22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 28 HAZİRAN 2009 / SAYI 1214 Her ortama uygun giyim kılavuzu... İmaj ve iletişim danışmanı Özlem Çakır, gözlemleri ve deneyimleri sonucunda Türkiye’de giyim kültüründe uygunluk üzerine yazdığı “Ben Ne Giydiğimi Biliyor muyum?” adlı kitabında geniş bir kitleye hitap ediyor. Sahi tüketimin bunca pompalandığı bir ortamda az ya da çok alışveriş yapan insanlar olarak giyiniyor muyuz yoksa örtünüyor muyuz? Nerede nasıl giyineceğimizi ne kadar biliyoruz? ZUHAL AYTOLUN azı ortamlarda insanlardan önce giydikleri kıyafet konuşur. Çok mühim midir giydikleriniz? Hayır. Ancak kimi ortamlarda da evet. Hiç gereği olmayan mekânlarda siyah takım elbiseler giyerken bazen de düğün ya da cenazelerde yırtık kotlar ya da renkli rahat kıyafetler giyildiğinde sırıtabiliyor. Özlem Çakır, “Ben Ne Giydiğimi Biliyor muyum?” adlı kitabında hangi ortamda nasıl giyinilmesi gerektiğini, hangi vücut tipine ve hangi yaşam tarzına göre neyin tercih edilmesi gerektiğini anlatıyor. Kitabın en çok üzerinde durduğu konu ise “uygunluk.” Neye ya da kime uygun giyeneceğim diye düşünebilirsiniz. Önerilen, hem karakterinize ve yaşam tarzınıza uygun olması hem de bulunulan mekânın özelliğine. Böylece kendini ifade etmekte biraz da giyimden destek alınabileceğini belirtiyor Çakır. Çakır’ın kitap macerası danışmanlık yaptığı kişiler, üniversite öğrencileri ve hatta her biri kendi konusunda uzman eğitimciler ve akademisyenlerin ricası üzerine başlamış. İhtiyaç duyanlara kılavuz niteliği taşıyan bu kitap, biraz da Çakır’ın gözlemleri sonucunda ortaya çıkmış. Hatta o kadar uç noktada örnekler gözlemlemiş ki Çakır, onları da “Aaa Şaşırdım” başlığı altında inceliyor. Bu bölümde mizahi bir dille gözlemlediği uygunsuz görüntüleri sıralıyor: 40 derece sıcaklıkta İstanbul Formula 1 yarışlarının yapıldığı bir sportif etkinliğe, bir pazar günü koyu renk takım elbise, beyaz gömlek ve kravatla katılan devlet erkânı elbetteki en göze çarpan örneklerden. Smokin ya da koyu renkli takım elbise giyilmesi zorunluluğu olan davete blazer ceket, gri pantolon, koyu renkli kravatsız bir gömlekle gelenler, lise veya üniversite mezuniyetine hem göğüs, hem sırt, hem bacak dekolteli tuvalet giyen, topuz yaptıran, aşırı makyajla küçük kadın olanlar, iş yemeğine leopar desenli, seksi bir elbiseyle katılan kadınlar, büyük şehirdeki bir cenazeye yırtık jean, tişört, lastik ayakkabı ve bakımsız kirli sakalla katılan ve vücutlarının organı haline B gelmiş cep telefonunu elinden düşürmeyenler “Aaa Şaşırdım” bölümüne takılanlardan sadece birkaçı. Kitap, nasıl giyinilmesi gerektiğini uzun uzun metinlerle anlatmıyor. Kolay okunması açısından metinler çok kısa tutulmuş. Doğruların olduğu kadar yanlışların da bilinmesi açısından küçük baloncuklar halinde bu yanlışlar anlatılıyor. Kent kültürünü benimsemiş veya benimseme arzusunda olan çok geniş bir kitleye hitap ettiğini belirttiği kitabında Çakır, iş görüşmesine hazırlanan bir genç, mahkemeye gidecek bir kadın, bir barbekü partisi ya da resmi davette ne giyeceğim sıkıntısına düşenlere hitap ediyor. Kent kültürü demişken Çakır toplumdaki entegrasyona yardımcı olacak her türlü desteğin verilmesi gerektiğini savunuyor. Hatta 2010 kültür başkentine de değiniyor. Tıpkı Çin’de dünya olimpiyatları öncesinde halka dağıtılan 36 sayfalık giyim kılavuzu gibi İstanbul’da da 2010 öncesinde dağıtılabilecek benzeri bir kitabı dünyadan örneklerle işlediği bir öneri götürmüş ancak yanıt olarak bu konuların zabıtanın kitabında zaten yazılı olduğu söylenmiş. “Zabıtanın kitabındakilerin halka ne faydası var? Bu bilgiler güncel mi ve hangi birinin uygulamasını görüyoruz?” diyor Çakır “Bu bir hazırlıksa her yönüyle yapılmalı.” Kitapta 2000’li yıllara özel öneriler de sunuluyor. Yapılması zorunluymuş gibi görünen pek çok şeyin kimi zaman da gerekli olmadığını anlatıyor bu bölüm. Ayrıca yurtdışına iş görüşmeleri yapmak amacıyla gidilirken her kıtadan örnek ülkeler seçmiş Çakır. Hangi ülkeye giderken, hangi kıyafeti giymek gerek gibi bir kaygınız varsa, bu bölüm sizi bilgilendirecektir. Düğünler, cenazeler, mezuniyetler, özel davetler, tekne gezileri gibi farklı mekânlarda nasıl giyinileceğini öneriler ve yanlışlarla beraber okumak mümkün. G MURAT SAYIN muratsayin2005@gmail.com BİRİLERİ / RİFAT MUTLU (rifatmutlu@gmail.com) DEKORASYON Evinizde dilediğinizi deneyin DENİZ YAVAŞOĞULLARI am anlamıyla tüketim çağındayız. Her satın aldığımız şeyden kısa süre içinde sıkılıyoruz, sonra bir yenisini alıyoruz. Moda hızla değişiyor, ürünler de öyle. Bir de her şey artık taksitle. Zaten “taksit” kelimesi neredeyse bedavayla eşdeğer algılanıyor. Sanki taksit olunca birşey ödemiyoruz. Her ne kadar bu durumun farkında olsam da tüketim kültürüne kendini kaptırıp gidenler arasında ilk sıralarda olabilirim. Ucuz bir şey bulduğumda kendimi tutamıyor, alıyorum. Çoğu zaman da o aldığım ucuz şeyi evimdeki hiçbir şeyle kombine edemiyorum, sonunda da o bir kenara atılıyor. Bu kimi zaman kıyafet kimi zaman da mobilya oluyor. Ne de olsa mobilyada da artık T takımlardan çok tek tek parçalar satın almayı tercih ediyoruz. Bu nedenle dekorasyonlarda kimi zaman sorunlar yaşanıyor. Her şeyin başı aslında plan yapmaktan geçiyor. Evinize neyin yakışacağını, neyin yakışmayacağını düşünerek, önceden plan yapmak çok mantıklı ve çok daha ekonomik. Unutmayın ki kimi zaman birbirine çok uyumsuz olduğu düşünülen veya apayrı tarzlarda olan mobilyalar da birbirine uyum gösterebilir. Ancak deneyip görmek gerekiyor. Bunun için aklınızda şekillendirmek de yeterli olmayabiliyor veya kimi zaman yanıltıcı oluyor. Geçenlerde, eposta kutuma gelen bir ürün reklamı çok ilgimi çekti. Ürün derken, bir web programı; Autodesk, Dragonfly. Ev dekorasyonu ve yenilemesine yönelik web tabanlı bir uygulama, kişilere evlerini planlamalarına olanak kılıyor. Hem de hiçbir yazılıma gerek kalmadan, çevrim içi olmanız yetiyor. Kullanıcılar, tasarım bilgisi olsun olmasın, hayallerindeki evi projelendirme ve görselleştirme olanağına sahip oluyor. Aynen Sims gibi simulasyon oyunlarında olduğu gibi zevkinize uygun yeni bir ev yaratabiliyor ya da evinizi baştan şekillendirebiliyorsunuz. Programla evinizin ya da odanızın kat planını kolayca İnsanlar artık mobilyaları da takım olarak almaktan ziyade tek tek parçalar halinde almayı tercih ediyorlar. Bu kimi zaman hayal kırıklığına neden olabiliyor, alınan o tek parça eşya bir kenara atılıyor. Bunu engellemenin tek çözümü planlı davranmak. Project Dragonfly bunu kolaylaştırıyor... çizebiliyorsunuz. Tasarım aşamasında sunulan araçlar ile duvar, pencere, kapı gibi yapısal öğeleri istediğiniz gibi yerleştiriyor, mobilya, elektrikli aletler gibi bir evde bulunması gereken her türlü öğeyi menüden seçebiliyorsunuz. Üstelik çalışmanızı hem 2 boyutlu, hem 3 boyutlu olarak izleyebiliyorsunuz. Arka planda Autodesk Revit teknolojisini kullanan ikinci SaaS (hizmet olarak yazılım) çözümü olan Project Dragonfly, profesyonel tasarımcılara kat planı ve dekorasyon planlarını Revit RVT dosyasına da aktarma olanağı verirken, aynı zamanda tasarımları sitede saklayarak daha sonra üzerinde çalışma fırsatı tanıyor. Yaptığınız çalışmaları JPG, DWG dosyası olarak da kaydedebiliyorsunuz. Project Dragonfly size birden fazla tasarım yapma, diğer kullanıcıların çalışmalarına bakabilme ve beğendiğiniz bir tasarım üzerinde çalışabilmek için gerekli tüm teknolojiyi sunuyor. Denemek isteyenler http://dragonfly. autodesk.com/’a girip evini tekrar şekillendirebilir. Özellikle dekorasyonunu yenilemekten hoşlananların bu sitede çok iyi vakit geçirecekleri kesin... G MEKÂN Kalite, yenilik ve lezzet... önüsü, anlayışı ve dekorasyonu baştan sona yenilenen Tribeca Cafe’lerin bu değişim yelpazesinin arkasında iki başarılı isim var. Tuba Üstel ve Raquel Habib. Yenilenen dekorasyonu Shape Mimarlık Ayşe Bağcı ve Serozan Mimarlık Korkut Serozan tarafından gerçekleştirilen Tribeca Cafe’lerde iş toplantıları, aile yemekleri ve arkadaş M buluşmaları için özel alanlar da yaratıldı. Tribeca Cafe’de; İtalyan, Fransız ve Çin mutfağından lezzetler sizi bekliyor. Yeni “Delite” mönüdeki tüm yemekler ise beslenme uzmanı eşliğinde, var olan Tribeca reçeteleri kullanılarak yapılıyor. Mönülerde domates çorbası, sebzeli omlet, hindi füme bagel, somon füme bagel, akdeniz salatası, sezar salata, steak salata, sebzeli kepekli penne, sebzeli pizza, meyveli krep, meyve tabağı, delite dondurma ve smoothiler bulunuyor. Ayrıca artık profiterol, Too much chocolate tart, Brownie, Hush hush cake, Apple pie gibi tatlılar da var, hatta kişinin isteğine göre özel yapılıyor... Tribeca’nın İstanbul’da Akatlar, Nişantaşı ve Yeniköy’de, Ankara’da ise Bestekâr Sokak ve Panorama Avm’de şubeleri bulunuyor. Yakında Ankara’da yeni bir şube de Filistin Caddesi’ne açılacak. G C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle