Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R PAZAR 6 24/5/07 18:19 Page 1 PAZAR EKİ 6 CMYK 6 Bir güzelliğin tarihi: Romy Aslı Selçuk irmibeş yıl önce, 28 Mayıs 1982’de Fransızların gönlünde sevgiyle, hayranlıkla yer eden oyuncu Romy Schneider trajik bir sonla yaşamını yitirdi. Henüz 44 yaşındaydı. Resmi ölüm nedeni kalp krizi olarak açıklandıysa da onu bu acı bitişe getiren başka nedenler vardı. Peki, Avusturyalı Romy Schneider’i Fransızlar neden böylesine benimsemişlerdi? Rosemarie Magdalena AlbachRetty, 28 Eylül 1938’de, Sigmund Freud, Stefan Zweig gibi etkili adların, Billy Wilder, Maria Schell gibi sanatçıların doğduğu Viyana’da dünyaya geldi. Annesi Magda Schneider, 1930’ların ünlü oyuncu ve şarkıcısı, Max Ophuls’un “Liebelei1933” filminin parlak yıldızı, aktör babası Wolf AlbachRetty, Avusturyalı Sarah Bernhardt olarak bilinen, kral Franz Joseph’in saray sanatçısı Rosa Retty’nin oğluydu. Avusturya sinema ve tiyatrosunun savaş öncesine denk düşen parlak döneminin ünlü çiftinin kızları Romy’nin yazgısı henüz çocukken çizildi. 1945’te çift boşanınca Romy’yi annesi Magda yetiştirdi. 1953’te Cologne’daki Güzel Sanatlar Okulu’na yazıldı, moda tasarımcısı, iç dekoratör olmak istiyordu. Bir telefon yaşamını değiştirdi, savaştan sonra oyunculuğa ara veren annesi Magda, Hans Deppe’nin “Wenn der weisse Flieder wieder blüht/Beyaz Leylaklar/1953” melodramıyla yeniden setlere dönüyordu. Filmde kızını oynayacak bir oyuncu daha aranıyordu. Romy akıl hocalığını yapacak annesiyle sinemaya ilk adımını attı. Sıradan melodramlarda, kalıplaşmış aşk öykülerinde oynadı önce. Bir gün yerine kızının geçeceğini bilen annesi hep yanındaydı. 1930’larda Magda’yı keşfeden, onu Viyana Tiyatrosu’na sokan Ernst Marischka aynı desteği Romy’e de verdi. Marischka’nın yönettiği “Sissi/1955”te Avusturya veliahtı Franz Joseph’le evlenen Bavyeralı sevimli Elizabeth rolüyle uluslararası üne ulaştı, Avusturya ve Almanya’da Y yıldızlaştı. Genç kızlar için Sissi içlerinden biriydi, onun özgür, soyluluğu önemsemeyen yanından, doğallığından, yaşama sevincinden etkilendiler. Savaşta parçalanmış Almanya içinse Sissi yeniden melankolik soyluluğa, onura dönüşün filmiydi, katil Reich döneminin yıkıntılarını cilalayıp parlatmıştı. Film, kültürel yapıt ilan edilerek Avusturya’daki tüm okullarda gösterildi. Romy halkının isteğiyle tüm Sissi’lerde oynadı, “Sissi Tahta Çıkıyor/1956”, “Sissi Kaderine Karşı/1957”, “Katia/Çarın Sevgilisi Katia/1960”… Uçucu, pembe yapımların coşkulu Romy’si 20 yaşındaydı. Annesinin denetiminde yolculuklara çıkmaya, flört etmeye başladı. Horst Buchholz, kendisinden 23 yaş büyük soylu Curd Jurgens, Avusturya kayak şampiyonu Tony Sailer ilk sevgilileriydi. 1958’de yaşamında ikinci bir kapı açıldı, ilk kez bir Fransız yapımında oynayacaktı. O pek istemiyordu, ama annesinin sözünden çıkmadı. Filmin adı “Christine”di ve Ophuls’ün “Liebelei”ının yeniden çevrimiydi. Erkek oyuncuyu Romy seçecekti, gözü yakışıklı Alain Delon’a ilişti. Başta birbirlerinden nefret eden Romy ve Alain sonra tutkuyla birbirlerine bağlandılar. Romy, annesini, Avusturya’yı ardında bırakarak Paris’i, bohem yaşamı, Alain’i seçti. Evet, Sissi ölmüştü! 1959’da nişanlandıklarını açıkladılar. Romy artık daha seçkin bir sinemanın içindeydi, ayak uydurabilmek için Fransızca öğrenmeye hız verdi. 60’lara gelindiğinde artık Fransızlar’ın “ideal kadın”ıydı. 68’de, bu idealliğin tanımı olgunluk, bağımsızlık ve tutku oldu. O sinemada 68 ruhunu, Brigitte Bardot ise cinselliği simgeliyordu. Delon ise Luchino Visconti’nin koruması altındaydı. “Rokko ve Kardeşler/1960”de başrolü ona vermişti. Şimdi aklında Romy ile Alain’i bir araya getirmek vardı. Önce Romy’i çalıştırdı, onu diksiyon kurslarına gönderdi. İki oyuncu Parisliler’in karşısına bir tiyatro oyunuyla çıktılar “Ne Yazık ki Fahişe/1961”. Oyun iki kardeşin ürkütücü ensest ilişkisini anlatıyordu. Romy 23 yaşındaydı ve artık karakter oyuncusu olmaya hazırdı. Visconti “Boccacio 70/1962” ve “Ludwig/1972” filmlerinde Romy’nin güçlü ve etkileyici oyun gücünü ortaya çıkarttı. Almanya’da yaşamayı deneyen Romy’nin Fransa’ya dönmesi uzun sürmedi. “La Piscine/Sen Benimsin/1969”de Delon’la oynadı, film büyük başarı kazandı. Sanatçıya üçüncü kapıyı Claude Sautet açacaktı. “Les choses de la vie/Hayat Bağları/1969” filmi için kadın oyuncu arayan Sautet, arkadaşı Jacques Deray’ın önerisiyle “La Piscine”i izledi ve Romy’ye âşık oldu. Hem dost hem de oyuncuyönetmen olarak birbirlerine tutuldular. Sautet esin perisine dönüştürdüğü Romy’den kitleleri büyüleyecek mutlak bir dişil portre çıkardı, alnını açtı, yüzünün ovalini ortaya çıkardı, saçını topuz yaptı… Bu yeni Romy 1970’te Simone de Beauvoir’la kürtajı destekledi, ünlü 343 Manifestosu’nu imzaladı. Sautet’nin “Max et les ferailleursŞeref Yolu, 1970”, “Cesar et RosalieSen ve Ben, 1972”, “Mado, 1976”, “Une histoire simple,1978” filmlerinde ölümsüzleşen Romy’nin özel yaşamı iyi gitmiyordu. 1973’te kocası Meyen’den ayrıldı, oğlu David’in velayeti için malvarlığının yarısını kocasına verdi. 1975’te Daniel Biasini ile ikinci evliliğini yaptı. Bir yıl sonra ikinci çocuğunu bir araba kazasında yitirdi. Acısını yeniden anne olarak dindirmeye çalıştı, bir kızı oldu, Sarah Magdalena. İlk kocası Meyen kendini asmıştı. Alain Delon ile (1958)... Renklendirmeler: Derya Polat / Eylem Zor Romy Schneider, Ernst Marischka’nın yönettiği “Sissi/1955” filmiyle ünlendi. 60’larda Fransızların “ideal kadın”ı, sinemada 68 ruhunun simgesiydi. Sonra trajediler art arda geldi. 44 yaşında öldüğünde, onun yaşamını en iyi şu cümleler özetliyordu: “Bir peri masalı, bir film senaryosu, bir Yunan tragedyası…” Romy, “Sissi”den 17 yıl sonra yine Elizabeth olmuştu, çünkü “Ludwig” de Orta Avrupa’daki soyluların ahlak yıkıntılarını yansıtan bir filmdi. 195864 yılları Romy’nin uluslararası çalışmalara imza attığı yıllar oldu. Dördüncü Sissi rolünü geri çevirip, Orson Welles’in “Dava/1962”sı gibi seçkin Fransız Romy Schneider annesi Magda ile. (1958) Schneider “Sissi” filminde... ve Avrupa yapımlarında yer aldı. Columbia ile yedi filmlik bir Bu intiharın izleri “La mort en direct/Ölümü anlaşma yapıp, ABD’ye gitti. Alain Delon’la ilişkileri şimdi Beklerken/1980” filmindeki etkileyici oyunculuğunda telefonla, mektupla sürüyordu… Haberin ulaşması kendini gösterecekti. 1980’de Biasini’den boşandı. Sırada gecikmedi, Alain onu model Nathalie Barthelemy’iyle hastalık vardı, ciddi bir operasyon geçirdi, bir böbreği alındı. aldatmış, Nathalie hamile kalınca da evlenmişlerdi. Romy ile Bir yıl sonra ikinci büyük trajedisini yaşadı. 15 yaşındaki oğlu karşılaşmayı göze alamayan Alain ona güllerle birlikte bir David, dedesinin evinde, bahçe duvarından atlamaya veda notu gönderdi. Bu, Romy’nin ilk derin acısıydı. çalışırken düşmüş, iç kanama nedeniyle ölmüştü. Bu, “Good Neighbor Sam/Sevgili Komşum/1964”, “What’s Romy’nin çöküşü oldu, içki içmeye, uyuşturucu kullanmaya, New Pussycat?/Evlenmekten Korkmuyorum/1965” gibi insanlardan kaçmaya başladı. Amerikan yapımlarında yardımcı rollerde oynayan Romy Yeni bir başlangıç umuduyla Paris’in taşrasına yerleşen aradığını bulamayınca Fransa’ya döndü. Delon artık bir Romy bir televizyon programında “Yaşam devam etmeli, yıldızdı, o da kendisine ikinci bir çıkış aramalıydı. Alain’le işim bana güç veriyor” dedi. Belki izleyicileri etkilemişti, ama Romy’nin dostlukları yaşam boyu sürdü, hep birbirlerini bu cümleyle kendini kandıramadı. 28 Mayıs 1982 akşamı desteklediler, bu bazen moral oldu, bazen maddi bir aşırı dozda uyku hapı aldı, gece kalp krizi geçirdi ve öldü. şeyler… BoissySansAvoir mezarlığına, oğlunun yanına gömüldü. “L’Enfer/Cehennem/1964”te başroldeydi, ama Döneminin en güzel, yetenekli oyuncusu Romy’nin yaşamı yönetmen Henri Georges Clouzot kalp krizi geçirince film şöyle özetlenebilir: “Bir peri masalı, bir film senaryosu, bir yarıda kaldı. 1965’te tiyatro yönetmeni Harry Meyen’le Yunan tragedyası...” evlendi, bir yıl sonra oğlu David doğdu.