Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YIL 22 SAYI 1146 / 9 MART 2008 Nezaket Ekinci’nin “Oomph” performası. Savaş piknik değildir Amerikalı asker Chris Capps ve Iraklı Psikiyatr Numan Serhan savaşın taraftarı olmak yerine barışın diliyle konuşuyorlar... Deniz Ülkütekin Sayfa 2 Bütün huzursuzlar için Esra Açıkgöz uvarın bir köşesinde, tarihin saklandığı ve sergilendiği bir müzede, tabloların önünde Hindistan’a özgü kıyafetleriyle antik bir şoseye uzanmış bir kadının fotoğrafı asılı. Diğer köşesinde, kireç ve kuru yapraklarla kaplı bir zeminde yatan, odanın ortasındaki alçı bloka eline gelen çekiç darbelerine aldırmaksızın şekil vermeye çalışan bir kadının videosu, yanında, iğne ile hayvan iskeletlerine etler dikip, onları büyük bir kazanda pişiren başka bir kadının fotoğrafı. Alt katta, kolları dışında her tarafı alçıyla kaplanmış bir kadının rastgele salladığı elindeki çekiçle, bedenini yeniden dünyaya kavuşturma çabası... Bu okuduklarınız sizi huzursuz mu etti? Aslına bakarsanız, amaç tam da bu… İçinde yaşadığınız dünya huzurlu olmanıza izin veriyorsa, sorulardan vazgeçmişsiniz demektir… Oysa soruyla başlar, değişim ve dönüşüm… Dahası, huzursuzluk tam da hayatın kendisi, hele de bugün, şimdi. Doğduğu yerde ölmeyi başarmak imkânsız artık. Kıtalar kıtalara akıyor, elbette yoksulluk zenginliğe, şiddet ve baskı görece barış Bir beden, bir mesaj, geleneksel değerler, içine girilen yeni kültürlerden alınanlar, ne eskisi, ne de yenisinden olamamak... Siemens Sanat’taki “Temsilde Huzursuzluk” sergisinde performans sanatçısı üç kadının çalışmaları bunları tartıştırıyor. Nezaket Ekici, Monali Meher ve Jelena Vasiljev, yaşamlarını doğdukları ülkelerin dışında sürdürüyorlar. Performanslarındaki huzursuzlukta bu arada kalmışlık hali de etkili. D MÜZİĞİN DOA’SI / Ali Deniz Uslu / Sayfa 7 ve demokrasiye… Üç kadın Nezaket Ekici, Monali Meher ve Jelena Vasiljev göç yollarının nasıl olduğunu biliyorlar, yola çıkılan yer ile varılan yer arasındaki kaosu ve zenginliği de… Sanatçı olunca bu derdi ve sevinci anlatmanın da şekli değişiyor elbette. İlk paragrafta sizi huzursuz edenler de ben değilim aslında, onlar… Üç kadının Siemens Sanat’ın duvarlarını kaplayan performans çalışmalarının adı da izleyicinin hissini pekiştiriyor: Temsilde Huzursuzluk. Melih Görgün ve Mürteza Fidan’ın küratörlüğünü yaptığı, 25 Mart’a kadar sürecek olan serginin kahramanı bu üç kadın kim mi peki? Ekici, Türkiye’de doğmuş, ama hayatını Almanya’da sürdürüyor. Meher’in doğum yeri Hindistan, şimdi Hollanda’da yaşıyor. Jelena Vasiljev’in yolculuğu ise Sırbistan’da başlamış, birkaç yıldır İtalya’da devam ediyor. Önemli olanın bedenleri değil, iletmek istedikleri mesaj olduğunu söyleseler de, kimi yerlerde bıraktıkları açıklıktan, hâlâ “mahrem” kavramıyla dertleri olduğu belli. Biz de onlarla, sergiyi, işlerini, huzursuzluklarını, bedenlerini sanat aracı olarak kullanmayı seçmiş kadınlar olmanın zorluklarını konuştuk. Devamı 45. sayfalarda