Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 223/10 Ekim 2008 Me r B a b a h m a ş a y ve öğrenme eğilimini nesnelere bakarak, dokunarak ve ağzına alarak pekiştirmesi olarak sıralayabiliriz. için bebeğin keşif girişimlerini kısıtlamamaya özen gösterilmelidir. ir bebeğin dünyaya gelişi ile bir çift göz daha açılır, dünyaya bakan... “Merhaba yaşam” der gibidir bebek, neyle karşılaşacağını hiç bilmeden. Onunla birlikte her şey tazelenir adeta, saatler hızla başa sarar. Yepyeni ve tertemiz bir başlangıç yapar anne baba da bebekle birlikte. Bu başlangıç eğer olabiliyorsa “Kusursuz” olmalıdır anne babaya göre, hatta bebekleri olumlu bütün “en” lerle doğmuş olsa keşke. Bebeğin doğumu ile ailesi için hızlı ve yoğun geçen günler ile meraklı bir bekleyiş süreci başlar: “Acaba bebek hangi özelliklerle dünyaya geldi? Huyları kime benziyor” sorularına yanıt bulunmaya çalışılır. Bu durum adeta içinde ne olduğu bilinmeyen, süslü ve gösterişli bir hediye paketinin başında heyecanla beklemek gibidir. Bu bekleyişin yersiz olmadığı artık bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçektir. Evet bebekler sınırlarını bilemediğimiz bir potansiyelle dünyaya gelir. Onlar üzerini bizim işleyeceğimiz boş birer levha değiller. Böyle olması çev resel etkilerin azaldığı anlamına da gelmiyor tabii ki. Bebeğin sahip olduğu potansiyelin ne kadarını ortaya koyabileceği çevresinden alabileceği desteğe bağlıdır. Ayrıca bu dönemde bebeğin çevresindeki yetişkinlerle nasıl deneyimler yaşadığı da sonraki yaşamında oldukça belirleyicidir. Sosyal, duygusal ve zihinsel bakımdan doğru yönlendirilmiş ve desteklenmiş bebeklerin ileride daha mutlu ve başarılı oldukları görülmektedir. Anında cevap verilmeli Bu dönemde anne babaların nasıl bir ebeveyn tavrı sergilemesi gerektiği de önemli bir konudur. Bu tavrın temelinde de duyarlılık yatar. Bu dönemde ebeveyn duyarlılığı; ebeveynin içten, ilgili ve sıcak bir biçimde kendi davranışlarını bebeğe uyumlayabilmesi, kendi hareket hızını bebeğinkine göre ayarlayabilmesi anlamına gelir. Bunun dışında ebeveynlerin bebeğe doğru zamanda cevap verebiliyor olması da bebeklik döneminde gelişimsel açısından çok önemlidir. Yani ebeveyn bebeğin verdiği ipuçlarını takip ederek bebeğe anında cevap verebiliyor olmalıdır. Bebeklik döneminde gelişimi destekleyici anne baba tavrının bir diğer göstergesi de cesaretlendirmedir. Cesaretlendirici ebeveynler bebeğin herhangi bir nesneyi elde etmek ya da bir oyuncağı keşfetmek için gösterdiği çabayı destekler, bebeğin kararlılığını överler. Buna ek olarak, gelişimi destekleyici bir ebeveyn olmak Duyarlılık ve cesaretlendirme Bebeğinin gelişimini destekleyen, duyarlı ve cesaretlendirici ebeveyn olmak söylendiği kadar kolay değil. Anne babalar bu uğurda oldukça inişli çıkışlı bir yol izlerler. Bu yolda şu ipuçları onları oldukça rahatlatacak ve kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacaktır: Bir süper kahraman değil de bir insan olduğunu anımsayabilmek ve anne babalığın zamanla öğrenilebilir bir sanat olduğunu bilmek. Bu keyifli ve bir o kadar da hızlı geçen dönemde bebeğiniz yaşama merhaba derken eğer olanak verirseniz sizin de kendinize bir merhaba demenizi sağlar, uzun zamandır unuttuğunuz kendinize. Kendinizi derinlerden bulup selamlaştığınızda ve kendinizi tanıyıp kabullendiğinizde bebeğinizi sizden farklı duyguları, algıları ve düşünceleri ile kabullendiğinizi, kendi duygularınızı ona ifade edebilmenin daha kolay olduğunu ve bebeğinizi belkide doğduğu günden itibaren yalnızca duymayıp dinleyebildiğinizi göreceksiniz. Bebeğin gelişimi Bebeklik döneminin en önemli sosyo duygusal gelişim aşamaları bebeğin ebeveynle sağlıklı bir güven bağı kurması, değerli ve önemli olduğunu hissetmeye başlaması, dünyayı güvenli ve besleyici bir yer olarak algılaması ve ebeveynin yardımıyla duygularını kontrol etmeyi yani kendini sakinleştirmeyi öğrenmesidir. Bebeklik döneminin en önemli zihinsel gelişim aşamaları ise bebeğin çevre üzerinde bir etkisi olduğunu anlaması, sıra bekleme ve yanıt verme gibi iletişimin temeli olan becerileri kazanması ve doğuştan sahip olduğu keşfetme 7