02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9 NİSAN 2006 / SAYI 1046 3 Tek memeli kadın savaşçılar Kanser sonucu alınan memenin yasını kısa sürede atlatmak mümkün. Başa çıkmanın yöntemlerinden biri de zamanı aşıp bir Amazonla empati kurabilmek... Amazonun yaptığı bir sosyal başkaldırıysa siz de imgeleri kırabilirsiniz... eme kanseri, kadınların en korktuğu hastalık... Amazonların memelerini kesip kesmedikleri bugün de Bunda memenin taşıdığı toplumsal ve kültürel tartışılıyor, biz kesildiği varsayımından hareket edersek, buimgelerin de payı var. Peki, bir zamanların da nu neden ve nasıl yaptıklarını da sormalıyız... ha iyi ok kullanabilmek için sağ memelerini kenEvet, Amazonlarla ilgili en çok tartışılan konulardan biri bu. di elleriyle kesen amazonları ile kanser nedeniyle memesin Genellikle tarihçiler tarafından tartışılmış, modern tıbbın baden olan kadınlar arasında bir bağ kurulamaz mı? Ondokuz kış açısından hiçbir hipotez üretilmemişti. Tarihçiler, AmazonMayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Es ların sağ memelerini ortadan kaldırdıklarını savunup, bunu tetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kara Amazon kelimesinin kaynağı sayılan “amazonia” kelimesinin calar bu bağı kurmakla kalmıyor, meme kanseri sonrası mas memesiz anlamına gelmesine dayandırıyorlar. Fikir ayrılıklatektomi geçirmiş, bir memesi olmayan kadınların Amazon sa rı neden ve nasıl sorularıyla başlıyor. Memenin kesilerek, dağvaşçıların mücadelesi, kararlılığı ve savaşcı ruhu ile aidiyet lanarak, sarılarak ya da çimdiklenerek gelişiminin engellendikurabileceklerini öngörüyor. Bunu, stresle başa çıkmalarında ği şeklinde dört görüş var. bir yöntem olarak görüyor. Bu düşünce doğrultusunda, OnPeki neden yaptıkları biliniyor mu? En basmakalıp teori, ok atmayı kolaydokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi laştırmak için yaptıkları. Günümüzde kaPlastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerradın okçular, yayın memeye çarpmaması hi, Halk Sağlığı, Genel Cerrahi ve Psiiçin koruyucu kullanıyor. Bu koruyucu aykiyatri bölümünden bir grup öğretim nı zamanda yay çekmeyi de kolaylaştırıyor. üyesi Amazonlar Meme Kanserine KarÇünkü meme travmasının benign (iyi huyşı Projesi’ni (AMEKA) başlattılar. Karalu) meme lezyonlarına neden olduğu ve calar’ın Amazon estetiğini tartıştığı bibunların kanser riskinin fazla olduğu bir limsel makalesi American Plastic and gerçek. Reconstructive Surgery adlı uluslarası Oysa meme kanseri modern zamanladergide “Özel Konu” olarak kabul edilrın hastalığı gibi görülür... di. Bu konuyla ilgili bir de kitabı var: Evet, ama kanser tarih öncesi dönem“Amazonizm, Meme ve Estetik”. İşte lerde de insanlığın sorunları arasındaydı. Prof. Dr. Ahmet Karacalar’ın konuyla ilProf. Dr. Ahmet Karacalar... Amazonlar’dan önceki dönemlere ait Edgili anlattıkları... win Smith Papirusları’nda ( MÖ 3000Nereden aklınıza geldi böyle bir ça2500) bile, meme kanseri hastalarıyla ilgili bilgiler var. Bir melışma yapmak? Samsun’da meme kanseri nedeniyle bir memesi alınan has menin ortadan kaldırılmasına ilişkin en ilginç görüşlerden bitaya arkadaşlarından biri “Sen bir Amazon oldun” demiş. Bu risi Hipokrat’a ait; buna göre sağ memenin ortadan kaldırılmizah anlayışının rahatlatıcı ve enerji veren yaklaşımı çok et masıyla güç sağ omuz ve kola gider. Bir memeyi savaş yetekili oldu. Kanserle savaş derneklerinin soğuk görüntüsü ya neklerini arttırmak için yok eden kadınların mesajıysa gözünında AMEKA organizasyonu tarih, mitoloji ve tıbbı birleş peklik, dayanıklılık, güç, kararlılık gibi psikolojik savaşta ettiren ilginç bir kombinasyon sunuyor. Bu organizasyonla me kili olan maskulin sıfatlar. Günümüz değerleri ile konuya bame kanserine karşı toplumsal duyarlılığın oluşturulması ve karsak, bu davranış gerçekten inanılmaz görünebilir. Aslında meme kanserli hastalarda grup bilinci ve dayanışmanın geliş insanoğlu tarih boyunca bedeni değiştirmeyle ilgilenmiştir. Evet, ama bazı uzmanlar memepenis denkliğinden söz tirilmesi zorlanılmadan gerçekleştirilebilecek. M Cemil Ciğerim Heykeltıraş Ahmet Uyar’ın çalışması. Samsun Terme’de bulunuyor. ederek, bir erkeğin penisini kaybetmesi ile bir kadının memesini kaybetmesi arasında, benzer katastrofik cinsiyetsizleştirme etkileri olduğunu vurguluyor. Bu çok bilinen Freudyen teoriyi akla getiriyor. Ödipal kompleks teorisine göre kızlar asla kuvvetli bir süperego geliştiremez, çünkü kastrasyon korkusu yaşamazlar. Freud’a göre bu durum kadınların zayıf doğalarının kaynağıdır. Onların süperegoları erkeklerdeki gibi acımasız ve duygusallıktan uzak değildir. Oedipus döneminde hâkim olan erkeklerdir, bu nedenle Freud’un teorisindeki kız çocuğunun deneyimlerini bir Amazon kızının yaşamadığını söyleyebiliriz. Aslında bir memenin ortadan kaldırılması, sosyal bir başkaldırı. Diğer yandan Amazonların asimetrik mutilasyonu, “asimetri hareketi” denen, yaşamı, oyunu, özgürlüğü, keyfiyet ve rastlantıyı belirtiyor. Cinsel arzuya da bir tepki var sanırım... Tek memeli beden, erkek arzusu tarafından oluşturulan erotik cazibe için çirkindir ve mutlak ilgisizlik anlamını taşır. Ancak tam olmayan ya da mükemmel olmayan değişken form başka kültürlerde, örneğin Asyalı WabiSabi anlayışında estetik bulunabilir. Deformasyon ve yıpranmışlık objenin işlevselliğini gösterir. Bu bakış açısından Amazon bedeni estetik bir değer kazanır. Amazon mantığını günümüze uyarlamak mümkün mü? Yaklaşık 3000 yıl geçmesine ve gerçek anlamda yazılı bir Amazon tarihi olmamasına rağmen, Amazon fenomeni kültürel yaşamda hâlâ aktif. Amazon ideası, özellikle Batı toplumlarında giderek artan sayıda kadın için çekicilik taşıyor. Tarih kendisini pozitif bir döngüde tekrarladı, kadın gücü tozlanmış konumundan silkinip tekrar hayat bulmaya başladı. Amazonların savaşçı karakterlerini taşıyan “duygusuz” kadınları, özellikle siyaset ve çalışma yaşamında görebiliriz. Bu modern Amazonlar, hem savaşçı maskulin bir ruh sergileyip hem de güzellik ve bakım ürünlerini yoğun olarak kullanarak, feminen yönlerini koruyorlar. Amazonizmin günümüz kadınına verdiği en önemli mesaj, her kadının gerektiğinde bir Amazona dönüşebilmesinin gerekliliği. EDİTÖR’DEN G itmesek de, müdavimi olmasak da adını duyduğumuz, şehir efsanelerinin en renklilerinin ürediği bir cadde: Bağdat. Herkesin bir diğerini izlediği, izlenmenin bir eğlenceye dönüştüğü uzun yol. İstiklal Caddesi kendisine geleni kim olursa olsun içinde eritirken, o dışarıda bırakmasıyla ünlü. Her şeyden önce de yaş ayrımı yapmasıyla... Bu yüzden de en iyi gençler anlatabilir Bağdat Caddesi’ni. İşte kendi dillerinden internet sitesi “Ekşi Sözlük”te yazdıkları: Erkekler için ayrı (Buffalo botun içine pantolon sokulacak, üzerine Hilfiger veya Armani tişört giyilecek, pantolon mümkünse Guess ya da Ferre olsun), kızlar için ayrı (spor ayakkabılarımız DKNY, pantolonlarımız ve üstümüz Mango ya da Home Store, hiç olmadı Zara) forma geliştirmiş, herkesin aynı dili konuşup (aşkısı, bebiş, güsellik, yeni arabalar, yeni markalar) aynı hayatı yaşadığı, farklı birinin uzaylı gibi süzüldüğü, kazık dükkanların sıra sıra dizildiği, kendisinden olmasa da takılan insanlarından nefret edilesi Anadolu yakası caddesi. Rezil Tiki mekânı, herkesin aynı şeyleri giydiği... İstanbul’un ve tüm Türkiye’nin en güzel en karizma mekânı... Orda oturmayanların bizzat kıskançlık odağı... Sevilesi yer, memleketim... Bağdat Caddesi’ni bir dairenin çapı olarak düşünün. Şimdi o daireyi çizin kafadan. Aha oldu size küçük İsviçre. Altyapısı olsun, binaları olsun genel Türkiye ortalamasının çok üstünde bir cadde. Yaşayanları biraz garip, o ayrı. Bütün bu yazılanlardan bir Bağdat Caddeli profili çıkarmak mümkün elbette, ama daha yakından bakmak gerekiyor. Çünkü dört bir koldan yükselen şiddetten bir cadde ne kadar muaf tutulabilir ki? Hele de geçmişinde cinayetlerle noktalanan otomobil yarışları, sokak kavgaları ve kendisinden olmayanı şiddetle dışlamalar varsa... Son dönemde liselerde tanık olunan şiddet olaylarına neden aranırken, ekonomik, siyasi çerçeveyi yine medya deldi. Suçlu olarak Kurtlar Vadisi ve onun karakterleri gösterildi ve sonunda görüldü ki Türkiye uzun zamandır mafyayı “milliyetçi” olarak içine almış, sindirmiş, benimsemiş... Şiddetin yaşandığı okulların çoğu “devlet” okulu olunca, gözler önce varoşlara ve altorta sınıfların yaşadığı bölgelere çevrildi. Buralarda suç kolay işlenir, kolay suçlu olunurdu... Özlem Altunok ve Özgür Erbaş’ın Bağdat Caddesi’nde doğup büyümüş, özel üniversitelerde okuyan gençlerle yaptıkları röportajlar da gösteriyor ki, eğlencenin, kolay ve rahat alışverişin arkasında kendi adaletini uygulamaya niyetli bir gençlik var. Anlattıkları hem muhafazakâr, hem milliyetçi, hem solcu olmayı başarırken düştükleri boşluğu da gösteriyor. Bu boşlukta da gelecek pek ışıklı görülmüyor... İyi haftalar... Berat Günçıkan [email protected] Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Yazı İşleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna / İstanbul İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Cumhuriyet Reklam (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 *Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet. com.tr CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle