Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZARIN PENCERESİNDEN Gümüşlük'te öğle vakti Selçuk Erez ok yaz önceydi. Biz burada yemek yerken çocuklar denize ekmek parçalan atarlardı: Bir saniye sürmez minicik balık sürüleri gelir bu ekmekleri ufalamaya koyulurlardı. Bir bu yandan, bir o yandan saldıran balık yavrularının ittirmesiyle ekmekler su yüzeyinde dünyanın en tuhaf yörüngclerini çizerek koşuşmaya başlarlardı. Ekmek kabuklarının böyle formülabir yarışçıları gibi delidizgin koşuşmaları, sonra ufala ufaJa yitip gitmeleri cğlendirirdi çocukları. Çocuklar bu eğlenceden sıkılınca papuçlarını çıkanr, Tavşan Adası'na yürürlerdi. Mart ayının başında, Bodrum'dan kalkıp Peksimet Boğazı'm, sonra da yeldeğirmenlerinin bulunduğu tüm otları yeşermiş, ağaçları çiçek açmış tepeleri aşıp Gümüşlük'e yöneldiğimde bunları düşünüyordum. Duvarlan Leleg, kilisesi Bizanslı Gümüşlük'ün lokantaları boştu. Sadece Tavşan Adası'nın karşısındakinde yaşlıca bir yabancı tek başına yemek yiyordu. Biz de oraya gittik. Az sonra iki kadın daha geldi. Fener otu... Gelsin. Hardal otu, börülce? Tabii! Biraz barbunya, iki de bira... Gümüşlük'e neden gelmiştik.^ Burası Bodrum'a her gidişimde asıl amacımı biraz unutup ve bir punduna getirip uğradığım, başka zamanlar anımsadığımda belleğimde canlanan sıcak görüntülere bakakalıp bir süre başka bir şey yapamadığım bir yerdir. Bu sefer yüzlerce bitmiş, yarı bitmiş, yeni Ç Hayalet şehir Kuneytra Suriyelsrail sınırında parçalanmış bir şehir Kuneytra. îsrail 1967 savaşında kenti işgal etmiş, yedi yıl sonra geri çekilirken de yerle bir etmişti. Suriye ise savaşın izleri silinmesin diye kenti öylece bıraktı... Şimdi Kuneytra'ya gidenler, savaşın insanların ve kentlerin hayatında nelere mal olduğunu izliyor... Yazı ve fotoğraf: Özge Genç S başlamış beton yığını arasından, bir gün önceki yağmurda çamurlaşmış yollardan geçip koşa koşa buraya gelmenıiz nasıl açıklanabilir? Istanbul'da hiçbir kurala uymadan dikilmiş bunca apartmanın ve evin arasından çarpık yapıları görmemeye uğraşarak denize bakmak gibi bir şeydi bu. Kuruçeşme'de çay içerken o dikdörtgen adayı görmezlikten gelmeye çalışmak gibi bir şeydi. Giderek artan bu çirkinlikler arasından böyle bir avuç güzeUiğe bile odaklanabilmek kabil olmayabilirdi. Biz yemek yerken masamızın önünde iki kedi belirdi. Diğer lokantalarda görmeye ahştıklarımız gibi gelip sırnaşmadılar. Daha çok birbirleriyle ilgilendiler ama uzun süre ilgilenmemiş gibi yaptılar; bazen uzun süre denize, bazen daha uzaklara bakttlar. Kedi, kediye ne der mart günlerinde? "Daha ne duruyorsun, ne bekliyorsun? Gel artık beynimdeki kadar yer tut yaşamımda!" demiştir erkek kedi. Kız kedi, erkek kedinin tckir desenli kürkü ile kendisinin lekesiz beyazlığı karıştığında deseni bozuk yavruların çıkabileceğini düşünerek bir süre tereddüt etmiş olabilir. O zaman erkek kedi, Edip Cansever'den medet ummuştur: Güneş, bir pazartesi olarak mı duruyor burnunda, Yoksa bükülmüş bir nehir gibi miinciküpelerinde? Bu, dişi kediyi etkilemiş midir? lnşallah! Erkek kedi ne yapmıştır mutlu sonu beklerken? "Şu Tavşan Adası, şimdi bir yanardağ gibi, mesela Pompei gibi patlasa da..." diye düşünmüştür, "Lavları Gümüşlük'ü ve bizi, burada, bu şekı'Jde kapJasa, bizi senle binlerce yıl sonra yine böyle beraber, yan yana, iç içe bulsalar..." Gümüşlük orada kaldığımız süre boyunca bize hep güzel şeyler düşündürdü ama ne çare, buradan ayrılıp yola düştükten hemen sonra Kadın Günü'nde kadınların dövüldüğü bir ülkenin çocukları olduğumuzu yeniden hatırlamaya koyulduk. Kötü bir şey miydi bunca güzellikten sonra şimdi de bunları düşünmek? Hayır, tersi bizc yakışmazdı! • uriye, Türkiye'nın sınır komşusu olmasına karşın, hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz ülkelerden biri. Herkes Suriye ile aramızdaki sınır, su ve terör ile ilgili sorunlardan haberdar. Ne de olsa Türkiye'de gerek akademik çevrede, gerek medyada, Arap siyaseti çoğu zaman Türkiye'yi ilgilendiren durumlar söz konusu olduğunda tartışılıyor. Ortadoğu'ya karşı, sadece Türk devletinin güvenliğini ilgilendiren indirgemeci bir yaklaşım hâkim. Türkiye, Arap komşularının iç meselelerine karşı çoğu zaman kayıtsız... Son zamanlarda, Lübnan'daki askeri güçlerini geri çekmesi için geniş çapta uluslararası baskının hedefi olan Suriye, güneyinde, îsrail'in işgal ettiği Golan bölgesini geri alabilmek amacıyla yalnız başına bir direniş içinde. Suriye ve îsrail arasındaki gerilimin başlıca nedeni olan meşhur Golan Tepeleri'nin eteklerindeki Kuneytra (Gjuneitra) şehri ise yolu Suriye'ye düşen herkesin görmesi gereken yerlerden biri. 1967 Arapîsrail Savaşı'nda îsrail tarafından işgal edilen ve 1974'teki savaşın ardından yapılan barış görüşmeleriyle Suriye'ye geri verilen Kuneytra, şu anda Birleşmiş Milletler (BM) tampon bölgesi konumunda. 1974'te îsrail kuvvetleri, Kuneytra'yı Suriye'ye geri vermek üzere boşaltırken, şehirdeki cami, kilise, hastane gibi önemli yapıları ve evleri yerle bir etti. Suriye hükümeti de Îsrail'in düşmanca tavırlannın bir sembolü olarak şehri olduğu gibi muhafaza edip, ziyarete açtı. « ile ayrılan îsrail ve Suriye sınırı. Ve kocaman bir sessizlik... KUNEYTRA'NIN TARİHİ 1967 Arapîsrail Savaş/, Suriye'nin ve tüm Arap dünyasının tarihinde önemli bir dönüm noktası. Suriye'nin Sovyet yardımlarıyla bir araya getirebildiği, Kızıl Ordu artıklarından oluşan güçsüz askeri donanımı, îsrail'in gelişmiş askeri gücü kar W'jr!&$ şısında ağır bir yenilgiyle uğradı. 10 Haziran 1967'de, Şam Radyosu, Kuneytra'nın îsrail tarafından ele geçirildiğini duyurunca, bölgedeki askerler Go lan'dan çekilip, başkenti korumak üzere, Şam'a doğru hareket ettiler. içinde bulunulan Soğuk Savaş koşullarında, îsrail kuvvetleri, Sovyetler'in tepkisi üzerine Amerika'nın da baskısıyla Şam'a kadar ilerlemekten vazgeçtiler. Aynı gün içersinde ateşkes ilan edildi. îsrail bu savaş sonrasında, hem 17 bin nüfüslu Ku neytra'yı hem de Hermon Dağı'nı ele geçirip, burayı elektronik istihbarat araçlarıyla donattı. Doğrusu, Ortadoğu topraklannda yolculuk yaparken, dağlar insana hep izlenildiği hissini veriyor. Savaş sonrasında Golan bölgesindeki nüfusun yüzde 95'inin büyük kısmı îsrail hükümeti tarafından göçe zorlandı, geri kalanı da kaçmayı başardı. 129 köyden sadece altısında yerleşim sürdü. Bunların da büyük çoğunluğu Ortadoğu'daki azınlık topluluklardan biri olan Dürzüler. Kuneytra, lsrail'in Gaza, Sina Yarımadası ve Batı Şcria'yı da işgal ettiği 1973 Savaşı sonrasındaki barış görüşmelerinde Suriye'ye geri verildi. îsrail, tıpkı Süveyş Kanalı'ndan ayrılırken yaptığı gibi şehirdeki yerleşim birimlerini, su depolarını ve iletişim hatlarını yok etti. Ne var ki, Golan Bölgesi'nin çok büyük bir kısmı Îsrail denetiminde kaldı. 1973 sonrası oluşan yeni sınır bu topraklarda yaşayan Dürzi aileleri birbirinden ayırdı. 1999 yılının Mart ayında sınır ilk defa ailelerin birbirlerini görebikneleri ve kendi dininden olmayanlarla evlenemeyen Dürzi gençlerin başgöz edilcbilmesi amacıyla açıldı. Yarın, yani 21 Mart Anneler Günü, Kuneytra'yı ziyaret etmek için en KUNEYTRA'YA GİDİŞ... Şam'ın şehir merkezindeki Baramkeh istasyonundan, Khan Arnabeh'e giden bir minibüse sıkışıp, yaklaşık bir saat süren yolculuktan sonra Kuneytra'ya ulaşıyoruz. Khan Arnabeh'e kadar iki farklı kontrol noktasından geçiyoruz. Pasaportlarımız uzun uzun inceleniyor. Her iki noktada da omuzlarında makineli tüfekler taşıyan askerler, bir süredir Suriye'de yaşamanın verdiği alışkanlıkla, bizleri biraz daha az ürkütüyor. Yanımda oturan orta yaşlı yolcunun yakın bir akrabasının Israil'le yapılan çatışmada hayatını kaybettiğini öğreniyorum. Khan Arnabeh'ten, Kuneytra'ya girişte pasaportlarımızı teslim ettiğimiz askerrehberimiz, gezinti boyunca gözlerini bir an olsun üzerimizden ayırmıyor. Çok fazla oyalanmadan ve soru sormadan bir çırpıda şehrin harabeye dönmüş önemli yapılarını gösterip, Şam'a giden araca bindiğimizden emin olana kadar bize eşlik ediyor. PARAMPARÇA EVLER... Kuneytra'daki ibreti âlemlerden başlıcaları minaresi üzerinde kocaman bir delik açılmış cami, yıkımlardan payına düşeni almış bir Ortodoks kilisesi ve şehir hastanesi. Hastanenin girişindeki "Siyonistler tarafindan imha edildi edildi ve ateş hedefine dönüştürüldüDestructed by the Zionists and changed it to a firing target" yazısı birçoklarının, Suriye'nin propaganda amacıyla yaşananlan abartıyor olduğu yorumlarına neden olsa da, çevrede görünenler savaşın acı gerçeklerini zaten kanıtlıyor. Hastanenin terasından bakıldığında şehrin panoramik görüntüsü yerle bir olmuş bir yaşamın izlerini taşıyor. Karşıda Suriye ile îsrail arasındaki düşmanlığa seyirci Golan Tepeleri, eteklerinde şehrin paramparça evleri, bir tel örgü Kuneytra'daki Ortodoks kilisesi de yıkımlardan payına diişeni almış... anlamlı günlerden biri belki de. C) gün, Kuneytra'ya gitmek için Içişleri BakanlığYndan özel izin almaya gerek kalmadan, sınırın iki ayrı tarafındaki Dürzi ailelerin birbirleriyle megatonlarla haberleşmelerine izin verilecek. SURİYEİSRAİL BARIŞI Suriye başkanı Başar Esad, baba Hafız Esad'ın çizgisinde, îsrail ile barışın ancak Golan'da işgal edilen toprakların geri verilmesiyle gerçekleşeceğini söylüyor. Oysa Îsrail açısından Golan büyük önem taşıyan bir bölge. Hem çoğu Rusya'dan gelen Yahudi göçmenler için bir yerleşim bölgesi hem de önemli bir su kaynağı. iki tarafın bu birbirine zit tutumu barış olasılığının ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Suriye ve Israil, 1948'den bu yana birçok kez savaşmış birbirine düşman iki devlet. Ortadoğu ise ardı arkası kesilmeyen yeni tehditlere gebe. Vahşete, ölümlere ve kayıplara yol açarak, başka insanların kaderlerini dilediğince şekillendirmekte hiçbir sakınca görmeyen büyük güçler savaşı basite indirgeyedursun, Kuneytra'da gözler öniine serilenler, insana savaşın korkunç gerçekliğini televizyonda ve gazetede gorünenden biraz daha yakından hissettiriyor.#