01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 MAYIS’ın görünmeyen yüzleri... 1 Mayıs şçi Bayramı diye tanımlanadursun katılımcı çeşitliliği her yıl biraz daha artıyor. Seks işçileri, hayvan hakları savunucuları, set çalışanları, mali müşavirler... Yine de konfederasyonların talepleri duyuluyor alanlarda. Ya 1 Mayıs'ın görünmeyen yüzleri; onlar neler talep ediyor? şte birkaçının yanıtı... ESRA AÇIKGÖZ / DEN Z ÜLKÜTEK N 1 Mayıs Meydanı’nda Filistin’in sesi yükseliyor Yahya Arıkan stanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı 1 Mayıs’a ilk katıldığım yıl 1977’dir. Beni bugün de heyecanlandıran bir tarihtir. Ancak biliyorsunuz, büyük bir trajedi yaşandı, 42 kişi öldürüldü. Kızıma hamile olan eşimle birlikte meydandaydık ve ne yazık ki o üzüntüyü de yaşadık. 1 Mayıs’a işçi bayramı demek çok doğru gelmiyor. 1 Mayıs çalışanların ve tüm halkımızın dayanışma günüdür. Şunu da unutmamalı, işçi gününde işi olanlar kendi sorunlarını unutarak bayram etmezler, tam tersine haykırırcasına bu sorunlarını dile getirir. şsizler için de bugün çalışanlara göre daha önemli olmalı. Ve tabii her şeyden önemlisi 1 Mayıslar sınıfsal dayanışmanın bilincine erişilip bunu alanlarda göstermenin simge günüdür. Muhasebeci ve mali müşavirler ne zamandır 1 Mayıslara katılıyor? Gerek stanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası ve gerekse de çatı örgütümüz TÜRMOB faaliyete geçtiğinden beri, yani 20 yılı aşkın süredir 1 Mayıs alanında oldu. Alanları hiç boş bırakmadık, bırakmayacağız. Sendikaların söylemleri dışında meslek gruplarının da sesini duyurması için 1 Mayıs’ın nasıl bir etkisi var, ayrıca muhasebeci ve mali müşavirler bu yıl hangi talepleri haykıracak? 1 Mayıs alanı kortejlerin, meslek örgütlerinin kendilerini en güçlü şekilde gösterme platformu. Grupların sloganları, giysileri, dövizleri ülkenin işçi sınıfının içinde bulunduğu durumun fotoğrafını resmeder. Muhasebe camiasının temsilcileri ve çalışanları olarak vergi idaresinin keyfi tutumuna, angaryalara karşı olan pankartlarımız hazır. Aynı zamanda sivil demokratik bir kitle örgütü olarak, antidemokratik, baskıcı yaklaşımlara karşı tepkimizi de dile getirmememiz düşünülemez. Demet Demir Seks işçisi 1 Mayıs’a ilk kez 1980’de, yasaklı olduğu dönemde, Bakırköy'de korsan eylemde katıldım. O yıllarda gençlik örgütü saflarındaydım. O gösteride iki kişi gözaltına alındık, yargılandık. 1982’de 15 ay hapis cezası aldım, 8 ay yattım. Daha sonraki yıllarda kutlanması yasaktı, ben de, her 1 Mayıs, bireysel olarak Taksim Meydanı’nda bir tur attım. ÖDP kurulduktan sonra partiye katıldım. Malum, 2007’den beri Taksim’de kutlama engeline rağmen 1 Mayıs kutlanmaya çalışılıyor, ben de 2007, 2008, 2009’da yoğun gaz bombasına karşılık hep katıldım. 2010’da yasağın kalkmasıyla stanbulLGBTT, Kadın Kapısı ve EHP olarak gökkuşağı bayraklarımızla Taksim Meydanı’na yürüdük. Seks işçileriyse 1 Mayıs’a örgütlü olarak ilk Ankara’da 5 6 yıl önce katıldı, stanbul’da ise seks işçileri olarak değil ama ÖDP içinde bir grup trans arkadaş olarak 15 yıl önce katıldık. 1 Mayıs, emeği karşılığında para kazananların bayramıdır. Marks’ın bir sözü bunu tamamlıyor; “Para karşılığında emeğini ve bedenini satanlar işçidir”. Seks işçiliği yapanlar da bedenlerini para karşılığında satıyor, ancak sosyalistler bunu meslek olarak görmüyor, sorunun ahlaki olduğunu söylüyor. Birçok işçi sendikasız ve sigortasız çalışıyor, kapitalizm en azgın saldırısını gerçekleştiriyor; ücretler düşük, çalışma saatleri uzun. Peki bu işyerlerinde kötü koşullarda çalışmak ve patronların sömürüsüne boyun eğmek ne kadar ahlaklı? Kabullenilmemiz uzun zaman alacak. Seks işçileri sendikası olmalı. Avrupa’da birçok ülkede seks işçileri örgütleri var. Ne kadar çok görünürsek o kadar kabulleniliriz. Ben yıllardır mitinglere katılıyorum, insanlar alışıyor zamanla, 15 yıl öncesine göre daha az dışlanıyoruz. Tabii ki bazı insanların bakışları olacak, ama bunlar da zamanla değişecek. Seks işçilerinin önemli sloganlarından biri “Patronsuz, pezevenksiz bir dünya”. Bu slogan çok anlamlı, bu 1 Mayıs’ta LGBTT’ler olarak karma yürüyeceğiz seks işçileriyle. Bektaş ldem Sanat Yönetmeni 1 Mayıs’a ilk katılışım, Mehmet Akif Dalcı’nın polisçe öldürüldüğü yıldı. 1989 yani. Anlatması zor... 13’ümdeydim. Amcamlar eyleme gitti, bizi götürmediler tabii. Kuzenimle evden kaçıp Taksim’e çıktık, 1 Mayıs’a. Çok değil az bir zaman sonra, 200 metre uzağımızda bir silah patladı. Birinin yere kapaklandığını gördük, insanlar başına toplandı. lk silah sesini o zaman duydum. Silah sesini duyduktan sora kuzenimle Şişhane Yokuşu’na doğru kaçmaya başladık hemen. Eve kadar hiç durmadan koştuk. Korkmuştuk. Ölen bir insanı da ilk o zaman gördüm. Kimseye bir şey söylemedik kuzenimle, annemlerin hâlâ o 1 Mayıs’a katıldığımdan haberi yoktur. 1 Mayıs benim için, başta biz emekçilerin ama tabii ki tüm halkın da, döneme dair taleplerimizi dile getirebileceğimiz, haklarımızı isteyebileceğimiz birlik, mücadele ve dayanışmanın üst noktası. Halkın örgütsüz ve bilinç düzeyi düşük kesimlerinin seslerini duyuramaması doğal. Biz sinema emekçileri de bu tanımın içindeyiz. Ama 1 Mayısların örgütsüz bu kesimlere bilinç taşıdığı da açık, bu yüzden önemli. Yıllardır yasal haklarımız gasp edilmiş durumda, hak kayıplarımız artarak devam ediyor. Sigortasız, günde 1617 saatlere varan sürelerde, ücretlerimizi düzenli almadan çalıştırılıyoruz. Emekli olabilmek için 60 yıl fiilen çalışmamız lazım. şçi sağlığı, iş güvenliği tedbirleri uygulanmıyor. Velhasıl güvenceli iş, insanca yaşam taleplerimizi 1 Mayıs’ta, 1 Mayıs alanında 1 milyon yürekle birlikte haykıracağız. Dünyanın dört bir yanından gelen Filistin Gençlik Ağı üyeleri Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarında olacak. Lubna Qaddoumi, Saif Abukeshek ve Luna Qadoumi Filistin'in konumunu bire bir ilgilendiren Türkiye’deki politik süreci yerinde görmenin heyecanı içinde. Sizin için 1 Mayıs’ın önemi nedir? Saif Abukeshek: Bizim 1 Mayıs’taki varlığımızın sebebi ortak dayanışmaya olan inancımız. stanbullularca kendi toplantımız için ağırlanıyoruz, evrensel 1 Mayıs gününü de kutlayacağız. Bugün onların gösterisine katılmak ve onların mücadelesi için sokakta yer almak bizim sorumluluğumuz. Ortak ağdan bahsedebilir misiniz? Lubna Qaddoumi: 2006’da Avrupa ve Arap ülkelerindeki çeşitli Filistin gençlik kollarının ortak girişimiyle başladık. Amacımız Filistinli gençleri politik duruma dahil edebilmekti. Toplantılara katıldıklarında gençler pek çok ortak özelliklerinin olduğunu fark etti. 33 ülkede üyemiz var. Neden Filistin’den uzaklar? L. Qaddoumi: Filistin dünyadaki en büyük mülteci nüfusuna sahip. 1949’dan beri pek çok Filistinli ülkesi dışında yaşamaya zorlandı. Batı Şeria’da yaşayanlar da bağımsız ve özgür bir ülkede var olma haklarından yararlanamıyor. Bu gibi sebeplerden Filistinliler dünyanın dört yanında. Sizin kişisel olarak, Filistin’den ayrılış hikâyeleriniz nedir? S. Abukeshek: Madrid’de sekizinci yılım. Önce çalışmaya gittim, sonra kalmaya devam ettim. Lubna’nın da dediği gibi Filistin nüfusunun çoğu mülteci. Ben de bazıları gibi hayatının bir kısmını Filistin'de geçirip yurtdışına gidenlerdenim. Ancak Filistin hakkındaki çalışmalarıma spanya’da da devam ettim. Luna Qadoumi: Ürdün’de doğup büyüdüm. Büyükbabamlar mülteci olarak Ürdün’e gelmiş. L. Qaddoumi: Ben ABD'de doğdum. çimizde Filistin'de doğup büyümüşler var ama bazılarımız sonradan ülkeyi gördü, kimi daha adımını bile atmadı. 1 Mayıs’taki talepleriniz ne olacak? L. Qaddoumi: 1 Mayıs adalet, insan hakları ve saygı gibi konularda işçi sınıfı için sembolik bir anlam taşıyor ve biz Filistinlileri yakından ilgilendiriyor. Kendi devletimizi kurma, ekonomik, siyasi geleceğimizi belirleme hakkımızı da dillendireceğiz. Filistin’de 1 Mayıs nasıl geçiyor? S. Abukeshek: Bir çifte standarttan söz edebiliriz. Normalde bütün uluslararası etkinlikler gibi 1 Mayıs’ı da kutluyoruz. Filistinli işçiler de 1 Mayıslarda sokağa çıkıp küresel eşitsizliğe tepki gösteriyor. Ancak birçok Filistinli işçi srail'de çalışıyor ve hiçbir hakları ya da güvenceleri yok. Kendilerine ucuz işçi veya köle gözüyle bakılıyor. Tüm bunlar kendini çok demokratik sanan srail devletinde yaşanıyor. Ancak bizim için sırf onların haklarını koruma meselesi değil. Aynı zamanda hem insan hem de işçi olarak srail topraklarında var olma hakları da önemli. L. Qadoumi: Bu toplantının zamanı bizim için çok önemli. Çünkü burada bulunmak Türkiye’de Mavi Marmara olayından sonra yaşanan politik süreci de doğrudan görmemize imkân tanıyacak. Yaşanan politik güç değişimi Filistin'in durumunu bire bir etkiliyor ve bence haberlerde duyduklarımız yeterli değil. Çünkü medya toplumu manipule etmek için bir araç. 1 Mayıs’ta yer alan eylemciler ve bizi destekleyenlerle birebir konuşma şansımız olacak. Metin Kılıç ya da namı diğer vegan Apachi Hayvan Hakları Savunucusu Bilinçli hayvan hakları savunucuları olarak 1 Mayıs’a ilk, geçen yıl stanbul ve zmir'de katıldık ama stanbul’daki olaylar nedeniyle sesimizi pek duyuramadık... Bu yıl, geçen yıla nazaran daha kalabalık olmayı umut ediyoruz. Devlet ve hükümetten 2004’te AB’ye uyum yasaları için göstermelik çıkarılan “5199 No’lu Hayvan Hakları Yasası”nın acilen Kabahatler Kanunu kısmından çıkartılıp TCK’da suç teşkil edecek şekilde düzenlenmesini istiyoruz. Biz hayvan hakları savunucuları şuna inanırız: “Dünyaya insan türü dışındaki canlılar da aynı insanlar gibi yaşasın, nefes alsın, bebeklerini doğurup, onları sevgiyle koklayıp, büyütsün ve türünü devam ettirsin diye gelmiştir, insanlara hizmet için gönderilmemiştir bu CANlılar. Hayvanlar dosttur, CAN’dır, yiyecek ve eşya değil”! Bence işçiler bağlı oldukları sendikalar sayesinde çok kolay toplanıp organize olabildikleri için seslerini duyurabiliyor. Diğer grup ve hak savunucuları yeterince organize olamadıkları için sesleri duyulmuyor. Bir de tarihteki 1 Mayısların hep yasaklar ve şiddetlerle dolu olmasından diğer grup ve hak savunucuları korkup katılmayı reddedebiliyor. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle