14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 10 12/7/07 17:20 Page 1 PAZAR EKİ 10 CMYK 10 15 TEMMUZ 2007 / SAYI 1112 Küresel ısınma durdurulabilir Küresel ısınma bütün dünyayı tehdit ediyor. Kasırgalar, su sorunu, iklim mültecileri… Dünyanın bir yanında buzullar eriyor, diğer yanında kuraklık korkutuyor. Uluslararası sözleşmelerle bu ısınmayı durdurmanın yolları aranıyor, teknolojinin imkânları zorlanıyor… Şirketler de önlem almaya çalışıyor, çünkü küresel ısınmada herkesin payı ve sorumluluğu var… kolojik kıyamet hızla yaklaşıyor… Bilim insanları son yıllarda sıklıkla bu cümleyi kuruyor ve elbette bu sonun sorumlularını da işaret ediyorlar. Uzatılan parmakların ucunda, hayvanlar, bitkiler yok, insan var... Şiddetli yağışların, kutuplardaki erimenin, deniz seviyesindeki yükselmenin, doğada yok olan canlı türlerinin, sellerin, kasırgaların sebebi “gelişme”, “kalkınma” adına doğaya savaş açan insan. Dünyanın egemenliğine ekonomik, teknolojik zaferleriyle soyunan ülkelerin yarattığı bu sondan en çok etkilenen de yine insan… İklim mültecisi olan milyonlarca insana, yakın bir gelecekte yeni milyonlar eklenecek… Bu karanlık tabloyu daha da karartmak mümkün. 2006’da bir önceki yıla oranla doğal afetlerin yüzde 18 arttığını, afetler sırasında 92 bin kişinin öldüğünü, bir önceki yıl, yani 2005’te 157 milyon insanın afetlerden doğrudan etkilendiğini, Katrina kasırgasının ABD’de iki milyon insanı yerinden ettiğini, 1080 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlamak bile karanlığı artırmaya yetiyor. Küresel ısınma geriye dönülemeyecek bir süreç belki, ama önüne geçmek mümkün… Eğer geçilmezse etkilerini 2030’larda daha belirgin şekilde hissedeceğiz, daha fazla doğal afete tanık olacak, daha fazla insanın yersiz yurtsuz kaldığını göreceğiz. ? ? ? Ali Deniz Uslu / Hakan Alp E YEŞİL BİR ÜLKE İÇİN... Küresel ısınma, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de şirketlerin “sosyal sorumluluk projeleri”nin konusu. Bu şirketlerden biri de OPET. Şirket, “Yeşil Yol Projesi” ile Türkiye’deki yeşil alanların artırılmasını amaçlıyor. Proje kapsamında üç yıl boyunca 648 OPET istasyonunun 362’sinde peyzaj çalışmaları tamamlanıp, 300 bine yakın bitki dikimi gerçekleştirildi. 2007’de ise yaklaşık 45 bin yeni bitki ekildi. İşte OPET Petrolcülük AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk’ün anlattıkları... “Yeşil Yol” projesi nasıl gelişti? Neden böyle bir projeye ihtiyaç duydunuz? “Küresel ısınma” olgusu, uzun yıllardır ülkemizi tehdit eden bir sorun. Biz, OPET olarak bu soruna karşı duyarsız kalmamak adına 2004’te, TEMA Vakfı ve Karayolları Genel Müdürlüğü ile “Yeşil Yol” projesini başlattık. Proje kapsamında, ülkemizdeki yeşil alanları yaygınlaştırmaya kendi bayi ağımızı Nurten Öztürk... kullanarak başladık. “Temiz Tuvalet Kampanyası”nda nasıl bayilerimizden başlayarak yola çıktıysak, “Yeşil Yol Projesi”nde de işe yine istasyonlarımızdan başladık. Böylece istasyonlarımızdaki peyzaj çalışmalarını mercek altına aldık. Bayilerimizin, doğayı, bitkileri ne kadar tanıdıklarını öğrenip, bilinçlendirme kampanyamıza ilk önce onlardan ve çevrelerinden başladık. Yapılan yeşillendirme faaliyetlerinin denetimi sırasında bayilerle birlikte eşlerinden de yardım aldık. Çalışmaların denetlenmesini bayi eşleri üstlendi. Eşler için “Yeşil Yol Karnesi” hazırladık. Yapılan çevre çalışmalarına bakıp, karnelere notlar verdik. Çok iyi notlar alanların ve çok çalışanların ödülü de istasyonun bir buçuk kilometre çevresinin ağaçlandırılması oldu. Ülkemizde faaliyet gösteren diğer akaryakıt dağıtım şirketlerine de bu projeye dahil olma çağrısında bulunuyoruz. Ülke çapındaki bütün akaryakıt istasyonlarının “Yeşil Yol Projesi”ne katılması durumunda, bütün bir ülke yeşille bezenecektir. Toplum ve sektör olarak birleşelim ve küresel ısınmaya hep birlikte dur diyelim. Bu tarz büyük şirketlerin halihazırda doğal kaynakları yüklü oranda kullanması eleştirilere neden oluyor. Bunu bir özür, bir borç gibi algılayanlar da var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? OPET olarak, kurulduğumuz günden bu yana sosyal sorumluluk bilincini kurum kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası olarak konumlandırıyor ve bu yönde süreklilik arz eden çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Sosyal sorumluluk projelerimizin, yaşadığımız topluma değer katan nitelikte olmasına özen gösteriyoruz. Ülkemizden kazandıklarımızı ülkemize katma değer olarak geri vermek düşüncesi bizi topluma yararlı sosyal sorumluluk projelerine imza atmaya yöneltiyor. Sosyal sorumluluk projelerimizin çıkış noktası, toplumun ve insanlığın ortak sorunları oluyor. Bu gibi çalışmaların yaygınlaşmasıyla ülkemizin çok daha güzel bir geleceğe kavuşacağına inanıyoruz. Şirketlerin özellikle küresel ısınmanın etkilerini azaltmaya yönelik gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk çalışmaları, ülkemizin geleceği açısından büyük önem arz ediyor. Her kurum, ülkesine karşı sorumluluk taşımaktadır. Sanayileşmiş ülkelerde, elbette ki doğal kaynakların tükenme süreci diğer ülkelere göre daha hızlıdır. Doğal kaynakları korumak adına yürütülen geniş kapsamlı sosyal sorumluluk çalışmaları sayesinde, doğaya verilen zararlar en aza indirgenebilir. Bu konuda her kurum üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir. Kampanyada gelinen nokta neresi? Yeşil Yol Projesi’nin başladığı Haziran 2004 tarihinden bugüne çok yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Yeşil Yol Projesi, mevsimsel olarak yapılabilen bir proje. İki yıl içinde 648 OPET istasyonunun 362’sinde peyzaj çalışmaları tamamlandı. Gerekli düzenlemeler yapıldı ve 300 bine yakın bitki dikimi gerçekleştirildi. Bu rakamlar, projenin ne kadar iyi gittiğinin kanıtı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle