26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 AĞUSTOS 2005 / SAYI 1013 Neslihan Demir Voleybolcu En biiyiik hatanız nedir? Sanırım voleybola başlamak, çünkü çok yoğun çalıştığımızdan, voleybola başladığımızdan beri hiç yaz tatili yapmadım. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Değer verdiği insanları kaybetmek. Hayattaki en biiyiik keyfiniz nedir? Voleybol oynamak. En sevdiğiniz yazar kim? Dan Brown. En sevdiğiniz film/yönetmen? Constantine. Steven Spielberg. En biiyiik aşk hikâyesi kimlerinki? "Kasım'da Aşk Başkadır"daki film karakterleri... Sizi en çok güldüren şey nedir? Arkadaşlarım... En biiyiik mutsuzluğunuz? Geçen sene yaşadığım sakatlık. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? Kedi. Uykucuyum, o yüzden... En çok yaşamak istediğiniz şehir? Paris. KARGO ile 'Yıldızların Altında' Kargo, bir cover albümle dinleyiciyi sarmaladı. Albümün adı yıllar öncesinden, "Yıldızların Altında". Şarkılar da öyle: "Sen Ağlama", "Öyle Sarhoş Olsam ki"... Anlaşılan grup bu şarkıların unutulmasına izin vermeyecek. Bu, işin kolayına kaçmak mı? Hayır, "Cover albüm yapmak o kadar kolay değil" diyorlar. Ali Deniz Uslu ört senelik bir aynlıktan sonra "Ateş ve Su" albümü ile geri dönen grup, aynlığı unutturmak için hızlı davranıyor. Yedinci albümleri " Yıldızların Altında" ile müzikseverlerle buluşan Kargo bu albümlerinde "Yıldızların Altında", "Sen Ağlama", "Öyle Sarhoş Olsam ki" ve "Seninle Başım Dertte" gibi unutulmaz klasikleri yorumluyor. Biz de ilk kez cover albüm yapan Kargo ile ayrılıklarını ve son albümlerini konuştuk. Kargo Tiirk rock müziğinin en çok ses getiren gruplarından biri. Ama dört senelik bir ayrılık yaşadı, neydi bu ayrıbğın sebebi? Koray: Yaşadığımız bu dört senelik bir ayrılık aslında müzikal açıdan bir bütünlük oluşturdu. Zaten ayrılık noktasına gelme sebebimiz de, bir kısır döngü içine girip aynı şeyleri tekrar etmemizdi. Bu ayrılıktan önce plak şirketlerimiz değişti, çok fazla değişim ve gelişim yaşadık. Aynı yerlerde defalarca konserler verdik. Bunlar bizi müzikal olarak kısıtlayıp bir monotonluğa sürükledi. Bizi her açıdan engelledi. Biz de o zaman çok cesur bir karar aldık. Müziğimiz adına samimi davrandık ve dağıldık. Bir süre sonra bir araya gelmek gibi bir planımız yoktu, ama ayrıltğın ucunu da açık bıraktık ve 2003 sonunda yeniden bir araya gelerek "Ateş ve Su" albümünü çıkardık. "Ateş ve Su" önceki Kargo albümleri kadar ses ge D tirmedi. Bunun sebebi ayrılık mıydı sizce? Serkan: Aslında satış rakamı olarak diğer albümlerimizden daha aşağıda değildi bu albüm. Ama ekranlara fazla yansımadı. Ayrılık ve yeni bir şirketle tekrar yola çıkmak bazı zorlukları da beraberinde getirdi. Bu yeni oluşum bizi tanıtım ve promosyon aşamasında geri de bıraktı. Koray: Biz aslında "Ateş ve Su" albümüne çok güveniyorduk. Oradaki birkaç parçayı da yeniden düzenleyip bu albüme koymamız bunun göstergesi. O albümün gerçek değerine ulaşması için bu albümle birleşmesi gerekiyor aslında. Bu albümde de "Ateş ve Su"ya bir geri dönüş var. DAHA GÜÇLÜ BİR SAHNE PERFORMANSI Peki "Cover" albüm yapmafikrinereden geldi? Serkan: Geçen kış bir barda çalışırken Yıldızların Altında'yı çalmaya başladık ve seyirciler çok tuttu. Hatta o zaman konserlerde bu şarkıyı en son çalıyorduk. Sanki yeni çıkan bir albümün en sevilen şarkısı gibi olmuştu. Şirketimizde bunun üstüne niye böyle albüm yapmıyorsunuz dedi. Kargo yaşadığı dönemi müziğine direkt yansıtan bir grup, mesela "Yalnızlık Mevsimi" karanlık bir dönemi yansıtıyor. Bu albüm ise çok keyifli olduğumuz bir dönemde geldi o yüzden de bütün iyi hislerimizi taşıyor. Koray: Dışardan cover albüm yapmak kolay gözüküyor hatta Kargo işin kolayına kaçtı bile deniyor ama bu albümde kendi albümümüzü yapmaktan daha zor bir çalışma süreci yaşadık. Şarkıları kendimizce yorumlamak bize çok farklı bir tat verdi. Seçtiğimiz şarkılar çok sevilen klasiklerdi ve bu albüm için bir riskti. Ama biz bunu göze aldık çünkü şarkılar çok içimize sinmişti, hepsini de ayrı ayrı çok seviyorduk. Bu albüm bizim müzikal yeteneklerimizi bir anlamda sınadı.tstediğimizi başardığımızı düşünüyoruz. iyi bir iş çıkarttık. Albüm için şarkıları nasıl seçtiniz peki? BurakKoray: Eski şarkıları çok fazla dinledik. Albüme girmeyen onlarca parça çaldık. Birçok klasikten oluşan bir liste hazırladık, dinledik. Arşivleri karıştırdık. Ama bazılan içimize sinmedi, bazıları ile izin problemleri oldu, kalanlar bunlardı, bunlar da bizi çok tatmin etti. Kargo eski günlerine geri döndü diyebilir miyiz? Koray: Elbette. Hatta şu an daha yüksek bir tempoda çalışıyoruz. Biz sahne ve konser performansı açısından gerçek anlamda bir olgunluk dönemi içindeyiz. Eski günlerdcn daha güçlü bir sahne performansı ile dinleyenlerin karşısındayız.# Yangında kurtaracağınız ilk üç şey nedir? Annem, babam ve İPod. Bir hayali kahraman olsaydınız kim olurdunuz? Niye? Fantastik Dörtlü'de görünmez olan kadın. Çünkü görünmez olmak gerçekten çok eğlenceli olabilir. Sizi en çok tedirgin eden ve en beğendiğiniz özelliğiniz? En tedirgin eden özelliğim patavatsızlığım, beğendiğim ise hoşgörülü olmam. Sizin için affedilemeyecek hata nedir? Verilen sözün tutulmaması. Sahip olduğunuz en değerli şey? Ailem. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Yunanistan'da meydana gelen kaza. Dünya gündemindeki ya da hayatınızdaki bir olayı değiştirme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz? Her şeyin bir nedeni var, o yüzden bir şeyi değiştirmezdim. Ama tabii savaşların olmamasını isterdim. Hayata gelirken seçme şansınız olsaydı, ne olmak isterdiniz? Gene Neslihan. En sık kullandığınız kelime nedir? Babacım. Hepimiz oyun oynuyoruz Tuğçe Kaplar Merve Özgünay erem Atabeyoğlu, "Sultan Makamı"nın Bahtiyar'ı, "Sevinçli Haller"in komik aile babası, "Köpek"in Levent'i. Şimdi de "Tadımız Kaçmasın"ın güvenlikçi ağabeyi Haşmet'i... Her rolün oyuncusu olduğunu söyleyen Atabeyoğlu ile yaşamı ve oyunculuk üzerine konuştuk. lletişim Fakültesi mezunusunuz. Tiyatroyu seçmenizdeki etken neydi? Babam, Cem Atabeyoğlu, Cumhuriyet gazetesinin eski yazıişleri müdür yardımcısıydı. Dolayısıyla daktilo sesleriyle büyüdüm. Ben de gazeteci olacaktım. Lise 1 'deyken basketbol hakkında yazmaya başladım ve basın yayın okurken Cemal Kadri Kınoğlu ile tanıştım. Tiyatroya da bu şekilde girdim. Oyunculukta alaylımektepli ilişkisine nasıl bakıyorsunuz? Bence bu işe gönül veren, emek ve vakit harcayan, zekâsını kullanan, yeteneği olan herkes oyunculuk yapabilir. Mankenler oyunculuk yapmaya başladığında arkadaşlarım çok büyük tepki göstermişti. Onlara "Bırakın yapsınlar. Bu iş kimin tekelinde ki, şu yapar bu yapamaz, diye bir ayrım yapıyorsunuz. Zaten yapamazlarsa sizin başarınız daha çok ortaya çıkar" dedim. Adile Naşit'in bir lafı vardı, "O taht, ona ihanet edeni kusar" diye. Ben de bu görüşe katılıyorum. Oyunculuk zaten oynanılırken öğrenilen bir meslek. Geçen yıl "Hangisi Karısı" oyununuz ile "Lions Tiyatro Ödülleri En Başarılı Komedi Yardımcı Erkek Oyuncu" ödülünü aldınız... 1994'te de Magazin Gazetecileri Derneği ödülünü "5'den 7'ye" oyunuyla aldım ve hâlâ da o oyunun üs K tüne komedi görmedim. "Hangisi Karısı"nda ise kadro birbirini çok iyi tamamlıyordu. Komedi size ne ifade ediyor? Komedi Türkiye'de çok yanlış algılanıyor. Ağzını burnunu büzüp yeni kelimeler icat ettiğin zaman birileri gülüyor, ama komedi bu değil. Komedi ne kadar ciddi oynanırsa o kadar komik olur. SİNEMACILAR BENİ TANIMIYOR "ı955'den 1995'e Dormen Tiyatrosu'nun Kırk Yılı" adlı bir kitabınız var. Dormen Tiyatrosu'ndan başka tiyatrolarda da oynadınız. Dormen Tiyatrosu'nu özel kılan neydi? Bu tiyatro yaklaşık 35 kişilik bir aileydi. Hepimiz birbirimizin en yakın arkadaşıydık. Erol Günaydın, Metin Serezli, Göksel Kortay, Erol Keskin'lerin, yüzlerce aktörün, onlarca oyunun çıktığı bir tiyatroydu orası. Haldun Dormen bize oyunculuğun dışında adam olmayı öğretti. Bu tiyatro benim için emsalsizdir. Hâlâ da en yakınlarım eski "Dormenciler"dir. Sizi hiç sinemada görmedik. Neden? Açıkçası sinemacılar beni tanımıyor. Bir gün tesadüfen bir yerden teklif gelirse artık devamı da gelecek herhalde. Bana göre oyunculuğun hangi mecrada yapıldığı o kadar da önemli değil. Önemli olan sevdiğiniz işi yapmanız. Bence meslektaşlarım işlerini hastalıklı bir şekilde ciddiye alıyorlar, ama bizler adı üzerinde oyun oynuyoruz. Insanlar bazen kendini oynadıkları karakter zannediyorlar ve kendini en fazla önemseyenler de genellikle en yeteneksizler. • "Tadımız Kaçmasın" dizlslnin güvenlikçi ağabeyi Haşmet'l Kerem Atabeyoğlu. Ona göre Türkiye, komedlyl yanlış algılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle