22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3 TEMMUZ 2005 / SAYI 1006 MASUMİYETİN DİLİ Alper Turgut Güney Koreli Katolik Rahip JaeBok Kim, Arjantinli "Plaza de Mayo" annelerinden Taty Almeida ve Japonya Demokratik Hukukçular Derneği yöneticisi Akira Maeda. Irak Dünya Mahkemesi'nin son oturumu için İstanbul'daydılar. îşte yaşadıkları ve düşünceleriyle dünyanın muhalif ve barış tarihine yaptıkları katkılar... . VER . IŞPALCI 242* HAZİRAH 21111RAK DUNYA MAHKEMESİİITANIUL Özgür Erbaş Ülkem ABD işbirlikçisidir... G üney Koreli Katolik Rahip JaeBok Kim, işgal altındaki Irak'a asker gönderme kararı alan hükümetini kınamak amacıyla, 58 gün açlık grevi yaptı. Çünkü savaşın olmadığı bir dünyada, barış içinde yaşamak onun için her şeyden önemliydi. Ülkesindeki savaşa, yine ABD'nin isteğiyle Türkiye asker gönderdiğinde Kim, henüz doğmamıştı. Türkiye ise yüzlerce ölü ve yaralıyla NATO'ya sadakatini kanıtlamıştı! Kim bugün 43 yaşında. îstanbul'da nıhai oturumu görülen Irak Dünya Mahkemesi'nin Vicdan Jürisi üyesiydi. Açlık grevi eylemine nasıl karar verdiniz? Hükümetimiz Irak'a asker göndermeyi kararlaştırınca benim gibi rahip olan bir arkadaşımla birlikte açlık grevi eylemi yapma kararı aldık. Barışçıl olduğunu düşündüğümüz eylemimiz sırasında, ciddi bir sağlık sorunu yaşamadım. Hükümetiniz, Kore Savaşı sırasındaki Amerikan yardımı nedeniyle bugün minnet borcunu mu ödiiyor? Bu kesın bir geri ödeme değildir. 3 bin 600 Güney Kore askeri Irak'a gönderildi. Irak'taki işgal güçleri arasında, ABD ve Ingiltere'den sonra en çok askeri bulunan ülke bizim ülkemiz. Güney Kore, ABD'nin en büyük destekçilerinden ve işbirlikçilerinden. Devletin tavrı böyleyken Güney Kore halkı ise tam anlamıyla savaşa karşı. Zaten Irak savaşından sonra tüm dünyada, barış isteyenlerin sesi daha da gür çıkmaya başladı. Savaşın acısını yaşayan bir ülke olarak Güney Kore'nin de buna duyarlı olduğunu gözlerimle gördüm. Sınır komşunuz Kuzey Kore de, ABD'nin ilan ettiği "şer ekseninde" yer alıyor. Ülkenizdeki savaş karşıtlarının, olası bir savaş durumunda tepkisi ne olacak? ABD ordusunun, Kuzey Kore'ye savaş açması durumunda, Güney Kore halkı ve savaş karşıtları ayağa kalkardı. Hatta istila ve işgale son verebilmek için Kuzey Kore halkıyla birlikte ABD'ye karşı savaşırdı. Japonya barışı terk etti... T okyo Zokei Üniversitesi hukuk profesörJerinden ve Japonya Demokratik Hukukçular Derneği'nin yöneticisi Akira Maeda, Japonya'da kurulan Uluslararası Irak Ceza Mahkemesi'nin iddia heyetindeydi. Mahkeme, Japonya Başbakanı Koizumi'yi de savaş suçu işlemekten sorumlu tuttu. .<ı Japonya'daki en temel insan hakları sorunu ne? Bu yıl 60. yıldönümü olan, 2. Dünya Savaşı'nda Japon ordusunun kadınları seks kölesi yapmaları bugün de sorun olmayı sürdürüyor. Bu konuyla ilgili 1994'te BM lnsan Hakları Komitesi'ne bir bildiri yazdım. Yapılan bir araştırmaya göre 200 bin kadından söz ediliyor, bugün yaşayan 300 kadın var ve bunlar Japon hükümetini protesto ediyorlar. Ancak Başbakan Koizumi'nin ordu tanrıdır gibi bir anJayışı var. Bu öyle boyutlara varıyor ki "The Yasukuni Schrein" denilen bir tapınağa sıradan insanların değil, sadece askerlerin girmesine izin veriliyor. Koreliler ve Çinliler de bu tutuma çok kızıyor. Hayatta kalan kadınlarla görüşebildiniz mi? Koreli bir kadınla 1991 'de görüşme yaptım. Japon ordusu tarafından uzun yıllar boyunca günde 2030 defa tecavüze uğradığını anlattı. Bu kadın 46 yılın ardından ilk kez konuşuyordu. Son 10 yıl içinde bu kadınların çoğu öldü. Bugün Kuzey ve Güney Kore'de, Çin'de, Tayvan'da Filipin'de, Endonezya'da ve Doğu Timor'da yaşıyor olabilirler. rjantinli Taty Almeida, kayıp çocukları için mücadeleye atılan "Las Madres de Plaza. de Mayo", bizdeki adıyla "Perşembc Anneleri" hareketinin faal bir üyesi. Tıp fakültesı öğrencisi 20 yaşindaki oğlu Alejandro N. Almeida 17 Haziran 1975'te kaybedildi. 75 yaşindaki Almeida, o tarihten bu yana, yani tam 30 yıldır oğlunun izini sürüyor. Üzerine Alejandro'nun kaybolduğu tarihi yazdığı beyaz başörtüsünü başına bağladı, Türkçe "Hesap Ver Bush" ile oğlunun resminin olduğu rozetleri yakasına iliştirdi ve geçti oturdu, Vicdan Jürısi'ndeki koltuğuna... Arjantinli kayıp yakınları, mücadeleye nasıl başladılar ve siz katılmaya ne zaman karar verdiniz? Bundan 28 yıl önce, "çocukları aramak ve hesap sormak" isteyen 14 annenin, başkent Buenos Aires'teki hükümet binasının karşısındaki alanda toplanmasıyla başladı, her şey. Bense, biri kız uç çocuğuyla, siyasetten uzak yaşayan bir kadındım. Ortanca oğlum Alejandro, yaşadığı dünyayı değıştirmek isteğiyle politikaya atıldığı için gözaltına alındı ve kaybedildi. Büyük oğlum ise darbenin ardından birçokları gibi Arjantin'den kaçtı. Cunta 30 bın kışiyi ya kaybetmiş ya da katletmişti, ben de vakit kaybetmeden beyaz başörtülü anaların arasına karıştım. "Perşembe Anneleri" ile aynı kaderi paylaşan "Cumartesi Anneleri" hakkında bir bilginiz var mı? Bazı annc/cr, ''Dunya Kayıplar Gıinü" nedeniyle 5 yıl önce Türkiye'ye gelmişti. Türkiyeli ve Arjantinli kayıp yakınları, evlatlarını simgeleyen fidanları birlikte dikmişlerdi. Isviçre'de gerçekleştirilen bir toplantıda ise, Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak ile tanışmıştım. Irk, din, dil fark etmez. Her anncnın arkasında bir hayat hikâyesi var. Arjantin'de kayıp yakınlarının mücadelesi bugün ne durumda? Ülkeniz cuntanın açtığı yaraları sarabildi mi? Biz yasal bir adalet istiyoruz A Annelerin kimi öldü, kimisi hasta ama mücadelemiz sürüyor. Herkes bulunduğu yerden, gerçeği ve adaleti istiyor. Biz yasal bir adalet istiyoruz. Öç alma durumu yok. Böyle olursa onlara benzeriz. Içeriden kurtulanlar ve arada bir ortaya çıkan listeler sayesinde, darbecilerin o yıllarda, 650 tutuklama merkezi açtığını, hamile kadınları öldürüp, bebeklerini evlatlık olarak dağıttıklannı ve evlatlarımızın en son işkencehanelerde görüldüklerini öğrendik. Analar, evlatlık olarak verüen 500 torundan 80'ini yıllar sonra buldu. Darbeciler ise toplumsal adalet duygusuyla karşı karşıya kaldılar. Görüldükleri yerde yuhalanıyorlar. lnsan arasına çıkamıyorlar. Onları rahat bırakmıyoruz... JAPONYA'DA MİLİTARİZM YÜKSELİYOR Japon Anayasası açıkça savaş karşıtı hükümler içeriyor. Irak işgali süreci bunu nasıl etkiledi? Bizim anayasamız BM Şartı'nın kabul edilmesinin ardından 1946'da yazıldı ve özellikle 9. maddesi doğrudan BM metninden alındı ve bu maddeyle biz savaşı tamamen terk ettik. Bu madde, "Japon halkı temel bir hak olarak savaşa karşıdır. Gücün devletler arası tartışmalarda kullanılmasına karşıdır" hükmünü içeriyor. Örneğin bir Japon ordusu yok ve insanların savaş karşıtı olduğu, barışsever bir toplumduk. 1990'larda durum değişmeye, Japonya ekonomik ve politik olarak büyümeye başladı. Buna paralel olarak devlet ve bundan etkilenen halk, "savunma olarak güçlü olmalıyız" fikriyle ordu istemeye başladı. Öte yandan Japonya ABD'nin tutumu nedeniyle, kendisini güvenceye almak için BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olmak istiyor. Bugün Japonya'da ordu kurulmasının önünü açmak amacıyla 9. maddenin kaldırılması için referandum hazırlığı yapılıyor. Japonya'da militarizm yükseliyor diyebilir miyiz? 1991'de Japonlar savaşa karşıydı. 2003'te bu rakam yüzde 50'ye geriledi. Kuzey Kore'yle yaşanan gerginliğin de etkisiyle insanlar militarize olmaya başladılar. Bugün Japonya'da sokaktaki vatandaş artık savaşa karşı değil. ,' $.,,. «., Bildiğim kadarıyla Japonya'da 6 siyasi partinin 2'si komünist, 2'si sosyalist ve l'i sosyal demokrat, ama iktidarda liberaller var. Solun gerilemesinin nedeni ne? Sovyetlerin dağdmasıyla bütün dünyada olduğu gibi Japonya'da da komünist ve sosyalist partiler gücünü yitirdi. Başbakan " Koizumi'nin partisi olan Liberal Demokratik Parti ve Demokratik Parti ana ekseni oluşturuyor ve ikisi de temelde demokrat değil. Ama iktidardaki parti militarizasyonu büyütüyor. Yani solun gerilemesiyle, sağın yükselişi ve militarizasyon paralel yürüyor. Fotoğraflar: VEDATARIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle