22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 10 AĞUSTOS 2008 / SAYI 1168 Çığlığımızı duyun... Esra Açıkgöz Avaze, on dört kadından oluşan bir müzik topluluğu. Kaliteli Türk müziği yapmak ve bu müzikte kadın sesini duyurmak için bir araya gelmişler. Bütün üyeleri İTÜ Konservatuvar bölümünden mezun. Hamilelikler, evlilikler, evle ilgili sorumluluklar çalışmalarını etkilese de, üç yıldır bir aradalar ve yollarına devam etmekte de kararlılar. olmamız merak da yaratıyor. İzleyicilerin hoşuna gidiyor, çiçeklere benziyorsunuz diyenler oluyor. Kadın grubu olduğunuz için karşılaştığınız zorluklar yok mu? N. Kaygusuz: Olmaz olur mu... Kadın seslerini bir yere kadar bulsak da kadın çalan bulmak çok zor. Grupta hangi enstrümanlar var? N. Kaygusuz: Klasik kemençe, kanun, viyola, ud, viyolonsel ve tambur. Sazına hâkim çalgıcı bulabilmek zorken, bir de kadınını bulmak daha da zor. Neden, kadınlar çalgı bölümünü tercih etmiyorlar mı? N. Kaygusuz: Aslında konservatuvarlar çok kadın yetiştiriyor, ancak mezun olanlar bir yığın zorlukla uğraştığından ortalarda gözükmüyorlar sanırım. Ş. Güvençoğlu: Erkekler daha fazla vakit ayırabildikleri için, kendilerini daha çok geliştirebiliyorlar. Kadınların ev, çocuk bakımı gibi sorumlulukları olduğundan günde sekiz saati çalışmaya ayırmakta zorlanıyorlar. S. Özdemir: Bunlar çalışmalarımızı etkiliyor. Hamilelikler, ev sorumlulukları derken çalışma programımız sürekli değişiyor. Buna rağmen her hafta toplanıyorsunuz... N. Kaygusuz: Sadece konser vereceğimizde toplanmıyoruz, ne olursa olsun 15 günde bir ya da haftada bir toplanıp prova yapıyoruz. Çünkü iyi müzik icra etmek için çok çalışmak şart. Bunca zorluğa rağmen üç yıldır sizi bir arada ne tuttu? O. İşboğa: Hiçbir ticari amaç gütmeden yapılan bir çalışma Avaze. Müzik piyasasında gruplar uzun süre bir arada kalamazlar, kardeş gruplarında bile birinin diğerinden daha çok kazanması kabul edilemez. Ancak biz burada sadece sevdiğimiz için bulunuyoruz. Bu sevgi de bitmeyeceği için dağılmayacağız. N. Kaygusuz: Ümitsizliğe kapıldığımız oldu, ama yaptığımız işin iyi olduğunu düşündüğümüz için devam ettik. S. Özdemir: Müzik yapmak bizim için bir görev, aldığımız eğitimi yaşatarak, dinleterek insanlarla paylaşmak zorundayız. Avaze de bunu en iyi yapabileceğimiz yer. Peki sizi en yakın ne zaman dinleyebileceğiz? Ş. Güvençoğlu: Kasım’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde ve 2009 Nisan’ında da Cemal Reşit Rey’de konser vereceğiz. Ya albüm? N. Kaygusuz: Albüm için henüz erken, ama ilerisi için çalışmalar yapıyoruz. G A vaze, Farsçada yüksek ses, çığlık demek. Türk müziği üzerine konservatuvar eğitimi almış on dört kadın, bu kelimeyi gruplarına isim olarak seçtiler. Çünkü onların duyurmak istedikleri bir çığlıkları var: Türk müzik dünyasında kadınlar da var ve hep olacaklar. Avaze Türk Müziği Kadınlar Topluluğu’nun hikâyesi üç yıl öncesine dayanıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuvar bölümü öğretim üyesi üç kadının bir öğle yemeği sohbetinde kurmaya karar verdiği grubun bütün üyeleri İTÜ konservatuvar mezunu ya da öğrencisi. Grubun kurucuları Nermin Kaygusuz ve Şerife Güvençoğlu ile üyeleri Sinem Özdemir, Oya İşboğa ve Filiz Yıldızbaşoğlu ile konuştuk. Bunca kadın nasıl bir araya geldi? Nermin Kaygusuz: Üç sene önce benim gibi İTÜ’de öğretim üyesi olan Şerife Güvençoğlu ve Nilgün Doğrusöz ile oturup bir grup kurmaya karar verdik. Başlarda karma bir grup düşünüyorduk, sonradan sadece kadınlardan oluşan bir grubun daha güzel çalışmalar yapabileceğine, daha çok ses getireceğine kadar verdik. Fikrimizi ilk olarak, Nevzad Altığ hocamıza açtık, bu işe çok sıcak baktı ve artık koro yönetmemesine rağmen bize yardım edeceğini söyledi. Elemanları onunla birlikte seçtik. Böylece gruba sizler de katıldınız. Oya İşdoğan: Grubun solisti ve kolistiyim. Türk müziği adına bir şeyler yapmak istiyorum ve bunu en iyi yapacağım yerlerden biri de bu grup. Filiz Yıldızbaşoğlu: 2005 mezunuyum, 2007’de topluluğa dahil oldum, grubun solisti ve kolistiyim. Teklif geldiğinde hiç düşünmeden kabul ettim çünkü hocalarımla aynı toplulukta olmak büyük bir mutluluktu. Sinem Özdemir: Diğer bütün üyeler gibi ben de İTÜ mezunuyum. Gruba, 2005’te doktora yaparken dahil oldum. Şimdi İTÜ’de öğretim görevlisiyim. Grupta ilk günden beri çok heyecan duyarak, keyif alarak müzik yapıyoruz. Bu keyfi izleyicilere de yansıttığımızı düşünüyorum. Niye Avaze? N. Kaygusuz: Adımızı Nilgün Doğrusöz buldu. Türk müziğinin eski döneminde makamlar, avazeler vardı. Bu ismin bize yakıştığını düşündük. Belki sesimizin biraz daha iyi duyulması için de seçmiş olabiliriz, çünkü avaze sesleniş demek ve biz de sesleniyoruz. Peki sesinizin yerini bulduğunu düşünüyor musunuz, yeterince duyuluyor musunuz? N. Kaygusuz: Ne yazık ki senede sadece birkaç konser verebiliyoruz. Kendi çabalarımızla, özverilerimizle ancak bu kadarını gerçekleştirebiliyoruz. Bu nedenle sponsora, desteğe ihtiyacımız var. Yine de fazla reklamımız olmadığı halde konserlerimiz doluyor. Bu da bizim için teşvik edici. Destek bulabilirsek çok daha güçlü çalışmalar yapabileceğiz ancak bulamazsak da kendi yağımızla kavrulmaya devam edeceğiz, çünkü her notası, harfiyle düzgün, üslubu yerinde, kaliteli bir müzik icra ediyoruz. S. Özdemir: Bizim popülerleşme kaygımız yok, popüler olma adına taviz veremeyiz. Herkese hitap edelim diye belli bir standardın altına düşemeyiz. O yüzden bizi herkesin duymaması gayet normal, ancak Türk müziğine ilgisi olan insanların bilgisi var. Ş. Güvençoğlu: Bu tarz müziğin dinleyici kitlesi de belli zaten. Çok mu iddialı olur bilmiyorum, ama kadın grubu olarak, konservatuvarlı, çok ciddi eğitim almış tek grubuz. Hem repertuvarda, hem icrada, hem çok seçici davranıyoruz, farklıyız diye düşünüyorum. Kadın grubu olmanız müziğinize nasıl yansıyor? N. Kaygusuz: Türk müziği ince bir müzik, bunu kadınların inceliği ile birleştirip sahneye koymanın daha hoş olduğunu düşünüyoruz. “Su sesi, para sesi, kadın sesi”, diye bir laf vardır. Tarih boyunca müzikte erkekler egemen olmuş, kadınlar seslerini yeni yeni duyurabiliyor. Dilhayat Kalfa, Reftar Kalfa, Leyla Saz... Sadece kadın bestekârlar değil, icracılar da az. Repertuvarınızı hazırlarken özellikle kadın bestekârları öne çıkarmaya çalışıyorsunuz yani... Ş. Güvençoğlu: Kadın üretimine daha fazla yer ayırıyoruz tabii ki. N. Kaygusuz: Ama erkekleri de ihmal etmiyoruz. F. Yıldızbaşoğlu: Ayrıca bir kadın grubu Diskonun karanlık yüzü... Zekeriya S. Şen D ışlanmış disko ritimleri, bol seksüel vokaller içeren 2005 tarihli “Supernature” adlı albümü ile bizleri büyüleyen Goldfrapp dördüncü albümleri ile tekrar karşımızda. Yavaş ve düşük tempoların yer aldığı “Seventh Tree”, ikilinin elektronik ritimlerin yerine akustik gitar ve yaylılara bırakan karanlık bir disko kulvarına sokulduğunu gösteriyor. Her ne kadar ikilinin ilk çalışması sürrealistlik bir cevher “Felt Mountain” ile benzerlikler taşısa bile, “Seventh Tree” bir olgunluğun yansıması. Daha çok folklorik melodilere yer veren albüm az ürkütücü, daha samimi ve ayağımızı yerden kesecek kadar sürprizlerle dolu. Anlaşılan, diskonun seks kokan, şehvetli elektro ikilisi olarak dikkat çeken grup dinamikliği bir yana bırakıp ticari endişeden uzak, daha çok pastoral sükunete soyunmuş. Bilindik ile bilinmezliği bir araya getiren Alison Goldfrapp ve Will Gregory, bu yeni çalışmalarında hülyasal vokaller, karanlık sözler, basit ancak karmaşık ritimler gibi temel unsurlara sahip çıkıp bir sonraki evrime geçiyor. Her ne kadar ikili köklerini ziyaret ediyor olsa bile asla bu bir geri adım değil, zira grubun kişiliğini oluşturan, onlara özel elektronik ezgiler hâlâ ortama hâkim. Yüksek seste dinlenmesi gereken zarif nüans parçalardan oluşan albüm, içine girildikçe ritimsel dokumasını, sıcak orkestrasyonunu ve ruhani güzelliğini ortaya çıkarıyor. “Seventh Tree”nin başarıyla gerçekleştirdiği ana unsur, eski Goldfrapp melodilerinin akıcılığını alıp gizemlilik ile birleştirerek dışa vurması. Albümün açılışını yapan “Clowns” donuk, cesur bir parça, uyduruk bir dilde söylenmesinin yanı sıra atmosferik yapısı ile yaylılarla süslenmiş ürkütücü sakinliğe sahip. “Caravan Girl” içerdiği kıpır kıpır piyano ezgileri ile dinleyeni özüne çağırıyor ve özellikle Alison’un Kate Bush’a benzer vokalleri oldukça büyüleyici. En dikkat çeken parça albümün ilk 45’liği, bir intihardan sonraki hesaplaşmayı ele alan, karanlık sözlerle süslenmiş “A&E”. Kanımca grubun şu ana kadar çıkarttığı en iddialı 45’lik. “Happiness” ve “Some People” ise ikilinin gelişen söz yazarlığının ve pop anlayışının örneği. Albümün arka planında hüzünlü bir atmosfer mevcut ve bu her parçada hissediliyor. Kısaca “Seventh Tree” aşina olduğumuz heyecan dolu Goldfrapp müziğinin dramatize edilmiş hali. Yeni albümde yer alan minimalist elektro temeller üzerine oturtulan melodiler, geleneksellikten uzak farklı pencereler açıyor. Ancak algılama değerlerinin düşük olduğu bir dönemde açılan bu pencerelerden bakanların sayısı çok olmayacak ve bu da Goldfrapp’ı kitlesel tüketime sokmayacak. Bu tabiî ki çok sevindirici, çünkü kitlesel talep ve tüketimde bu tür grupların nasıl yok olduğuna ve yozlaştığına sayısız defa şahit olduk. “Seventh Tree” Goldfrapp’in gizemli atmosferik dünyasında yaşanması gereken bir serüven, Goldfrapp’ın dünyasındaki tüm gariplikleri ve keyifli temaları içeren bir çalışma. Dinleyenlerin çoğuna ilk başta anlamsız gelme riskini taşısa bile albümün sonunda Goldfrapp’ın her şeye bir mantık verdiği aşikâr. Aşina olduğumuz bir kaynaktan görünüşte bu kadar doğal ve heyecan verici bir oluşum gerçekleştiren Goldfrapp’ın daha sonra neler yapabileceğini kim bilebilir! G muzik@tikabasamuzik.com ZEYTİNLİ ROCK FESTİVALİ TATİLİ! eytinli Rock Festivali bu yıl da müzikseverlere deniz, kum, güneş ve rock müzik eşliğinde, eğlenceli ve ekonomik bir tatil imkânı sunuyor. 14151617 Ağustos ZeytinliEdremit’te Dalyan Sahili‘nde yapılacak festivalde 44 grup3 DJ yer alacak. Biletix’te satılan biletler tek gün için 5, 4 gün kampta konaklamanın bedeli ise 20 YTL. Poem Organizasyon projesi festival geçen yıl 64 bin kişiyi ağırladı ve Türkiye’nin en geniş katılımlı rock festivali unvanını aldı. Festival 4. senesinde de C M Y B C MY B Z İsveçli grup Tiamat, Moğollar, Pentagram, Kurban ve Hayko Cepkin gibi birçok önemli isimleri konuk ediyor. Festivalde bu yıl iki sahne olacak, biri ana sahne diğeri de amatör rock gruplarını ağırlayacak Rock Express sahnesi. Dört gün boyunca 12.3018.00 arası amatör Rock gruplarının performansları ile Rock Express sahnesinde devam edecek festivalde, sahne değişimlerinde ve aralarda da BetonMete Sohtahoğlu, LanethÇağlan Tekil ve Turkİş Funk Murat Meriç’in müzikleri olacak. G Goldfrapp, Alison Goldfrapp, Will Gregory ve dans demek… İkili, elektronik ritimlerin yerini akustik gitar ve yaylıların aldığı yeni albümleri “Seventh Tree”de diskoya hüznü sokuyor…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle