Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R PAZAR 3 7/6/07 15:19 Page 1 PAZAR EKİ 3 CMYK 10 HAZİRAN 2007 / SAYI 1107 Her şey hastalıkla boğuşan çocukların yüzünü güldürmek için... Bir dilek tut gerçek olsun Tayibe Önel Funda’nın dileği prenses olmaktı, oldu... Göktuğ, derneğe yazdığı mektupta yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Derya Kaptan ile yolcuları karşıladık, uçuş boyunca kokpitteydim. Kalkış anı ve uçağın havadaki süzülüşü... Uçak yavaş yavaş havalanırken Derya Kaptan, dümeni bana verdi, uçağı azıcık kullandım. Yolculara uçuş anonsunu ben yaptım ve bugün bir dileğimin gerçekleştiğini söyledim. Yolcuların alkışları kokpite kadar geldi. Derya Kaptan 26 senelik brövesini çıkarıp benim yakama taktı...” Derneğin prenseslik hayalini gerçekleştirdiği Funda ise, “Hayatım boyunca etkisinden çıkamayacağım bir gün geçirmemi sağladılar. Her şey mükemmeldi, bu kadarını tahmin bile edemezdim. Bana böyle bir gün yaşattıkları için derneğe çok teşekkür ederim” diyor. Çocukları derneğe doktorları ya da derneği bilenler yönlendiriyor. Derneğin faaliyetlerinden yararlanmak için dilek hattını (0212 212 44 04/05) aramanız yeterli. Telefonun diğer ucunda sizi Sabancı Üniversitesi öğrencileri karşılayarak başvuruları alıyorlar. “Gönüllü arkadaşlarımız sayesinde çocuktan üç dilek alıyoruz ve doktorunun tıbbi kararı sonucunda uygun olan bir dileğini gerçekleştirmek için çalışmaya başlıyoruz” diyor Hakko, “Bizim isteğimiz çocukların imkânsız dilekler istemesi, çünkü biz eğer o dileği gerçekleştirirsek çocuk kendi hastalığını imkânsız görmeyecek. Böylece çocuklara ve ailelerine yola devam etmeleri için bir umut ışığı yakmış olacağız. Hiçbir şey imkânsız değildir, yeni bir gelecek yaratmak bile”... Derneğin gönüllü sayısı bini geçmiş ancak yeni gönüllülere hâlâ ihtiyaç var. Hakko, fotoğraf çekecek, video çekimi yapacak, organizasyon işlerine yardım edecek kişilere de kapılarının açık olduğunu söylüyor. Gönüllü olmak isteyenlerin derneğin internet sitesinde form doldurmaları yeterli. Daha sonra kısa bir eğitimden geçiyorlar. Hakko, “Gönüllü sayımızı arttırmaya çalışıyoruz. Bu amaçla farklı şehirlerde de eğitimler veriyoruz. Bizim için, daha çok gönüllü, ulaşabileceğimiz daha fazla çocuk demek” diyor. Otuz ayrı ülkedeki Bir Dilek Tut (make a wish) dernekleriyle de iletişimde olan derneğe bağış yolu ile katkıda bulunulabilirsiniz. Bir Dilek Tut Derneği’ne katkıda bulunmak için Toys R’Us mağazalarından dernek için üretilen ayıcıklardan da satın alabilirsiniz. (www.birdilektut.org) B ir Dilek Tut Derneği, hastalıklarla boğuşan, hayati tehlikesi olan 318 yaş arasındaki çocukların dileklerini gerçekleştiriyor. Amaç, çocuklara bir parça umut, dayanma gücü ve sevinç vermek. 2000’de Meryem Mizrahi ve arkadaşlarının izledikleri bir filmden sonra kurdukları derneğin, şu andaki başkanı Carole Ann Hakko. SSK Okmeydanı Hastanesi’nde gönüllü çalışırken tanışmış dernekle Hakko, “Yanlarında durduğum çocukların istekleri oluyordu. Bu istekleri gerçekleşince, morallerinin düzeldiğini ve mutlu olduklarını gördüm. Bu duyguyu bütün çocukların yaşamasını istedim. Kısa bir araştırma yaptım ve bir arkadaşım aracılığıyla ‘Bir Dilek Tut Derneği’ni öğrendim” diyor. Dilekleri “sahip olmak”, “tanışmak”, “olmak ve gitmek”, “istemek” şeklinde dört ayrı kategoride değerlendiren dernek, iki yılda 300’den fazla çocuğun hayalini gerçekleştirdi. Pilot olmak isteyen Göktuğ (7), prenses olmak isteyen Funda (13), Fenerbahçeli futbolcularla tanışmak isteyen Rıdvan(16), İstanbul’u gezmek isteyen Feride (17), kendisine ait oda takımının olmasını isteyen Cihan (13) dernek sayesinde hayallerine kavuşan çocuklardan sadece birkaçı. Göktuğ’un dileği pilotluktu, gerçekleşti... EDİTÖR’DEN adınlar ne ister? Sorunun sahibi bir erkek olduğunda, yanıt aşağı yukarı bellidir, övgü dolu cümlelerin bile gizleyemediği bir had bildirme taşır derinliklerinde. Evden eve taşınmalı, kendini saklı tutmalı, hayata çıktığında da sessizce, pek görülmeden, iz bırakmadan yürüyüp gitmelidir kadın. Bir sözü varsa da eğer, cümlesinin hacmi, erkeğin cümlesinin hacmini geçmemelidir… Elbette bu cümlede yeni bir şey yok. Yüz küsur yıllık bir tekrardan ibaret, ama ne yazık ki hayat içini çürütmeye yetmedi, yetmiyor… Geçen hafta, Ali Kırca’nın “Siyaset Meydanı”nda 22 Temmuz seçimlerinin kadın aday adayları “erkek” partilerinin, “erkek” politikalarını biledi. Kırca’nın ilk sorusu yönlendirici, daha doğrusu kışkırtıcıydı, “erk” peşindeki kadının kendi cümlelerinden korktuğunun farkında, sordu: “Tamam kadınsınız, kadın sorunlarıyla ilgilisiniz, ama bakalım Kuzey Irak’a operasyon konusunda bir fikriniz var mı”? İstisnasız bütün partilerin temsilcilerinin bir fikri vardı evet, ama bir kadın değil, partilerinin politikalarının uzantısı olarak yanıtladılar soruyu, “Ülke menfaatları gerektiriyorsa, Kuzey Irak’a girmeliyiz”… Kadın örgütleri temsilcilerinin, kadınları politikaya ve Meclis’e hazırlayan KaDer’in şaşkın bakışları arasında cümlelerinin çeperini genişlettiler, evet, kadınlar savaşa hazırdılar! Özgürlüğün dilinin ve politikasının kurulabileceğine inanan kadınların hayal kırıklığı büyük oldu. Çünkü onların Meclis’teki kadınlardan beklentisi her ne olursa olsun barışın dilinin inşasıydı. Kadınların ancak barışta var olabileceğini, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın ancak barış koşullarında sağlanabileceğini, savaş ekonomisinde kadının evine kapatılacağını, dahası savaşın en çok kendilerinin ölümü olacağını biliyorlardı! Gökçe Uygun kadınlara Ali Kırca’nın göz ardı ettiği bu soruyu sordu: “Seçenler olarak seçilen kadınlardan ne bekliyorsunuz”? Farklı mesleklerden ve yaştan kadınların ortak beklentisi, vitrin olmayı reddetmeleri, kadınların sorunlarına çözüm aramaları ve başka bir politikanın, yani hayatın mümkün olduğunu göstermeleriydi. Nebahat Akkoç “Meclis’e girecek kadınlar, insan yaşamını değersizleştiren bir yaklaşımın alternatifi olabilecek bir siyaset yapma biçimi örgütleyebilirler” diyordu. Prof. Türkan Saylan ise Meclis’te kadın sayısının artmasının şiddetin yerini barışın almasını sağlayacağını umuyordu… Barıştan ve hayattan vazgeçmek biraz da kadınlıktan vazgeçmek değil mi? İyi haftalar... Berat Günçıkan bguncikan@yahoo.com K Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212)343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon: Mete Çolakoğlu / Mustafa Doğan (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna/ İstanbul (0212) 454 30 00 *Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet.com.tr