Katalog

12 Takı tasarımının bir sanat olarak algılanmasında bir ilk olan Ayşe Takı Galerisi, 20. yılını sahibi Ayşe Ünaydın’ın retrospektif sergisiyle kutluyor. Ünaydın, şarkı, şiir ya da başına gelen herhangi bir olayı takıyla ifade ediyor. Sergi 31 Aralık’a kadar açık. 27 ARALIK 2009 / SAYI 1240 Ayşe’nin 20 yılı SİNEM DÖNMEZ A yşe Takı Galerisi, 20. yılını bir retrospektif sergiyle kutluyor. Galerinin sahibi Ayşe Ünaydın, şiiri, resmi, öyküyü kimi zaman da bir şarkıyı dahil ederek yaptığı takının da bir sanat olarak algılanması konusunda ilk adımı atan isimlerden. Ünaydın’ın takıyla olan ilişkisi 45 yaşlarında başlamış. Üniversite yıllarına geldiğinde Alman dilini bırakıp arkeoloji bölümüne yazılıp bir kenarından işlere girmeyi başarmış. Sonra birkaç proje ödevi derken, o zamanların tek önemli takı galerisi Urart’ın kapısını kendisine açtırmış. Birkaç ödevine yardım için kütüphanelerinden yararlanmış, sonra takı montürü işçiliğini de orada öğrenmiş. Asıl Amerika’ya gittiğinde orada öğrendiği metal işçiliğiyle önü açılmış. Kendi ufak atölyesini kurmuş, sonra buradaki galeriyi açmış. Günümüzde bile takının sanat olarak algısı tam değilken Ayşe Ünaydın, 20 yıl önce türünün ilk örneğini gerçekleştirmiş. Kendisi de bunun farkında: “O zamandan beri değişim çok muazzam tabii ki. Türünün ilk oluşu, takının sanat olarak algılanmasında benim katkım muhakkak olmuştur. Diğer takı sanatçılarını bir çatı altında toplamak, takı haline gelene kadar nasıl aşamalardan geçiyor göstermek... Artık çok gelişti tabii ki. Şanslı addediyorum kendimi, doğru zamanda doğru bir karar alıp yapmışım bu işi. ” Sergide, Ünaydın’ın içinden geçenleri ifade ettiği takıların yanı sıra fotoğraflar, heykeller, hatta bir ağaç da var. İlk Frida Kahlo sergisi karşılıyor sizi. Frida’nın yaşamından çok etkilenen Ünaydın, onun yarasını, acılarını, kaşını, taktığı takıları, Frida’nın resimlerinde sık sık kullandığı kuş figürlerini hatta onun gözyaşlarını da takılara yansıtmış. Frida’da kullandığı kuşlar başka bir sergide başka formlarda çıkıyor karşımıza, gözyaşları bir ağacın dibinde pırıl pırıl oluyor. Ünaydın, bundan önceki sergilerinde Orhan Veli’nin Kuşlar şiirinden, Rimbaud’nun Çiçekler adlı pasajından, Montake’nin şarkısından etkilenerek takılar yapmış. En etkileyicisi de New York’ta yaşadığı evinin arka bahçesinde izlediği ağacın öyküsü. İçindeki tel örgüye rağmen büyümeye devam eden, gövdesinde tel örgünün siluetini taşıyan ağaç, onu çok etkilemiş. Ağaç, demirlerin içinde büyümeye çalışırken, gövdesine kattığı tel örgü onu öldürmemiş. Bu da Ünaydın’ı, sonsuzluk şeklinde bir heykel yapmaya itmiş. Dokusunda tel örgünün izleri olan bir ağaca benzeyen bir sonsuzluk simgesi. Eşzamanlı Işığa Doğru sergisinde ise bodrumda yapay ışıkta büyüyen avokado ağacının öyküsü var. O da bir heykel sergisi ama içinde birkaç takı da var. Bunları ise Ünaydın’ın kaleminden bu öyküler ve çektiği fotoğraflar tamamlıyor. Bugüne dek pek çok takı tasarımcısının yetiştiği Ayşe Takı Galerisi 20 yıl boyunca sayısız sergiye ev sahipliği yapmış. Yetenekle yaratcılığın birleşip bol bol da sanatın eklendiği bu etkileyici takı sergisini görmek için 31 Aralık’a dek vaktiniz var. G Üretim ve insan üzerine âzım Taşkent Sanat Galerisi 25 Aralık 30 Ocak tarihleri arasında çağdaş sanatın uluslararası alandaki önemli isimlerinden Ali Kazma’nın “Engellemeler” isimli sergisine ev sahipliği yapacak. Sergi kapsamında izleyiciler Kazma’nın “Dans Topluluğu” isimli video çalışmasını da Türkiye’de ilk kez izleme fırsatına sahip olacak. Video Zeynep Tanbay’ın performans çalışmaları sırasında kaydedilen görüntülerinden oluşuyor. “Tersinden Haberler” isimli videoysa dünya çapında ilk defa yayımlanacak. Kuratör Emre Baykal, Kazma’nın video serisini “Kaos, yaşamla ölüm arasındaki gergin dengeyi, insanın içinde bulunduğu ve dağılmaya, yok olmaya eğilimli dünyayı bir arada tutma çabasını ve bunun için geliştirdiği üretimin çeşitliliğini araştırıyor” sözleriyle tanımlıyor. G K C M Y B C MY B