Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R PAZAR 5 7/12/06 16:26 Page 1 PAZAR EKİ 5 CMYK 10 ARALIK 2006 / SAYI 1081 5 Ben de bir iş hak ediyorum Esra Açıkgöz ürkiye İstatistik Kurumu’nun rakamlarına göre, Türkiye genelinde iki milyon 343 bin işsiz var. Bunların yüzde 69.4'ü erkek. Yüzde 35.1’i ise bir yıl ya da daha uzun süredir iş arıyor. Ekonomist Mustafa Sönmez’e göre, bu rakam daha da yüksek, 4 milyon 444 bin. İlknur Kara ve Ümit Biçer, bu rakamlar içindeki iki kişi. Farklı şehirlerde, farklı cinsiyette, ancak aynı sorunu yaşıyorATAMAMI YAPMIYORLAR… lar. Bir iş istiyorlar, mümkünse de yıllarca eğitimini aldıkları mesleklerinde… Ümit Biçer, aslında 1975 doğumlu, ailesi okula erken başİlknur Kara, 26 yaşında. Üsküdar Ticaret Meslek Lisesi Banlasın, hayata erkenden atılabilsin diye, yaşını bir yıl büyük yazkacılık bölümü mezunu. Lise mezuniyeti ekonomik krizin patdırmış. İlk, orta ve liseyi Antalya’da okumuş. Engelli olduğu lak verdiği 2001’e denk gelince, üniversitede bankacılık eğiiçin ailesi eğitimine ayrı bir özen göstermiş, okusun hayatıtimi almaktan vazgeçip, sigortacılık meslek yüksekokulunu nı hatta kendi hayatlarını kurtarsın istemiş. O da istenileni bitirmiş. Sonra da açık öğretimde dört yıllık işletme okumuş. yapmış, zamanında girmiş üniversiteye, dört yılda da bitirTurizm ve sigorta acenteciliğini yürüten bir şirkette iki bumiş, Ankara Üniversitesi Coğrafya bölümü mezunu. Araşçuk yıl çalışmış, “Acentede daha çok turizm işlerine kaymak tırma yapan kurumlarda çalışabileceği ya da öğretmen olazorunda kalınca, mesleğimi yapmak istediğimden işten aybileceği için bu bölümü yeğlemiş. “Üniversitede çok rıldım” diyor, “Sonuçta bunca yıl sigortacılık yapmak için zorlandım, babam inşaat ustasıydı, ancak ünivereğitim aldım. Sevdiğim iş o. Sigortacılık gelişen bir messitede olduğum yıllarda bir kaza geçirince, arkadaşlek, ancak genellikle pazarlama bölümüne eleman aralarımın yardımıyla okudum” diyor “Mezun olacanıyor. Bense daha çok operasyon istiyorum”. ğım yıl, öğretmen olmak isteyenler için formasyon Kara, 2005 Ağustos’undan beri işsiz. Birkaç işe gieğitimi almayı zorunlu hale getirdiler. Bu çok parip çıkmış, ancak bunlar çok uzun sürmemiş. “Babam halı bir eğitim. O yüzden ancak bir yıl sonra minibüs şoförüydü, kalp krizi geçirdi, şimdi evparayı toparladım, formasyonu aldım. Öğde. Birikimlerimizi yiyoruz. İnşaat mühendisi bir retmen olmak için 1999'dan 2002'ye kakardeşim var, o çalışıyor. Benden daha şansdar her yıl KPSS'ye girdim. İlk dönem pulı, istediği işi yapıyor. Kendi mesleğimi yapaanım yetmiyordu, sonraki dönemlerde ise, bilme ‘lüks’ünü elde edene kadar direneceöğretmenlik mezunlarına öncelik tanınğim” diyor. Kendini en azından böyle bir diÜmit Biçer, dı. Yani bize verdikleri öğretmenlik serrenme sürecine sahip olduğu için şanslı hisyaşadıklarını tifikasını işlevsiz kıldılar”. sediyor. Onun için hayatta mutlu olmanın anlatsa da, Bundan sonrası Biçer için yedi yıl süyollarından biri, sevdiği mesleği yapabilgörüntüsünün ren bir işsizlik. Bu süre içinde nerede iş mek. “Hayatımızın büyük bir kısmı çalışaalınmasını istemiyor. bulduysa oraya gitmiş, Diyarbakır, Batrak geçiyor. Evde bile bu kadar çok zaman man, Ankara, İstanbul... Harita kadastgeçirmiyoruz. Maddi açıdan tatmin etse ro bürosunda çalışmış, anketörlük yapde, sevilmeyen bir işle, başarılı olunabilemış, sözleşmeli ve vekil öğretmenlik de. ceğine inanmıyorum” diye anlatıyor bunun Şimdi İstanbul’da sözleşmeli öğretmennedenini. İşsizliğin getirdiği tek yıkım paralik işi bulmuş, ancak 450 milyon maaşla sızlık değil. “İnsan işsizken kendine güvenihem geçinip hem de ailesine destek olani de kaybediyor” diyor, “Özellikle kendi pamayacağı için, vazgeçmiş. Engellilere ayrılan rasını kazanmaya alışmış biri için evde durmak, devlet memuru kadrosundan yararlanabilmek aileden para istemek çok zor. Çalışırken gezeriçin Türkiye İşçi Kurumu’nun açtığı bir sınava dim, hayatın içindeydim, kendime bakardım. girmiş. Bu iş de olmazsa Antalya'ya, ailesinin Şimdi sinemaya gitmek isteseniz uzun uzun düyanına dönecek, yeni bir iş duyumuna kadar. şünüyorsunuz. Bu kadar uzun süre evde kal“Elimize 510 kuruş geçince çıkıp iş arıyoruz” mak insanı yoruyor. Bütün hayatınız kısıtlanıdiyor, “Gazetelerdeki iş ilanlarına bakıyorum. yor, özgürlüğünüz de. Bunu illa birilerinin yapBütün milli eğitim müdürlüklerinin numarasıması gerekmiyor, kendi kendinizi kısıtlıyorsunın olduğu bir defterim var. Bazen rastgele bir nuz. Mesela yan komşuya giderken bile insanyer seçip ‘Vekil öğretmenlik için açık var lar, ‘Kızın işi yok, geziyor, eğleniyor derler T mi?’ diye düşünüyorum. İnsanlar sevdiğim işi yapmak istememi anlamıyorlar. Sorumsuzlukla suçlayanlar, iş beğenmiyor diyenler oldu”. Bir yıl içinde pek çok yere iş başvurusunda bulunmuş Kara. Bir yıl önceki başvurularının kiminden daha yeni yanıt almış, “Görüşmelere gidiyorsunuz, iyi karşılıyorlar, ama sonra olumsuz da olsa bir haber vermiyorlar” diyor, “İnsanlara güveninizi kaybediyorsunuz. 'Biz sizi arayacağız' diyorlarsa, bir sorun vardır. Bankaların sigortacılık sınavlarını kazandım, mülakatı da geçtim, hâlâ aramadılar.” Çalışmak insanın en temel hakkı. Oysa Türkiye’de işsiz sayısı giderek artıyor. Bugün için dört buçuk milyon kişi işsiz. İşsizlik sadece yoksulluk demek değil, özgürlükler ve kendine güven de bitiyor… İşte iki işsizin, Dünya İnsan Hakları Günü’nde yaşadıkları haksızlığa dair anlattıkları… İlknur Kara, bir yıldır işsiz. Tek isteği, eğitimini aldığı mesleği yapabilmek. sırası nedeniyle benden önce atıyorlar. Sonra da, puanı benden yüksek diye atanma sıralamasında benden geride olan ilahiyat mezununu benden öne alıyorlar. Bakanlığın koyduğu sıralamayı ihlal edip atama yaptıkları halde bir açıklama dahi yapmıyorlar”. Üçü kız, üçü erkek altı kardeşi var Biçer’in, o en büyük. Sadece bir kız kardeşi çalışıyor, o da asgari ücretle. “İşsizlik” diyor, “sadece maddi değil, manevi yönden de zarar veriyor insana. Psikolojim tahrip oldu. Sosyal aktiviteleriniz sıfırlanıyor. Kitap okusanız, kafanızı veremiyorsunuz. Potansiyeliniz varsa bile onu kullanamıyorsunuz. Eve katkı sunduğumda dünyalar benim oluyor. Sözleşmeli öğretmen olarak çalıştığımda paramı hep eve vermiştim, çok da mutlu olmuştum. Bunları kendimi acındırmak için anlatmıyorum. Onu yaptığın an asıl kaybettiğin andır. Sadece böylesi gerçekler var, bunları insanlara anlatmak istedim”. mı?’ diye arıyorum. Gerçi bulunduğum ilçenin dışına çıkarsam bu parayla geçinemem ama... Arkadaşlar da ‘Şurada vekil ya da sözleşmeli öğretmenlik açığı olabilir’ diye arıyorlar, ancak bazen maddi nedenlerden gidemiyorum. Ortaya çıkıp ‘Ben işsizim’ diyen insan sayısı az, parasızlıktan ortaya çıkamıyorlar, bunu samimi söylüyorum”. Biçer, artık yorulmuş. “İnsanları kandırıp para kazanmak büyük bir ahlaksızlık. Nişantaşı'nda bile coğrafya öğretmeni açığı var, buna rağmen yılda sadece 20 coğrafya öğretmeni alıyorlar, neden” diye soruyor. Öğretmenlik sertifikasını kullanamadığı için kızgın. Altı yıl önce dava açmış. Sonuç mu? “Hiçbir gerekçe göstermeden ‘Atanamaz’ diye karar verdiler, temyize gittik. Genel atama listesine baktık, bir ilahiyat mezununu sınıf öğretmeni olarak atamışlar. Oysa atanma sırasına göre ilahiyat ve fenedebiyat mezunları son sırada yer alıyor. Puanı benden düşük sınıf öğretmenini atanma ETKİNLİK Tiyatro görmeyen çocuk kalmasın! stanbul Devlet Tiyatrosu, Dalin ve İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tüm çocuklara tiyatro görme imkânı sunmak için bir araya geldi. Amaç, gelir düzeyi düşük 10 bin çocuğa ulaşabilmek. Proje, öğrencilerin, İstanbul Devlet Tiyatroları’nın tüm sezon boyunca sahneleyeceği çocuk oyunlarını haftada bir gün Dalin’in katkılarıyla ücretsiz olarak izleyebilmesini sağlayacak. Bu oyunlardan ilki olan “Çiçeğim Solmasın”ın prömiyeri de proje kapsamında İ öğrencilere yapıldı. Oyundan önce yönetmen Ayşen İnci çocuklarla söyleşti, oyunu ve tiyatroyu anlattı. Müziğini Kemal Günüç, kostüm tasarımını Hüseyin İlgin, dekor tasarımını Burhan Yılmaz, dans düzenini ise İness Kiremitçi Aksum’un yaptığı oyunda Destan Batmaz, Bihter Gülgeç, Başak Özyönüm, Elif Verit, Senem Akmancı, Rezzak Aklar, Tuna Öztunç, Kadir Hasman, Çağlar Polat, Zeynep Akaya, Ceren Moray, Tolukan Uçar, Jale İzzetoğlu rol alıyor. “Çiçeğim Solmasın” oyunundan.