22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 MART 2005/SAYI 991 KURBAN Bu albüm arşivlere girecek... Ramiz Deniz Öner Sevenlerine arma Özay Gönlüm'ün 5. ölüm yıldönümünde kızı Ezgi Gönlüm oda orkestrasıyla bir konser verdi. Esas müjdesi ise babasının yeni çıkan derleme albümüydü... Özlem Altunok aşı 3O'un üzerinde herkes Özay Gönlüm'le TRT ekranlarında en azından bir kez karşılaşmıştır. Elinde ona özgü sazı " Yaren", dilinde türlü hikâyeler, masallarıyla Özay Gönlüm'ü bir kez dinlemek, unutmamak için yeterliydi: Nineden Mektuplar, Çöz de Al Mustafa Ali, Denizli'nin Horozları, Asmam Çardak'tan... Özay Gönlüm öleli 5 yıl oldu. 1 Mart ölüm yıldönümüydü. Babası gibi müzisyenliği seçen Ezgi Gönlüm, Burcu Tunca (viyola), Ozan Tunca (viyolonsel) ve OytunEren(piyano)'denoluşan oda orkestrasıyla o gün bir konser verdi. Ama Gönlüm'ün o gün müjdelemek istediği, Özay Gönlüm'ün arşiv kayıtlarından derlenen yeni albümüydü! Bu, Özay Gönlüm'ü anmak adına içinde bulunduğunuz ilk etkinlik miydi? Ölümünden bu yana her yıl, başta Denizli olmak üzere, çeşitli illerde babam için etkinlikler düzenleniyor. Ben ilk kez geçen yıl, bir trio'yla Denizli'de babamın adının verildiği konser salonunda bir konser verdim. Bu yıl çaldığım konserse ikinci etkinlik. Kemana başlamam, müzisyen olmam babamın sayesinde oldu. Bu yüzden bu tür etkinlikleri bir görev gibi görüyorum. Onun için çaldığımda içim huzurlu oluyor. Aslına bakarsanız bütün konserlerde o aklımda, ama özellikle onun için çalmak daha güzel. D eniz Yilmaz (Vokal, Gitar), Burak Gürpınar (Davul), Kerem Tüzün (Bas gitar, geri vokal) ve Umut Gökçen (Gitar)... Onları belki tek tek tanımıyorsunuz, ama "Kurban" dediğimizde yüzleri düşecek belleğinize. Şimdi yeni bir albümle çıkacaklar karşınıza... Üstclik küçümsenmeyecek bir iddiayla: "Bu albüm arşivlere girecek"... Türkiye miizik piyasası sizce ne âlemde? Deniz: Türkiye'de iyi albümler pek sık çıkmıyor. îyisini de duyduğunuzda, "Heyt bee! Burada da bir şey yapıldı" diye seviniyorsunuz. Burak: Son zamanlarda bunu söyletecek bir tane albüm var. O da "Mor ve Ötesi"nin. Önce şarkıları sonra da işçiliği çok güzel. Değişimleri de hoşumuza gitti. îngiliz Sound'undan koparak kendilerini bulmuş olmaları çok güzel. Kelimeler Harun'un ağzına daha çok oturur olmuş. Y BABASININ KIZI... Babanız nasıl yönlendirdi sizi? Üç yaşındayken Ankara Çocuk Korosu'yla müziğe başlamıştım, daha sonra da TRT Çocuk Korosu'na geçtim. Eve sürekli müzik aletleri getirirdi, flüt, mandolin derken beni bir gün kemanla tanıştırdı. Önce özel keman derslerine başladım, sonrasında da konservatuvara gittim. Şimdi Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde öğretim görevlisiyim. Ayrıca Borusan Istanbul Filarmoni Orkestrası'nda ve çeşitli oda orkestralarında çalıyorum. Herhalde babamm kızı olduğum, yani müziği seçeceğim başından belliydi. Son yıllarda alternatif tarzların yükselişi size ne düşündürüyor? Ozgür: Alternatif tarzlann zirve olduğu bir dönemdeyi/ Deniz: Aslında zirve olduğunu düşünüyoruz ama... Plak şirketleri "Mor Vc Ötesi" ve "Duman" gibi bir grup arayışı içindeler. Içlerinde gerçekten kendini bilen şirkeder çıkarsa ki şu an birkaç tane var o zaman iyi işler çıkar. Öbür türlü bir sürü Erol Köse Prodüksiyonu olacak. llk iki albütnünüz Kurban bayramlarında çıkmıştı yeni albümün tarihi belli mi? Burak: Onlar tesadüftü, bu sefer kasti yapmaya çalıştık ama olmadı. Önümüzdeki ay çıkarmayı planlıyoruz. Müzik dışında nasıl bir ilişkiniz vardı? Yaşamı müzik üzerine kuruluydu diyebilirim. 1970'ler, özellikle Izmir Fuarı dönemi, onun en popüler olduğu dönemlerdi. Sürekli yurtiçiyurtdışı turneleri, konserleri oluyordu.Yüzünü pek göremezdik o zamanlar. 45'likleri vardı, o uzaktayken hep plaklarını dinlerdim. Ama işi bittiğinde hemen eve gelen, evde zaman geçiren biriydi. Evde de dışarıdan göründüğü gibi muzip, neşeli, konuşkan mıydı? Biz iki kız kardeş ve annem; üç kadın babamla arkadaş gibiydik. Bu ilişki, onun yapısından kaynaklanıyordu, mesela bana "zilli" derdi, kucağından inmezdim. Onun bulunduğu bir ortamda en ilgi çekici kişi o olurdu. Esprili, hikâyeler anlatan, renkli biriydi. Çevremizdeki herkesin mutlaka onunla ilgili bir anısı vardır. însanları gözlemler, bir şekilde hayatlarına girer ve ilişki kurardı. Masalları evde de sürer miydi? Benim "Özay'ın Maceraları" diye arkadaşlarıma anlattığım anılar vardır. Mesela koltuğa uzanır, duvara astığı minik curayı çala çala mırıldanır, bir yandan da haberleri seyrederdi. "Napıyorsun" dediğimde, "bağlamamı okşuyorum" derdi. Bu farkhlık onun doğasında olan bir şey miydi? Babam zor bir çocukluk geçirmiş. Bağlama çalmayı da kendi kendine öğrenmiş. Aslında daha ortaokuldayken bağlamayla Elvis Presley'in şarkılarını söylermiş. Böyle bir fark yaratma isteği hep varmış sanırım. Ankara Radyosu'na girdikten sonra da özgün ve farklı bir şeyler yapmaya kararlıymış. 2000 köyü dolaşarak halk ozanlarını dinlemek ve derlemek kolay olmasa gerek. Müzikal anlamda zaten çok yetenekli biriydi, hatta Muammer Sun, onu opera bölümüne istemiş, ama o bağlama çalıp hikâyeler anlatmayı tercih etmiş. Özay Gönlüm'ü kaybedeli 5 yıl oldu. Bugünden geçmişe, onun popülaritesinin yüksek olduğu günlere nasıl bakıyorsunuz? Babam sonuna kadar Ankara Radyosu sanatçısıydı. Hiçbir zaman piyasacı olmadı. Bunun nedeni de hep kendisinin patronu olmak, doğru bildiğini yapmak istemesiydi. Bu yüzden özel kanallardan gelen teklifleri kabul etmedi. Türkiye'de pek çok şeyin ilkiydi. "Yaren" adlı üç saplı bağlaması, söyleme biçimi, teatral yeteneği onu tek başına türkü söyleyen biri ohnaktan çıkarıyordu. Tiyatro gibi, müzikli operet gibi bir şeydi onun yaptığı. Ashnda hala büyük bir kidesi var babamm. Yeni jenerasyonun pek bilme diğini söyleyebiliriz ama şimdi Kalan Müzik'ten çıkan albümüyle onların da tanıyacağını umuyorum. Bu albüm nasıl oluştu? Ablam Evren Temel'le birlikte bir arşiv çalışması yaptık. Daha önce kasetleri, 45'likleri, radyo kayıtlarından derlenen, babamı bütün özellikleriyle gösteren bir albüm oldu. Istcdik ki, onu sevenlere, akrabalarına, torunlarına bir armağan kalsın. 0 SANATSAL KAYGILAR "Sert"i kendi stüdyonuzda kaydetmiştiniz. Bu albümün kayıtlarını nasıl yaptınız? Burak: Tüneldeki Stüdyo La'mn iki katını kapattık, bazı yerlerden de bu konuda destek gördük. Davul ve bas gitarı orada kaydettik. Deniz: Benim gitar kayıtlarım da orada oldu, şimdi Özgür'ün gitar kayıtlarını ve vokalin kaydını benim evimde yapıyoruz. Daha sert bir albüm olacağı konuşuluyor... Deniz: Ben hiçbir zaman bu gitardan taviz vermem. Diğer plak şirketleri ne kadar kısmaya çalışırsa ben o kadar açacağım, Çünkü bu müzik onu ne kadar açarsan o kadar güzclleşiyor. Bunun böyle olduğunu bilmeliler. Kimse kendisini kandırmasın! MTV'de dinledikleri, içinde keman olan ve gitarların dibine gömük olduğu bir şey değil. Albüm satmayacaksa satmasın; önemli değil ama "Distortion" duyulsun. Söyleyen erkek, hatun ya da gay olsun Rock'n Roll böyle! Ozgür: Sertliğin ötesinde ya da enstrümanlarımıza hâkimiyetimizin ötesinde bir durum var. Bu albümde hem görsel hem de müzikal olarak sanatsal kaygılar söz konusu. Dinlediğiniz ve hatta müziğinden etkilendiğiniz birileri var mi? Ozgür: Bence ne Kurban birilerine benziyor ne de birilerinin müziği Kurban'ınkine benziyor. Kurban Türkiye'deki rock kategorileri içinde bir müzik türü. Ikamesi ya da benzeri yok. Burak: Dinlediğimiz gruplar çok geniş bir yelpaze oluşturuyor. • ıvtvıv kurban com/korna@kurban com denizmiha@yahoo.com Bağımsız caz festivali var... Devrim Dikkaya C aza gönül veren müzisyenler her yıl Anadolu'nun orta yerinde, Eskişehir'de buluşuyor. Anadolu Üniversitesi'nin çatısı altında, sanatın her türüne destek veren bir kurumda 3 yıldır amatör caz müzisyenleri, enstrümanlarına yansıyan duygularını cazseverlerle paylaşmarun övüncünü yaşıyor. "Istanbul dışında cazla uğraşanlar var mı, bu müzisyenler seslerini duyurabiliyorlar mı" sorulanyla doğan festival Erzurum ve Gaziantep'ten katılan konuklarıyla Anadolu'da cazla uğraşan müzisyenleri ortaya çıkarma hedefine 3. senesinde biraz daha yaklaştı, Sadece amatör cazcıların katıldığı özgün yapısıyla Türkiye'de önemli bir misyonu barındıran festivale katılan gruplar profesyonel bir sahne ve ses ortamında kendilerini ifade etme fırsatı buluyorlar. Ayrıca, atölye çalışmaları ile protesyonel caz ustalarının deneyımlerine tanık oluyor, konser sonrası buluşmaları (jamsession) ile de farkh müzisyenler ile aynı sahneyi paylaşıyorlar. Festivale katılan grupların konser kayıtları Türkiye'nin caz kamuoyu ile paylaşılıyor. tstanbul ve Ankara Caz Festivali gibi uluslararası festivallerde genç müzisyenler kategorisinde sahne almaları sağlanıyor. Geçen hafta 3.'sü yapüan festivale Erzurum ve Gaziantep dışında Istanbul, Ankara ve îzmir'den yedi amatör caz grubu katıldı. Şenol Küçükyıldırım'ın "Audio Fact" grubundan tanıdığımız Onur Türkmen ile aynı sahneyi paylaştığı festival oldukça renkli geçti. Her yıl mart ayında yapılan Amatör Caz Müzisyenleri Festivali hakkında geniş bilgi için www.caz.anadolu.edu.tr sitesi ziyaret edilebilir. Amatör Caz Müzisyenleri Festivali'nin üçüncüsü Eskişehir'de yapıldı. Festivalin konser kayıtları cazseverleri bekliyor... Festivale katılan gruplar düşüncelerını şu sözlerle dile getirıyorlar. Chromatic Band: Genç amatör müzisyenlerin festival kapsamında performans sergileme fırsatları çok az, üstelik genç müzisyenler ve eğitimci müzik adamlarıyla böyle bir paylaşım içinde bulunmak nadiren karşılaşılacak bir durum. Pythia: Erzurum'da bulamadığımız atmosferi ve ruhu yaşamak aynı zamanda birikimlerimizi paylaşıp cğlenmek için katılıyoruz. Tüttrio: Kendimizi gösterebilmek için sizin festivalinizden daha iyi bir platform bulamazdık. Uzunyol Dörtlüsü: Amatör Jazz Müzisyenleri Festivali'ni çok önemsediğimizi belirtmek isteriz. Bu festivalin Anadolu'nun göbeğinde gerçekleşmesi hem güzel hem de anlamlı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle