Katalog

21 AĞUSTOS 2005 / SAYI 1013 AYSEL GÜREL */ Bir araya gelmemiz tesadüf değildi. Ben Deniz'i güzelliğinden öte bir olay olarak seviyorum. Zaten bizim ruhlarımız benziyor. */ Kişiliği oturmuş biri, diğerleriyle savaşmaz. Bu medyatik ortamda içten bir ilgiyi zor bulursunuz. ^ Reklam fıkra gibiydi. O yaşlı Aysel Gürel'in ruhu genç. Bu yaşta kalbi benim gibi atan birini zor bulursunuz. t/ Gençlere ve kadınlara karşı korkunç u DENİZAKKAYA • Deliliği, patavatsızlığı bir yana; Aysel Gürel'in hayatla, herkesle dalga geçen zekâsına hayranım. %/ Egosuna yenik düşen biri değilim. Bu yüzden Aysel Gürel gibi zeki ve parlak bir insanla rahat ilişki kurarım. ^ Yaşlılığı kolay kabulleneceğimi sanmıyorum. Ama o zaman da hayatı seviyor olacağım. • Kendisiyle dalga geçmeyen biri oyunculuk da yapamaz. Reklamın altyazısı benim için buydu. • Asilik bir imaj değil. Sadece ağlamadan haklarımı arıyorum. bir kin ve saldırı var. Ben birçok şeye erken yaşta vakıf oldum ve kendimi savunma yöntemi olarak deliliği . buldum. BAK VE ZAMAN A İNANMA Özlem Altunok •İ iri 76, diğeri 28 yaşında iki kadın. Aysel Gürel fıkır fıkır, aklına estiği gibi, ama ince ince konuşuyor. Genç olanı, yani Deniz Akkaya, daha temkinli, "oturaklı"... Insana yer değiştirmişler hissini veriyorlar. Tıpkı şimdilerde gösterilen reklam filmindeki gibi. tzlemişsinizdir; Aysel Gürel burnuna estetik operasyon yaptırmak için bir cerraha gidiyor, ameliyat bittiğinde bandajların içinden onun yerine Deniz Akkaya çıkıyor. Şimdi bir de "Bendeniz Aysel" dizisinin çekimlerine başladılar ki, hikâye orada da neredeyse aynen devam ediyor. Onlar birbirlerini çoktan ruh ikizi ilan etmiş zaten. Aralarındaki ya§ farkı ise Aysel Gürel'e göre, sadece iki yaş. Deniz Akkaya "O benim idolüm" diyor, Aysel Gürel, "Ruhlarımız benziyor"... Durum böyle olunca bize de onlarla gençliği, yaşlılığı, benzerlik ve farkklıklarını konuşmak düşüyor... Aysel Gürel'i idolleştirmek, sizde neye denk geliyor? Deniz Akkaya: Deliliği, patavatsızlığı, hazır cevaplığı bir yana, Aysel Gürel'in hayatla, herkesle dalga geçerkenki zekâsına hep hayrandım. Tanışmak için bir bahaneye ihtiyacım vardı, Sabah gazetesinde çalışırken bu fırsatı yakaladım ve onunla bir röportaj ayarladım. Hayranhğım da o günden beri gitgide kadanıyor, çünkü zekâsı saygı gösterilecek en önemli unsuru. Aysel Gürel: Yani ne reklam ne de şimdi çektiğimiz dizi için bir araya gelmemiz tesadüf değildi. Ashnda ben, Sinan Çetin böyle bir teklif yaptığı zaman her şeye olduğu gibi buna da hayır diyecektim. Deniz Akkaya is B mini duyunca hemen çantamı kapıp sete gittim. Sonuçta benim kadar güzel birisi olması gerekiyordu birlikte oynayacağım kişinin. Benden 50 kat güzel olduğunu kabul ediyorum zaten. Sadece güzellik değil elbette, onda kültür, görgü, zekâ gibi artı değerler de var. Bu karşdıklı beğeninin dışında buluştuğunuz yer neresi? A. Gürel: Herkese merhaba dersin de, bazılarına deyinceiçin titrer. Onun gibi... Bubiyolojik bir bağ da değil. Yani kızım, torunum gibi seviyorum hikâyesi de değil. Bir olay olarak seviyorum onu. Aynca ruhlanmız benziyor. D. Akkaya: Nefret ettiğim insan neredeyse yoktur, ama saygı gösterdiğim insan çok azdır. Aysel Gürel içinde inanılmaz iyi bir insan barındırıyor. Ondan bir şey isteyin yeter, size yardımcı olmak için kendini parçalar, özenir... A. Gürel: Bu dediğin kişilik savaşlanyla ilgili. Kişiliğini oturtmuş biri bu savaştan çekilir ve savaşan diğer kişilere yardımcı olur. Bu medyatik ortamda ilişkiler çok farklı, içten bir ilgiyi çok zor bulursunuz. D. Akkaya: Egosu yüksek insanlar kendilerinden daha fazla parlayan bir yıldızı etraflarında görmek istemezler. Ben egosuna yenik düşmüş biri değilim. Bu yüzden Aysel abla gibi zeki bir insanla rahat ilişki kurarım. Zaten onun aklına, varlığına, şöhretine saygı duymamak cahilce olurdu. Bir de bilinçli olarak iş yürütmek isterim. Aysel Gürel istediği şımarıklıkları yapma hakkına sahipken yapmıyor. Bu reklam gerçekten kendinizle dalga ge çebildiğiniz bir iş olabildi mi, yoksa daha çok dikkat mi çektiniz? A. Gürel: Fıkra gibi bir reklamdı. Ama yine Deniz'in estetik ameliyatları filan gündeme geldi. Minimal estetikler oysa... D. Akkaya: Minimal olsun olmasın, ne fark eder, ben kendimle dalga geçebildikten sonra... Kendisiyle dalga geçmeyen biri oyunculuk da yapamaz. Komedi oynamak dünyanın en zor işlerinden, bu da ancak kendinizle dalga geçebiliyorsanız olur. Bu reklamın altyazısı buydu benim için. Ikincil olarak da estetik mevzusuyla ilgili yaptlmış milyarlarca haberin kapanmasıydı. Çünkü ben artık kendimle dalga geçiyorsam, rahatsız olmuyorsam, siz de vazgeçin artık. Reklam yapmışım, üstüne bir de para almışım, hâlâ konuşuyorlar... İKİ YAŞLIK FARK... Sizi, sizin dışınızda bir araya getiren önemli bir öğe de gençlikyaşhlık tezatlığı... A. Gürel: Evet, ben Deniz'den iki yaş büyüğüm... D. Akkaya: Ashnda bu tezatı herkes hayalinde yaşatır. Bir gençlik iksiri olsa, sihirli bir formül, bacaklarımız düzgün, göğüslerimiz sarkık olmasa... Zaten bu fiziğin altında Aysel Gürel'in içindeki o genç kız olmasaydı reklamın hiçbir anlamı kalmazdı. Diziyi de yine bu mantıkla ele ahyoruz. Orada da yine birbirine benzeyen biri genç, biri yaşlı iki kadın var. Birbirlerini tamamlıyorlar ve yer değiştirerek, birlikte erkeklerden intikamlarını alıyorlar. Nedir sizin için yaşlılığın tanımı? A. Gürel: O yaşlı Aysel Gürel, ruhen genç. Genç kızlar da her şeyi yapar. Benim her yerimi kesip çöpe atsanız bile hep atacak bir kalbim var. O kalbi de benim yaşımda attıracak başka bir kadın göremiyorum. D. Akkaya: Yaşhlık üzerine kafa yormak için erken yaşlardayım ama son zamanlarda düşünmeye başladığımı söyleyebilirim. Nasıl bir yaşlılık hayal ettiğimi ben de bılmiyorum. Aysel abla hareketli, enerjik bir kadın. Acaba ben öyle olabilecek miyim, emin değilim. Yaşldığı kolay kolay kabulleneceğimi sanmıyorum, ama en azından hâlâ hayatı seviyor olacağım. Genç olmaktan yorulmadınız mı? A. Gürel: Biliyorsunuz daha menopoza girmedim, yumurtalıklar uyuyor ama östrojen hormonu bedenimi istila etmiş durumda. Hâlâ erkeklere sulanıyorum... Tann bana böyle bir şey bahşetti. Yaş neler öğretti size? A. Gürel: Tabii çocukluğumla bu yaşım aynı değil. Çocukken katildim, karınca yuvalarını ezerdim. Bugün bir pireye bile yolunu bulması için yardım ederim. Bu yaşanmışlıkla ilgili. Öyle bir noktaya geldim ki, dünyadan hiçbir canlmm isimsiz geçmesine gönlüm razı değil. D. Akkaya: Zannediyorum insanın yaşı ilerledikçe nefret ettiği şcyler azalıyor. tkinizin de arkasına sığındığı bir kalkan var. Bu, Aysel Gürel için delilik, Deniz Akaya için asilik. Bu kalkanlar sizi nelerden koruyor? A. Gürel: Gençlere, kadınlara dair korkunç bir kin ve saldırı var. Ben bir çok şeye erken yaşta vakıf oldum ve kendimi savun ma yöntemi olarak da deliliği buldum. Deliliğin içinde yapmak, söylemck istediğim pek çok şeyi yapabiliyorum. Elbette kendime deli derken ashnda veliyi kastediyorum. D. Akkaya: Asilik benim bilinçli kurduğum bir imaj değil. Başkaları nasıl sıfatlandırır bilmiyorum ama ben haklarını arayan bir insan gibi davranıyorum. Çoğu kadının da hak ettiği değeri kendisine vermediğini düşünüyorum. Etrafımda sürekli ağlayan, istediklerini bu kırılgan görüntüyle yaptıran o kadar çok kadın var ki. Ben onlardan biri değilim. KISKANÇLIKHAYRANLIK • Peki, kadınlarla ilişkiniz nasıl? D. Akkaya: Arkadaşlıklarımda Deniz Akkaya'yı oynamam. tlişkilerimde sevilen, uyumlu, renkli bir insanım. Karşınızdakine sürekli daha güzel, daha akıllı olduğunuzu empoze ederseniz, sizden nefret eder. Bunu sağlamak size bağüdır. Ben kadın kadının düşmanıdır sözüne inanmıyorum. Ama kadınlar erkeklerden daha akıllı ve daha tehlikelidir, buna inanırım. A. Gürel: Arkadaşlanmın yüzde 2'sv beni kıskanıyorsa, gen kalanı bana hayrandır. Sonuçta kadınların birbirlerini dınlemesi, anlaması daha mümkün. Sokakta da Deniz'le benim etrafımı koşarak, coşarak bir kadın ordusu sarıyor. Bu da bizim farklılığımızı gösteriyor. Çünkü biz onların olmak istediği kadınlardanız. Bunu dizide de göreceksiniz. Kadın özgür olmak ister, kocanın eline bakmak ıstemez. Bu haklan hâlâ alamayan çok kadm var Türkiye'de. •