Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EYLÜL 2005 / SAYI 1016 İstanbul yaşıyör, Ankara düşünüyor! Haberin başlığı Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan'a ait. Eski ve yeni başkent arasındaki rekabete bir nokta da o koyuyor. Bu ezeli gerilimin arkasında ne var? Ankara îstanbul'la boy ölçüşebilecek hale geldi mi? Yanıt, Ankaralı milletvekili, sanayici, gazeteci ve yolu bu şehre düşen sanatçılardan geliyor... Ankara gri bir kent pek çok insana göre. sim'i varsa, Ankara'nın da Kızılay'ı var ve o da bu griliğe dahil... (Fotoğraf: KORAY AVCI) •••••••••••••pıı •••••••••••••İil İİİİİİİİİİİ İ|İİİİ Berat Günçıkan ri ve ağırbaşlı. Kentler üzerine kafa yormuşlar Ankara'yı genellikle böyle tanınılıyorlar. Yahya Kemal'in "Ankara'nın en çok tstanbul'a dönüşünü scverim" cümlesiyle popülerleşen iki kent arası gerilim her türlü siyasi ve sosyolojik tartışmanın da içinc sızıveriyor. Geçen günlerde sıyaset bilimci Mehmet Ali Kılıçbay, iki kenti Ankara'yı kollayarak kıyasladı. Istanbul'u deniz şımarığı olmakla, 1500 yıllık başkentliği Ankara'ya kaptırmanın kıskançlığını sürdürmekle suçladı, hatta otomobil sayılarını karşılaştınp, Ankara'nın daha "zengin" bir kent olduğunu hsıldayıvcrdi. Kafalara da bir soru işareti düşürdü, Ankara'nın griliğinın altında neler var? Ekonomik gücü ne, parlamentoya yakın olmanın bir sanayici için avantajları var mı? Ankaralı bir milletvekili, bünyesinde her beş yılda bir akıp giden diğer kentin temsilcilerine nasıl bakar? Ankara'da ne yazılır, nasıl miizik yapılır? Ankara bir gazeteciyi ne kadar yorarr1 G gün siyasetin merkezı olmakla kalmıyor ayrıca en iyi iiniversitelerin yer aldığı bir bilım kenti olarak de öne çı kıyor. Diplomasinin kalbi burada atıyor. tki şehir arasındaki sosyal hayattaki en büyük (ark ise, bence konuşulan konular... İstanbul yaşıyor, Ankara düşünüyor"! GAZETECİ OLMANIN AĞIRLIĞI! Barçin Yinanç'a göre de siyasetin ve tamamen olmasa da ekonominin merkezi Ankara. Aynı zamanda bir haber cenneti. Evet, Yinanç bir gazeteci. Dokuz aydır da Istanbul'da, CNN Türk'te. Anlatacakları da elbette, dokuz ayın izlenimleri. Yıllarca dıplomasi nıuhabi ri olarak çalışan Yinanç'a göre Ankaralı gazeteci bir alanda uzmanlaşma şansına sahip. Bunun avantajı ise doğru bilgiyi yanlışından daha hızlı ve daha sagiıklı ayırmak, doğru habere daha hızlı ulaşmak. Istanbul'daki habercilerin bir alanda uzmanlaşması ise zor, bu yüzden haberlerinin bazen yüzeysel kaldığım düşünüyor. Uzmanlaşmanın bedeli ise meslekı deformasyon, bezginlik ve zaman zaman objektifliğin yitirilmesi. Yinanç,. bu anlamda İstanbul habcrcilcriııin, Ankara'dakilere kıyasla daha yaratıcı olduklarını düşünüyor. Peki Ankara'da habercilik yapmanın dezavantajları? Istanbul'daki merkezin Ankaralı gazeteciye taşra muamelesi yapması, ikinci sınıf vatandaş gözüyle bakması. " Aslında el üstünde tutulması gereken Ankara habercilerine 'hamal' muanıelesi çekilir" diyor. Ankara'daki gazetecileri, haber kovalama anlamında Istanbul'dakilere oranla biraz daha çalışkan, Barçin Yinanç disiplinli ve hırslı buluyor. Ama aynı gazeteci, zaman zaman çok fazla ayrıntıya boğulup, tüm Türkiye ve dünyanın en önemli haberinin, o anda izlediği haber olduğu düşüncesine de kapılabılıyor. Kariyerde ilerlemenin avantajı da Istanbul'da. Ankara'da çalışırken İstanbul için kullandıkları tabiri anımsıyor Yinanç: Suyun başında olmak. Istanbul'da yönetici, çalıştığı haberciyi daha yakından tanıyabiliyor, Ankara'da ise yönetici bilinçli bir duvar kuruyor. Bu duvar, "Aman hep benimle çahşşın, Istanbul'dakilerin gözüne girip de berli bypass etmesin" kaygısından ürüyor. İstanbul deneyim kazanmak için değil de, işin mutfağını öğrenmek için önemli. Yinanç "Bence habercilikte ideal olan Ankara'da başlayıp Istanbul'da devam etmek" diyor. SANAYİCİ SORUMLULUĞU... Işe ekonomiyle başlayalım Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan ekonomik farklılıkları dillendirmeye ise kişi başına düşen gelirle başlıyor. Ankara yüzde 7.6 payla Istanbul'dan sonra ikinci sırada. Firma sayısı olarak en gelişkin sektörlcr, makine, tekstil ve demir işleri, istilıdamı yüksek sektörler ise taşıt araçları, elektrik ve gıda sanayi. Türkiyc'nin 500 büyük sanayi kuruluşunun listesine baktığınızda da sekizi kamu, 34 Ankaralı firmayı görebilirsiniz. Çağlayan'a göre Ankara artık bir sanayi merkezi. Bu da ASO'yu yeni yatırımlara sürüklüyor. İki organize sanayi bölgesinin altyapı çalışmalarına başlanmış, ikisinde de bir hayli yol alınmış bile. Tamamlandığında 320 fabrikada 50 bin kişinin istihdam edilmesi öngörülüyor. Programda ayrıca 100 bin kişinin istihdam edileceği "Ankara Sanayi Havzası"nın oluşturulması da var. Peki, siyasete yakın olmak bir sanayiciye nasıl yön veriyor? Bu soruyu "sorumluluk" diye yanıdıyor Çağlayan. Hükümetin sanayiyi yakından ügilendiren konularda hazırladığı kanun, tüzük, yönetmeliklere görüş bildirmek ASO'ya düşüyor, Meclis komisyonlarında görüşlerini dilc getirmek, öneri sunmak ya da eleştirmek de. Sanayileşme konusunda Ankara'nın eksikleri yok mu? Var, elbette. Ihtisas gümrüklerinin yokluğunu ilk sıraya alıyor Çağlayan. Ankara, işgücü ve enerji maliyetleri ile kayıtlı kesim üzerindeki yükler gibi Türkiye SİZ GÖRMEK İSTEMEDİNİZ... ALTAN ERKEKLİ Tıyatro vc sınema oyuncmu Doğum yerim İstanbul. Koşuyolu 'nda büyüdüm. 1979'da, DilTarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bolümu'nii ka/anarak, Ankara'ya gittim. "Bir saat durmam" diyordum "bu kentte", ama AST'ın (Ankara Sanat Tiyatrosu) kayığına binerek 25 yıl kaJdım. Ankara Türkiyc'nin en doğal serası. Insanlar orada yctiştiriliyor vc Türkiyc'nin her tarafına, daha çok da lstanbul'a ihraç yapılıyor. Başkent olmanın getirdiği bir güyellik var. Sizin çamurunuza çok hoş bir şey katıyor. istanbul medyası, Ankara'yı hep görmezden geliyor. Ankara'dayken birkaç filmde rol aldım (Dolap Beygiri Mavi Sürgün80. Adım), ama biliyorsunuz beni lstanbul'a getiren "Vizontele" rilmi ve Beşiktaş Kültür Merkezı oldu. Vizontele'den sonra "Siz bugüne kadar nerdeydiniz" diye sordular, "Ben de Polonya'da değil, Türkiye'nin başkenti Ankara'daydım, ama siz görmek istcmcdiniz" dedim. AST'ın seyircisini kentlere göre kıyaslamak pek mümkün değil. Farklı bir tiyatro ve seyircisi var ve onlar dünyanın neresinde olursa olsun aynı tepkiyi gösteriyorlar. Ancak şunu söylemeliyim, Ankara'da oyunlara tam zamanında başlardık, ama burada telefon ediyorlar, 100 kişi Gebze'den geliyormuş, bekliyoruz. Ankara'da başmızın cn dertte olduğu zamanda, beş dakıkada sığınacak bir liman bulursunuz. Ankara'da bir akşaın, borcıım var, sıkıntılıyım. Bulunduğum yere bir abim geldi ve halimi görünce, "Altan, ne la/.ım sana" diye sordu. Burada ise böyle durumlarda "Yapma ya, kcşke dün söyleseydin" gibi cümleler kuruluyor daha çok. Ayrıca Istanbul'da, her an bir hadise çıkabilir korkusu var, her an her şey olabilir. Bu insanı ürkütüyor. Bir kez daha vurgulamalıyım kı, ben en güzel dostlukları Ankara'da kurdum. sanayisinin genel sorunlanndan da payına düşeni alıyor. Çağlayan öncelikli sorunlar arasına nitelikli eleman bulnıa zorluğunu da ekliyor. ÖNCE ANKARA'YI SEVMELİLER... Gülsün Bilgehan Ankaralı, Ankara milletvekili. Diğer kentlerin milletvekillerine göre kendini daha fazla evinde hissettiğini gizlemiyor. "Bence siyasete girecek ve kalacak herkesin önce Ankara'da yaşamayı öğrenmesi ve sevmesi gerekir" diyor. Son 20 yıldır başkentin önemini azaJtmanın bir siyasi hedef haline geldiğini düşünüyor ama, ona göre TBMM üyelerinin büyük bölümü daimi mekân olarak Ankara'yı kullanmasalar da, Türkiye Ankara'dan yönetiliyor! İstanbul sanayinin, ticaretin, turizmin, basının, hatta sanatın merkezi olabilir, ama ülkenin kaderi yine de başkentte bclirleniyor... Bilgehan, lstanbul'a nasıl bakıyor peki? Bir doğa mucizesi, kültür hazinesi, insanlık mirası... Bilgehan'a göre ne yapılırsa yapılsın bu tılsım bozulmuyor. Formula 1, rock konscrleri, uluslararası festivaller ve toplantıların gölgesinde kalan zorlu, sıkıntdı ya da sade yaşamların da farkında Bilgehan. "Ankara" diyor "Kıyas edildiğinde daha sakin, düzenli, 'aklı başında' bir şehir. Fazla renkli değil ancak küçümsememek gerekir. Bu Ankara'yı tanımak için yolu bir kez de Cîiivcn Park'a düşürmek gerekiyor