02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PAZAR EKİ 5 CMYK 15 EKİM 2006 / SAYI 1073 5 Selim Sesler ve düğün şarkıları S elim Sesler Dramalı profesyonel bir zurnacı ailesinden geliyor. O da müziğe zurnayla başladı, ama klarnetle devam etti. Şimdi dünyanın tanıdığı bir isim. Romanları ve geldiği Rumeli köklerini müziğiyle temsil ediyor. “Oğlan Bizim Kız Bizim” albümünde ise Türkiye’nin farklı coğrafyalarından düğün müziklerini yorumluyor. Çünkü Sesler için düğünler çok özel. Ona göre düğünlerde hüznü ve coşkuyu bir arada yaşamak mümkün, ama eski düğünlerin tadı da yok. Bu albümün amacı da eski düğünlerin hasretine son vermek. Yapımcıları dünya müziğinin tanınmış isimleri Ben Mandelson ve Rob Keyloch. Müzikteki yoldaşı Kanadalı Brenna MacCrimmon da elbette albümde. İlkay Akkaya da sesiyle türkülere hayat veriyor. Sesler’in yeni albümünü canlı dinlemek için en yakın tarih 26 Ekim. Müzisyen Babylon’da sahne alıyor. İşte Selim Sesler’in yeni albümle ilgili söyledikleri... Trakya’nın müziğini tüm dünyaya dinlettikten sonra şimdi de Anadolu düğünlerini müziklerinize taşıyorsunuz. Neden? Düğünleri anlatmamızın sebebi onlarda neşe ve hüznün bir arada olması. Düğünlerde oyun havaları, dans ritimleri ve ayrıca oturak âlemleri olur. Oturak âleminde de yemek faslı ve ardından istek şarkılar gelir. Ağıtlar, hüzünlü parçalar istenir. Tüm duygular aynı anda yaşanır, huzurlu bir eğlencedir düğünler. Yani bizim düğünlerimizde mutluluk ortak paydasında ağlayan da olur, gülen de. Edirne’den “Yüksek Yüksek Tepeler”, İzmir’den “Yağcılar Zeybeği”, Urfa’dan “Kara Üzüm Habbesi”, Yunanistan’dan da “Koloz Havası” albümdeki parçalardan bir kaçı. Seçimini nasıl yaptınız? Yazılar: Ali Deniz Uslu Selim Sesler’in yeni albümünün adı “Oğlan Bizim Kız Bizim”. Sesler, bu albümünde Anadolu düğünlerini anlatıyor. Edirne’den Muğla’ya, Trabzon’dan Urfa’ya kadar geniş bir coğrafyada müzikal bir ziyafet sunuyor. Coşkunun, hüznün ve mutluluğun bir arada yaşandığı düğünlerin tanıdık melodilerini müzikseverlerle paylaşıyor. Selim Sesler 26 Ekim’de Babylon Sahnesi’nde... Bunlar en sevdiğim parçalar. Zaten bu parçaların pek çoğuna kulaklar aşina. Albümde ayrıca üç de bestem var. Ben şarkıların insanları cezbetmesini, baştan çıkarmasını istiyorum. Bir de müziğimin kibar ve nazik olmasını. Peki, eski düğünler var mı hâlâ? Bundan yirmi yıl önce Keşan’da çocuklarıma sünnet düğünü yapmıştım. Belki 100150 şişe rakı içmiştik. Mangallar, yemekler ne ararsan! Şölen gibiydi. Kalabalık, coşku ve müzik vardı, ama artık devir değişti. Artık eski tat yok. O zaman çok para da gerekmiyordu. Şimdi böyle düğünler yapmak maddi açıdan çok yıkıcı. Ben yeniden o tadı almak istiyorum. İnsanların kanını kaynatan bir müzik yapmanıza rağmen sizi sahnede çok hareketli göremiyoruz... Ben dans edemem, yalnızca biraz kıvırırım. Aslında önemli olan seyircinin müziğin ruhuna katılması ve dans edip eğlenmesi. Selim Sesler dünya müziğinde önemli bir isim. Burada etnik müziklerin yeniden keşfedilmesi de önemli sanırım... Dünya müziğine ilginin nedeni ise kültürel bilinçlenme, müziğini sahiplenme ve içinde duyma. Şimdi bakıyorum da konserlere gençler geliyor. Türkülerini dinlemek istiyorlar. Amerika’ya gidiyorum orada konser veriyorum, onlar da fasıl ve türkü istiyor. İnsanlar dilini bilmediği toprakların müziğiyle dans ediyor ve mutlu olabiliyor. Uzun zamandır Kanadalı Brenna MacCrimmon ile beraber müzik yapıyorsunuz. Onunla tanışma hikâyeniz oldukça ilginç... Brenna Kanada doğumlu, orada büyümüş ve hâlâ orada yaşıyor. Küçükken evin mahzeninde bir kırk beşlik bulmasıyla hayatı değişmiş. Bulduğu plakta bir Rumeli türküsü dinliyor ve o gün bugündür bırakamıyor. Brenna, Rumeli türkülerini söyleyebilmek için ortaokulda Türkçe dersi bile almış. Sonunda eski kasetlerimi dinliyor ve yolu İstanbul’a düşüyor. Sonra da beni buldu, o gün bugündür müzik yapıyoruz. Bu albümde Trakya’dan parçalar az. Oranın havasını solumuş biri olarak sormak istiyorum. Nedir bu Trakya’nın müzisyen doğası? Trakya, müzisyenler için açık bir okuldur ve Trakyalının hamurunda müzik vardır. Hangi eve girerseniz girin bir türkü duyarsınız. Zaten Trakyalıların konuşmaları bile melodiktir, ritimlidir, her sözcükte nüans vardır. Mesela “abe gelsene beyah buraya!” derken bile bunu hissedersiniz. Nazareth Orkestrası Ümmü Gülsüm’ü yorumluyor... azareth ve Galilee’li müzisyenlerinden kurulmuş Nazareth Orkestrası, Mısır’ın dördüncü piramidi olarak anılan Arap dünyasının en önemli seslerinden Ümmü Gülsüm’ün şarkılarını yorumluyor. Grubun solisti Lubna Salameh Arap müziğinin tanınmış genç yorumcularından. Nazareth Orkestrası hem Filistin’de hem de İsrail’de konserler verirken iki tarafın da ne kadar ortak noktası olduğu ve savaşın anlamsızlığı mesajını veriyor. Orkestranın kurucusu ve sanat direktörü Eli Grunfeld “Şarkılarımız her iki tarafı da barış konusunda cesaretlendiriyor” diyor, “barış için zamana ihtiyaç var”. Eli Grunfeld’e orkestranın 16 yıllık hikâyesini sorduk, işte yanıtları: N Nazareth Orkestrası kuruluşundan bahsederek başlayabilir miyiz söze... Orkestra, bundan 16 yıl önce Arap klasik müziğini ve Filistin’in geleneksel müziklerini dünyaya tanıtmak, uluslararası festivallerde, dünyanın her yerinde eski şarkılarımızı, özünü bozmadan tekrar yaşatabilmek amacıyla bir araya geldi. “Nazareth” bölgesel olarak da özel bir yer. Gruba bu ismi koyarken neler düşünmüştünüz? Öncelikle Nazareth bölgesinde yaşayan müzisyenlerden kuruluyor olmamız önemliydi. Ayrıca Nazareth’in müzikal kültürünü ve müzisyenlerini dünyaya tanıtmak istedik. Bölgenin doğası gereği her türlü politik meseleye rağmen Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi halk bir arada yaşıyor. Biz de orkestramızın ismiyle ve müzisyenlerimizle aynı doğayı temsil ediyoruz. Nazareth müziğinde neleri barındırıyor? Arap klasik müziğini, geleneksel Filistin müziklerini akustik enstrümanlarla, olduğu gibi sunuyoruz. Müzisyenlerimizin Arap müziğinin folk türlerinde de çok iyi olduklarını söyleyebilirim. Ortadoğu’daki fırtına hiç durulmuyor. Nazareth hem Filistin'de hem de İsrail’de konserler verebiliyor. Bu kadar kanın döküldüğü bir ortamda bunu nasıl başarıyorsunuz? Konserlerimiz müzik ve şarkılarla ne kadar ortak olabildiğimizi, ne kadar yan yana durabildiğimizi anlatıyor. Bir anlamda bizim Tel Aviv’de ya da Filistin’de, şarkılar söylüyor oluşumuz halkı yüreklendiriyor, barış konusunda cesaretlendiriyor. “Barış için müzik”, sanırım buna tüm dünyanın çok ihtiyacı var... Daha önce de söylediğim gibi, sanatçılar barışı cesaretlendiriyor ve umutlandırıyor. Düzenlediğimiz düet festivallerinde Yahudi ve Hıristiyan şarkıcıların beraber şarkılar söylemesi öyle güzel ve içten ki. Barış için şarkılardan vazgeçmememiz gerekiyor. Halkın beraber yaşadığı, beraber yediği içtiği, ortak duyguları paylaştığı bu toprakların esas meselesi politikalar. Tüm bu sorunların anahtarı da zaman. MISIR’IN DÖRDÜNCÜ PİRAMİDİ Ümmü Gülsüm Ortadoğu için gerçek bir efsane. Hatta “Mısır’ın dördüncü piramidi” olaÜmmü Gülsüm... (Renklendirme: Derya Polat) rak anılıyor. Bu projeden bahsetsek biraz? Arap klasik müziğini yaşatmak isterken, biFarklı çalışmalarınız da oldu. Onlardan da bahseder mize Ümmü Gülsüm ilham verdi. Çünkü o tüm Ortadoğu’da siniz? efsane olmuş, Arap müziğinin en büyük kraliçesi ve halktan Yaptığımız çalışmalar arasında en büyük ilgiyi gören çalışgelen, rüyalarını gerçekleştiren biri olarak da umut verici bir ma Londra Senfoni Orkestrası’yla beraber Londra’da gerçekisim. Ortadoğu’da şarkılarını bilmeyen yok. Bizim Arap klaleştirdiğimiz konser oldu, inanılmaz bir görkem yaşattı. Yisik müziğini yaşatırken en büyük yol göstericimiz Ümmü Gülne İngiltere’de bir rock festivalinde, solistimiz Loubna, Rasüm ve onun aşk şarkıları olmalıydı. diohead grubundan Tom York’la beraber şarkılar söyledi. Ümmü Gülsüm’ün şarkılarını yorumlamak çok heyecan Yeni turnenizin durakları nereleri? verici ve aynı zamanda büyük bir titizlik istiyor olsa gerek... Önümüzde Avrupa turnesinden hemen sonra Amerika yolÜmmü Gülsüm’ün şarkıları çok ihtişamlı. Şarkıların sözleculuğumuz var. San Francisco ve New York konserleri bizi rini döneminin en ünlü şairleri yazmış. Orkestra olarak akusheyecanlandırıyor. Avrupa’da özellikle İspanya’da birçok festik enstrümanlarla, o dönemin yorumunu ve müziğini hiç detivale katıldığımızdan, Amerika’daki izleyici profilini merak ğiştirmeden sunmaya çalışıyoruz. Kimi zaman festivallerde ve çok ediyoruz, New York’ta daha önce verdiğimiz konsere özel bazı gecelerde, farklı yorumlar kattığımız oluyor, ama amarağmen San Francisco konseri için heyecanlıyız. cımız klasik müziği o dönemindeki gibi yaşatmak. Nazareth, Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi müzisyenlerden kurulu bir orkestra. Arap müziğinin farklı türlerinin yanı sıra geleneksel Filistin müziği de yapıyor. Ortadoğu’nun efsane ismi Ümmü Gülsüm’ü ise şarkılarıyla yaşatıyor. 16 yaşına giren Nazareth Orkestrası, Ümmü Gülsüm’ün şarkılarını, dünya turnesi kapsamında ilk kez 17 Ekim'de, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yorumlayacak. Eli Grunfeld.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle