17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 2 21/2/08 15:40 Page 1 PAZAR EKİ 2 CMYK 2 24 ŞUBAT 2008 / SAYI 1144 Önce araba, sonra tuval... Ali Deniz Uslu / Özlem Cihan Şebnem ve Şükrü Düzgören kardeşler 1998’de New York’ta yaptıkları bir performansta yedi canlı modeli boyayarak insan vücudunu tuvale dönüştürmüşlerdi. 1999 yılında da New York’ta düzenlenen “Bu Yüzyılın 100 Sanatçısı” isimli çalışmada, beş metrelik metal panelde magnetlerle bir performansları vardı. 2002 yılında da Kız Kulesi’nde açtıkları sergiyle onları duymuştuk. Kız Kulesi 2500 yıllık tarihinde ilk onların sergisine ev sahipliği yapmıştı. Süleyman Demirel için yaptıkları İstanbul manzaraları ise hâlâ Çankaya Köşkü’nün duvarlarında. Şebnem ve Şükrü Düzgören kardeşler şimdi de 1951 model bir Rover’ın üzerine İstanbul’u çiziyorlar. Eğer bir arabaya bir şehir nasıl sığdırılır derseniz çarşamba ve perşembe günleri yolunuzu Çengelköy’deki SAV Müzesi’ne düşürebilirsiniz. Elbette gitmişken müzedeki yüzden fazla klasik otomobili de görmeyi ihmal etmeyin. Bu projenin oluşum sürecinden bahsedebilir misiniz? Şebnem: SAV müzesinin sahibi Cengiz Artam, kendisine bağışlanan Rover marka klasik arabaya hayat vermek için bize bu öneriyi getirdi. Biz de her yerin ve her şeyin tuval olabileceği düşüncesinde olduğumuz için bu projeyi seve seve kabul ettik. İSTANBUL’UN RENKLERİ BU ARABADA Tuvaliniz 1951 model bir Rover. Klasik arabaları seven biri olarak aslında bu arabaya yaptıklarınız beni ilk an biraz yordu. Arabayı tuval olarak kullanmak nasıl bir tecrübe? Şebnem: Rover’ımız yani tuvalimiz bizi sürekli hareketli kılıyor. Onun etrafında yürümek, çömelip kalkmak, onunla beraber yaşamak gerekiyor. Tuval olarak bir arabayla çalışmak sandığımızdan çok daha keyifli ve eğlenceli. Şükrü: Tuvalde belli bir alanda çalışmak aslında hareket özgürlüğü sağlar, ama bir arabada bu serbestliği yakalamanız zor. Özellikle bu modelin bombeleri ve kavisleri çok fazla, fiziği hareketli. Ufacık bir harekette bile formlarda bozukluklar meydana getirebiliyor. Mesela Galata Kulesi’ni koyarken iki hafta düşündük. Yakışanı bulabilmek için sınırları zorluyoruz. Arabanın üst noktalarından aşağı inen, Piri Reis’in haritasına benzeyen İstanbul konulu bir de harita çiziyoruz. Osmanlı döneminin sultan kayıklarını, kadırgalarını resme yedirerek de arabamızın üstündeki resim yolculuğumuz devam ediyor. Daha önceden klasik arabalara ilginiz var mıydı? Şebnem: Çocukken, Chevrolet, Ferrari, Jaguar ve bir de Volkswagen marka oyuncak arabam vardı. Hâlâ da başka araba markası bilmem. SAV Müzesi sayesinde ise gerçek klasik arabalarla tanışma fırsatım oldu ve Bugatti’ye hayran oldum. Şükrü: Ben de klasik arabaları seviyorum, ama çok ilgili değildim. Klasikleşmiş bir arabayı boyamak bizim için bir şanstı. Hem bizden başka kim böyle bir arabayı boyar ki? Ressam Şükrü ve Şebnem Düzgören kardeşlerin şimdiki tuvalleri 1952 model bir Rover. Otomobil koleksiyoneri Cengiz Artam’ın Çengelköy’deki SAV Müzesi’nde bulunan arabasının üzerine İstanbul’u resmediyorlar, onlara göre resim yalnızca tuvale hapsedilmemeli. Fotoğraflar: Barış Acarlı Bu seyredilebilir bir araba olmuş, renkler çok yoğun. Bu sizin aklınızdaki İstanbul’un bir yansıması mı? Şebnem: Dört mevsimi, gece gündüzü, yaşanmışlıkları ve yaşanacakları ile İstanbul o kadar renkli ki... Ne renkler ne de sözler onu anlatmaya yetiyor. Şükrü: İstanbul, zengin kültürü ve her dinden, dilden, ırktan insanıyla büyük bir çeşitlilik sunuyor. Bu şehir gizemli ve sihirli, ama işin çalışma boyutuna baktığımızda proje için daha çok simgeleşmiş, estetik mekân ve yapıları tercih ettik. Galata Kulesi, Ayasofya, Kız Kulesi... Çalışmamızdaki kule ve yapıları, klasik yani gravür tarzında işledik. Renkleri, şakraları konunun dış hatlarına doğru akıttık. Kullandığımız renkler de klasik Osmanlı çinilerindeki renklerle uyum halinde. Kardeş olmanız birlikte çalışmanıza nasıl yansıyor, hiç çatışıyor musunuz? Şebnem: Aslında daha keyifli ve verimli çalışıyorsunuz, üretkenliğiniz artıyor. Zaten çocukluğumuzdan beri hep birlikte olduğumuz için aslında biz hep bir bütünüz. Birbirimizin devamıyız, birimiz dursa bile resim durmuyor ve güzel bir sinerji olduğu için iki kişi olmamıza rağmen bazen on kişinin aynı sürede yapabileceği işi yapıyoruz. Şükrü: Şebnem detay işçiliğine sahip. Yani bir gözün içindeki tonları birebir çalışabilir. Ben uzun işlerde kompozisyonun oturmasına katkıda bulunurken sıcak renkleri tercih ederim, Şebnem ise pastel renkleri kullanır. Sonuçta farklılıklarımıza rağmen aramızda iyi bir denge var. Karanlık öyküleri sevenlere üxexes Karakalem, Rock Art yayıncılık bünyesinde yayımlanan farklı bir edebiyat dergisi. Karakalem'in Yayın Yönetmeni Altay Öktem’in deyişiyle “günümüzde yayımlanan dergilerin edebiyata, kültür ve sanata tek bir pencereden bakmaları, gerek dünya, gerekse Türk edebiyatındaki birçok değeri göz ardı etmeleri ya da farkında bile olmamaları nedeniyle oluşan boşluğu doldurmak” için yola çıkıldı. Mevsimlik yayımlanması düşünülen Karakalem ilk sayının okuyucu oranı göz önünde bulundurularak artık aylık periyotlarla raflardaki yerini alacak. Karakalem’in ikinci sayısının kapağını Nuri Kurtcebe’nin kaleminden çıkan Syd Barrett illustrasyonu süslüyor. Bu sayıda Jules Verne, Arthur Conan Doyle, Voznesenski ve fütüristik metalin yaratıcısı Voivod çerçevesinde geleceğin sanatı ve fütürizm inceleniyor. Blade Runner’den Matrix’e uzanan geniş bir yelpaze ile bilimkurgu sineması ve siberpunk’ın incelendiği Karakalem’de, Merih Akoğul ve Orhan Kahyaoğlu’nun anılar ve paylaşımlar ağırlıklı yazılarıyla Can Yücel de anılıyor. Gotik edebiyatın yaratıcılarından Lovecraft, ayrıca David Lynch ve Baudelaire, kapsamlı dosyalarla Karakalem’de incelenen isimler arasında. Bahadır Baruter’in Ruhaltı serisi, Kıbrıslı şair Fikret Demirağ, Kıbrıs’ta yaşanan Artist Süreyya olayını ve Artist Süreyya için kaleme aldığı şiiri, Deniz Durukan'ın Zakkum grubunun bateristi Cem Senyücel’le Baudelaire üzerine söyleşisi ve Afife Jale portresi de derginin yeni sayısında. Ayrıca Luis Bunuel, Delmore Schwartz, Nick Cave, karanlık öyküleriyle Anderson ve deli dahilerin önde geleni Dali de Karakalem’in ikinci sayısında. Y
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle