Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 216 / 22 Ağustos 2008 ‘Ülkem için A daha fazlasını yapacağım’ ‘Bakış açıları değişti’ Diğer ülkeler Türkiye’yi nasıl buldu? Size bir yorumda bulundular mı? I Müftüoğlu: Yabancılar Türkiye’yi ne yazık ki çok doğru tanımıyor. Bize karşı hayli önyargılılar. Festivalde başımdan geçen bir olay ne demek istediğimi çok iyi özetliyor. Her grup festivalden önce prova yapıyordu. Bizden önce Güney Kıbrıs Rum Kesimi sahneyi kullandı. Biz de izledik. Işık odasında hocalarıyla birlikteydik. Ben yaklaştım ve kendisine “Öğrencilerinizi çok başarılı buldum” dedim. Yanıt bile vermedi. Çok bozuldum tabii. Neden yanıt vermek istemediğini de hâlâ anlamış değilim. I Tanık: Öncelikle kimse bize nedense “hoş geldiniz” gözüyle bakmadı. Bizden hoşlanmadıklarını hissettik gider gitmez. Politik baskıları hissettik. Ancak ben sürekli onlarla iletişim kurmaya çalıştım. Konuşmak için yanlarına yaklaştım. Festivalin sonlarına doğru Türkiye’ye olan bakış açılarının değiştiğini zannediyorum. Biraz yumuşama oldu tavırlarında. ? Selda GÜNEYSU ‘Sanat eğitimi zihinleri açıyor’ Türkiye’de ne yazık ki opera ve baleye yeteri kadar ilgi gösterilmiyor. Aileler çocuklarını bu tür kurslara gönderme taraftarı değil. Siz ne düşünüyorsunuz? I Müftüoğlu: Ne yazık ki öyle. Ancak ben umutluyum. Bu tür kurslar çocuklara bir disiplin aşılıyor. Çocuk ne zaman ders çalışması gerektiğini, ne zaman insanlarla iletişim kurması gerektiğini, nerde nasıl davranacağını çok iyi özümsüyor. Bu tür sanatların ülkemizde gelişmesi için bizler daha fazla çaba sarfetmeliyiz. Biz eğer üzerimize düşeni yaparsak, ülkede opera ve baleyi daha iyi yerlere taşırız. Bu biraz bizim elimizde. Ayrıca ailelerine çocuklarını bir sanat dalıyla uğraşmaları için teşvikte bulunmalarını tavsiye ederim. Bu tür kursların çok pahalı olduğu sanılıyor. Halbuki öyle değil. Sanat eğitimi insanların zihnini açıyor. Düşünce siste slı Bale Kursu öğrencilerinden Meriç Tanık, henüz 14 yaşında. En büyük arzusu ileride iyi bir mimar ve balerin olmak. Hobi olarak 6 yaşında baleye başlayan Tanık, büyük bir başarıya imza attı. Geçen ay Prag’da bu yıl 12.’si düzenlenen “Uluslararası Prag Dans Festivali”nde, “Bireysel Artistik Dansçı” ödülüne değer görüldü. Gelecek yıl da çeşitli uluslarası dans yarışmalarına katılacağını ve bu yarışmalarda Türkiye’nin adını en iyi şekilde duyurmak istediğini belirten Tanık, “Fransa, Panama, İtalya, Yunanistan, Belçika, Meksika ve İspanya gibi pek çok ülkenin katıldığı bir yarışmada ülkemin adını duyurmak beni çok gururlandırdı. Ülkem için daha fazlasını yapacağım” diyor. Meriç Tanık’la ve Tanık’ın Aslı Bale Kursu’ndan öğretmeni Aslı Müftüoğlu ile “12. Uluslararası Prag Dans Festivali”ni, Türkiye’de bale sanatının yerini ve Aslı Bale Kursu’nun geleceğe yönelik hedeflerini konuştuk: Baleye nasıl başladınız ? I Tanık: Bale sanatıyla tanıştığımda henüz 6 yaşındaydım. Ailem teşvik etti beni baleyle ilgilenmeye. Ancak onlar, bir iki yıl bale kursuna gider, baleyle hobi olarak ilgilenir sonra yoluna devam eder diye düşünmüşler hep. Oysa öyle olmadı. İlk ders çok hoşuma gitti. Baleyi çok sevdim ve devam etmek istedim. Sonra Ankara Devlet Opera ve Balesi Çocuk Balesi Bölümü’nü kazandım. 3 yıl eğitim aldıktan sonra buradan mezun oldum. Bale eğitimime halen Aslı Bale Kursu’nda devam ediyorum. Burası bildiğiniz gibi İngiliz Kraliyet Dans Akademisi (Royal Akademi) üyesi. Royal Akademi’nin açtığı sınavlara giriyorum. En büyük hedeflerim arasında iyi bir balerin ve iyi bir mimar olmak var. Baleyi çok seviyorum çünkü, bale yapmak bana bütün dertlerimi, sıkıntılarımı unutturuyor. Kendime olan güvenim artırıyor. Daha farklı bakıyorum yaşama. O yüzden yaşamımın her döneminde bale olacak. “12. Uluslararası Prag Dans Festivali”ne katılma fikri nasıl ortaya çıktı? Bildiğim kadarıyla bu festivale Türkiye’den tek Aslı Bale Kursu katıldı. I Müftüoğlu: Biz hep uluslararası bir dans festivaline katılmak istiyorduk aslında. Çünkü artık bale sanatında Türkiye’nin adını uluslararası areneda duyurmak gerekiyordu. Birtakım araştırmalar yaptık. Prag’da böyle bir festivalin olduğunu öğrendik. Aslında festivale katılmak Meriç’in fikriydi. Çünkü ön araştırmayı Meriç yaptı. Festivale, Belçika, İtalya, Panama, İspanya, Yunanistan gibi dünyanın pek çok ülkesinden 20’in üzerinde özel okul katıldı. Ne yazık ki Türkiye’den yalnızca biz vardık. Biz yarışmaya, Klasik Bale türünde katıldık. Meriç de alnının akıyla bu yarışmadan “Bireysel Artistik Dansçı Ödülü”nü kazandı. Gelecek yıl da bu türlü yarışmalara katılmak istiyoruz. Belki o zaman grup olarak katılırız belli olmaz. Çünkü festivale 62 öğrencisiyle birlikte katılan okullar vardı. Biz yalnızca Meriç’i götürebildik olanaksızlıklar yüzünden. O yüzden Meriç’in böyle bir yarışmada ödül alması hem Türkiye açısından hem de bizim için çok önemli. I Tanık: Uluslararası festivale katılmayı çok istiyordum. Bu isteğimi ilk annemle paylaştım. Sonra fikrimi Aslı hocamla paylaştım. Sonra tamamen kendi olanaklarımız ölçüsünde festivale katıldık. İyi ki katımışız. Ben Türkiye’yi çok iyi tanıttığımızı düşünüyorum. Fransa, Panama, İtalya, Yunanistan, Belçika, Meksika ve İspanya gibi pek çok ülkenin katıldığı bir yarışmada ülkemin adını duyurmak beni çok gururlandırdı. Ülkem için daha fazlasını yapacağım. 19