02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 218 / 5 Eylül 2008 ocukların dünyasına girdikçe çevreleriyle ne kadar ilgili olduklarına ve çevrelerindeki her varlıkla nasıl da ilişkiye geçtiklerine tanık oluruz. Kuşkusuz çevrelerinde onları en çok heyecanlandıran, meraklandıran canlılar da hayvanlar. Çocuklarda doğaya ve doğadaki canlılara karşı duyarlılık geliştirmek ve hayvan sevgisini aşılamak için onların hayvanlarla tanışabilecekleri deneyimlere ihtiyaçları olduğuna inanırız. Bu inançla bu yıl da çocuklarımızı hayvanat bahçesini görmeye götürdük. Hayvanat bahçesi gezisi çocuklar için çok etkileyici, hatta büyüleyici etki yarattı sanırız. Oyuncaklarında, resimli kitaplarında ve çizgi filmlerde tanıştıkları hayvanların gerçeklerini karşılarında buluverdiler. Üstelik birçoğu da düşündüklerinden çok çok büyüktü. Çocuklar hayvanlarda gördükleri, duydukları, tanık oldukları her yeni şeyi hemen o an birbirilerine anlatmaya başladılar. Bu doğaçlama paylaşım çocuklar için önemli bir öğrenme kaynağıydı. Çünkü aynı şekilde düşünen ve aynı şekilde algılayan çocuklar birbirilerini çok iyi anlar ve yönlendirirler. Bu yüzden biz yetişkinler yerine onların asıl öğretmenleri birbirileri, akranlarıdır. Ç Kaplumbağalar Gezi ve sonrası Böyle bir geziden sonra önemli olan çocukların, bu yeni bilgilerini beslemeye devam etmektir. Çünkü çocuklar gördüklerini sonraki zaman dilimlerinde ve günlerde düşünmeye, analiz etmeye, teoriler geliştirmeye devam ederler. Konuyu devam ettirmek çocukların bu potansiyellerini ortaya koymalarını sağlar ve gerçek bir öğrenme süreci gerçekleşir. Konu tekrar ele alınmadığında çocuğun gezi sırasında edindiği veriler adeta havada asılı kalır. Çocuk için bu yarım kalmış deneyim, çeşit çeşit yemeklerle bezenmiş bir sofradan beş dakika sonra kalkmak gibidir; hem karnı doymamış, hem de aklı kalmıştır. Bütün bu fikirler ışığında ertesi gün çocukların gezi hakkındaki izlenimlerini onlarla konuşmaya karar verdik. Bazı ayrıntıları hatırlamaya, bazı bilgileri tamamlamaya ihtiyaçları olduğunu gördük ve onlara elimizdeki hayvanlarla ilgili kaynakları sunduk. Bu arada en çok nelerle ilgilendiklerini gözlemeye başladık. Üç yaş grubundan birkaç çocuğun ısrarla kaplumbağa resimlerine baktıklarını ve hayvanat bahçesinde gördükleri kaplumbağaların da özelliklerini birbirilerine hatırlattıklarını fark ettik. Acaba onları tekrar canlı bir kaplumbağa ile karşılaştırırsak ne hissedeceklerdi? Etrafında toplandılar Bir sabah sınıfa geldiklerinde onları su kaplumbağalarımızla karşıladık. Hepsi heyecanla kaplumbağaların etrafına toplandılar. I Sidar: Bunlar hayvanat bahçesinde gördüğümüz kaplumbağalara benziyor ama biraz farklı. I Duygu: Bunlar suda yaşıyor baksana. I Aylin: Hem de küçücükler. I Zeynep: Bakın baloncuklar çıkarıyorlar. I Deniz: Dışarı çıkmaya çalışıyorlar. I Tolga: Karınları acıktı galiba. I Öğretmen: Onlara yemeleri için ne verelim? I Aylin: Yemek verelim; mesela sucuk. I Sidar: Onlar sucuk yemez, yem verelim. Öğretmen Sidar’ı onayladı ve kaplumbağaların yemini getirdi. Çocukların hepsi ısrarla kaplumbağalara yem vermek istediler. Kargaşayı önlemenin en kolay yolu bunu bir ÇOCUKLAR kaplumbağalarla bu kadar zaman geçirirken onları sürekli kaplumbağaları incelemeleri, ayrıntıları fark etmeleri ve gözleme yapmaları konusunda yönlendirdik. Çocuklara ayrıntılarda ne kadar çok bilgi olduğunu, ne kadar iyi gözlersek onları daha iyi anlayıp ilişki kurabileceğimizi anlatmaya çalıştık. Bu yönlendirmelerle çocukların bakış açıları değişmeye başladı. Kaplumbağaları artık birbirilerinden daha iyi ayırt ediyorlar, hangi gün daha hareketli ya da daha sakin olduklarını söyleyip onlarla oyun oynuyorlardı. Onlar artık bir hayvanla beraber yaşamayı öğrenmeye başlamışlardı. Bir gün kaplumbağalarımızı atölyemize getirdik ve çocuklara şöyle söyledik: “Kaplumbağalarla ilgilenirken onları birçok kez incelediniz ve ayrıntıları fark etmeyi de öğrendiniz. Haydi şimdi tekrar inceleyerek onların resimlerini yapalım.” Ayrıntılarıfark etmelerinisağladık Kağıt kalemlerimizi alıp kaplumbağaların etrafına yerleştik. Çocuklar yine aralarında konuşarak resimlerini yapmaya başladılar. I Sidar: Üzerindeki yuvarlaklara bak salyongoza benziyor. I Tolga: Ben ayaklarını sayacağım. I Aylin: Ben kuyruğunu gördüm. I Duygu: 4 tane ayağı varmış Aylin. I Zeynep: Sırtı ne kadar büyük Deniz. I Deniz: Bak üzerindeki yuvarlaklara. Atölyedeki çalışmalarımızı birkaç hafta devam ettirdik. Kille, boyalarla, kara kalemle kaplumbağalar yaptık. Şimdi akvaryumdaki kaplumbağalarımızın etrafında kilden yapılmış arkadaşları var. Buna çocuklar karar verdiler. Çünkü kaplumbağalarla yakınlaştıkça kendileriyle özdeşim kurmaya başladılar. “Onların arkadaşları olmalı” dediler. “Çünkü arkadaşlarla hayat daha güzel!” sıraya koymaktı. Çocuklarla her seferinde kimin yem vereceğini kararlaştırdık. Böylece çocuklar yıl sonuna kadar hiç tükenmeyen bir ilgi ve sorumlulukla kaplumbağaların bakımını üstlendiler. Bu arada beslemek dışında bakımları için gerekli her ayrıntıyı da öğrendiler. Zaman içinde çocukların aileleri de merakla kaplumbağaları görmek iste diklerini söylediler. Çünkü çocuklar evde sürekli anlatıyor ve anne babalarını da görmeleri için teşvik ediyorlardı. Çocukların ailelerine göstermek istedikleri asıl şey aslında yerine getirdikleri sorumluluktu: Bir hayvanın ihtiyaçlarını karşılayabiliyor, üstelik bunu da büyük bir titizlikle yapıyorlardı. 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle