28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 253/8 Mayıs 2009 TÜM BELSEN Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Şenol, Ankara İdare Mahkemesi’nde ayrı ayrı davalar açtıklarını söyledi ASKi’de yargı süreci başladı olarak yaptıkları araştırmalar sonucunda görevlendirmelerin büyük bölümünün, amacı ne olursa olsun “usulüne uygun olmadığını” tespit ettiklerini kaydetti. Bu konuda talepte bulunan üç üyeleri için yargı sürecini başlattıklarını dile getiren Şenol, Ankara İdare Mahkemesi’nde ayrı ayrı davalar açtıklarını ifade etti. Şenol, bu çalışanlardan Ahmet Kılınçoğlu’nun Mamak Bölge Müdürlü nkara Su ve Kanalizasyon İdaresi’nde (ASKİ) bazı çalışanların emekliliğe zorlanması ve görev yerlerinin değiştirilmesi tartışmaları sürerken TÜM BELSEN, üç üyesi için yargıya gitti. TÜM BELSEN Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Yusuf Şenol, sendika A ? Alican ULUDAĞ ğü’ndeki Kanal İşletme Daire Başkanlığı’nda, Şekvet Baytar’ın Bala Belediyesi’nde, Hamza Çolak’ın da Kazan Belediyesi’nde görevlendirildiğini söyledi. Yusuf Şenol, kendilerine talep gelmesi halinde yeni davalar açacakları belirtirken, üyesi olmayan çalışanlar için dava açmaya yetkili olmadıklarını ancak hukuki anlamda destek olabileceklerini vurguladı. DilDerneği’nden ‘TürkçeninRenkleri’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dil Derneği’nce, çocukları Türkçenin zenginliği ve yazarlarla tanıştırmak için hazırlanan “Türkçenin Renkleri” adlı çocuk dergisi, bilgisunar ortamında yayımlanmaya başladı. Derginin ilk sayısının konuğu çocuk kitapları yazarı Muzaffer İzgü. Derneğin aynı zamanda çocuklara 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı armağanı olan “Türkçenin Renkleri”; dil, yazın, türlü sanat dalları, çocuk hakları, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamı, Cumhuriyet ve devrim tarihi gibi konuların işlendiği bir dil ve ekin (kültür) dergisi. Bilgisunar ortamında yayımına başlanan dergi, çeşitli bölümlerden oluşuyor. Çocuk yazınının yetkin adlarınca hazırlanan “Çocuk Yazını” köşesindeki derleme, çocukların olduğu kadar ana babaların da ilgisini çekecek. Çocuk yazınının tanınmış adı Mavisel Yener, derginin köşeyazarı. “Mavi Sesleniş” köşesinde kitap tanıtımları yapıyor. Gazetemiz yazarı Işık Kansu da derginin köşeyazarlarından. “Yazarlarımızı Tanıyalım” köşesinde yazarların çocukluklarını anlatıyor. “Yazarlarımızdan Çocuklara” köşesinde de çocuklar, yazarlarla buluşuyor. Derginin ilk sayısının konuğu ise Muzaffer İzgü. Dergideki “Atatürk Köşesi”, Prof. Dr. Şerafettin Turan’ın, “Devrim Takvimi” ise Turgut Özakman’ın yapıtlarından yararlanılarak, onların danışmanlığıyla hazırlanıyor. Türkçenin doğru kullanılmasında yol gösterici olmayı amaçlayan “Türkçem Dilim Dilim”, “Türkçesi Varken” ve “Türkçeme Yolculuk” köşeleri, dilseverler için de önemli birer kaynak. “Çocuk Bahçesi”ne girildiğinde iç içe bahçelerde, sanat yapıtları, ekinsel değerler ve bilimsel buluşlar arasında gezintiye çıkılıyor. Hukukçu Özge Yücel’in hazırladığı “Çocuk Hakları” köşesinin amacı ise çocuklara yurttaşlık bilinci aşılamak. Ayrıca derginin “BilKazan” köşesine giren çocuklar, Türk Devrimi, dil ve ekin alanlarından seçilen sorulara yanıt verip bilgilerini sınayarak armağan kazanabilecekler. İçeriği, çocukların gönderdikleriyle sürekli varsıllaşan, bilgisunar olanaklarından yararlanılarak hazırlanan dergi sık sık güncelleniyor. Önceki tarihlerde yayımlanan yazılar, duyurular ise yok olmuyor; derginin belgeliğinde erişime açık kalıyor. Yayın kurulu, ilköğretim öğrencileri için hazırlanan dergiyi çocuklara şöyle tanıtıyor: “Dergimize ‘Türkçenin Renkleri’ adını verdik. İstedik ki dilimizin anlam özelliklerinin, yetkinliklerinin renkler kadar sonsuz sayıda olduğunu kavrayın. İstedik ki dil bilinciniz kökleşsin, dil sevginiz pekişsin. Dil; bilimin, sanatın, yaşamdaki tüm duygu ve düşünce ürünlerini kapsayan ekinin temelini oluşturur. Bu nedenle dergimize ‘Dil ve Ekin Dergisi’ dedik. Dilin hepimizi, her şeyi, her yanı kucakladığını başka nasıl anlatabilirdik?” (Dergiye erişim adresi: www.turkceninrenkleri.org.tr ya da www.türkçeninrenkleri.org.tr) ‘Yapılanlarüzümyemekdeğilbağcıyıdövmektir’ “Kamu Çalışanları Yasası gereği işyeri temsilcileri ve şube yöneticilerinin yerleri keyfi bir biçimde değiştirilemez. Şube yöneticimiz önceki görev yerinde personel ihtiyacı olduğu halde merkez birimden alınıp başka bir daire başkanlığı emrinde Mamak Bölge Müdürlüğü’ne tayin edilmiştir. İçlerinde yönetim kurulu üyeliği, genel müdür yardımcılığı, daire başkanlığı ve şube müdürlüğü görevlerinde bulunmuş yöneticilerin de bulunduğu kurumun deneyimli kadroları sözde kadroları alınmadan yeni birimlerde bölge müdürlükleri oluşturmak ya da bu görevi yürütmek üzere buralara gönderilmişlerdir. Öncelikle yapılan görevlendirilmelerde görevin tanımı, geçici görevlendirme ise görev süresi tebligatta belirtilmek zorundadır, belirtilmemiştir. 5594 sayılı yasa gereği yeni dahil olan ilçeler gerekli altyapı oluşturulana kadar taşra teşkilatı olarak kabul edilmekte ve buralarda görevlendirilen personel başka bir şehirde görevlendirilmiş gibi değerlendirilmek zorundadır. Bölge müdürlüğü oluşturması ya da müdürlük görevi yapması istenen personele gerekli araç, eleman, mekân ve benzeri kurum tarafından temin edilmesi gereken hiçbir yükümlülük yerine getirilmemiştir. Araç talebinde bulunan arkadaşlarımızın talepleri geçiştirilirken, özelleştirilen hizmet araçları ile mesai haricinde bile saltanat sürenlerin olduğu sabah kurum girişinde bekleyen hekes tarafından kolayca tespit edilebilinir. Toplu taşım araçlarının çalışmadığı birçok bölgeye arkadaşlarımız kendi imkânlarıyla gitmekte, ilçe belediyelerde çalışan memurların misafir sandalyelerinde sığıntı bir biçiminde onur kırıcı durumlara düşürülerek ve günde en az 4 defa imza föyleri merkeze fakslatılarak mesaiye zorlanmaktadırlar. İzin ve hasta sevk işlemlerinde muhattap bulamayan arkadaşlarımızın en insani hak ve talepleri bile gasp edilmektedir. Görevlendirmelerin önemli bir bölümü kendi kadrolarına ve mesleki alanlarına uygun değildir. Bölge müdürlüklerinin verdikleri hizmet gereği teknik kadrolardan teşekkül etmesi gerekirken, neredeyse tamamı idari kadrolardan oluşmuştur. 2007 yılında yeni ilçelerle ilgili idari ve teknik ön çalışmalar hazırlanıp rapor haline getirilmişken, bu raporlara uygun görevlendirmeler yapılmaması da aslında gerçek niyeti ortaya koymaktadır.” “Sonuç olarak yaşanalar üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir” diyen Şenol, “Kimsenin bizleri hak etmediğimiz koşullarda çalıştırmaya ve yasal ve anayasal haklarımızı gasp etmesine izin vermeyeceğiz” açıklamasını yaptı. 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle