17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 YAŞAM Yer çekimiyle oynaşan çocuklar... Dağcılık, bungee jumping yapanlar Yunanlı akrobatların izini mi sürüyor? Bu sorunun yanıtı "düşmek"in ne anlama geldiğinde yatıyor. "Aşağı"nın kötü çağrışımlarına inat, düşmek insanda delice coşku uyandırıyor, yani hazzı çağrıştırıyor. dan söz ediyorlar. Onların bu tür davranışlannı eleştirenlerin yanıtı daha kısa: Dağcıların akıllarından zoru var. Düşmeye duyulan karşı konulmaz açkğa bakıkrsa, bu uğurda akla hayale gelmeyecdk şeyler yfcpan amatörlet ve onların bu duygularını daha da körüklemek için ellerinden geleni artlarına koymayan şirketler yaşamımızda her zaman var olacak. Ne var ki bu durum, ölümün göze alınarak yapıldığı söz konusu tehlikeli sporlann neden şimdilerde çok gözde olduğu ve düşme duygusunun neden özellikle de 60'lardan sonra neredeyse bir bağımlılığa dönüştüğü gibi beylik sorulara herhangı bir yanıt vermiyor. Adrenalin düzeyini arttıran sporlara duyulan ilginin giderek yoğunlaşması, aşırı güvenli bir toplumda insanların tehlikeyle burun buruna geldikleri deneyimler peşinde koştuklarını savunan bir kuramı da gündeme getiriyor. Florida Üniversitesi araştırmacılarından Milledge Murphy bir toplumda denetim ve yasal baskılar arttıkça riskleri göze alma eğiliminin de giderek yaygınlaştığına, günümüz kültürünün bizleri kendince çekinceli gördüğü şeyleri yapmaktan alıkoyduğuna dikkat çekiyor. BtRAZ HEYECAN ÎÇİN... Murphy'nin araştırması kitle iletişim araçlarınm da etkisini gözler önüne seriyor. Hollyvvood piyasasının ballandırarak sunduğu tek başına savaşan kovboy, bir cinayeti kendi çabasıyla gün yüzüne çıkaran detektif, dünyayı kurtaran olağanüstü güçlü kahraman günümüzde Batılıların en gözde eğlence kaynağı. Altmışlı yılların gençliğinedamgasınıvuran kültürün buna tek katkıânse yetkeye meydan okuyan karşıkahramanm göklere çıkanlması. DÜŞMENtN CAZİBESÎ... Heyecan arayışı ergenlik döneminde doruknoktasına ulaşıyor. Sörf, skateboard, tırmanma gibi etkinliklerin ortaya çıkışınm savaş sonrası gençlerin yoğunlukta olduğu bir döneme denk gelmesi işte bu yüzden. Bu gençler heyecan arayışlarında başkaldırı, müzik, cinsellik ve uyuşturucudan da medet umdular. O kuşak gençlerinin çocuklan ise 90'larda heyecan sınırının en uç noktalara vardırıldığı sporlara damgalarını vurdular. îkinci neden ise bizzat yerçekiminin doğasından kaynaklanıyor. Tüm eğlence türleri içinde yerçekimi gençlerde en bü yük coşkuyu yaratıyor. Her zaman, her yerde var olan yerçekiminin daha çekici kılınması için gerekli olan donanımm çok basit ve ucuz şeylerden oluşması ve duyguları devinime geçirme açısından kesin lik içermesi, onu heyecan peşinde koşanlarmgözdesi yapıyor. Gelgelelim, karşılığında hiçbir bedel ödemeden yerçekimiyle oynaşan çocuklar banka hesaplarını pek şişirmediklerinden, iş dünyası, tüketimi köriikleyerek daha büyük heyecanlar yaratacak olanaklar sağlamak ve bunları çağdaş bir eğlence biçımi olarak pazarlamak zorunda kaldı. Söz gelimi skydıvıng, bir zamanlar yalnızca gözü kara kişılerın kalkışabildikleri son derece tehlikeli bir şey olmaktan çıkıp hemen hemen herkesin bir çırpıda ve çok ucuza yapabileceği bir etkinliğe dönüştü. Her yıl yaklaşık sekizbin kişı skydivingiçin Los Angeles'ın güneyıne Perris Vadisi'ne akın ediyor. Bilgisayarlar sayesinde yerçekimiyle ilintili serüvenlerimiz de giderek çok farklı boyutlar kazanıyor. Örneğin, DBox teknolojinin bir ürünü olan Odyssee kinetık ev eğlence sistemı izleyıcılerin filmın akışıyla eşzamanlı olarak sağa sola savrulup yuvarlanarak kendilerinı olayın içindeymiş, gibi hissetmelerine oianak tanıyor.. Sistem ufacık boyuna göre akıl almaz ışler" başarırken, bu tür sistemlerin yakın bir gelecekte daha da geliştirilerek düşüş duygusunun verdiği o korkunç hazzın doruklara tırmandırılacağını düşünmek hiç de güç olmasa gerek. Oyle ki, bu sistemlere kokununyam sıra, interaktif bir yapıda kazandırıldığında çam kokusunu soluyarak bir dağdan şimşek hızıyla inip dev di î nozorlardan kaçmamız, ya da sarp bir vadinin yamacında düşüşün yarattığı ürkütücü ama bir o kadar da çekici duygunun insan eliyle en uç noktalara vardırıldığı bir deneyimden geçmemiz işten değil. • The Observer Sunday'den çeviren: RİTA URGAN I rving ve Electra Johnson 30 metrelik bir kuleden baş aşağı atlayan ve kendilerinden "kara dalgıçları" adıyla söz edilen yerlilerden ilk kez haberdar olduklarında kulaklarına inanamamışlardı. 1952yılıydıvejohnson'laron yıldır National Geographic dergisi için sı~ ra dışı öyküler bulmaya çalışıyorlardı. Ama, sıra dışıhğın da bir sınırı olmalıydı ve bu kadan fazlay dı. Gelgelelim, arkadaşları Oscar Newman bu akıl almaz olayın gerçekliği konusunda yemin ediyordu. Avustralya'nın 2090 kilometre doğusundaki Vanuatu Adalan'nda insanların yüksek kulelerden atlamaları çok eskilere dayanan bir gelenekti. Yıllarca bu adalarda yaşayan Newman buna gözleriyle tanık olmuştu. Yere dalış yapanlar toprağı incecik bir toza dönüşünceye dek işleyerek ve daha da önemlisi, kuleye iliştirdikleri uzun sarmaşıkları ayak bileklerine bağlayarak canlanru kurtarıyorlardı. Kulenin yapımı sırasında çevresine yaklaştırılmayan kadınların atlamalarına da pek tabü ki izin verilmiyordu. Kadınlar yalnızca uzaktan izliyorlardı. Her yıl yinelenen bu törenlerde açılışı atlama konusunda en deneyimsiz olanlar yapıyor ve tören ustaların soluk kesen gösterileriyle son buluyordu. AKROBATLARIANIMSAYIN... Günümüzde kendimizi yükseklerden büyük bir hızla yere atmak, artık dileyen herkesin deneyebileceğibirşey. Britanyalı haber muhabiri Carol Barnes ile Dışişleri Bakanı Denis MacShane'in 24 yaşındaki kızlarının böylesi bir deneyimi felaketle sonuçlandı. Iki yüzüncü atlayışı sırasın da paraşütünün dolanması yüzünden yaşamını yitiren genç kızın tutkuyla bağlı olduğu bir şey uğruna ölmesi ailenin tek tesellisiydi. Yine de, çılgınlık boyutundaki bu tutkunun yaygınlık kazanması 30 yıldan kısa bir geçmişe dayanıyor. Dalgaları aşarak yol almaya çalışan raftingciler, 70'lerde ulaşılması hemen hemen olanaksız gözüyle bakılan yüksek tepelere tırmanan dağcıların sayısı giderek artıyor. Ve doğal olarak, "bungee jumping" olarak günümüze uyarlanan karaya dalışlar da dünya çapında bir ilgi uyandınyor. Salt eğlence amacıyla yüksek bir yerden atlama fikri bir zamanlar akıl erdirilmez bir şeydi. Yunanhlar, Romalüar, Mısırlılar ve Çinlilerin düşmeye en çok yaklaştıklan durum akrobatik gösterilerdi. Yunan ve Roma yapıtlarında attan atlayan, direklere tırmanan ve taklalar atan figürlere sık sık rastlanır. Ancak eski çağlardakibu akrobatik numaraların hiçbirinde düşme riski pek de ileriye götürülmemişti. Düşüşün salt düşüncesi bile binlerce yü boyunca olumsuz çağrışımlara neden oldu, genellikle de başarısızlıkla özdeşleştirildi. tkarus alçakgönüllülükten yoksun olduğu için düştü; Lucifer şeytana dönüşmekiçinyeryüzüneindi... Liderleringüçten düştüklerinden, düşkünlerden söz edildi. Düşmek sözcüğü yalnızca boşlukta yukandan aşağıya doğru inmek anlamına gelmekle kalmayıp, bir şeylerin ansızın ters gitmesi, gücünü ve değerini yitirmesi gibi anlamları da içeriyor. Dilbüimci Zoltan Kovecses "yukarı" sözcüğünün iyi, "aşağı" sözcüğünün isekötü çağrışımlan olduğuna dikkat çekiyor. TANRIYA KARŞIGELİYORLAR! îki yüzyıl boyunca halkın ilgisini toplayan yerçekimiyle ilintili her yeni etkinlik, genellikle eskilere dayalı olumsuz çağrışımlan yansıtan törel gerekçelerle ve çoğu zaman da histeri sınırlarını zorlayan biçimlerde şimşekleri üzerine çekti. Bunun bir örneği, daha önceleri pamuk eğirme tezgâhında çalışan Sam Patch'in para toplamak amacıyla gözü pek gösteriler yapmaya kalkışmasına New Jersey'de yayımlanan yerel bir gazetenin "Tanrı'ya karşı gelindiği" gerekçesiylekarşı çıkmasıydı. The Times gazetesi de 1865 yılında yayımladığı bir yazıda," Soylu îngiliz kanı ulaşılması olanaksız tepelere çıkma uğruna neden heba edilmektedir? Bu bir görev midir? Böylesi bir şey mantığa sığar mı ve buna göz yumulmalı mıdır? " diyerek dağcılık sporuna lanetler yağdırmıştı. Yaşanan onca çekişmeden geriye kalan tek kesin şey, düşmenin birtakım duyguları devinime geçirdiği. Düşme insanda delicesine bir coşku, ya da kendi isteği dışında geliştiğinde, tecavüze benzer bir duygu uyandırabiliyor. Insanlaroldum olası düşmenin yaratabileceği tehlikelerin önüne geçilmesi ve bundan duyulacak hazzın engellenmesine şiddetle karşı çıktılar. Bellerine ip bağlamadan tekbaşlarına sarp tepelere tırmanan dağcılar ölümle burun buruna gelme duygusunun insanı yaşama daha da bağladığından vebaşka hiçbir deneyimin böylesine keyifli olamayacağın Haldun Dormen Tiyatro Oyuncusu En büyük hatanız nedir? Küçük küçük hatalar yapmışımdır ama çok büyük bir hata yaptığımı sanmıyorum. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Hayatta yapmak istediğini, gerçekleştirmek istediğini gerçekleştirememek. Hayattaki en büyük keyfiniz nedir? îşim. işimi çok sevdiğim için ondan büyük zevk alıyorum, bundan dolayı da kendimi çok mutlu hissediyorum. En sevdiğiniz yazar kim? Çok var ama en sevdiğim Dostoyevski. En sevdiğiniz film/yönetmen? En sevdiğim film Bisiklet Hırsızları, yönetmen de Victorio deSica. Sizce en büyük aşk hikâyesi kimlerinki ? Gerçek olsaydı Romeo ve Jülyet'inki olurdu. Sizi en çok güldüren şey nedir? Beni en çok güldüren şey Charlie Chaplin filmleri. Beğendiğiniz, takdir ettiğiniz siyasi karakterkim? (geçmiştendeolabilir) Günümüzdeki birçok siyasetçi beni hayal lurıklığına uğrattı. Geçmişten ise tabü ki Atatürk. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz ? Çok hareketli bir insan olduğum için hayvan olsaydım çita olurdum herhalde. En çok yaşamak istediğiniz şehir? Kuşkusuz îstanbul. Ikincisi de New York. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Töre cinayetlerındekadınların öldürülmesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle