22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 11 12/7/07 16:17 Page 1 PAZAR EKİ 11 CMYK 15 TEMMUZ 2007 / SAYI 1112 ??? Bu ihtimal de insanın aklını başına getirmeye yetmezse, 2050’den sonra dünyadan ümidimizi büsbütün kesmek durumunda kalacağız. Peki, küresel ısınmayı tek bir cümlede tanımlamak mümkün mü? En anlaşılır tanım, atmosferdeki sera gazlarının normalin çok üstünde bir seviyeye çıkmasıyla dünyanın sıcaklığının artması. Yine bilim insanlarının saptaması, kapitalizmin aşırı üretimtüketimi güdümleyen tavrı atmosferdeki karbondioksit ve sera gazlarındaki oranı yüz binlerce yıldır olmadığı bir seviyeye çıkardı… Buna rağmen bundan sorumluluk payını alıp çözüm üretmesi gereken ülkelerin tutumu hiç de içaçıcı değil, Kyoto Protokolü’ne göre gelişmiş ülkelerin emisyon indirimi yapması gerekirken, ABD yan çiziyor, AB, Japonya ve Rusya onu bir an önce uygulamaya geçmesi için sürekli uyarıyor… ABD’nin bu tutumunun nedeni sanayisini fosil kaynaklara bağlı olarak büyütme politikası. Irak’taki savaşın da nedeni bu, ABD’nin dünya enerji kaynakları üzerinde hegemonya kurma arzusu. Yani küresel ısınma, tümüyle politik bir mesele. Bu durumda dünyayı küresel ısınmanın tehdidinden kurtarmak için önceliğin alternatif enerji üretimlerine verilmesi gerekiyor… Meteoroloji Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Ali Erhan Angı, bunun pek de kolay olmadığını söylüyor. Nedenini de bugünün teknolojisi ile bol ve ucuz enerji sağlanamamasına bağlıyor. Oranlar da elektrik üretiminde fosil kaynaklara bağımlılıktan kurtulmanın kısa sürede mümkün olmadığını belgeliyor. Dünya yüzde 64, ABD yüzde 72, AB yüzde 48 oranlarında bağımlı, fosil kaynaklara. Alternatif ener Bu kareler Çin’den. Farklı dönemlerde çekilmişler. Küresel ısınmanın etkilerini gözler önüne seriyorlar. Bu gidişi durdurmak mümkün. Acilen somut politikalar geliştirmek gerekiyor. Bu noktada şirketlere de sorumluluk düşüyor. ji kaynaklarını en çok kullanan ülkelerde bile bu sayede enerji sağlama oranı yüzde beş değilken, bu soruna nasıl çözüm bulunabilir? Angı, “Kirlettiğimizi temizleyemiyorsak, bu kadar tüketmeli miyiz” diye soruyor “Yani tüketimlerimizden ne ölçüde vazgeçebileceğimizi sorgulamalıyız”. HER ŞEY İÇİN ÇOK MU GEÇ? Televizyonlarda, billbord’larda su kullanımına ilişkin uyarılar da bu sorgulamanın başlangıcı için bir adım oluşturmayı amaçlıyor. İstanbul’u bekleyen susuzluğun kaynağında da küresel ısınma var çünkü. Dünyanın bir yanı sellerle boğu şurken, bir yanı kuraklıkla baş etmeye çalışıyor. Küresel ısınmanın Türkiye’ye etkisi de işte bu, yani kuraklık. Elektrik üretiminde yüzde 80 oranında fosil kaynaklara bağımlı olan Türkiye’nin BM raporlarında da pek temiz bir sicili yok. 19902004 yılı arasındaki raporlara göre Türkiye, yüzde 72.6’yla karbondioksit emisyonunu en fazla artıran ülke. Buna rağmen Türkiye çıkışını nükleer santrallarla aramayı silip atmıyor, ama onun yaratacağı tehlike küçümsenmeyecek kadar büyük. İTÜ Meteoroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Türkiye’nin hassas ve kırılgan bir iklime sahip olduğunu anımsatıp, “Halka can ve mal güvenliğinin ne derece tehdit altında olduğunu göstermeliyiz. Bunu ertelemek riski artırıyor. Acilen somut politikalar geliştirip uygulayabilmeliyiz. Kalkınma mı, çevre mi ikilemine düşmemeliyiz. Maliyetlerden korkarak, kısa vadeli çıkarlara yönelirsek ileride karşılayacağımız büyük sosyoekonomik risklerin faturası iyice ağırlaşacak” diyor. Her şey için çok mu geç? Elbette hâlâ yapılabilecek bir şeyler var, birey olarak neyi ne kadar tükettiğimizi saptayıp, bunu mümkün olduğunca en aza indirmek gerekiyor. Ülke yönetimlerinin de üretim kalemlerini ve kaynaklarını sıkı bir elemeden geçirmesi öneriliyor. Peki ya şirketlere bir sorumluluk düşmüyor mu? Temizlikte, ısınmada, her türlü ev eşyasında daha az enerji ve su tüketen sistemleri kurmak... ÇEVREYİ KOLLAMAK, HAYATIMIZI KORUMAK DEMEK... Siemens, enerji tasarrufunu stratejisinde materyallerin en aza indirilmesini hedefliyor. Son önceleyen şirketlerden. Siemens Ev Aletleri aşama olan doğal kaynakların korunmasında ise Pazarlama Müdürü Bahriye Bayraklı üretilen cihazların en alt seviyede su ve elektrik Tavukçuoğlu’na göre, günümüzde farklı tüketerek çalışması sağlanıyor. Tavukçuoğlu, sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için doğaya “Siemens, ozon tabakasına zararlı FCKW ve saygılı üretim yapmak artık çok fazla önem FKW gazlarından yüzde 100 arındırılmış ürünler taşıyor. “Siemens” diyor, “161 yıllık geçmişe üretiyor. Cihazlarının kullanım kılavuzları geri sahip bir şirket. Araştırmalarıyla bilim ve dönüşümlü kâğıtlara basılırken, ambalajlarından teknolojiye katkıda bulunurken, elde ettiği da yine yüzde 100 geri dönüşüm sağlanabiliyor” verilerle üretim ünitelerini sürekli yenileyerek diyor. Siemens ürünlerinde, enerji tasarrufu çevreye ve doğal hayata zarar vermeyen daha kaliteli ürünleriyle kullanıcısının hayatına değer katmaya çalışıyor. Sosyal sorumluluklarının da bilinciyle hareket ediyor”. 1975'ten beri toplam kalite adı altında sosyal sorumluluk projeleri yapan Siemens, bu projelerini üç aşamada hayata geçiriyor. Bu projenin ilk ayağı, geri dönüşümlü ürünlerin tasarlanması. Bu aşama, üretim sırasında Pazarlama Müdürü Bahriye Bayraklı Tavukçuoğlu... kullanılan her türlü metalin mıknatısla sağlama ve çevre kirliliğini azaltma çalışmaları kolayca ayrılabileceği demir manyetik özellik çerçevesindeki uygulamalardan en önemlisi Enerji taşımasını gerekli kılıyor. İkinci aşama olan Etiketi. Tavukçuoğlu bu çalışmayı şöyle anlatıyor: ürün/çevre analizi, geri dönüşümlü ürünlerin “A sınıfı cihazlar, özellikle düşük enerji tasarımının yanı sıra kullanılan kaynak ve tüketimine sahipken, Siemens tarafından üretilen ev aletlerinin hemen hepsi A sınıfı gerekliliklerini karşılıyor. Siemens ve ABD Enerji Bakanlığı’nın birlikte yaptığı hesaplamalara göre, 10 milyon Siemens A+ serisi çamaşır makinesinin kullanım ömürleri boyunca sağladıkları tasarrufla, 67 milyon insanın yaşamları boyunca kullanacağı su ihtiyacı karşılanabiliyor. Almanya’da BSH tarafından yapılan bir araştırmaya göre, sadece buzdolaplarının enerji tüketiminin 1990'dan beri yüzde 75 oranında azaltıldığı belirtiliyor. Fırınlar, bulaşık makineleri ve buzdolaplarının enerji tüketimi yüzde 30 ve hatta yüzde 40 oranında, ürüne ve kullanım seviyesine bağlı olarak azaltılabiliyor. Siemens Ev Aletleri, geleceğin modern tasarımlarını evlere taşıyarak kullanıcıların hayat kalitesini yükseltirken, doğal kaynakların kullanımını yüzde 79 gibi ciddi bir oranda azaltan teknolojisiyle, toplumsal hayata karşı sahip olduğu sorumluluğunu yerine getiriyor”.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle