17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Murat Sayın ([email protected]) 28 ARALIK 2008 / SAYI 1188 Kenyalı pilotun düşündürdükleri... Ataol Behramoğlu ilotluk mesleğine, sanırım pek çoğumuz gibi, her zaman ayrı bir saygı duymuşumdur. Onlar yaptıkları işi kanıksamış, belki de birkaç hareketin tekrarlanmasına indirgemiş olabilirler. Ama biz dışarıdan bakanlar için, gizemli, neredeyse kutsal bir meslektir bu. Canınızı emanet ettiğiniz kişiye, sana güvenmiyorum, burada dur, ineceğim deme şansınız yoktur... Sayısız uçak yolculuğu yapmış ve yapmakta olan biri olarak uçak yolculuklarından pek de hazzettiğimi söyleyemem... Fakat korktuğum da söylenemez... Öyle olsa kıtalar arası yolculukları kolayca göze alamazdım... İşin tuhafı, uzun yolculuklar daha az ürküntü verici oluyor... Zamanın göreceliğini bu yolculuklarda daha iyi algılarsınız... İki saatlik bir yolculuk kimi kez bitmek bilmezken, on iki saatlik kesintisiz bir uçak yolculuğunun hiç de o kadar sürmemişçesine bittiği de olur... Aslında bir bakıma her şey zamanın kendisi gibi görece değil mi? Bugün yaşamsal önem verdiğiniz, bir zaman sonra gözünüzde hiçbir değer taşımayacak olabilir... Öyleyse neye, nasıl, ne ölçüde değer vermeli? İnsanı ölçüsüzce mutlulukla dolduracak ve bu mutluluk duyumunun hiç değişmeyecek olduğu şey nedir, ne olabilir? Bence bu, bir başka insanın (ya da hatta canlının) yaşamını kurtarmanın sağlayacağı mutluluk duygusudur... P Yazının başlığını oluşturan “Kenyalı Pilot” örneğindeki gibi... Kenya Afrika’nın tam olarak neresinde? Bunu öğrenmek için haritaya bakmam gerekir... Bakıp öğrendiğimde de çok geçmeden yine unutacağım kesindir... Fakat bir iki ay önce “196 yolcuyu ölüme beş kala Kenyalı pilot kurtardı” başlığı ile verilen gazete haberindeki Kenyalı pilotu, daha doğrusu sözü edilen 196 yolcunun bulunduğu THY pilotu ile bu Kenyalı pilot arasında geçen telsiz konuşmasını unutamam... Rifat Mutlu ([email protected]) 196 yolcusuyla 14 Ağustos’ta Nijerya’nın başkenti Lagos’a gitmek üzere İstanbul’dan havalanan THY Airbus uçağı Nijerya hava sahasındaki rotasında ilerlerken “seyir” ve “haberleşme” sistemlerinin bir anda devre dışı kalmasıyla rotasını izleyemez oluyor... Gecenin karanlığında, uzaysal bilinmezlikte kaybolmaktır bu... İneceği havaalanından uzaklaşan uçağın yakıtı da azalmaktayken pilot telsizle çevrede olabilecek uçaklarla bağlantı kurmaya çalışmaktadır... “Göstergelerim çalışmıyor. Konumumu bilmiyorum. İniş yapacak pist arıyorum.” Çağrıyı duyarak THY pilotu ile telsiz bağlantısı kuran Kenya Havayolları pilotu o anda hissettiklerini daha sonra şöyle anlatıyor: “Türk pilota yardım etmezsem hiç şansı olmadığını biliyordum. Ama yanlış yönlendirip felakete yol açmaktan da çok korkuyordum.” THY pilotu ile Kenya Hava Yolları pilotu arasında geçen konuşmayı, merak edenler “Vatan” gazetesi arşivinde bulabilirler. THY uçağının yakıtı hızla tükenmekteyken zamana karşı korkunç bir yarıştır bu... Aynı zamanda da, uzaysal bilinmezlikte, insanın yine insana tutunarak var olma savaşımının ve yerine göre de kahramanlığının çağdaş destanı gibi bir şey... Sonuçta, uçak farklı bir havaalanına inerek de olsa, 196 yolcu ve mürettebat korkunç bir ölümden kıl payı kurtulmuştur... Kenyalı pilot Türkiye’yi ve insanını tanır mıydı, tanımaz mıydı, bilemem. Fakat burada ölçü ne ülke ne o ülkenin insanı, sadece ve en yalın anlamıyla insan ve bu insanlar arasındaki dayanışmadır. THY uçağı başarıyla iniş yaptıktan sonra iki pilot arasında geçen iki cümlelik konuşma ve sonrasında Kenyalı pilotun hissettiklerini birlikte okuyalım: “ THY indin mi? Evet.” “Kenyalı pilot o anda yaşadıklarını ise şu sözlerle anlatıyor: Evet sesini duyduğumuz anda benim ve yardımcı pilotumun neler hissettiğini hayal bile edemezsiniz. O anki hislerimi sonsuza dek unutamam. Açıklanamayacak bir mutluluktu.” Öyle sanıyorum ki mutluluğun böylesini de ancak bir bilinmeze doğru yola çıkmayı göze alabilmiş olanlar yaşayabilir... Tıpkı gece uçuşundaki bir pilot gibi... G [email protected] Yılbaşına iki gün kaldı. Gündemde kriz var, muhtemelen birçok kişinin aklından eskiye oranla daha düşük maliyetli hediyeler almak, mümkünse hiç hediye almamak geçiyordur. Ancak yine de yılbaşının yılda bir kere yaşandığını unutmamak lazım! Hem herkes bütçesine uygun bir şeyler bulabilir! Az para, çok hediye Deniz Yavaşoğulları ılbaşına iki gün kaldı. Gündemde kriz var, muhtemelen birçok kişinin aklından yılbaşı planını ertelemek, geceyi evde geçirmek, eskiye oranla daha düşük maliyetli hediyeler almak, hatta mümkünse hiç hediye almamak geçiyordur... Ancak, yılbaşının yılda bir kere yaşandığını da unutmamak lazım. En azından önümüzde çok seçenek var, herkes bütçesine göre yapacak bir şey ve alacak hediye bulabilir. Önemli olan iyi vakit geçirmek ve bir yıl daha yaşlandığımızı bir süre için unutmak! Yani, o gece gerçekten güzel şeyler yapmak gerekiyor! Bu yıl yine her mağazada, pazar, market veya bakkalda yılbaşına özel yapılmış ürünler bulmak mümkün. Birçok yeri dolaşarak ayırdığınız bütçeyi zorlayamayacak, uygun fiyatlı hediyeler bulabilirsiniz. Tabii bu bütçe herkese göre değişim gösterebilir, önemli olan da hediyenin fiyatından ziyade taşıdığı değer. Her ne kadar klişe bir cümle olsa da içerdiği anlam doğru. Örneğin, eğer çevrenizde hayvansever bir tanıdığınız varsa ona Yedikule Barınağı’nın yılbaşı için hazırladığı ürünlerinden hediye edebilirsiniz. Hem de barınağa katkıda bulunmuş olursunuz. Yedikule barınağının, yılbaşına özel hediye paketi içinde kupa, anahtarlık ve 32 madlen çikolata mevcut. Eğer isterseniz sadece tişört, kupa, anahtarlık, kitap ayracı da alabilirsiniz. http://www.fatihbelediyesiyedikulehayvanbarinagi.com/ adresli sitesinden seçeceğiniz hediyeleri, siteye üye olmaya gerek kalmadan satın alıp adresinize kargolatabilirsiniz. Yedikule barınağının 2009 takvimleri de hazır. Bu arada, hediyeleri illa ki siteden almanız da gerekmiyor, barınağı ziyaret de edebilirsiniz. Kim bilir hem belki o sırada sorumluluğu alacağına inandığınız bir yakınınıza, bir dost edinme şansı sunmaya karar verebilir, ona bir kedi veya köpek de götürebilirsiniz. Hem bir hayvan kurtarmış olursunuz. Tabii bunu yakınınızdaki başka hayvan barınaklarına giderek de gerçekleştirebilirsiniz. Çevrenizdeki kadınlara Watsons’tan da onları mutlu edecek hediyeler alabilirsiniz. Üstelik bu hediyelerin fiyat aralığı 1.99 ile 14.99 YTL arasında! Neler yok ki... 1.99 YTL’ye Noel Baba, geyik ve çam ağacı şeklinde yaratıcı tasarımlı duş jelleri, 1.49 YTL’ye 1920’lerden bir fotoğraf baskılı retro mumluk ve çiçek şeklinde cam mumluk, 2.49 YTL’ye ışıklı peluş yılbaşı ayıcıkları, 5.99 YTL’ye parıl parıl bir mücevher kutusu, 13.99 YTL’ye de lavantalı veya gül özlü içerikleriyle, pembe şişeli 4’lü vücut bakım seti... Erkekler için hediye seçmek hep daha zor oluyor. Biz de hem kadın hem de erkeğe alınabilecek hediyelere yöneliyoruz; Faber Castell’den kalem almak güzel bir fikir olabilir! Faber Castell’de hediyeyi alacağınız kişinin ilgi alanına veya mesleğine göre birçok seçenek bulmak mümkün. Örneğin animasyonla uğraşan, karikatür çizen veya illüstrasyon yapan bir tanıdığınız varsa ona Manga seti alabilirsiniz. “İşadamı” eşinize veya babanıza da Y Ambition model kalem hediye etmek iyi bir fikir olabilir. Ayrıca FaberCastell’in ahşap sanatçı seti de var... Evine meraklı tanıdıklarınızı da K’lock’un yeni koleksiyonu “Funtastic”ten bir duvar saatiyle mutlu etmeniz mümkün... Şimdi de yılbaşını evde geçirecekler için, akşamı güzelleştirecek bir şeyler gerek. Tabii akla ilk olarak yemek geliyor, eğer tabii hâlâ bir işiniz ve geliriniz varsa! Yemeğin adı Kemal Kükrer Bonfile Tabağı. Bu, Antalya Titanic Hotel Aşçıbaşı Turgay Gülel‘den yılbaşı gecesine özel bir tarif. Yemeği yapmak için 160 gr dana bonfile, 10 gr kaşar, 30 cl Kemal Kükrer Erik Ekşisi, 30 cl Kemal Kükrer Soya Sos 10 cl Kemal Kükrer Sarımsak Sosu, 2 adet patlıcan, 20 gr un, 20 cl süt, 20 gr tereyağı, 3 gr tane dövülmüş karabiber, 1 gr da tuz gerekiyor. Yapılışı ise şöyle: 2 adet patlıcanı közleyin, kabuklarını soyun ve doğrayın. Bir tencerede 15 gr unu, 15 gr tereyağında 5 dakika orta ateşte kavurun sonra patlıcan ve sarmısak sos karışımını ilave edin. Hemen devamında sıcak süte kaşar peyniri koyup karıştırın ve hazırda bekletin. Tabii bir de sosu var. Onu da ayrı bir tavada geri kalan tereyağı ve unu 3 dakika kavurup, sarmısak sos ve erik ekşisi sosu sırasıyla baharatları ve bir bardak et suyu ilave ederek yapın, kaynamaya başlayınca da altını kapatın. Bonfile orta pişsin, yapmış olduğumuz patlıcan beğendiyi tabağın ortasına koyun, üzerine erik sosunu dökerek yanında brokoli ve kuşkonmaz ile servis edin. Şimdiden afiyet olsun! Benim bütçem henüz sarsılmadı, sarsılmaz da diyorsanız, size Zenith farklı seçenekler sunuyor. Üzerinde 229 Wesselton saf elmas bulunan Starissime modeli, bütçesinde sınır tanımayanların eşine, sevgilisine veya annesine verebileceği çok şık bir hediye. Ne diyelim, herkese iyi yıllar… G C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle