Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R PAZAR 10 25/10/07 14:51 Page 1 PAZAR EKİ 10 CMYK 10 YATAKTAN RAKIYA ORGANİK ÜRÜNLER... 28 EKİM 2007 / SAYI 1127 İstikbal’den organik yüzeyli yataklar İstikbal, yoğun kent yaşamında yükselen değer olarak tanımlanan doğaya dönüş eğilimini yatak gruplarında organik ürün kullanımı ile destekliyor, artık daha sağlıklı ve doğal yataklarda uyuma imkânı sunuyor. Üstün teknoloji kullanılarak, organik pamuk esaslı kumaşla üretilmiş yataklar, yastıklar, çarşaflar ve alezler Orgatech serisinde hayat buluyor. Orgatech serisi ürünleri, Türkiye’nin ilk organik yüzeyli yatakları. Orgaflex ve Orgaform model yataklarını İstikbal, Orgatech Alez Strech çarşaf, yastık kılıfı ve Orgaflex yastık ile tamamlıyor. İstikbal, Orgatech teknolojisi ile üretilen yatakları için “mutluluk garantisi” veriyor, memnun kalmadığınız takdirde 30 gün içinde iade edebiliyorsunuz. Baytar kongresi Balkan hükümetleri arasında akdi kararlaştırılmış olan baytar (veteriner) kongresi dün saat beşte Hudut ve Sevahili (kıyılar) Sıhhiye İdaresi'nde Ziraat Vekili Sabri Bey tarafından küşad edilmiştir. Toplantıya iştirak eden Türk, Yunan, Sırp, Bulgar ve Romen murahhasları (delegeleri) saat dört buçuktan sonra Hudut ve Sevahili Sıhhiye İdaresi'ne gelmeye başlamışlardır. ... Riyaset (başkanlık) mevkiini işgal eden Ziraat Vekili Sabri Bey Fransızca olarak şu nutku irad etmiştir: “Murahhas efendiler, Pek güzel takdir edersiniz ki, kongremiz mahiyeti itibarıyla iktisadi bir kongredir. Çünkü kongremizin hedeflediği gaye, rençberlerimizin, köylülerimizin canlı servetlerinin sıhhatlerini korumaktır. Bu servetlerin öldürücü hastalıklardan uzakta, emin olarak artırılmasıdır. Şüphesiz ki bu gaye rençberlerimizin, köylülerimizin refahının gelişmesine, huzurlarının artmasına yardımcı olacaktır. Bu kongremiz bu gibi daha birçok hususlarda temasta ve teşriki mesaide (işbirliğinde) menfaatları zahir (açık) olan Balkanlıların umumiyetle iştirak İlk kadın veterinerimiz ettiği ilk kongredir. ...” Merver Ansel. 4 Ekim 1927 Salı *** Balkan devletlerinin iştirakiyle şehrimizde toplanmış olan baytar kongresi dağıldığı için murahhaslar memleketlerine dönmektedirler. Kongre hayvanlardaki bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek üzere hudutlarda tatbik edilecek hayvan sağlığı zabıtası hakkında mühim kararlar almıştır. Alınan kararlar arasında en mühimleri, sığır vebası ile mücadele için Balkan devletleri arasında tatbik edilecek tedbirlerdir. Murahhaslar, sığır vebasının yayılmasını engellemek için birbirlerine serum dağıtılması hususunda ittifak etmişlerdir. Memleketimizde külliyetli miktarda sığır vebası serumu istihsal edildiği (üretildiği) için hükümetimiz kongreye iştirak eden devletlere talep vukuunda lüzumlu miktarda serum verecektir. Bundan başka herhangi bir Balkan memleketinde sığır vebası salgını zuhur ettiği (çıktığı) takdirde devletler hastalıkla mücadele için oraya kâfi miktarda baytar göndereceklerdir. 17 Ekim 1927 Pazartesi Bellona’dan yenilik Yoğun tempo, stres ve yorgunluktan kaynaklanan uyku sorunlarının çözümü için yatak teknolojisinde ArGe’ye önem veren Bellona, mucize bitki aloe vera ve ofset yay teknolojisini bir araya getirdi. Bellona; vücut hareketlerine en hızlı yanıt veren ofset yay sistemi ile yatakta ortopedik bir konfor, aloe vera apreli kumaşın stresi azaltan etkisi ile de derin ve sağlıklı bir uyku vaat ediyor. Aloe vera ile üretilen kumaş, yatakta bakteri, mantar, böcek ve ev mitelarının oluşumunu engelliyor. Ayrıca enzim, vitamin, mineral, yağ ve amino asit gibi içerdiği 160 önemli biyolojik madde sayesinde uyku problemlerinin minimuma indirilmesine yardımcı oluyor. Offsetform ve Offsetflex yatakları Türkiye genelinde 800’e yakın Bellona bayiinde satışa sunuluyor. Berker Organik mamaları... Çarmosan, bebeğinin sağlığına ve gelişimine özen gösteren anneler için, Türkiye'nin yüzde 100 doğal organik biberon maması Berker Organik’i piyasaya sundu. Berker Organik 1, bebeklerin ilk 6 ayında anne sütünün yetmediği durumlarda ve normal besinlere geçiş sürecinde, yüzde 100 doğal organik besinlerle dengeli ve yeterli beslenme sağlıyor. Probiyotik ilaveli Berker Organik 2, 5. aydan sonra, probiyotik ve meyve ilaveli Berker Organik 3 ise, 9. aydan sonra 3 yaşına kadar kullanılabiliyor. Berker Organik mamaları, hiçbir yapay katkı maddesi, kimyasal madde, hormon, tarım ilacı ve genetik olarak değiştirilmiş organizma içermiyor. Efe’den organik rakı Organik alkollü içki tüketimi dünyada ve Türkiye'de artıyor. Efe Alkollü İçecekler, doğal yaşama değer veren, sağlıklı beslenme konusunda duyarlı rakı tutkunlarının isteklerine kulak vererek, “organik rakı” üretti. Efe, organik rakı üretimi için organik koşullarda üretilmiş ve sertifikalandırılmış kuru üzüm ve anason kullanıyor. Hammaddesinin temini oldukça zor ve dört kat daha fazla maliyetli olsa da, Efe Organik Rakı’da üretim ve depolama aşamalarında üretim şartlarına tamamen sadık kalınıyor. Dünya çapında güvenilirliğe sahip organik tarım kontrol ve sertifika firması Ecocert tarafından sertifikalandırılan ürünün analizleri de uzman uluslararası laboratuvar Eurofins tarafından yapıldı. Organik şarap, bira ve votkanın dünyada büyük ilgi gördüğünü gözlemleyen Efe Alkollü İçecekler, Efe Organik Rakı’yı yerli ve yabancı organik ürün tüketicilerinin beğenisine sundu. Efe Organik Rakı, 70 cl’lik ambalajıyla, organik ürün satan özel noktalarda 40 YTL’lik fiyatıyla yerini aldı. SOFRA Aylin Öney Tan denilen sunaklar çok şenlikli. “Ofrendas” listesindeki her şeyin simgesel bir anlamı var. Aztekçe “zempoaxochitl” denilen, ölü çiçeği olarak da anılan sapsarı kadife çiçekleri arasında parlak renklerle süslü şekerden kafatasları “calaveritas de azucar”, kâğıttan dantel gibi oyma süsler “papel picado”, ölenlerin fotoğrafları ve her birine yakılan mumlar sunak yerini dolduruyor. Benzer şekilde yiyecek kokusunun da çekiciliği ruhları cezbetmek için önemli kabul ediliyor. Bu nedenle olsa gerek ölüler ekmeği “Pan de Muertos” mis gibi kokuyor, maya kokusuna portakal ve anason rayihaları karışıyor, ölünün de dirinin de başını döndürecek bir aroma ortalığı kaplıyor. Sunakta ayrıca “sıcak çikolata”, “tamales”, “mole” gibi sevilen ve kökü Aztek uygarlığına dayanan yiyecekler de unutulmuyor. Rahmetlinin sevdiği yiyecekler ve içecekler de sunakta yer alıyor. Bu nedenle İsa ve haç gibi ruhani öğelerin yanı başında rahmetlinin huylarını ele veren tekila şişeleri ve kurukafanın ağzına iliştirilen izmaritler gibi dünyevi öğelere de sık sık rastlanıyor. Minik bir bebek için bırakılan biberon veya çocuk ruhlar için konulan bir koka kola şişesi ise insanı ister istemez hüzünlendiriyor. Çocukken dünya değiştirenler için oyuncaklar da ihmal edilmiyor. Zaten “angelitos” yani minik meleklerin en önce aileyi ziyaret ettiği düşünülüyor. Ninenin şalı, dedenin şapkası gibi rahmetlilerin sevdiği eşyalar da eksik olmuyor. “Dia de los Muertos” hüzün yüklü kasım ayını bayram yerine çeviriyor. Siz de kış günlerine girişi Meksika usulü şenlikli karşılayın. Kendinize pazar kahvaltısı veya akşam çayı için bu ölüleri bile canlandıran tatlı ekmeği yapın. Biraz tereyağı ve portakal reçeliyle yaşamın tadına varın. aylinoneytan@yahoo.com Şen ölüler... skeletler, kafatasları, kemikler. Öbür dünyaya kaçınılmaz gidişi hatırlatan her şey. Hepsi de bembeyaz şekerden yapılmış, rengârenk pullar payetlerle süslenmiş. Bütün bunların yemekle, ziyafetle, eğlenceyle alakası olabilir mi? Yaşama sevinci kaynağı yemek ve ziyafet ile ölüm bir arada düşünülebilir mi? Oysa bazı kültürlerde tam aksi. Meksika’da kasım başı kutlanan “Dia de los Muertos” yani “Ölüler Günü” hiç de kasım ayının kasvetine uygun bir gün değil. Ölüler günü ölenlerin anısına adanmış, onlarla bir araya gelindiğine inanılan şenlikli bir kutlama. Aileden, eşdosttan ayrılanlarla kavuşma günü. Kavuşmada hüzne yer yok, bu nedenle kasım başı Meksika düğün dernek yerine dönüyor. Yerli Aztek gelenekleriyle İspanyol Hıristiyan âdetlerini harmanlayan ölüler günü aksine mutlu bir gün. Ölülerle diriler birlikte şenlik yapıyor. Asıl amaç şu ölümlü dünyada ölülere felekten bir eğlence yaşatmak oluyor. “Dia de los Muertos” aslında birkaç güne yayılıyor, kasım ayının ilk iki günü kutlansa da hazırlıklar önceden başlıyor, evler öbür dünyadan gelecek onur konuklarına mahcup İ olmamak için pırıl pırıl temizleniyor. Evin baş köşesine ailenin ölenleri için bir sunak köşesi hazırlanıyor. Ekimin son gün batımında ise anma ve kutlamalar başlıyor. Ölmüşlerin ruhu inanışa göre evlerine geri dönüyor, sevdikleriyle hasret gideriyor, yiyeceklerin kokusuyla ruhlarını doyuruyor. Onları eve geri çağırmak için türlü numaralar yapılıyor. Mezarlıklardan evlerdeki sunaklara kadar yollara kokusunun ölülere yol gösterdiğine inanılan kadife çiçekleri serpiliyor. Sunaklarda sunulanlar da gene ölüleri şenlendirmek için özenle seçiliyor. “Ofrendas” Pan de Muertos 3 bardak un, 4 çorba kaşığı şeker, 1 paket bira mayası, 3/4 bardak ılık süt, 2 yumurta, 4 çorba kaşığı tereyağı, 1 tatlı kaşığı portakal rendesi, 1/2 tatlı kaşığı toz anason, 1/2 tatlı kaşığı tuz Üzerine serpmek için 2 çorba kaşığı toz şeker (toz şekeri birkaç damla kırmızı şekerci boyası ile karıştırıp Meksika’daki gibi pembe bir renk kazandırabilirsiniz) Mayayı yarım bardak ılık süt içinde 1 çorba kaşığı şekerle birlikte eritin. Diğer yanda kalan süt, erimiş tereyağı, yumurtayı karıştırın. Unu eleyin, kalan toz şeker, tuz, portakal kabuğu, anason ile harmanlayın. Mayalı karışım köpürünce diğer sıvı ve kuru malzemeler ile karıştırarak 10 dakika kadar yoğurun. Hamur yapışkan olursa biraz daha un ekleyerek toparlayabilirsiniz. Hamuru nemli bir bezle örterek ılık bir yerde iki misli olana kadar bekletin. Hamur iyice kabarınca yumruklayarak söndürün ve tekrar yoğurun. Hamurun üçte birini ayırın ve kalanı top gibi yuvarlak şekillendirip fırın tepsisine yerleştirin. Kalan hamurun yarısıyla bir kurukafa, diğer yarısını ikiye bölüp yuvarlayarak iki uzun kemik yapın. Kemikleri ekmeğin üzerine çapraz yerleştirin, kurukafayı da tam ortasına oturtun. Gerçi hamur tekrar kabarıp pişince ortadaki kurukafa yuvarlak bir hamur topuna, kemikler de uçları şişkince haç şeklinde çubuklara benzeyecektir ama âdet böyle. Hamuru tekrar örterek yarım saat kabarmasını bekleyin ve kabarınca 180 dereceye ısıtılmış fırında 35 40 dakika kadar pişirin. Yüzeyinin pandispanya gibi parlak olmasını istiyorsanız yumurta sarısı sürebilirsiniz. Fırından almadan birkaç dakika önce üzerine şekeri serpin.