Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 218 / 5 Eylül 2008 K İ TA P v e Y AY I N D Ü N YA S I DP’nin radyo propagandaları armara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde araştırma görevlisi olan Can Som, Demokrat Parti (DP) döneminde devlet radyosunun nasıl iktidar yanlısı yayınlar yaptığını ve ardından “Radyo Davası” olarak anılan mahkeme sürecini okurlarla paylaşıyor. “Parazitli Demokrasi, Demokrat Parti’nin Radyo Davası” adlı kitapta DP’nin radyoyu daha demokratik bir biçimde yönetileceği sözünü vermesine karşın devlet radyosunun iktidar sözcülüğü yaptığı dönem ile DP iktidarının sona ermesiyle Devlet Radyo’nun değişimini gözler önüne seriyor. Dönemin en önemli kitle iletişim kurumlarından biri olan radyonun iktidarın propagandasını yapmasının bugünde güncelliğini koruduğunu belirten Som, kitabına ilişkin şunları dile getiriyor: “20. yüzyılın ikinci yarısında yaşanan bu süreç, ne yazık ki, 21. yüzyıl başında da siyasi iktidarların kamu özel sektör ayrımı yapmadan kitle iletişim araçlarını ele geçirme ihtirası ile güncelliğini koruyor. Bu da bize sorunun, kamu kitle M iletişim kurumlarının bürokratik olarak özerkleştirilmesi ve özel iletişim kurumlarının ekonomik yönden bağımsızlaştırılması ile değil, siyasetin demokratikleştirilmesi ve siyasilerin demokrasiyi özümsemesi ile çözüleceğini gösteriyor. 1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti’nin gazetelerle ilişkilerinin 1955’ten sonraki bölümü bugüne o kadar çok benziyor ki. O dönemde de kızgınlık ve öfke ön planda. İktidar partisinin gazetesi Zafer, hem satmıyor, hem de iktidara yönelik eleştirileri karşılamakta yeterli olamıyor. Geriye tek seçenek kalıyor: Devlet Radyosu. DP kalemşorlarının yorumlarının okunması ile başlayan süreç, DP’nin ocak düzeyindeki organlarından biri olan Vatan Cephesi’nin yaygınlaştırılması amacıyla kullanılmasına kadar varıyor. Ölmüş kişilerin adlarının bile yer aldığı uzun listeler, saatlerce radyodan okunarak propaganda yapılıyor.” Yayınlayan: Cumhuriyet Kitapları Çankaya İletişim: Ahmet Rasim Sokak No: 14 10 YTL tı: Fiya 216 442 30 50 Sayfa Sayısı: Afganistan’da kadınların yaşam savaşı Dünyanın tehlikeli bölgelerinde günlük yaşam üzerine yaptığı röportajlarla tanınan Galina Breitkreuz’un Afganistan’da yaşayan farklı sosyal sınıflarda bulunan kadınlarla yaptığı röportajların bir araya getirilmesiyle derlenen kitapta, Taliban iktidarının devrilmesinden sonra, gelenekler ile yaşam arasında bocalayan Afganistan’da kadınların yaşam savaşı anlatılıyor. “Afganistan Gerçeğinde Şeriata Karşı Kadınlar” adlı kitapta 8 farklı röportaj yer alırken, Breitkreuz’un Afganistan’da yaşadıkları da farklı bölümlerde okuyucuya sunuluyor. Afganistan’da yaşayan kadınların günlük yaşama ilişkin fotoğraflarının yanı sıra ülkedeki Taliban rejiminin izlerini yansıtan fotoğrafların bulunduğu kitapta, Afganistan haritaları da yer alıyor. Kitabı kaleme alan Breitkreuz, önsözde şunları belirtiyor: “17 saat süren uçuşun ardından Kabil havaalanına sağ salim indiğimde, büyük bir hata yaptığımı düşünmeye başladım. Pistte kurşun delikleriyle dolu düzinelerce uçak vardı. 23 yıllık iç savaş ülkede yaşamı canlı cenazeye çevirmişti ve şimdi de cenaze olma sırası bana gelmişti işte! Geri dönüş için en yakın tarihli uçak bir hafta sonraydı. Olduğum yerde durdum ve kendimi yüreklendirmeye çalıştım. (...) Korkumu ne zaman nasıl yendiğimi tam olarak bilemiyorum. Her zaman olduğu gibi, dünyayı bir hamlede boydan boya dolaşmış olma duygusuyla, gene işimi yapıyordum. Bunun nedeni, 2003 yılında Kabil’de karşılaştığım kadınların anlattıkları ve onların yaşam öyküleriydi.” Yayınlayan: Cumhuriyet Kitapları Sayfa Sayısı: 222 Fiyatı: 17 YTL ‘Sıkmabaşın Başağrısı’ 998 yılından beri türbanla ilgili tartışmalarda kaleme aldığı yazıları bir araya toplanmasıyla oluşan “Sıkmabaşın Başağrısı” adlı kitabında Orhan Erinç, siyasal görüşleri dinsel simgelerle yansıtmanın en etkili yolu olarak seçilen türbanın, yıllardır şeriatçıların gündeminde olduğunu vurguluyor. Şeriatçı medyanın tümünün, türbana getirilen yasak nedeniyle insanlara zulüm yapıldığını, bunun demokrasiye aykırı olduğunu yazıp söylemeyi en önde gelen görevleri arasına aldığına dikkat çeken Erinç, “Dinsel bir kural olduğu 1 bile tartışılan bir yaklaşımı anayasanın çok sayıda maddesine karşın yasalaştırmaya çalışanlar, bir yanda birlik ve beraberlikten söz ederken öte yandan da ayrıştırmanın gerçekleştirilmesi için uğraşıyorlar. Türbana özgürlük söylemiyle ve dinsel yaklaşımla başlayan ama kaosla sonuçlanan girişim, bölücülüğün tipik bir örneğini de oluşturdu” görüşünü kaydediyor. Yayınlayan: Cumhuriyet Kitapları Sayfa Sayısı: 159 Fiyatı: 10 YTL Yayınlanmasını istediğiniz etkinlik, görüş ve istemleri 442 30 50 numaralı telefona ya da mahmutlicali@gmail.com elektronik posta adresine iletebilirsiniz. 15