Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Photoshop cerrahı değilim... “Yorgun gözüküyorum, yüzümü düzeltin” isteği estetik cerrahlara son günlerde sıkça geliyor. Mutlu görünmek, pozitif enerji yaymak, hatta daha iyi bir işe sahip olmak için ameliyatı göze alanların sayısı hiç de az değil. Doç. Dr. Erdem Tezel de bu taleplere sanat olarak gördüğü, literatüre geçmiş yöntemleriyle cevap veriyor. ALİ DENİZ USLU Sayfa 3 Sahte özgüven yıkılınca... Ayrılıklarının ardından konuşan ünlülere alışkınız aslında. Çünkü onlar biraz da bundan besleniyor, gündemde kalıyorlar. Ama bazen iş çığrından çıkıyor. Özel hayat tüm mahremiyle gözler önüne seriliyor, hakaretler birbirini izliyor. Bu noktada kişilik bozukluklarının ortaya çıktığını söylüyor psikolog İlkim Öz Tan. Ayrılık travmasıyla başa çıkamayan, sahte özgüveni yerle bir olmuş taraf, ayakta durabilmek için birilerinin onayını ve alkışını almak istiyor. Bunun için de bol bol konuşuyor. Öz’e göre bu kişi genellikle saldırganlık içgüdüleri daha fazla olan erkek oluyor. Çünkü onlar öfke kontrolünde de zayıflar. Ne diyelim, yaşananlar ortada... ZUHAL AYTOLUN Brian Haw barış için üç bin gündür çadırda... İngiltere, savaş karşıtı protestosunu sekiz yıldır “karada” sürdüren eski denizci Brian Haw’u, hükümetin yerinden söküp atamadığı bir “eylemci” olarak tanıdı. 2007 yılının “En Etkili Siyasi Kişiliği” seçilen Haw, Türkiyeli savaş karşıtlarına sevgilerini yolluyor... MUSTAFA K. ERDEMOL Sayfa 7 Eda Taşpınar ve Nurettin Hasman H Kyoto’ya tarafız, peki şimdi ne olacak? Kyoto Protokolü’ne sonunda Türkiye de dahil oldu. Ancak 2012’ye kadar bir yükümlülüğümüz yok. Oysa 1990 ile 2007 yılları arasında sera gazı etkisi yaratan gaz salınımlarımızı yüzde 110 oranında arttırarak rekor kırmıştık. Yani beklemek yerine, 2012 sonrası için adımlar atılmaya başlanmalı... ŞİRİN GÜVEN Sayfa 9 erkes özel hayatla kamusal hayat arasındaki sınırın silikleştiğinde hemfikir. Nasıl olmasınlar? Haber programlarının bile en çok izlenenler bölümünde, bir magazin haberi yer alıyor. Ünlüler özel yaşamlarını hem de en mahremine kadar açmakta bir sakınca görmüyor. Artık her gün evlerimizin içine, salonlarımızın ortasına kadar gelen ünlülerin özel hayatları, bizim hayatımızın bir parçası. Sadece bu kadarla kalsa iyi. Ayrılıkların ardından bir laf dalaşıdır gidiyor ekranları süsleyen. Ayrılan çiftlerin birbiri hakkında “gerekli olduğu tartışılır” konuşmaları gündemimizi meşgul ediyor. Karşısındakine hakaret edenler mi ararsınız, iftira atanlar mı? Son günlerde de bu çirkin atışmalar bombardımanı altındayız. Sibel Can ve Sulhi Aksüt boşanmasının ayrıntıları günlerce meşgul etti gündemi. Can, turneden döndüğünde evde karşılaştığı manzaradan söz etti; uygun gördüğü kadarını tabii. Önce “Sulhi çocuklarıma kötü davrandı” demiş olsa da “Miami dönüşü evde büyük bir şokla karşılaştım” beyanında bulundu. Aksüt de “Şimdi Sibel’in söylediklerinden hangisi doğru? Neyse yaşadığı şok, çıkıp söylesin. Üzülmüyorum, takmıyorum. Ancak benim de bir ailem var. Annemin üzülmesini istemiyorum. Bir evlilik biter ve asil bir şekilde ayrılırsın” dedi. Tabii her ayrılığın ardından olduğu gibi “Beni konuşarak gündeme geliyor” diye de ekledi. Bu konu tam da soğumamışken Nurettin Hasman ve Eda Taşpınar, ayrılığı yaşandı. 7 yıl süren bir ilişki bitmişti. Eda Taşpınar, Hasman’dan “dostane” bir şekilde ayrıldığını hatta bu ayrılıkla ilgili bir halkla ilişkilerci arkadaşlarından destek aldıklarını dile getirdi. Sonra da sörf hocası Bora Kozanoğlu ile evleneceği haberleri çıktı. İşte o zaman başladı hakaretler. Devamı 4. sayfada Penélope Cruz: Almodóvar’ın son esin perisi Kendisini sonsuza dek usta yönetmene “bağımlı” ve “bağlı” gördüğünü söylüyor Oscar ödüllü Penelope Cruz. Öyle ki yaptığı her şeyde “Pedro var gibi” geldiğini anlatıyor. Almodovar da bunun farkında, onunla kendisini daha cesur hissediyor. Hayal ettiği tüm kadınları şekillendirebileceği mükemmel bir materyal olarak nitelendiriyor Penelope Cruz’u. Sayfa 12 PAZAR YAZILARI 2. sayfada Ataol Behramoğlu’nun Pazar Söyleşileri 5. sayfada Tarihte bu hafta... 5. sayfada Çocuklara değil, büyüklere oyuncak 10. sayfada C M Y B C MY B