02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PAZAR EKİ 7 CMYK 1 EKİM 2006 / SAYI 1071 7 GÜZ, CAZ MEVSİMİDİR Akbank Caz Festivali, İstanbul’un sonbahar “sesi”. Bu yıl, Arif Mardin’e ithaf edilen festival 4 Ekim akşamı dört oktavlık geniş bariton vokalleri ile caz dünyasının en önemli isimlerinden olan Kurt Elling’in Aya İrini Müzesi’nde vereceği konser ile açılıyor. Festivalin ana sahnesi yine Babylon (13 konser). Diğer mekânlar ise Cemal Reşit Rey Konser Salonu (6 konser), Akbank Sanat Merkezi (6 konser), Yeni Melek Gösteri Merkezi (2 konser). Bu yıl sınırlarını genişleten festival ikişer konser ile Ankara ve İzmir gecelerini de süsleyecek. İşte on gün sürecek festivale katılacak dünya çapında isim ve topluluklardan örnekler: THE LOU DONALDSON QUARTET FEATURING DR. LONNIE SMITH Charlie Parker unsurlarına biraz daha blues katarak kendine has bir stil yaratan Lou Donaldson, müziğe 15 yaşında klarnet çalarak başladı. İlk başlarda bopcaz yapan sanatçı, zamanla soulcaz kulvarına kaydı. 25 yaşına geldiğinde çoktan kendi alanında söz sahibiydi ve Blue Note müzik firması için bir düzine albüm kaydetti. İlk kayıtlarını 1952 yılında Milt Jackson ve Thelonious Monk ile gerçekleştirdi. 1969 yılından beri caz sahnesinde olan Dr. Lonnie Smith (Lonnie Liston Smith ile karıştırılmamalı), kelimenin tam anlamıyla bir Hammond B3 org üstadı. Son üç yıldan beri üst üste Jazz Journalist Association tarafından verilen en iyi klavyeci ödülünü alan sanatçı, otuzun üzerinde albüme sahip. Lou Donaldson’un 1967 tarihli “Alligator Bogaloo” albümünün kayıtları sırasında tanışan ikili, o dönemden beri sık sık bir araya geliyor. 14 Ekim 2006 / Saat 21.30 / Cemal Reşit Rey Konser Salonu KURT ELLING 1967 doğumlu Amerikalı besteci, aranjör ve şarkı sözü yazarı aynı zamanda caz platformunun en önemli seslerinden biri. Aya İrini Müzesi’ndeki konserde sanatçıya Laurence Hobgood (piyano), Robert Amster (bas) ve Willie Jones III (bateri) eşlik edecek. David Amram, Bob Belden, Joanne Brackeen, Oscar Brown Jr. ve Billy Corgan gibi sanatçılar ile çalışan besteci, Blue Note etiketinden çıkardığı altı albüm ile Grammy Ödülü’ne aday gösterildi. Bir Kurt Elling konserinde, garip hecelerle şarkı söyleme yeteneğinin yanı sıra tutkulu şiir ve edebi eserler okuma gibi unsurlara şahit olabilirsiniz. 4 Ekim 2006 / Saat: 20.30 / Aya İrini Müzesi Yazılar: Zekeriya S. Şen PSAPP Deneysel bir elektronik grup olan Psapp (sap olarak okunuyor) Britanyalı ikili Carim Clasmann (gitar/prodüktör) ve Galia Durant’tan (vokal/klavye/viyolin) oluşuyor. Oyuncak enstrümanlar (gitar, flüt vs.) ile elektronik müzik yapan ikili, ürettiği müziği oyuncakelektronika, kısaca toytronica olarak tanımlıyor. Özellikle Grey’s Anatomy dizisinin ana teması olan “Cosy In The Rocket” parçaları ile tanınan ekibin iki albümü daha var, “Northdown”, “Tiger, My Friend” ve Haziran 2006 tarihli “The Only Thing I Ever Wanted”. Özellikle sahnedeki esprili davranışları ile tanınan grubun performansını, yeni akımlara aç olan müzikseverlerin kaçırmaması gerekir. 7 Ekim 2006 / Saat 22.00 / Yeni Melek Gösteri Merkezi DAFER YOUSSEF&DIVINE SHADOWS STRINGS Tunuslu sanatçı, usta bir utçu, şarkıcı ve besteci. Müziğinde Arap lirizmini dünya müziği, mistik, ilahi ve sufi melodileri ile harmanlayan sanatçı bu karışımı caz temaları üzerine oturtuyor. Viyolonist Zoltan Lantos, basçı Achim Tang ve tablacı Jathindur Thakur (Hindistan’a has çift darbuka) ile kaydettiği 1999 tarihli ilk albümü “Malak” ile dünya müzik platformuna adım atan sanatçı şu ana kadar toplam dört albüm kaydetti. Özellikle elektronik unsurlar ile kaydettiği üçüncü albümü “Electric Sufi” çok büyük bir beğeni topladı. Youssef, İzmir’de, Ankara’da ve İstanbul’da, en son albümü “Divine Shadows”un yanı sıra geçmiş arşivinden oluşan bir müzik şöleni sunacak. 9 Ekim 2006/ Saat: 20.30 / Atatürk Kültür Merkezi/İzmir 10 Ekim 2006/ Saat: 20.30 / MEB Şura Salonu/Ankara 11 Ekim 2006/ Saat: 20.30 / Cemal Reşit Rey Konser Salonu POLAR BEAR 1999 yılında baterist Sebastian Rochford tarafından kurulan dörtlü, çok kısa bir süre içerisinde Britanya’da büyük ilgi uyandırdı. Mark Lockheart (tenor saksofon), Pete Wareham (tenor ve bariton saksofon) ve Tom Herbert’tan (bas) oluşan ekip, orijinal kompozisyonlarını, elektronikten uzak temalarını “cazın rüyası” olarak tanımlıyor. Müzikleri ise trash’den pop’a, folktan geleneksel caza kadar çok geniş bir müzik yelpazesi barındırıyor. 2004’te BBC tarafından “cazın yükselen yıldızı” ödülünü alan Rochford liderliğindeki ekibin “Dim Lit” ve “Held On The Tips Of Fingers” adlı iki albümü var. Aynı gece Rochford’un diğer grubu Acoustic Ladyland sahneyi devralacak. 5 Ekim 2006 / Saat 21.30 / Babylon İsveçli Esbjörn Svensson Trio’nun onuncu albümü yayımlandı... RICHARD GALLIANO SEPTET “PIAZZOLLA FOREVER” Dört yaşında akordeon ile tanışan Richard Galliano, Avrupa cazfolk müziğinde çok önemli bir yere sahip. Akıl hocası Astor Piazzolla’nın yönlendirmesi ile Fransız gaydası stilinde akordeonunu çalmaya başlayan sanatçı, tangoyu, Fransız taverna valsi, afroAmerikan melodileri ile birleştirip çok köklü bir müzik icra ediyor. 1993 tarihli ilk albümü “Spleen”den 2005 tarihli son albümü “Ruby, My Dear”e kadar sayısız sanatçı ile çalışan Galliano, İstanbul konserinde 2003 tarihinde canlı kaydettiği “Piazzolla Forever”ı sunacak. 13 Ekim 2006/ Saat: 21.30 / Cemal Reşit Rey Konser Salonu e.s.t harikalar diyarında DAVE BURRELL Db 3 Blues, gospel ve caz köklerini başarıyla irdeleyen sanatçının dinamik kompozisyonları Jelly Roll Morton, James P. Johnson ve Duke Ellington geleneklerini anımsatıyor. 1965’te Boston’daki Berklee College of Music’ten mezun olan sanatçı, kısa sürede döneminin en yenilikçi ve orijinal piyanist unvanına sahip oldu. Saksofoncu Byard Lancaster, basçı Sirone ve baterist Bobby Kapp ile birlikte ilk grubu olan The Untraditional Jazz Improvisational Team’i kurdu. 1970’lerin sonunda daha sonra eşi olacak olan şair Monika Larsson ile ortaklaşa bestelediği “Winward Passages” adlı 21 parçalık caz operası ile ilk defa opera seslerini klasik caz ile harmanladı. Oscar Micheaux’un 1925 tarihli siyahbeyaz filmi “Body and Soul” için parçalar yazan sanatçı, bu bestelerinin bazılarını en son albümü Db3’e koydu. Geçen otuz yılda 25’i kendisine ait 100’ün üstünde çalışmada yer aldı. Tenor saksofoncu Archie Shepp ile de birlikte müzik yapan sanatçı, Dixieland’den serbest caza kadar olan tüm unsurları başarılı bir biçimde kombine etmesi ile ünlü. 4 Ekim 2006 / Saat: 22.00 / Babylon sveçli Esbjörn Svensson Trio’nun (e.s.t) onuncu çalışması “Tuesday Wonderland” dünyayla hemen hemen aynı tarihlerde çıktı. 1990’da kurulan üçlü, kendilerini caz çalan bir pop grubu olarak görüyor. Alışılagelmiş caz üçlülerinden farklı bir imaja sahip olan ekip, yaptığı müzik ile hem pop hem rock hem de caz listelerinde kendine yer edinmeyi başardı. Bunu, caz, drum ‘n’ bass, elektronik, funk, pop, klasik, ritim ve hatta rock temalarını kendi normlarına indirgeyerek gerçekleştirdi ve böylece klasik caz tutkunlarından genç kuşak hiphop meraklılarına kadar uzandı. Bundan dolayı e.s.t’ye zamanımızın en yenilikçi ve heyecanlı oluşumu demek çok yanlış olmaz. 1993 tarihli ilk albümleri “When Everyone Has Gone”dan 2005 tarihli “Viaticum”a kadar kendi müzik kişiliğini oturtan üçlü, Esbjörn Svensson (piyano), Dan Berglund (bas) ve Magnus Öström’den (bateri) oluşuyor. “Tuesday Wonderland” adeta bir müzik tezi olan “Fading Maid Preludium” ile açılıyor. Sakin melodi dalgaları ile sizi karşılayan parça, Queen benzeri ani senfonik gitar çıkışları ile patlıyor. Albüm boyunca umulmayan şeylerin sizi beklediğinin sinyalini veriyor. Sekiz dakikanın üzerindeki “Brewery of beggars” adeta İ dinleyeni dipsiz bir müzik kuyusuna itip yere vurup melodilerden sekene kadar kolunuzu bırakmıyor. Çalışmanın en uzun parçası “dolores in a shoestand” (yaklaşık 8.52 dakika) neşesi ile içinizi kıpır kıpır yapıyor. “Where We Used To Live” ise albümün en sakin durağı, serüvenin ortası, nefesinizi toplamak için dört dakikalık bir mola. Bir saati biraz aşan harikalar diyarı başka bir müzik tezi olan “Fading Maid Postludium” ile istemeseniz de noktalanıyor. Her zaman doğaçlama gücü kuvvetli olan e.s.t’nin albümde yer alan parçalar esprili adlara sahip, “Dilenciler Birahanesi”, “Ayakkabı Standındaki Dolores”, “Dilencinin Battaniyesi”, “Yürünen 800 Cadde”... Üçlü bu yeni çalışmasında lirik darbesel melodileri ile elektronik etkili rock temalarını birleştirerek orijinal kompozisyonlar üretmiş. Bunun sayesinde geniş gösterişli bir ses ve ritim gökkuşağına ulaşmış. e.s.t şarkılarıyla müziğin derinliklerine dalmanızı sağlıyor. Müzik algılayışınızı baştan sona değiştirerek kendi harikalar diyarınızı keşfetmenize kılavuzluk ediyor. Ne olursa olsun bu macerayı kaçırmayın! e.s.t./Tuesday wonderland/equinox [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle