Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bazı şehirler özellikle seçildi Faşist İzmir tartışmaları süredursun, kışkırtmaların bedelini koca bir şehre ödetenler bir sonraki duraklarını belirlemek üzereler. İzmir’deki olay öncesinde Sıvas’ta, Maraş’ta ya da Trabzon’da yaşananlar kadar vahim değildi belki ama yöntem aynıydı. Toplumu ayrıştıran çizgilerin üzerine şehirlerin adını yazmak. DENİZ ÜLKÜTEKİN Sayfa 4 Kendimi hep cüppeyle hayal ediyordum Bilge Öztürk, bir ağır ceza avukatı. Tarkan’la ilişkisi sırasında magazinin tam göbeğinde olmasına rağmen uzak durmasını bildi. Suskunluğu ve hafif gülümsemesiyle kaldı akıllarda. Artık konuşuyor; anlatacak şeyleri var çünkü. Bir çanta markası yarattı, onun heyecanını yaşıyor. Yeni hedefiyse su kayağında Türkiye şampiyonluğu. Kimbilir belki iyi bir senaryo olursa oyunculuk teklifini de kabul edebilir. Tarkan’la dostlar artık. Türkiye windsurf şampiyonlarından Salih Alexander’la da çok mutlu bir ilişki yaşadığını söylüyor. ZUHAL AYTOLUN ilge Öztürk adını Tarkan’la ilişkisi nedeniyle duyduk. Fotoğraf karelerinde ve magazin haberlerinde sessiz duruşuyla yer etti hafızalarımızda. Hiç konuşmadı, hafifçe gülümsedi, belki selam verdi arada bir. O kadar. Kamuoyunun merak ettiği bir isim olarak kaldı akıllarda. Hakkında bilinen iki özelliği vardı: Tarkan’ın eski sevgilisiydi ve ağır ceza avukatıydı. Öztürk, şimdilerde çanta markası FNDK’nin heyecanını yaşıyor ve onun bahanesiyle de tanışma fırsatı veriyor. Hakkında merak ettiğimiz her şeyi soruyoruz, samimiyetle yanıtlıyor. Avukat Edip Önder’le beraber çalışan Öztürk, mesleğiyle ilgili konuşmasa da dünyasını büyük bir özgüvenle açıyor. Avukatlığa başladığı günlerden, aile ilişkilerine, müzikle bağından, yaşama bakışına hatta sevgilisi Salih Alexander Çakır’a dek... Aslında çok dar ve kısır bir çerçevede tanıdık sizi. Hiç konuşmadınız. Peki, nerede başlıyor hikâyeniz? Ben buradayım demek her zaman sözle olmuyor. Duruş da önemli. Hayatıma aynı şekilde devam ediyorum. Hem avukatlık mesleğimi devam ettiriyorum hem de köpeğim Fındık’tan dolayı başladığım ticari girişimim sürüyor. Çanta markamı yarattım. Neden hukuk okudunuz? Aile yönlendirmesi var mı? Evet, babamın böyle bir düşüncesi vardı. Ama zaten biz hep sanatla ve sporla iç içe büyüdük. Yaptırım değildi belki ama belli başlı meslekler vardı olabileceğimizi düşündüğümüz, altın bilezik gibi gördüğümüz. Çocukluğu ‘Ben avukat olacağım’ diyerek geçen bir kızdım. Öyle de oldu. Kardeşiniz de avukat. Belda avukat, Berna da sosyoloji mezunu. Babam da avukat ama önceden tapu B Fotoğraf: Uğur Demir müdürlüğü yapıyordu. O anlamda aslında başlarda önümüzde bir rol model yoktu. Kendimi avukat olarak görmek istiyordum, cüppeyle hayal ediyordum. Üniversite sınavına girdiğimde 26 seçenekten yalnızca üçünü doldurdum. Hepsi de hukuktu. Belda da öyle. Berna Hanım ise popüler dünyaya yakın bir yol çizdi kendine. Sosyolojiyi çok istedi, onu okudu. Ancak oyunculuk ve DJ’lik yaptığı için, popüler dünyaya, şov dünyasına daha yakın tabii. Herkes mesleğinin gereği olduğu yerde. Gerçi Berna’nın ruhunda çılgınlık da var. Siz de yok mu? Hepimizde var ama benim belli bir kısmı dışarıya yansıyor. Devamı 7. sayfada Çirkinliğin tarihi Çirkinlik nedir? Yanıt, güzelliğin karşıtıyla sınırlıydı; çirkinlik süreci hiç incelenmeye değer görülmedi. Ta ki bugüne kadar... Umberto Eco’nun “Çirkinliğin Tarihi” kitabı sanat eserleri üzerinden çirkinliğin izini sürüyor. ESRA AÇIKGÖZ Sayfa 2 Zamanın Tozu “Dünya büyük ütopyalardan çok küçük ütopyalarla dönüyor” diyor Yunanlı yönetmen Theo Angelopoulos, “Zamanın Tozu” filmini anlatırken. “Bir de bunlar olmazsa geçmişin ve günümüzün yaraları içinde düşünmeden, düş kurmadan yaşamayı sürdüreceğiz.” ASLI SELÇUK Sayfa 6 PİRELLİ’NİN TAKVİM KIZLARI EFSANESİ UMBERTO ECO’dan THEO ANGELOPOULOS Ataol Behramoğlu’nun Pazar Söyleşileri 5. sayfada Zafer Temoçin’den Pazar Çizer 8. sayfada ALİ DENİZ USLU Sayfa 3 C M Y B C MY B