22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 MART 2009 / SAYI 1197 9 Yasaklara karşın blog kullanıcılarının sayısı artıyor... LittleBigPlanet çılgınlık yarattı Piyasaya çıktığında “çocuk oyunu” diye eleştirilen LittleBigPlanet, kısa sürede farklı yapısıyla dikkat çekmeyi başardı. Öyle ki şimdiden tüm zamanların en özgün ve en yaratıcı oyunu unvanını kazandı. HAKAN AKARSU ve grafik festivali olan oyun, bölümlerin tasarımı, oyunun yapımcısı Media Melocule’nin eşsiz şarkı listesiyle başınızı döndürmeye yetecektir. LittleBigPlanet, aslında çok basit bir tema üzerine oturtulmuş bir oyun. Çok uzun olmayan bölümlerde, karşınıza çıkan engelleri ve bulmacaları aşmaya çalışarak, bitiş noktasına gelmeye çalışıyorsunuz. Her bölüm kazanacağınız puanlardan, bin bir türlü sticker’lara, sackboy’un kıyafetlerinden, çevre aksesuvarlarına kadar onlarca çeşit detayla ise yeterli olmuş diyebilirim. Zaten bölümleri eksiksiz tamamlamak için çoğu zaman birden fazla kez oynuyorsunuz. Çünkü her şeyi yaptım deseniz bile bazen gözden kaçan şeyler olabiliyor. Bölümler sadece sackboy’u koşturarak geçmiyor tabii ki; birçok araç da mevcut. Hatta bazı bölümler tamamen araçlar üzerine kurulu ve siz de altınızdaki oyuncakla engelleri aşmaya çalışıyorsunuz. LittleBigPlanet’in en güzel yanlarından biri de, sahip olduğu fizikler. Müthiş derecede başarılı çevre etkileşimi insanı hayrete düşürüyor. Önünüze çıkan her şeyi tutup, çekip, dağıtıp, sürükleyebiliyorsunuz. Çevre etkileşimi konusunda oyun birçok bilinen oyunu aşmış diyebilirim. Çünkü önünüzdeki onlarca kutu, tahta gibi birçok şeyi kendiniz için kullanabiliyor ve hatta tepenizde gördüğünüz birçok nesneye Tarzan misali asılabiliyorsunuz. Ayrıca sahip olduğunuz birçok sticker ve çevre aksesuvarlarını tüm mekânın her noktasında kullanabiliyorsunuz. Kişisel medya... DENİZ ÜLKÜTEKİN Ü Y üksek grafik işlemciyle harika grafik detaylar ve keyifli oynanabilirlik sloganlarıyla piyasaya çıkan Playstation 3 için LittleBigPlanet gibi bir oyun duyurulduğunda herkes “Bu ne? Çocuk oyunu bu. Bunu mu oynayacağız PS3’te?” diye mızmızlanmaya başlamıştı. Ancak üst üste yayınlanan videolar ve ardından oyunun piyasaya çıkışıyla bir çılgınlık halini aldı. LittleBigPlanet görsel açıdan yüksek gerçeklik amacına sahip olmadığı için ilk başlarda biraz garip gelebilir. Ancak oyun içinde geçirdiğiniz saatler arttıkça kendinizi şenliğe kaptırıyorsunuz. 2D3D arasında gidip gelen oyun bölümleri, şirinlik konusunda hiçbir karakterin eline su dökemeyeceği sackboy’lar oyuna olan bağımlılığını arttırıyor. Mekânların tasarımları ise oldukça renkli ve özgün düşünülmüş. Dünya üzerindeki her kültüre bir şekilde dokunan bölümler, yaratıcılıklarıyla dikkat çekiyor. Oyunun görsel kalitesi teknik detaylarda da kendini hemen gösteriyor. Yani görsellik olarak baktığımızda canlı, renkli ve eğlenceyi garanti eden bir oyun. LittleBigPlanet’i ilk açtığınızda hemen oyuna giriyorsunuz. Henüz sizin tarafınızdan yaratılmamış bir sackboy boş platforma düşüyor. Bunun ardından temel kontrollerin ve dinamiklerin kısa videolar aracılığıyla anlatıldığı bölüm sürüyor. Adım adım karakter yaratım süreci, sticker veya resimleri nasıl yapıştıracağınızı gösteren bölümlerle oyun eğitimi sürüyor. Bu kısa eğitimin ardından sackboy’unuz Pod isimli bir odaya kavuşuyor. Bu odacık oyunda her şeyiniz. Buradan tek kişilik öykü, çevrimiçi, dünya yaratım, diğer kullanıcıların yarattığı dünyalar gibi birçok bölüme ulaşabilirsiniz. İlk seferden sonra oyunu her açtığınızda bu Pod’da buluyorsunuz kendinizi. Görsel olarak bir renk Amaç bölüm yaratmak... Oyunun kalbi ise bölüm yaratmak. Bölüm yaratma kısmına pod’unuzdan ulaşıyorsunuz. Yaratım aşamasında yararlanabileceğiniz www.litlebigworkshop.com isimli bir site de mevcut. Bu resmi sitede hem yaratım süreçlerine ait videolar izleyebilir, proje taslakları yaratarak çıkış alabilirsiniz. Tabii ki oyunun bir de çevrimiçi seçeneği mevcut. Media Melocule oldukça geniş ve canlı bir çevirimiçi dünya kurmuş. Binlerce oyuncu yarattıkları bölümleri paylaşıyor ve bu bölümleri birlikte oynayabiliyorlar. Oyuna başladığınız andan itibaren oyuncuların yarattıkları bölümleri hiçbir yükleme veya bekleme olmaksınız pod’unuzdaki dünyanın üzerinde görebiliyor, istediğiniz an bu bölümleri oynayabiliyorsunuz. Kullanıcı bölümlerini oynadıktan sonra birden beşe kadar bir puan veriyor ve yorumunuzu ekliyorsunuz. Bu da beraberinde popülerlik derecesini getiriyor ve puan ortalaması yüksek bölümler ekrana gelme sırasında öncelik kazanıyor ve ünleniyor. Yapımcılar ilerde oyuncuların bölümlerini satabileceğini de açıkladılar. G donatılarak karşınıza çıkıyor ve sizin amacınız da bölümü en ince detayına kadar araştırıp, en sonunda yüzde yüz bir şekilde tamamlamak. Tabii bunu yaparken de karşınıza gelen bulmacaları çözmeye çalışıyorsunuz. Oyundaki bölümlerimizi kartondan yapılmış bir kutu içinde gamepad aracılığıyla seçiyor ve karşımızda ilk olarak LittleBigPlanet gezegenini görüyoruz. Diğer yanlarında ise kendi bilgilerimiz ile bölüm tasarlamak için yaratılmış olan gezegenler yer alıyor. Biz LBP’ye tıklayarak oyunun story moduna giriyoruz. Burada her bölüm bir kıta üzerine konulmuş ve biz de sırasıyla bölümleri geçerek, yeni kıtaları bir başka deyişle yeni bölümleri açıyoruz. Story modunun uzunluğu lkemizin, sosyal devlet olma konusundaki eksikleri hakkında birçok şey söylenebilir. Ancak bir konuda, ulusal oto sansür mekanizmasının kusursuz çalışması konusunda Çin bile bizle başa çıkamıyor. Görsel ve yazılı medyada neyin doğru neyin yanlış olduğunu bize öğretmek için var gücüyle çalışan sansür mekanizması, son olarak geçen hafta internet üzerinden yayın yapan kişisel bloglara el attı. İnternetle pek haşır neşir olmayanlar için blog yabancı bir kavram. Zaten Türkçede bir karşılığı da yok henüz. Ancak dünyadaki blog çılgınlığı her geçen gün artıyor. Her gün yüz binlerce blog sanal dünyaya katılıyor. Bloglar, ücretsiz servis sağlayıcıları üzerinden yayın yapan ve tasarım formatları birbirine yakın olan siteler. Web tasarımı konusunda uzmanlığı olmayan birçok insan blog servisleri sayesinde kendi sitesinde yazma imkânına kavuşuyor. Dekorasyon, giyim, okul öncesi çocuk eğitimi ya da hayvanlar üzerine yayın yapan kendi halinde bir blogun sahibi, sabah saatlerinde yeni mesaj yazmak için bloguna girmek istediğinde, servis sağlayan site “blogger.com”a erişimin engellendiğini görüyor. O gece yarısı yapılan sanal operasyon sonrasında artık “zararlı neşriyat” statüsü kazanan bir medyanın üyesi. Birkaç gün öncesinde ise bir başka servis sağlayıcı “blogspot.com”a yasak gelmiş. Aslında öncesinde “wordpress.com”a benzer bir yasak gelmişti. Ancak bu servisin Türkiye’deki kullanıcı sayısı çok fazla olmadığından yasak da kamuoyunda geniş yer bulamamıştı. Neyseki ilerleyen günlerde tüm bu sitelere uygulanan yasaklar kaldırıldı. İnternet üzerinden yayın yapan blogların tarihi 90’ların ortasındaki “online diary” isimli siteye dayanıyor. Bu adrese, her gün hayatları hakkında mesaj bırakan yüzlerce insan sayesinde, blog kavramı internet kullanıcıları için tanınır hale geldi. İlk politik içerikli blog, 1993’te açıldı. Glen Barry adlı aynı zamanda üniversitede profesörlük yapan bir kullanıcı “ormanları koruma” blogunun yayınına başladı. İlerleyen yıllarla birlikte bloglar, sanal günlük görevinin yanına daha güncel olan sitelerle yarışacak şekilde tasarlanmaya başladı. 2001’de Brad Fitzgerald isimli bilgisayar programcısının “live journal” isimli servisi başlatması da blog tarihinde önemli bir yer tutuyordu. Fitzgerald’ın tasarladığı programlar sayesinde blog oluşturmak, bloglara resim eklemek ve buna benzer birçok işlem geçmişten çok daha kolay yapılmaya başlandı. Böylece çok daha fazla kullanıcı kendi blogunu yaratmak için harekete geçti. 2007’de Tim O’reilly’nin hazırladığı “Blogcunun Davranış Kodları” isimli manifesto, blogların internet üzerindeki sivil yapılanmasını koruması için, kullanıcılara öneriler sunuyordu. “Sadece kendi yazdıklarınızın değil, blogunuzda yapılan yorumların da sorumluluğunu alın”, “Kötü sözler içeren yorumlar karşısında tolerans seviyenizi belirleyin”, “Kimliği belli olmayan yorumları silmeyi düşünün”, “Yüz yüzeyken söylemeyeceğiniz hiçbir şeyi sanal ortamda da söylemeyin”. Bu önermeler, olimpiyatlar öncesinde Çin’de, geçen hafta da ülkemizde yürürlüğe koyulan yasaklarda internet kullanıcılarının payına düşen yanlışlarla örtüşüyor. G BLOG ÖDÜLLERİ 2008’le birlikte Türkiye’de de adeta patlama yaşayan blog kullanımı için Galatasaray Üniversitesi bir yarışma düzenledi. Kişisel, iş dünyası, spor, kültür gibi kategorilerde yarışan bloglar arasında en ilginç çekişme spor kategorisinde yaşandı. Çünkü “webaslanları.blogcu”, birçok futbolseverin sabah ilk açtığı sitelerden olan “acetobalsamico”yu geride bırakmayı başardı. Ancak Acetobalsamico blogunun sahibi Bülent Timurlenk, Türkiye ve dünya futbolu üzerine yazdığı yazılarla o kadar popüler hale geldi ki, ekim ayı içinde Habertürk’te Futbolblog isimli bir program yapmaya başladı. Bu programda hafta içinde futbol bloglarında yer verilen konular gündeme getiriliyordu. G Terabayt canavarları Western Digital firması tarafından en yeni harici depolama çözümleri olan My Book World Edition tanıtıldı. Parlak beyaz kaplamaya sahip olan sürücüler, 1 ve 2 terabayt kapasite seçeneklerine, Caviar Green Power HDD’lerine, Gigabit Ethernet ve USB 2.0 bağlantılarına sahip olarak ev ağları ve güvenli veri paylaşımı gerektiren yerlerde kullanılmak üzere geliştirilmiş. 3 yıl garanti desteğine sahip olan 1 ve 2 terabayt My Book World Edition sürücüleri yurtdışında 229.99 ve 449.99 dolar fiyat etiketlerine sahip. Hepsibirarada PC’lere yeni üye... BenQ da hepsibirarada PC’ler pazarına giriş yapıyor. nScreen i91 özellikle siyahbeyaz tasarımı ile ilgi çekiyor. İşlemci olarak BenQ uluslararası alışkanlığa karşı gelerek AMD kullanıyor: nScreen’in anakartının üzerinde AMD Sempron 210U çalışıyor. Kısa bir süre önce duyurulan işlemci 1.6 GHz hızında çalışıyor ve 1 gigabayt RAM ile takviye ediliyor. Sabit disk 160 gigabayt büyüklüğünde, bir webcam, WLAN ve kart okuyucu bu paketi eksiksiz hale getiriyor. nScreen i91’in 18.5 inçlik bir ekranı var, i221 ismi altında 21 inçlik bir model de kısa bir süre içerisinde çıkarılacak. Şu an için bu PC sadece Japonya ve Avustralya’da yaklaşık 510 dolara satışa sunuluyor. Avrupa’ya bir çıkış tarihi henüz belli değil. 1200) piksel ve Full HD video görüntüleme kapasitesiyle dikkat çekiyor. SXGA çözünürlüğü, olağanüstü bağlantı kapasitesi ve yeni ‘PC’siz Sunum’ özelliği ile birleştiren XEED SX80 ise bir dizi yeni özellikle pazardaki yerini aldı. Toplantı odaları ve konferans merkezlerinin yanı sıra CAD, benzetim ve tıbbi ortamlar gibi uzmanlık uygulamaları için ideal olan her iki projektör de oldukça geniş bir kullanım fırsatı sunuyor. Samsung’dan iki yeni Beat Edition Samsung Electronics, müzik telefonları serisi BEAT Edition’ın iki yeni cep telefonu modeli BEAT DJ (M7600) ve BEAT DISC’i (M6710) satışa sunacağını açıkladı. Samsung BEATDJ telefonunun DISC kullanıcı arayüzüyle isteyen en sevdiği şarkılara kendi seslerini ve efektlerini ekleyebiliyor. BEATDJ uygulaması ve tam dokunmatik ekran teknolojisi ile kullanıcılar 2.8 inçlik berrak AMOLED ekranda kendi kişisel müziklerini yaratabiliyorlar, bir DJ gibi müzikleri karıştırabiliyorlar. Micro SD kart ile 16 gigabayta kadar genişletilebilen hafızaya sahip modelde, müzikal hayal gücünü kullanmak için oldukça fazla alan bulunuyor. Ses kalitesi için Bang&Olufsen’in ICEPower amplifikatörü ile çalışan yerleşik stereo hoparlörlere sahip olan Samsung BEATDJ derin ve zengin bir bas ses sunuyor. Samsung BEATDISC ise kayarak açılabilen klavyenin fonksiyonelliğini dokunmatik ekranla birleştiriyor. Casper Neo ile dijital yaşam... Casper, Intel’in en yeni masaüstü işlemcisi Intel Core i7 işlemcili Casper Neo’yu satışa sundu. Casper Neo video düzenleme, 3D modelleme, resim işleme, fotoğraf rötuşlama ve düzenleme gibi dijital içerik üretimi ile uğraşan profesyoneller için mükemmel performans ve zaman tasarrufu sağlıyor. Casper’ın yeni masaüstü bilgisayarı en yüksek kalitede oyun oynamak, video izlemek, müzik dinlemek isteyen eğlence ve teknoloji tutkunları için de ideal bir çözüm. Casper Neo, 1 gigabayt GDDR3 256 bit HD4830 ekran kartı, 6 gigabaytlık DDR3–1333 RAM ile bilgisayarın performansı arttırırken; 1 terabaytlık hard disk ise tüm video, müzik, resim gibi dijital içerik dosyalarını rahatlıkla saklama imkânı veriyor. Bluray okuyucu ile kullanıcıya, yüksek çözünürlüklü HD filmleri 22 inçlik Wide monitör ile izleme fırsatı veren Casper Neo, tümleşik HDMI desteği ile full HD görüntü kalitesinin keyfini yaşatıyor. Casper Neo, KDV hariç 1999 TL fiyatla satışa sunuldu. Atom işlemcili netbook Gücünü ilk kez Atom N280’den alan Asus’un yeni netbook modeli Eee PC 1000HE yurtdışındaki teknoloji marketlerdeki yerini almaya başladı. Tayvanlı şirkete göre yeni Eee PC, kısa bir süre sonra Amerika’da kullanıma sunulacak. Beyaz, siyah, mavi, altın ve pembe renk seçenekleri ile sunulacak olan Eee PC 1000HE, 10 inç LED arka aydınlatmalı LCD ekrana, 1.66 GHz N280 CPU, 1 gigabayt RAM, 160 gigabayt hard disk ve 9.5 saati aşkın kullanım süresi vaat ediyor. 1.45 kilogram ağırlığındaki netbook, Windows XP Home Edition yüklenmiş şekilde 374 dolardan satışa sunulacak. Canon’dan 2 yeni projeksiyon Canon, büyük şirketler ve profesyoneller için keskin netlikte ve yüksek kaliteli görüntü sunan XEED multimedya projektör serisine iki yeni model ekledi. XEED WUX10, WUXGA (1920 x C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle