02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 Bedenimi zorluyor ve şaşırıyorum... Zeynep Tanbay’ı bugüne kadar sahnede yalnız ya da yabancı dansçılarla izledik. Oysa bugün bir dans topluluğu var; 10 dansçıdan oluşan grubun adı “Zeynep Tanbay Dans Projesi”. Sahnedeki iskemleler sizi şaşırtmasın, çünkü gösterinin adı “4 Ayak” ve aslında hayata dair bir şeyler anlatıyor... Fotoğraf: Esra Başıbüyük Esra Başıbüyük aha önce tek başına ya da yabancı dansçılarla izlediğimiz Zeynep Tanbay artık bir dans grubuna sahip. Bu, Akbank’ın kanatları altında, devlet kurumu çatısı dışında, maaşla çalışan bir dans topluluğu. 10 dansçıdan oluşan “Zeynep Tanbay Dans Projesi”nin gösterisinin adı ise “4 Ayak”. İşte Tanbay’ın gruba ve kendine dair anlattıkları... Beyhan Murphy, Gevyan McMillen, Aysun Aslan ve siz... Türkiye’de dans sizlerle daha bir fark edilir oldu, diyebilir miyiz? Aslında çok kişi bunun tohumlarını ekti. Genelde Turkuaz Modern Dans Topluluğu’nu örnek veriyorum, çünkü Türkiye’de devlete bağlı olmadan kurulan, iki önemli koreografın başında olduğu ilk ciddi dans grubuydu. İstanbul Devlet Balesi profesyonel dansçılarından oluşuyordu, ama dansçıları gerek maddi, gerek başka bir bünyeye ait olmanın getirdiği kısıtlamalardan dolayı topluluk üç sene sonra sönümlendi. Ama o zamanlar tohumları atıldı ve bugüne gelindi. Artık bunun bir basamak üstüne çıkılması gerekiyordu. Bir kurumun altında toplanıp, bu kurumdan maaş alabiliyoruz, buranın dansçılarıyız diye bilinsin, istedim. Bundan sonra kurulacak bütün toplulukların bu basamaktan devam edeceğine inanıyorum. Belki daha küçük bütçelere sahip olurlar ama artık insanlar zor da olsa danstan geçimlerini sağlamaya başlayacaklar. 10 dansçıyı seçmek zorladı mı sizi, katılımın yüksek olduğunu biliyorum. Çok zor oldu. Öncelikle seçme fikri bana ters geldi. Bu zamana kadar hep seçilenler arasındaydım, birden o seçme konumunda olmak rahatsız etti. Geriye kalan insanlar için bir suçluluk duygusu yaşadım. Çünkü hakikaten çok büyük potansiyel var. İnsanlar konservatuvardan mezun oluyorlar, ama dans edebilecekleri bir yer yok. Artık umutlanabiliriz, bugün teksek yarın belki beş olacağız. Dansın da devletin tekelinden çıkması, özel sektörde bir camiasının oluşması gerekiyor. Önceden kendi bedeninize koreografi yaparken, şimdi sahnede sizin gibi on beden var... Bedenin limitlerini ne kadar zorlayabiliyorsunuz? Tabii ki Zeynep olarak beynimde bir vizyon var ve o hiç bilmediğim on bedenin limitlerini zorlayıp onları da kendimi de şaşırtarak bir noktada buluştuk. Benimle hiç benzerlikleri olmayan bedenleri ve teknikleri ipi çeker gibi kendime yaklaştırmaya çalışıyorum. Aslında bu bizim tanışma projemiz. Dansçıları nereye kadar sürükleyebileceğimi, onlar da benimle nereye ve daha ne kadar gidebileceklerini gördüler. Sizi İstanbul Tiyatro Festivali’nde izlediğimde sahnede yine bir iskemle vardı, oysa yeni bir şey bekliyordum sizden... Çünkü iskemle “Dört Ayak” için yaptığım ilk koreografim, bütün bu projenin çıkış noktasıydı. Sonra ikili iskemleye ulaştım. İstanbul izleyicisi bu dansı çok izledi. Biri çıkıp “artık yeter” diyecek diyordum, ki bakın biri çıktı, yani siz (kahkahalar) ama bunu söylediğim herkes çok karşı çıktı, itirazlar yüzünden ben de geri koydum. Tabii yaptığınız müthiş emek isteyen bir iş, uzaktan “ah keşke yeni bir dans olsaydı” demek çok kolay... Ama çok da doğru. İskemle kullanmamın bir diğer nedeni de, kendi dansımdan daha çok topluluğu, on dinamik dansçıyı öne çıkartmak istemem. Artık Zeynep Tanbay Dans Projesi var ve ben bile bu projenin küçük bir parçasıyım. O açıdan da iki solomu yapamadım. Bu eğer seyirci için bir kayıpsa, bu benim için mutluk. O iskemlenin de anlattığı bir dert olmalı, yanılıyor muyum? Sizinle burada oturuyoruz. Hiç farkında değiliz, ama bu masa dört ayaklı, oturduğumuz iskemleler de. Hayatımız bunların üstünde, içinde, altında, yanında geçiyor, işte, okulda, evde... Birileri iskemleler üzerinde sizin hakkınızda kararlar veriyor ya da siz veriyorsunuz. İzleyici iskemleye bir anlam yüklemeyebilir, ama benim için anlamı bu... Zeynep Tanbay projesinin en yakın hedefi ne? Eylül ayında yeni projeye başlamak. Ama diğer yandan turnelerimizi hiç bozmayacağız. Yurtdışı için teklifler geliyor Türkiye’nin dört bir yanına taşımak istiyorum. 8 Mart’ta, Diyarbakır’da Dünya Kadınlar Günü’nde bir gösteri yapmıştım. Bir genç grup geldi ve “Bizimle atölye çalışması yapmayacak mısınız, biz öyle sanmış ve çok sevinmiştik” dediler. Onlar üniversitede kendi başlarına dans eden gençlerdi. Bir anda içim eridi, “keşke bana söylenseydi” dedim. Yani eğer gerçekten isteniyorsa her şey yolunu buluyor ve aslında durdurulamıyor... Gösterileriniz daha devam edecek sanırım... 22 Haziran’da Ankara’daydık, 28 Haziran Çarşamba günü ise İzmir’e olacağız, Sabancı Kültür Sarayı’nda. D [email protected] CUMHURİYET 16 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle