02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 HAZİRAN 2006 / SAYI 1054 11 Demirbaş Şarl’ın Osmanlı topraklarını terk etmesinden yıllar sonra İsveç Hanedanı’ndan bir başka konuk bu topraklara döner ve genç Türkiye Cumhuriyeti’ni ziyaret eder. Atatürk, sofranın önemini kavrayan bir devlet adamı olarak konuğunu Cumhuriyete yaraşır bir şekilde ağırlar. Atatürk’ün öngörüsü sayesinde Ankara Palas inşa edilmiş, sosyal hayatın odağı haline gelmiştir. Yeni başkent Ankara Palas sayesinde, yabancı konukların ağırlanabileceği saygın bir mekâna kavuşmuştur. Atatürk, çiçeği burnunda Cumhuriyeti ziyaret eden ilk asil konuklarını da devlet protokolünün bu onurlu sahnesinde ağırlayacaktır. İsveç Prensi Gustav Adolf onuruna verilen yemek için mönü itinayla düzenlenir, zamanın anlayışına uygun olarak alafranga yemeklere ağırlık verilir. Yemekler, ev sahibinin ve konuğun onuruna değişik isimler alır. Yemek boyunca sunulan levrek, kuzu pirzolası, bıldırcın, kuşkonmaz, tavuk gibi yemeklere “Kral usulü”, “Prens şerefine”, “gurmelere layık” gibi tanımlamalar yapılır. Davet “Kremalı Çankaya Çorbası” ile başlar, “Stockholm dondurması” ile biter. Nadide Fransız şaraplarının yanı sıra Çankaya Yakutu, Ankara İncisi gibi yerli kırmızı ve köpüklü şaraplar sunulur. Klasik müzik dinletisinde genç Türk kompozitör Adnan Saygun’un bir eserine de yer verilir. SOFRA MEKÂN Krallar ve tatlar Aylin Öney Tan emirbaş Şarl olarak bilinen İsveç Kralı XII. Karl’ın beş yıl boyunca Osmanlı topraklarında konuk edilmesi İsveçlilerin hayatında çok şey değiştirmiş. Hikâye şöyle başlar: Genç yaşta ittifak halindeki Danimarka, SaksonyaPolonya ve Rus ordularını yenilgiye uğratarak devrinin en büyük askeri komutanlarından biri haline gelen İsveç Kralı, bu başarının verdiği güçle “Büyük İsveç Krallığı” hayalini gerçekleştirmek ister. Bu uğurda savaştığı Ruslar tarafından büyük bir yenilgiye uğratılır ve güneye doğru kaçarak Osmanlı topraklarına sığınmak zorunda kalır. Kral’ın şark ellerinde geçirdiği yılların izi bugün hâlâ sürülebiliyor. Köşk, sofa, kalabalık gibi kelimeler günümüz İsveççesinde yadırganmaksızın kullanılır. İsveçlilerin gün boyu ellerinden bırakmadıkları kahve, Şarl’ın şarktan öğrenip memleketine geri götürdükleri araÇilekli Kaymak sında baş köşede yer alır. İsveç mutDondurma fağının lahana sarmaları, köfteleri ise Şarl maiyetindekilerin İsveç’e göİsveçli şefin kendi türdükleri ve mutfak kültürlerine malzemelerini kullanmakta kattıkları tatlar arasındadır. Buzullagösterdiği özeni siz de ra yakın ülkenin evlatlarının Türkgösterin, yerli ürünlere ağırlık lerden öğrendiği keyiflerden biri de verin, tat farkını hissedeceksiniz. buzlu şerbetler yapmaktır. 1 kg. Osmanlı çileği, 78 Şarl, yenik bir sığınmacı gibi deçorba kaşığı Kars çiçek balı, 2 ğil, Osmanlı şerefine uygun bir şeçay kaşığı Urfa nar ekşisi, 1 kilde onurlu bir kral olarak kabul Finike portakalı, Dövme Maraş görmüştür. O sırada başta olan Suldondurması (adam başı bir iri tan III. Ahmet şöyle buyurur: “Tam top) bir hükümdar gibi karşılansın, gereÇileği boyuna ince ken itibar sağlansın, maiyetine tayidilimleyin. Bal, nar ekşisi, nat verilsin.” portakalın ince rendelenmiş Maiyetin tayın ihtiyacı sağlanırken kabuğu ve suyunu çileğe Osmanlı tatları yanı sıra konukların ekleyin ve buzdolabında bir kültürleri de gözetilir. Günlük tayın saat kadar bekletin. Dondurma listesinde 40 okka domuz eti, 15 kâselerine birer top dondurma adet tuzlu balık, 50 adet taze balık, koyup üzerine birkaç kaşık suyuyla birlikte çilekli karışımı 456 okka bira, 178 okka şarap, 29 dökün. Memleket tatlarının okka rakı gibi kalemler dikkat çebenzersiz keyfini çıkarın. ker. Bunun yanı sıra bulgur, yarma, erişte, pastırma, bamya, kahve, am D Yeşilköy Balıkçısı yaza hazır D ANKARA PALAS’TA İSVEÇ TATLARI Atatürk’ün emaneti Ankara Palas, son yıllarda Dışişleri Bakanlığı Daire Başkanları’ndan Osman Çetintaş’ın idaresinde kapsamlı bir onarımdan geçti. Bu sayede tekrar krallara layık aydınlık çehresine kavuştu. Yıllar sonra Ankara Palas’ta hoş bir tesadüfle tekrar kral sofraları kuruluyor. Atatürk’ün konuk ettiği prensin torunu, bu kez aynı mekânda Türk konuklarını ağırlıyor. Kralın özel aşçısı ülkesinin seçkin tatlarını sunan bir mönü oluşturmuş. Şef, mevsim özelliklerini de göz ardı etmemiş, ilk yaz günlerinin taze lezzetlerine öncelik tanımış. Kuzey denizinden gelen balıklar İsveç usulü salatalık ve dereotu sosu ile lezzet kazanırken, Gotland adasının nadide süt danasına körpe yeşil kuşkonmaz eşlik etmiş. Frenküzümü jölesi ve seçkin İsveç peynirleri hazmettirici olarak sunulurken tatlı seçiminde İsveç meyvelerine ağırlık verilmiş. Yabanmersininden yapılan “mus”, marine edilmiş İsveç çilekleri ve badem krokan ile lezzet kazanmış. Başta milli içki Aquavit olmak bütün içkiler ve Kraliyet servis takımları da İsveç’ten taşınmış. Yemekten birkaç saat önce de Kraliçe salona gelerek tek tek masa düzenini denetlemiş. Şef mönüyü düzenlerken bence tek bir inceliği gözden kaçırmış. Listesine Demirbaş Şarl’ın yadigârı İsveç usulü lahana sarma ile İsveç ormanlarının meyvelerinden Türk usulü buzlu bir şerbeti de katsaydı tarihin garip döngüsüne yaraşır bir mönü ortaya çıkacaktı. İşte size Ankara Palas yemeğinden minik bir ayrıntı. En basit ama doğru malzemelerle kendinizi kral sofrasında hissetmeniz için. [email protected] İsveç Kralı 16. Gustav ve Kraliçe Silvia... ber, misket çiçeği gibi konukların aşina olmadığı malzemeler de verilmiştir. Atların arpası dahi ihmal edilmemiş, hizmetkâr takımının yevmiyesi ve tayını da ayrıca düzenlenmiştir. Kral’ın tercümanı, padişahın buyruğunu ileten Yusuf Paşa’ya yiyecek yardımının pek isabetli olduğunu fısıldamadan edemez. Demirbaş Şarl Osmanlı topraklarında ağırlanmaktan memnun, mesut yıllar geçirir. Ancak sürekli Osmanlı’yı Rusya’ya karşı kışkırtması nedeniyle huzursuzluk baş gösterir ve sonunda pek istekli olmasa da Osmanlı topraklarını terk etmek zorunda kalır. enizden gelen değişik tatları canlı müzik eşliğinde sunan Yeşilköy Balıkçısı, tarihi dokusuyla da etkileyici bir mekân. Yeşilköy Balıkçısı, 20 yıllık tecrübesinin sağladığı güveni şimdi iş yemekleriniz ve toplantılarınız için de sergilemeye hazır. VIP salonu bu tür toplantılar için ideal. Ayrıca özel günleriniz için 7080 kişilik salonunu listenize ekleyebilirsiniz. Toplantınız ister özel olsun, ister iş, zengin mönü sizi bekliyor. Her usulde balığın yapıldığı ve mezenin bulunduğu Yeşilköy Balıkçısı’nda, mevsimine göre olta balığı da yiyebilirsiniz. Her gün balıkhane ve Sarıyer’den Kumbağ’a kadar tüm balık barınaklarından bizzat alınan taze balıklar da tam mekânın adına uygun. Favorileri ise kâğıtta levrek, tuzda balık, balık çorbası, Meksika soslu karides, ahtapot fırın, deniz mahsulleri gratine, levrek boğaziçi, sarımsaklı karides, çiğ balık salatası, karides fondüe, karides ve soğuk mezeler. Mekân, haftanın her günü 12.0024.00 arasında hizmet veriyor. Fiyatları ise kişi başı 4050 YTL. Adres: Yeşilköy Çamözü Sk. No: 6 Tel: 0212 573 67 8990 Neruda’da brunch keyfiniz, Boğaz manzarasıyla renkleniyor. 10.3015.30 saatleri arasında verilen brunch’ta, her lezzeti tatmak mümkün. Tel: 0212 323 49 8283 Pazar günlerini müzikle şenlendirmek isteyenler için, Edip Akbayram, Koma Agire Jiyan ve Kızılırmak’ın 12.0017.00 saatleri arasında verdiği “Halk Konseri” güzel bir fırsat. “Özgür ülke, insanca bir yaşam için buluşuyoruz” sloganıyla düzenlenen konser, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda. Biletler ise 12.50 YTL. “Benimle Delirir misin?” Mine Artu’nun yazdığı oyunda, Metin Zakoğlu ve Merve Yanık oynuyorlar. Evliliğinin ilk yılından itibaren delirmeye başlayan bir koca ile karısının ilişkisini anlatan oyun, Kulis Sanat Evi’nde bugün 16.30’da sahnelenecek. Tam 22.50 YTL, öğrenci 17.50 YTL. Akbank Kültür Sanat Merkezi Galerisi'ndeki “Melek Yüzlü Yabancı” sergisi eşiktaş’ta Çırağan Sarayı’nda bulunmakta olan Ziraat Müzesi, iki üç güne kadar Balta Limanı'ndaki Ferid Paşa’nın köşküne nakledilecektir. Sarayların İtalyan şirketine devrinden sonra, orada yerleşmiş olan Ziraat Müzesi’nin başka bir yere nakli icap etmiş ve müzeye elverişli bina aranmıştır. Vali Ziraat Müzesi B Süleyman Sami Bey’in gayretleriyle Balta Limanı’ndaki bu köşkün çok cüzi bir icar bedeliyle isticar edilerek (kiralanarak) müzenin oraya nakli münasip görülmüştür. Ferid Paşa Köşkü’nün bahçesi de hayvanat müzesi için çok elverişli ve vâsi (geniş) olduğundan, Ziraat Müzesi orada yerleştikten sonra mükemmel bir de hayvanat bahçesi vücuda getirilecek ve şimdiye kadar mevcut hayvanlar çoğaltılacak ve cinsleri arttırılacaktır. Ferid Paşa köşkünün icar bedeline bağlanması için Maliye Vekâleti ile haberleşme cereyan etmekte olup yakında neticenin alınması kararlaştırılmış olduğundan yukarıda da yazdığımız üzere nakil keyfiyetine üç gün sonra başlanacaktır. Ziraat Müzesi buraya yerleştikten sonra numuneleri hazırlanıp da henüz açılmayan, hububat, tütün, üzüm, bilumum meyve branşlarını açacak ve ayrıca hayvanat bahçesi için de ciddi surette meşgul olacaktır. Müzeye iki üç gün önce Menteşe’den bir yaban keçisi gelmiş, ayrıca bir de kaplan derisi gönderilmiştir. Menteşe civarında kaplan bulunduğu muhakkak olduğundan ve önümüzdeki aylar zarfında da bu hayvanlar doğurmuş bulunacağından, bir kaplan yavrusunun da müzeye gönderileceği bildirilmiştir. Müze, yeni binasında bütün branşlarını tamamladıktan ve hayvanat bahçesini de hazırladıktan sonra seyircilere açılacak ve memleketimizin iktisadi hayatında çok kıymetli rol oynayacak olan bu mahal (yer) cüzi bir ücret mukabilinde temaşa edilebilecektir. 14 Mayıs 1926 devam ediyor. Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun yaptığı serginin sanatçıları Ergin Çavuşoğlu, Ali M. Demirel, Paul Eachus, Simon Faithfull, Dryden Goodwin, Gül Ilgaz, Shona Illingworth, Rachel Lowe, Harold Offeh, Denizhan Özer, Seza Paker, Neriman Polat, Pınar Yolaçan. Tel: 0212 252 35 0001 Sinema meraklıları, “1. Kadıköy Kısa Film Festivali”nin son gününü yakalayabilirler. Caddebostan Kültür Merkezi’nde yapılan gösterimler ücretsiz. Festival kapsamında, Belgesel Sinemacılar Derneği, benimsinemalarım.com, Kısa Filmciler Derneği ve kadikoyweb.com seçkileri gösterilecek. Tel: 0216 348 49 18 Pazar gününüzü dansla süslemeniz mümkün. Tophanei Amire’de yapılan MSGSÜ Dans Festivali’nde, samba’dan cha cha’ya, salsa’dan tango’ya, R&B hiphop’tan flamenko’ya her dans türünün tadına varacaksınız. www.msgsudancefest.com Akşamını İtalyan yemeği ile sonlandırmak isteyenlere, La Pergola, orijinal İtalyan taş fırınıyla hizmet veriyor. Mantar soslu tagliatte ai funghi, tagliatte bianca enere al gamberi, ravioli ıspanaklı ve risotto peynirli, tagliatte manzo, fırında patates ile kaplanmış levrek, peynir sepeti içinde karides, enginar ve mantar salatası, sıcak kestaneli sufle, dondurma... La Pergola engelli müşterilerini de unutmamış ve onlar için özel düzenlemeler yapmış. Tel: 0212 274 74 99 Hazırlayan: CANAN ONURAL [email protected] YANITLAR Haftanın kolayı Haftanın kolayı Haftanın zoru Darülfünun Kütüphanesi arülfünun fakülteleri kütüphanelerinin bir bina dahilinde birleştirildiğini yazmıştık. Bu suretle Darülfünun Kütüphanesi namı altında birleşen kütüphane 105 bin cilt kitaba mâlik bulunmaktadır. Şimdi büyük bir faaliyetle bu kitapların tasnifine çalışılmaktadır. Darülfünunumuzun şimdiki kütüphanesi, Haftanın zoru D Balkan devletleri darülfünunlarının kütüphanelerinden üstün ve Avrupa darülfünunları kütüphanelerine nazaran iyi bir mevkiye sahiptir. Kütüphanenin bir salonu tamamıyla Yıldız Sarayı’ndan gelen kitaplarla doludur ki, bu eserlerin ciltlerindeki ziynet ve nakışlar derhal nazarı dikkati çekmektedir. 23 Nisan 1926 Yanıtlar sağ sütunda... CUMHURİYET 11 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle