hayatı seviyorum kim takar engeli’ SEVİL ARINAN S edat Ağaoğlu, Türkiye’de sayısı 12 milyona yaklaşan engelliden sadece bir tanesi. 2 yaşında geçirdiği çocuk felcinin ardından yaşamında yenilgi ve umutsuzluğa yer vermeyen, gitarbağlama çalıp, kitap yazan, Ankaragücü’nün maçlarını kaçırmayan Ağaoğlu, TRT’nin de en önemli seslerinden. Radyo ve televizyon dünyasına 22 yılını veren Ağaoğlu, engelini bir kenara bırakıp, sımsıkı sarıldığı yaşamını “Hayatı çok seviyorum. Kim takar engeli” sözleriyle özetliyor. Ağaoğlu, yaşamının en önemli noktası nedir diye sorulduğunda “Eşim Tülay, kızım Asya, oğlum Çağrı Mehmet” yanıtını veriyor. Gazi Üniversitesi İletişim FakültesiRadyo TV Sinema Bölümü’nde okuduğu dönem eşi Tülay’ı tanıyıp, aşık olduğunu söyleyen Ağaoğlu, duygularını anlattığında karşılaştığı o tepkiyi şöyle dile getiriyor: “Tülay’a hislerimi anlattığımda bana acır diye düşünmüştüm. Ama olaylar beklediğim gibi gerçekleşmedi. Çok sert bir tepkiyle karşılaştım. Bu tavır bana vazgeçmek yerine güç verdi. Tülay’a asılmaya devam ettim. Hiç peşini bırakmadım. Kazanan da ben oldum. Ona olan sevgim nikâh masasına kadar uzandı. Tabii evlilik süreci de önemli bir dönemdi. Çevremizde çok fazla olumsuz yorum yapıldı. Sorun yaşadık... Aslında merhamet ve muhabbet bize sıkıntıları unutturdu. İşte biz bunu başardığımız için mutluyuz.” ‘A.Gücü maçlarını kaçırmam’ Ağaoğlu sanatın yanında fanatik bir Ankaragücü taraftarı. Takımının 19 Mayıs Stadı’ndaki bütün maçlarını oğlu Çağrı Mehmet ile birlikte izleyen Ağaoğlu, tribüne girerken yaşanan turnike sorunun da vurgulayarak anlatıyor: “Ama ne yapayım, Ankaragücü’ne olan sevgim her şeyin üstünde. Zor da olsa maçları izliyorum çünkü iyi bir Ankaragücü taraftarıyım. Oğlum da benim gibi Ankaragücü sevdalısı. Hatta Çağrı, kulübün altyapı okulunda futbol eğitimi alıyor.” Spiker ve yazarlık... Ağaoğlu’nun yaşamına yön veren olayların ilki 1988 yılında TRT’nin spikerlik sınavı açmasıyla başlamış. Ağaoğlu, 22 yılı nı verdiği meslek yaşantısını, engelli olmasının yarattığı ayrımcılığı da dile getirdi: “TRT’nin sınavını kazandım. Ama sakat olduğum için TRT’den televizyon yayınına çıkamazsın, radyoda çalış denildi. TRT benim yaşamımın önemli bir parçası oldu ama geçen yıl emekli olma zamanım geldiğini anladım. Şimdi de bir yandan diksiyon kursu verip, bir yandan kitap yazıyorum. Örneğin 2008 yılında ilk kitabım ‘Ölü Çocuklar Mevsimi’ yayınlandı. Şu an da ‘Ölü Evinin Işıkları’ adlı kitabım basım aşamasına geldi. Daha bitmedi. Gitar ve bağlama da çalıyor u m . Çocuklarım da benim gibi müzik tutkunu. Biri keman diğeri piyano çalıyor.” Ağaoğlu, engelli sorunlarının Türkiye’deki milli gelir dağılımının çözülmesi sonucu ortadan kalkacağını düşünüyor. AKP iktidarının engellileri yok saydığını da vurgulayarak, “Ben hayatı çok seviyorum. Sakatlığım sadece ayrıntı. Elem ve keder geçici” dedi.