Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZAR EKİ 2 CMYK 2 EDİTÖR’DEN 26 KASIM 2006 / SAYI 1079 Kadına yönelik şiddet, uluslararası bir sorun. Bu yüzden AB ve Birleşmiş Milletler'in de gündeminde. Nedenlerinde ve çözümünde hemfikir olmak şiddeti önlemeye yetmiyor. Çünkü sadece yasaları değil, şiddeti üreten toplumsal kavramları da değiştirmek gerekiyor; töre söylemlerini, erkeklik anlayışını, aile mahremiyetini, toplumsal öğretileri... Avrupa Konseyi yarın 44 ülkede aile içi şiddetle ilgili bir kampanya başlatacak. Desen: Zeynep Özatalay G öçerler Süphan’ın eteklerine kurmuşlar kıl çadırlarını. Akşamüstü. Erkekler ve çocuklar sürüyü toparlamaya çalışıyor. Kadınlar çadırda, ocakta bir yandan su ısıtıyor, bir yandan yemek pişiriyorlar. O, yemekle beşik arasında gidip geliyor. Onunla aynı dili konuşmuyor, konuşamıyoruz. Okullu bir çocuk benim sorularımı ona, onun söylediklerini bana çeviriyor. Hep tek kelimelik yanıtlar. Başını tencereden kaldırıp yüzüme bakmıyor. İsmini söylüyor bir tek: Berivan. Yemeğe alıkonuyorum. Erkekler, kadınlar, çocuklar… Kaşıklar ortadaki tepsiye batıp çıkıyor. Bir an başımı kaldırıyorum, göz göze geliyoruz, gözleri kocaman yeşil, kocaman acı… Dahası sol gözünü çevreleyen, yanağının yarısına inen morluk. Birkaç saniyelik bakışta, o ne yaşadığını anlatıyor, ben de anladığımı. Başını ikinci kez kaldırdığında gözlerini erkeklerden orta yaşlısına çevirip, bakışlarıyla öfkesini kusuyor. Öykü tamamlanıyor; o kocası, bugün ya da dün onu dövdü! Ayrılırken diğerlerinden ayrı duruyor. Anlaşılan hepsine kızgın, dövülmesini izledikleri, engellemedikleri için… Dönüp dönüp arkaya bakıyorum, orada, dimdik durup, gidişimi izliyor. Bugün de zihnimde tazeliğini koruyor bakışları, sessiz anlaşma, sessiz kardeşlik, sessiz acıda ortaklık… Televizyonun sesini bastırıyor kadının çığlıkları. “Yapma” diyor, “Vurma”… Ses, alt kattan geliyor. İki çocukları var, erkeğin annesi de onlarla birlikte yaşıyor. Gidip kapılarını çalıyorum, ses kesiliyor, ama bu kez daha öncekiler gibi davranmıyor, sessizliğe yaslanıp eve dönmüyorum… Elimi zilden çekip kapıyı yumrukluyorum. Adam açıyor, “Rahatsız ettik, kusura bakmayın” diyor, başı önünde. “Olur böyle şeyler” demeye getiriyor, her yerde, her evde. “Olmayacak” diyorum, “Bir daha olmayacak, yoksa”… Kadın başını uzatıyor, adamın omzunun üzerinden, “Sana ne” diye bağırıyor, “çek git evine, yoksa polis çağıracağım”… Yeni bir dayaktan kaçınmak için “rıza”yı kullanması canımı acıtıyor… Birbirinden binlerce kilometre uzaklıktaki iki kadının yaşadıkları arasında tek bir fark var, birinin çığlığı betonda, diğerinin çadırda patlıyor. Dün, “Kadına Karşı Şiddeti Önleme” günüydü. Görünen o ki artık evin içi dışına çıkıyor ve dünya kadınların çığlığına kulaklarını kapatamıyor… Şiddeti önlemenin yollarından biri de bu, evle dışarısı arasındaki kapıyı sonuna kadar açık tutmak… İyi haftalar... Berat Günçıkan bguncikan@yahoo.com Şiddetsiz bir dünya Esra Açıkgöz ün, “Dünyada Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Günü”ydü. O yüzden de dünya şiddeti konuştu, kimi zaman mağdurları anlattı yaşananları, kimi zaman uzmanları. Aslında şiddet uluslararası gündeme, 1993’te girebildi. 1992’de çıkarılan CEDAWKadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, taraf ülkelerin şiddete yönelik raporlar hazırlamalarını zorunlu kıldı. Bundan önce sözleşmede şiddetle ilgili bir madde yoktu. Çünkü şiddet, aile içinde kalması gereken, “özel bir mesele”ydi. Ta ki 80’lerde kadın örgütlerinin yoğun çalışmaları sonucunda, insan hakkı ihlali olduğu anlaşılıncaya kadar. Aynı yıl, BM Kadına Yönelik Şiddeti Bertaraf Etme Bildirgesi'ni kabul etti. Böylece ilk defa, şiddetin varlığı resmi olarak kabul edildi. Bu devletlere, şiddete maruz kalmış kişilere yönelik çalışmalar yapmaları için yükümlülük getiren ilk bildirgeydi. Hâlâ da en kapsamlı bildirge olma özelliğini koruyor. Yarın bu çalışmalara bir yenisi daha eklenecek: Avrupa Konseyi, aile içi şiddet konusunda 44 ülkede eş zamanlı bir kampanya başlatacak. Bu, hükümet ve parlamento düzeyinde kadına yönelik şiddeti hedef alan bir çalışma olması açısından önemli. Biz de bu kampanyaya katılan Türkiye'de kadına yönelik şiddetle ilgili uzmanlarıyla konuştuk. YASA DEĞİŞTİ, AMA ZİHNİYET AYNI BM Kadına Yönelik Şiddet Raportörü Prof. Dr. Yakın Ertürk’e göre, kadına yönelik şiddetin uluslararası hukuk ve siyasi konu olması oldukça yeni. Yine de uluslararası boyut kazandıktan sonra kimi ülkeler hızlı gelişim sağladı, kimi geride kaldı. “Türkiye yakın zamana kadar ikinci dilime giriyordu” diyor Ertürk, “Yeni TCK ile daha önceki yasada aileye ve toplumsal adaba karşı işlenmiş suçlar diye nitelenen suçların kadının kimliğine yönelik bir suç olduğu kabul edildi. Büyük gelişmeler sağlandı. Yine de toplum henüz bu yasadaki kadar zihinsel bir dönüşüm yaşamadı”. Değişikliklerin kadın hareketleri sayesinde olduğunu da hatırlatıyor Ertürk. İstatistiklerin iyi tutulduğu ülkelerin, bu konuda en fazla mücadele veren ülkeler olduğunu söylüyor ve ekliyor: ?? D Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212)343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon: Mete Çolakoğlu / Mustafa Doğan (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna/ İstanbul (0212) 454 30 00 *Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet.com.tr