01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 1 MAYIS 2011 / SAYI 1310 Diller müzikle birlikte yaşıyor DEN Z ÜLKÜTEK N efarad müziğin dünya üzerindeki en önemli temsilcisi Yasmin Levy geçen hafta Türkiye’de bir dizi konser verdi. Hem de bunu altı buçuk aylık hamileyken yaptı. “Dinlenseniz daha iyi değil miydi” diye sorduğumuzda, “Eğer başka bir ülke olsa kabul etmezdim ama Türkiye’ye hayır diyemedim” diyerek cevap verdi. Aslında bu çok da anormal değil. Çünkü Levy’nin henüz iki yaşında kaybettiği babası da Manisa doğumlu bir sefarad. Doğaldır ki srailli bir sanatçıyla konuştuğumuzda söz dönüp dolaşıp politikaya geliyor. Ancak Levy’nin müziğin her zorluğun üstesinden gelebileceğine inancı tam. Bir keresinde yerel dillerin yok olmasının olabilecek en kötü şey olduğunu söylemiştiniz. Bu çok büyük bir problem. Tabii ki karşı duruyorum. Bence eğer bir şarkıyı spanyolca söylersem spanyolca sonsuza kadar varolmayı sürdürür. Latinceyse sadece birkaç kişi tarafından konuşuluyor. Aşağı yukarı 100 bin kişi ve bunların çoğu da çok yaşlı. Onlar öldüklerinde dil de ölecek. Eğer bunu şarkılara yansıtmazsak bir geleneği ve tarihi de kaybetmiş olacağız. Diller müzikle birlikte yaşıyor. Tam olarak inandığım şey bu. nsanlar söylediğim şarkılarla dilin yaşamasına yardım ettiğimi düşünüyor. Hayır etmiyorum çünkü Latince değil, spanyolca konuşuyorum. kisi aynı şey değil. Ancak mutlaka yerel dillerinde şarkı söyleyen insanlar desteklenmeli. S Sesiyle milyonları hüzne boğan yegâne isimlerden Yasmin Levy, bebeğinin doğumundan önceki son turnesini Türkiye’de gerçekleştirdi. Biz de kendisini yakalamışken hem müziği hem de müziğinin dünya üzerindeki etkisi hakkında birkaç soru sorduk. Müziğiniz içinde cümlelerin önemi ne kadar? Cümleler çok önemli. Söylediğim şeye inanmam gerekiyor. Genelde hüzünlü ve melankolik şarkılar söylüyorum çünkü öyle bir insanım. Kardeşim her zaman “niye neşeli bir şeyler yazmıyorsun” diye soruyor. Ona “ne yazabilirim ki” diyorum, “güneş çiçekler, böcekler”. Evet neden olmasın diyor. Ancak bence şarkı kalbinizin tam ortasına bir ok gibi saplanmalı. Birçok şarkıyı sözleri yüzünden kabul etmiyorum. Her kelimeyi gece yattığımda söylüyorum. Bu yüzden önce melodiyle başlıyor ama asıl önemli olan sözler. Bana kalırsa dünyayı, müziği değiştirmek adına önemli bir rolünüz var. Uff! Bu biraz fazla iddialı oldu. Dünyadaki hiçbir şeyi değiştiremem. Evrende çok küçük bir parçayım sonuçta. Güzel bir hikâyem var. Londra'daki konserime Irak'tan biri gelmişti. Eve dönüp gece yarısı annesine bir mektup yazmıştı. “Yasmin Levy’nin konserine gittim ve bundan sonra hayatım eskisi gibi olmayacak” diyordu. Bunu asla unutmadım. Ben inanılmaz bir şarkıcı olduğum için değil, o gördüğü bir srailli'den hayatı boyunca ilk kez rahatsız olmadığı için. Çünkü kafasında benim değilse de Yahudilerin düşman olduğuna dair sabit bir fikir varmış. Bu değişimi müzikle yarattım. Onun hayatını müzikle değiştirdim ve belki birkaç kişinin daha. Dünyayı değiştiremem ama insanların birbirine sarılmasını sağlayabilirim. Mesela Filistinliler srailli olduğum ve orada yaşadığım için benle hiç konuşmayabilirler ama beraber müzik yaparsak konuşmamıza da gerek kalmaz. Sadece müziği paylaşmamız yeter. G Bir gün din müzik olacak Ortaçağ’da ve öncesinde Müslümanlarla Yahudiler Endülüs’te ve dünyanın başka bölgelerinde birlikte yaşıyorlarmış. Bugün ne değişti? Birbirimize saygı göstermiyoruz. Herkes çıkarının ve kontrolü ele almanın peşinde. Müslümanlar slam’ın, Yahdiler Yahudiliğin en iyisi olduğunu düşünüyor. Bir hikâye daha anlatmak istiyorum. Sanırım ABD’deki bir izleyicimden mektup almıştım. Bana ve sesime âşık olduğunu, yazdığım sözlerin onu ağlattığını, Tanrının beni bunun için gönderdiği filan söylüyordu. Sonra da diyordu ki “ama senin ruhun için dua ediyorum. Yahudi olduğun için çok üzgünüm.” Yahudi olduğum için cehenneme gideceğime inanıyordu. Neden beni sırf insan olarak değerlendiremiyor ki? Müslüman olabilirsin ya da Hıristiyan. Belki ben de Yahudi olabilirim. Birlikte yaşayabiliriz ve birbirimize tanrının dediği gibi saygı gösterebiliriz. Allah şöyle yapın diyor, Tanrı böyle yapın diyor. Kim söylemiş onların öyle söylediğini? Hepimizi birden yarattı, hepimiz onun çocuklarıyız. Her gün birilerini öldürüyoruz, tecavüz ediyoruz. Sonra da Tanrı’nın sırf dinimiz yüzünden bizi kutsamasını bekliyoruz. nşallah bir gün bütün dinler dünyadan yok olacak. Din müzik olacak! Dünyayı müzisyenler yönlendirse şu an barış içinde yaşardık. Sefarad müziğin kökleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? Size ne söyleyeceğim. Yahudiler Sinagog’a gidip dua ederlerdi. Müslümanlarsa camide Allah’a yakarmak için ezan okurlardı. Yahudiler bunu görüp dualarını şarkı söyleyerek yapmaya başladılar. Yani müzik Yahudilere slam’dan geçti. Endülüs’te genelde dini şarkılar söylenirdi ama oradan göç ettiklerinde müziklerini de getirdiler ve Türk müziğinden etkilendiler. Ben de spanyolca söylüyorum belki ama melodi Türk ya da Yunan köklerinden geliyor. Müziğin kendi hayatı vardır ve ruhumuzu yüceltme gücüne sahiptir. Söylediğim şarkı artık benim değildir. Dinleyen insanlara aittir. G Redd’den uyandıran “Masal” AL DEN Z USLU R edd gerçek bir rock grubu; tavırlı, taraflı, durduğu yeri bilen, sözünü esirgemeyen. şte başta bu ve benzer nedenlerden ötürü medyanın uzağındalar. Ama onları dinlemek için medyaya gerek yok. Tanımak için ise neden çok fazla. Redd uyumsuzluk sendromunun yansımalarını ve ruhsal kaçışları müziğinde yaşatıyor. Onların yeniyi keşfetmek gibi bir dertleri yok, çünkü unuttuklarımızın peşinden gidiyorlar. Depolitize olma, tekleştirilme, sisteme hizmet eder duruma getirilmenin zorluklarına çarpıyorlar. Ama müzik dinleyenin ve yaratanındır. Farkındalar... Şimdi de “21” isimli albümlerinden “Masal”a çektikleri “gerçek” video ile sosyal medyada kısa sürede yeni bir tartışma yarattılar. Uyuyanların uykusunu kaçırmak için anlattıkları bu masal televizyonlarda yayımlanmıyor. Bu yüzden videoyu www.redd.com.tr'den izleyebilirsiniz. Ne kadar tanıdık geleceğini göreceksiniz. Grubun vokali, şarkı sözü yazarı Doğan Duru’ya göre kapitalist dünyanın içinde tüm mecralar bir savaşa hazırlanıyor. Artık herkes bir şekilde tarafını seçmek zorunda. nsanların tek tipleşmesi için de üniforma giymesine gerek yok, çünkü ruhlar artık plastik bir hal aldı. Doğan Duru bunu, “ lkel toplumlardaki mimik sayısı ile modern toplumlardakiler arasında derin bir uçurum var. Şehirli insanlar donuk, yüz mimikleri yok. Bu da samimiyetimizi kaybettiğimizin kanıtı. Gülmek, sinirlenmek, öfkelenmek artık zor. Çünkü onları saklamak zorundayız” diye özetliyor. Belki Redd’i dinleyen herkes kendine saklıyor, yaşıyor, paylaşmıyor. Ama artık paylaşmak zamanı geldi. Çünkü Redd karanlığa daha fazla gidiyor, sonra bir ışık yakıyor ve onu aynı hızla söndürüyor. Geride kalanlar da küçük, pırıltılı hareler. Kim bilir belki bu da sizin için bir başlangıç olur? G C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle