22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

f 21 AĞUSTOS 2005 / SAYI 1013 Troia Prof. KorfmanrTı yitirdi... Özgen Acar unan donanması ile Çanakkale'ye gelen ünlü savaşçı Achileus ile Hektor'un çarpıştığı noktayı da belirleyen AlmanTürk arkeoloji profesörü Manfred Osman Korfmann (63), Troia'yı bulan vatandaşı Henrich Schliemann'ın yanına göç etti. Kim bilir, siz bu yazıyı okurken belki o, iki düşman kral PriamosAgamemnon, diişman prensler AhileusHektor, Güzel HelenParis ile Troia savaşının nedenlerini, Troia'nın öncesini ve geride günümüze bıraktıklarını Schliemann ile birlikte tartışıyor olabilir! Prof. Korfmann'ın başucu kitabı Izmirli hemşerimiz ozan Homeros'un llyada destanıydı. Korfmann, 10 1180'li yıllarda Akalar ile Troialılar arasındaki savaşlan beş yiızyıl sonra anlatan kör ozanın destanını, savaşın "kulisi" olarak benimsemişti. Korfmann'a göre llyada, Troia ile ilgili gerçekler ile söylencelerin örtüştüğü bir çevrenin belgeseli idi. Bu inançtan hareketle Korfmann, Troia'da 17 yıl süren kazıları ile Homeros'un doğruları söylediğini de çeşitli buluntularla saptadı. Ama hiçbir zaman, Troia Savaşı'nı kanıtlamayı bir arkeolog olarak kendine iş edinmedi. Asistanı Dr. Rüstem Aslan, "KorfmannHomeros ve Troia" arasındaki bağlantıyı söyle anlatti: "Çalışırken llyada'nın etkisinde kaldığı olurdu. Onun için llyada, çağlar boyunca yayılan etkiyi göz önüne getirdiğinizde, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yapıtıdır. Homeros'un yapıtını, Helenistik ve Roma sanatına; tragedyadan felsefeye yansımalanyla antik dünyayı yönlendiren, büyük ölçüde değiştiren bir kitap olarak kabul etmişti. Homeros'un bakış açısıyla Troia'yı algılamaya çahşmıştı." Korfmann, Schliemann'ın (1871 90), Wilhelm Dörpfeld (189394), Amerikalı Carl Blegen'den (193238) farklı, çağdaş bilimsellik içeren yaklaşımla Troia'ya yöneldiği için öncüllerinin yanlışlıklarını düzeltti, bilinmeyen önemli gerçekleri ortaya çıkardı. Korfmann'ın Troia kazüarındaki başarının temelinde, daha önce Türkiye'nin kuzeybatısındaDemircihöyük'te 10 5. bin yıl "neolitik (cilalı taş)" döneminden 10 2. binyılın "tunç çağına" değin geniş bir yelpazedeki değişken buluntuları ve mimari kalıntıları ortaya çıkarmasında yatar. Sonra Troia'nın da bulunduğu Çanakkale Yarımadası'nın "prehistoryanın (tarih öncesinin)" yoğunlaştığı Beşiktepe'de Anadolu uygarlıklarının Ege'yi etkilediğini, kavim göçlerini gün ışığına çıkardığında Troia için gerekli bilgi birimini de sindirmişti. Troia'da kazılar 1938'den sonra yaklaşık 50 yıl duımuş, dünyanın en ünlü antik kenti "yıkıntıların yıkıntısı" olmuştu. Türk ve yabancı arkeologlar Troia'nın çağdaş yöntemlerle yeniden kazılması gerektiğinde görüşbirliği içindeydiler, ama "Bu ünlü kente kazmayı kim vurmalı?" sorusunu yanıtlayamıyorlardı. Korfmann, ABD'de düzenlenen "Troia ve Troia Savaşları" çalıştayına "Troia çevresi ve Çanakkale Boğazı" bildirisini sunduğunda "kim" sorusunun yanıtı bulunmuştu. Meslektaşları, Korfmann'ı ikna edince Troia'da dördüncü dönem kazıları 1988'de başladı. Bu süre içinde her yıl sayıları 12 ile 20 arasında değişik ülkeden çoğu "profesör" unvanlı 7595 arkeolog ve çeşitli dallardan bilim adamlarının katılımıyla Troia'da Akdeniz Bölgesi'nin en modern, en kapsamlı kazı heyetini oluşturdu. Bu uluslararası arkeoloji okulundan günümüzün pek çok Türk ve yabancı arkeoloji profesörü yetişti. Troia'nın tarih sahnesinde yerini alması İO 3. binyıllarının başında bakırla kalayın birleşmesinden yaratılan "bronzun (tuncun)" kullanıma girmesi ile eşzamanlıdır. Tunç, Anadolu'da yeni bir ekonomik yapılanmaya yol açtı. Tunç kullanımı Avrupa'ya uzanan bir köprü oluşturmuşsa, köprünün Kuzeybatı Anadolu'daki önemli ayakları, Demircihöyük, Beşiktepe ve Troia'dır. Üçünde de Korfmann'ın kazma izi vardır. Liman kenti Troia, KaradenizAkdeniz su yolları ile AnadoluBalkanlar arasındaki stratejik konumunun yarattığı avantajla benzeri yerleşmelere kıyasla en gönençli kent oldu. Y Demircihöyük, Beşiktepe ve Troia. Üçünde de Manfred Korfmann'ın kazma izi var. Başucu kitabı îlyada'ydı. Destanı, Akalar ve Troialılar arasındaki savaşın "kulisi" olarak benimsedi. Troia'daki Hitit bağlantılarını ortaya çıkardı. Adına bir de Osman'ı ekledi ve... varhğını kanıtladı. Böyle bir savunma sistemini Akalar ve Yunanlar bilmiyorlardı. Troia'da bir "aşağı kent varoş" ve böylesine güçlü sur düzeninin varhğını belirledi. Akaların, Troia kuşatmasında neden bu kadar zorlandıkları bu buluntularla daha iyi anlaşıldı. Bu dönemde kentin pek çok saldmya uğradığına ilişkin çeşitli buluntular ele geçti. Korfmann, "Evet, Troia bir depremden zarar görmüştü, ama Troia yitirildiği açıkça belli olan savaş ya da savaşlarla yıkılmıştı" dedi, bunu da kanıtladı. Korfmann, 1997'de kentin altında ilginç bir mağara ortaya çıkardı. IÖ 2. binyılda kente su sağlayan, kutsal nitelikli bu kaynak Troia kazılarının son on yıhndaki en önemli buluntusudur. Bir Hitit metninde Hitit Kralı Muwattali ile Willısa (Troia) Kralı Aleksandos arasında imzalanan bir anlaşmadan söz edilir. Metinde 26 Hitit tanrısının adı sayılırken, Willusa'nın (Troia) üç tanrısınm adı geçer. Bunlardan biri "ordunun fırtına tanrısı", ikincisi Troia Krah'na tanıklık eden "Appalianos", üçüncüsü "yeraltı nehri tanrısı" anlamında "Kaskal Kur"dur. Bir Luwice çivili yazıh tablette ise "yapay bir havuz" anlamında "kutsal kaynakmağara" ilişkisi anlatılır. Korfmann, Hitit metinlerindeki "kaynak/mağarantn" nerede olduğunu aradı. Günümüzden 4 bin yıl öncesinden beri Troialıların, düşman kuşatmaları altında suyu kente gizlice bu mağarakanalhavuzdan getirdiklerini saptadı. Bu tür yapay su tünelleri Yunanistan'da bulunmazken, Anadolu'da öteki Hitit kentlerinde de rastlanan bir olguydu. Troia 2. tabakasırun ana kapısının hemen yanında, Anadolu'da var olan özellikleri (ön giriş ve arka ana oda) aynen taşıyan bir "megaron" buldu. Anadolu'da sıkça rastlanan bu yapı tipinin "toplumsal ve kutsal içerikli bir tapınma alanı olduğu" varsayılmaktaydı. Troia'da 1.5 m. yüksekliğe kadar korunan, beyaz sıvalı kerpiç duvarların çevrelediği "megaron"da, kutsal ocak yeri, kare biçiminde bir sunak, kutsal kaplar ele geçirildi. Yunan tapınak planlarınm atasının Anadolu 'nun "megaron" planı olduğu saptandı. Korfmann, Troia'daki 17 yıllık çalışmalarının sonucunu "Şimdiye değin Troia'da çalışan arkeologlardan Schliemann, Dörpfeld, Blegen'in Troia'ya Yunanistan bağlantıh bakış açıları yeni buluntularımızla artık geçerlihklerini tümden yitirmiştir" sözleri ile noktaladı. Korfmann, Troia'da yalnızca arkeolojik çalışma yapmadı. Dünyanın en önemli kuş göç yollarının bulunduğu Çanakkale'de, çevre sulak anlarının korunmasında uğraş verdi. Troia'yı Dünya Kültür Mirası listesine aldırdı. Yalnızca, Troia savaşından dolayı değil, Gelibolu Savaşlartndan dolayı "uluslararası barış parkı" yaratılmasında ilk adımları attı.. Kendinden sonraki arkeologları yetiştirınek, gelecekte Troia kazılarını desteklemek ama cıyla birvakıf kurdu. Almanya'nın üç kentinde düzenlediği "Troia: Düş ve Gerçek" adh sergiyi yaklaşık bir milyon insan gezmekle kalmadı, "Troia" filmine de esin kaynağı oldu. Ünlü arkeolog, Alman yetkililerinin izniyle geçen yıl Türk vatandaşlığına da geçti. Türkiye'de kazıya başladığı yıllarda kendisine "Korfmann" yenne "Osman" diyen Türk işçilerinden dolayı adını Manfred Osman Korfmann olarak değiştirdi. Troia sevgisini "Bunca yıl emek verdikten sonra Troia'ya âşık olmam doğaldır. Öyle bir sevgi ki eşim bile 'Osman'ın Türkiye'de Troia adlı bir sevgilisi var' diyor" demişti. Neden Türk vatandaşlığına geçtiğini ise asistanı Dr. Aslan "Almanya'da Türkler, Alman vatandaşı olmak istiyorlar. Osman Bey de Almanlara Türk vatandaşı olmanın önemini anlatmak istedi" sözleri ile açıkladı Kendisi de "Bu yeni bir evlilik yapmak gibi bir şey. Şimdi ben de 'Eşimin bir Türk sevgilisi var' diyorum. Çocuklarım da artık 'Babamız Türktür' diyebilirler" demişti. Gelelim Osman Bey'in vasiyetine: "Kaçırılan Troia Hazinesi'ni yerinde görmek güzel dir. Öncelikle Troia'da uluslararası barış parkı ile bütünleşecek bir müze yapılmahdır ki, Türkiye dünyanın 42 müze ve özel koleksiyonlanna dağılmış bu hazineye ilişkin parçaları ödünç de olsa istemeye yüzü olsun. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Troia'ya geldiğinde müze yapım sözü verdi. Bakanlar söz verdiler. Kültür Bakanı Erkan Mumcu, bu amaçla 3 milyon dolar ayrıldığını söyledi. Çanakkale milletvekilleri 'Vallahi de billahi de müze yapılacak' dediler. Biraz arazi kamulaştmldı. Troia'ya gelen turistler gezilerinı düş kırıkhğı ile 15 dakikada tamamlıyorlardı. Gezi yolunu düzenleyip, aydınlatıcı levhalar koyduktan sonra şimdi 23 saat kalıyor lar. Müze yapılırsa daha çok kalacaklar. Troia'nın Yunan değil bir Anadolu uygarlığı olduğunu daha iyi algılayacaklar. Türkiye'de sabırlı ohnak gerekir. Ama, er geç bir müze olacak. Inşallah Troia Müzesi'ni göreceğim." Bu amaçla milyonlarca Alman Markı'nı bir araya getiren Osman Bey'in gözü açık, bu katkılar da uçup gitti. Sayın Koç! Unutmayın ötekı tarafa göç ettiğinizde tüm Troia kahramanlarının yanı sıra Osman Bey'in de elle, ri yakanızda olacaktır. • I Luwice mühürler... Schliemann'ın, Troia Kralı Priamos'un sandığı ve Almanya'ya kaçırdığı dünyanın en ünlü hazinesinin gerçekte Troya Savaşı (IÖ 1180) döneminden değil IÖ 26002450 yıllarına ait olduğunu kanıtladı. Korfmann, 2. Dünya Savaşı'nda Sovyet ordusunun Berlin'den Rusya'ya kaçırdığı, 25 yıl kayıp gözü ile bakılan hazinenin 1990'ların başında Moskova'da ortaya çıkmasının ardından Schlieaman'ın bulduğu hazine olup olmadığını kanıtlaması için Moskova'ya davet edildi. Puşkin Müzesi'nde sergilenen Troia Hazinesi arasında bir "lapizlazuli" ve "yeşim" taşından yapılmış tören baltaları ile kehribar nesneler vardır. Tuncun yapıldığı kalay gibi, lapizlazuli de Afganistan'dan, yeşim Çin'den, kehribar ise Baltık Denizi çevresinden gelmekteydi. Ister karadan gelip Avrupa'ya geçen kervanlar, ister KaradenizAkdeniz arasındaki ticaret tekneleri Çanakkale'nin rüzgârlı ortamında sığındıkları Troia'ya vergi ödemekteydiler. Troia'ya zenginliği şiddetli rüzgârlar getirmekteydi. Troia Savaşı'nın Paris'in kaçırdığı "Güzel Helena"yı kurtarmak için değil, Akaların Troia'nın bu zenginliğini ele geçirmek isteğinden çıktığı anlaşıldı. 20. yüzyılın başında Azerbaycan'da üretimi yaygınlaşan petrol yataklarının denetimini ele geçirmek ve Rus çarına yardım etmek isteyen Ingiliz ve müttefiklerin Çanakkale Boğazı'nı tıpkı Akalar gibi ele geçirmek istemelerinde aynı ekonomik neden yatar. Işin ilginç yanı, müttefik donanmasının sancak gemisi Akaların başkomutanı "Agamemnon"un adını taşıyordu. Çanakkale Savaşı'nın galibi Mustafa Kemal zafer sonrasında "Bugün Hektor'un intikamını aldık" diyecekti. Batı, kendi uygarlık, kültür ve sanatını Homeros ve destanlarındaki tannlar ile ölümlülerin öykülerine dayandırır. Bu kanıyı Helen ve Roma gözlükleri kullanarak yoğurmuştur. Oysa, Korfmann Troia'yı herkesten çok daha doğru algılamıştır. Troia'nın, Hitit yazıh belgelerinde sözü edilen Wilusa (WJIlios olduğu görüşünü yeniden canlandırdı. Kazılarda bulunan Luwi hiyeroglifli bir tunç mühür, kentin Hitit bağlantısının bir kanıtı oldu. Anadolu bağlantılı bir tunç figür de mührün Anadolu bağlantısını pekiştirdi. Korfmann, llyada'da anlatıldığı gibi IÖ 12. yüzyıl tabakalannda, büyük kulelerin yapıldığını, ana kentin dışında bir aşağı kentin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle