Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 MART 2004 / SAYI 9Y, "Yasak"aşkvekadın Prof. Dr. Aytekin Altıntaş, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı. Iki yıl önce, 8 Mart'ta, "Bir Kadın, Bir Doktor, Bir Koca" başlıklı bir öyküsünü yayimlamıştık. Kadını tanımaya, anlamaya en yakın erkeklerden biri olarak bu yıl yine bir isimsiz kadını yazdı... Aytekin Altıntaş aşörtüsünü saçlarının bir kısmı dışanda kalacak şekilde bağlamaya çalışırken gözlerini karşısındaki doktorun gözlerine dikti.Birazanlaşılamamamnöfkesi,birazda sevdanın neolduğunu doktordan daha iyi bildiğini düşünmesinin verdiğiyenmişlik duygusuyla "Sen sevda nedirbilmez misin?" diyesordu. Ayakbileklerinekadar uzanan, rengi solmuş pardösüsünün düğmelerini titreyen elleriyle iliklemeye çalışırken, biraz da çaresizlik ve hayal kırıklığıyla sesi titreyerek "Yalvanyorum sana doktorum, son çarem sensin" dedi" Yoksa bundan sonra olacakların vebali boynuna, ne olur yardım et bana. Dört çocuk, ben, kocam, ailem... Felaket kapıda..." B hiç görüşmemişlerdi. Beş yıl sonra, ilişki sırasmda ağrı olduğu yakınmasıyla yeniden doktorun karşısına çıktı. Uzun boylu, geniş omuzlu, kalın bıyıklı, mavi gözlü kocası altı ay önce karısının ağrı nedeniyle kendisinden uzaklaşmaya başladığını söyledi. Karısı hemşireyle muayene odasına giderken biraz da arsız bir gülüşle sırıtarak," Bizim oraları bilin doktor bey, bir televizyon, bir de bu iş, başka eğlence yok. Onun da tadı kaçtı epeydir... Artık bir bakıver, yine kist mist olmasın" dedi. Doktor yarut vermedi, hak vermiş gibi görünerek başını salladı. ÖLDÜRÜRLERBENt... Doktor muayene sırasında hastasının gözlerindeki hüzünlü bakışa talulıp kaldı. Sanki bir robot gibi, sanki muayene edilen bir başka kişiymiş gibi, sanki o anda vücudunda olanlarla uzaktan yakından bir ilişkisi yokmuşgibi muayenemasasındayatıyordu. Doktor muayeneyi bitirdi. Kadına ağrıyı açıklayacak herhangi bir bulgu bulamadığını, giyindikten sonra daha ayrıntdı bilgi vereceğini söyleyerek diğer odaya geçti. Odada bekleyen kocaya önemli bir hastahk olmadığını, eşi çıktıktan sonra birlikte konuşacağım söyledi. Bu sırada hemşire doktora yaklaşarak muayene odasına çağırdı. Hasta kendısiyle yalnız konuşmak istiyordu. Ağlayarak anlatmaya başladı. Köyünden bir başka adama tutulmııştu, onu düşünmeden edemiyordu. Geceleri gözüne uyku girmiyor, kocasıyla yatmak istemiyor, başım ağnyor diye bahane yaratıyordu, yoksa bir hastalığıyoktu. Doktor şaşırmıştı "Peki yattın mı o adamla" diye sözünii kesti. Ses Beş yıl kadar önce tanışmıştı kadın doktoruyla. Toroslar'ın dağ köylerinden birinde yaşıyordu. 25 yaşına gelmeden 4 çocuk doğurmuştu. 30 haneli köylerinde tekdüze bir şekilde yaşamlarınısürdürürken şiddetli bir karın ağrısıyla uyanmıştı bir sabah ve apar topar Adana'ya yetiştirilmişti. Yumurtalık kisti tanısıyla acilen operasyona alınmıştı. Doktorun güven verici tavırları, sevecen bakışlı gözleri ve hoşgörülü kişiliğinden etkilenmiş ve kendisine güvenilir bir dost kazandığını düşünmüştü. Artık doktorunu başı dara düştüğündeyardımını isteyebileceği bir ağabeyi olarak görüyordu. Cerrahi girişimden 40 gün sonra kontrole gittiğinde de aynı duygularla yüklü olarak doktoruyla konuşmuş, acele acele köyünden kocasından, yaşam derdine düştüklerinden dert yanmış, doktorunu kazadan beladan sakınması için her namazdan sonra Allah'a dua ettiğini söylemışti. Bir daha da tonu yargılayıcı ve aşağılayıcıydı. Aslında bu soruyu sormaması ve hastasını yargılamaması gerektiğinin farkındaydı ama... "He" dedi kadın "yattım, yattım da kadınlığımı anladım, üstelik onunla yaparken hiç de ağrımıyor" . Gözleri parlıyordu, anlatırken. Doktor iyice şaşırmış, sanki asıl sorun buymuş gibi, "küçücük bir köyde nasıl böyle bir şey yapabilirsin" dedi " ya yakalansan ya duyulsa"... "Öldürürlerbeni" diye yanıtladı kadın "biliyorum bu sevdanın sonu ölüm, ama neyapayım büyülendim sanki, başka hiçbir şeyi görmüyor gözüm. Tutuldum. Bazen ken dimi öldürsem diyorum, alıp başımı gitsem diyorum, çocuklarıma kıyamıyorum. Ama çok iyi biliyorum ki ben onsuz yaşayamam.odabensiz". "Adamevlimi"diye sordu doktor. "He" dedi kadın "Evli, iki de çocuğu var. O da bana sevdalı ama köyde beraber yaşayamayız. Beraber bir yere kaçsak, para pul yok. Bir de çocuklar var..." Doktor duyduklarına inanmakta zorlanarak, öylece bakakaldı kadına. Olayla kendisi arasındaki bağı anlamaya çalışıyordu. Sadakat ve ahlaktan söz edecek oldu, ama kadın sözünii kesti. " Doktorum ne olur yalvarıyorum, beni hasta diye hastaneye yatır, 3 5 gün kalayım, sevgilimle rahatça konıışup bir karar verelim. Küçücük köy, herkes birbirini tanıyor, yakında bu işin kokusu çıkacak. Sonrası felaket ..." Doktor bu işe karışamayacağını söyleyip, bu ilişkiyi derhal sonlandırmasını öğütledi. Kadın işteo zaman "Sen" demişti" Sevda nedir bilmez misin doktor? " FELAKET BULUTLARI... Doktor kadının yalvarmalarına aldırış etmedi. Kadına yardım etmeyecekti. "Güvendiğim dağlara kar yağdırdın doktor" dedi kadın " bundan sonra olacaklar da senin de sorumluluğun olacak. Köyde felaket bulutları dolaşıyor, anlayamıyorsun". Doktor 15 gün sonra kadından yardım isteyen birtelefon aldı. Sevgilisiyle konuşmak için uygun bir ortam yaratması için kendisine çok yakın bul iV SIVILCESIZ BİR GELECEK SIVILCE KURU 00 00 AKNE PROBLEmİ GERCEK ÇÖZÜmLER... duğu birinden yardım istemişti kadın. O biri kocasının kız kardeşiydi. Ummadığı bir tepkiyle karşılaşmıştı, ağabeyine söyleyecekti. Karısı da şüphelenmeye başlayan sevgilisi çocukları bırakıp kaçalım diyordu." Felaket yaklaştı" dedi kadın "Yatır beni hastaneye, kanser de, durumu ağır de, bir şey de kurtar beni de çocuklanmı da "... Doktor kadını yatıştırmaya çalıştı, sakin olmasını, yardım edeceğini, kocası ararsa konuşacağım söyledi, ama kendisi bu işin dışında tutulmalıydı, adının böyle skandala karışmasını istemiyordu. Ne kadın, ne kocası, doktoru bir daha kimse aramadı. Ama doktor kadını unutmadı. Düşündükçe anlamaya hatta hak vermeye başladı. Tekdüzehayatındaküçük bir mutluluk, bir yaşam sevinci, kadınlığını bulma, kadın olduğunu anlama fırsatı yakalamış, ancak çok geç kalmıştı. Kadın, sevgininanlamını,gözükaralığını, mantıkla ilişkisiz yüceliğini vegücunü öğretmişti, amaokavrayamamıştı. Kendiniezikveeksikhissediyordu. Kadını aramaya karar verdi. Evine telefon etti. Telefonda kısa birsessizliğin arkasından buz gibi bir ses "Başımız sağ olsun" dedi, "hastayıbiray öncekaybettik." "neden öldü"diye sordu. "Hiç" dedi ses, "Vadesi yetti herhalde, hastalandı, öldü..." Bir doktorun görevi yalnızca hastaların hayatını mı kurtarmak ? Kadının ölümünü önleyebüir miydi? Doktor, hala bu soruya yanıt arıyor... Kadın görmüştü sonunu ama dogmaları doktorun gözünü bağ lamıştı. Açtığında da çok geçti artık. Kadın sevgisi için ölümü göze almış ve ölmiiştü. Sevgili ne oldu, onun da vadesi yetti mi, hiç öğrenemedi, bilmek de istemedı, bilmekten korktu. Gözünün önündehâlâ kadının öfkeli yüzü var: Sen sevda nedir bilmez mısin, doktor?© Ara Güler'in objektifinden.. Akne Hastaları İçin Gerçek Çözümler Dr. Nicholas Perrlcone Sivilce büyük acı veren, çirkinleştiren, cinsiyete ve cilt tipine bakmadan hemen her yaşta ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Yalnızca yüzü ve vücudu çirkinleştirmekle kalmaz, aynı zamanda kişilerin özsaygıları üstünde de derin ve kalıcı izler bırakır. Sivilce sanılanın aksine otuzlarında ve kırklarındaki neredeyse bütün kadınları tıpkı ergenlik çağındakiler gibi etkiler. Emeğimize değer verin... Başak Sezen Çalışan kadınlarla ilgili sık gündeme getirilen konu iş hayatında karşılaştıkları kötü muameleler. Ancak emek yoğun sektörlerde çalışan kadınlarsözkonusuoluncabuna çalışma koşullarının kötülüğü ve hiçbir sosyal güvenceye sahip olunmamasını da eklemek gerekiyor. Le Monde'da yayımlanan bir rapor "küreselleşme zincirinde, kadınlann çalışma koşullarının ne kadar kötüleştiği" sorusuna yanıt anyor. 9 ülkede 1310 çalışanı sorgulayarak, 95 konfeksiyon atölyesi ve 33 firmayı ziyaret ederek hazırlanan rapora göre, işçilik gerektiren sektörlerde çalışan kadınların büyük bir çoğunluğunun sözleşmesi yok ve buna rağmen kendilerinden hergeçen gün daha yüksek verim bekleniyor. Honduras'ta çalışan 34 yaşındaki Marta "Keşke" diyor" bu elbiseleri satın alanlar iyatlarının gerçek olduğunu anlasalar ve onlan üretirken harcadığımız emeklerin değerini bilDüşük ücret, çalışma saatlerinin fazlalığı ve sosyal güvence eksikllğl, gellşmekte olan ülkelerde çalışan kadın Işçllerin en temel sorunu. Küresellesme çok daha fazla sayıda kadının çalısmasına seler"... îşçilerin çoğunun sözleşmesi yok, hiçbir ücret almadan ek çalışma saatleriyle üretim yapıyorlar (Çin, Guandong'ta ayda 80 saatten 180 saate kadar)ve hiçbir sosyal güvencelerideyok. İŞÇİHATAYAPARSA... Bir sivil toplum kuruluşu olan ONG'nin yaptığı anketin sonuçları dakesin: "ABDveAvrupa'nınbaşlıca taşeronlarında, atölyelerde çalışan işçilerin büyük bir çoğunluğu küresel endüstrileşme yüzünden güvenilmez iş koşullarında çahşıyor". Çalışanların suistimalininişstratejilerinin bir parçası olduğunun vurgulandığı raporda, batılı şirketlerin sahip olduğu esnekliğin avantajlarının, alçak kademelere yerleştirilmiş işlerin geçiciliği sayesinde elde edildiğinedikkat çekiliyor. "Onlar" deniliyor "fiyatları ve taşeronlardaki risklerin yönetimini başka ülkelere transfer ediyorlar". Buna örnek Şili'den. Şili'de Batılı süpermarket ve hipermarketlere gönderilecek meyvelerin hasadında çalışan kadınların yüzde 75 'i iş sözleşmesi olmadan haftada 60 saatten daha fazla çahşıyor. Bangladeş'te tekstil ve giyim sektörlerinde çalışanların yarısından daha azı iş sözleşmesıne sahip. Çin'de, dünyadaki en yüksek büyüme oranına sahip Guandong endüstri bölgesinde, kadınların yüzde 60'ının yazılı bir sözleşmesi yok, yüzde 9O'ı ise hiç20 yıldan beri, ticaretin küresel alanda liberalleşmesi, kadınlara, ülkelere göre yüzde 60'tan yüzde 90'a varan oranlarda, özellikle tekstil, meyve ve sebze sektöründe pek çok iş imkânı yarattı. Ancak bu daha az kalifiye, daha az ücretli olan ışçiler, Batılı düzen kuruculannın baslusına maruzlar ve onlara bağlılar. Bir Sri Lankalı işçi, "Önceden amaçlarımıza ulaşabildiğimiz zaman çok iyi ücret alıyorduk. Bundan böyle, hedefler o kadar yüksek ki onlara artık ula şamayız, primimiz de yok" derken, Kenya'dada.kadınlar, üretimdegecikme ya da bir hata olduğu zaman para cezası ödemek zorundakalmalarından şikâyetçiler. Raporda, bu durum karşısında, uluslararasıbirhassasiyetuyandırılarak çalışma koşullarının daha iyi hale getirilmesini istiyor.0 Ünlü dermatolog Dr. Perricone tüm sivilce kurbanlanna sesleniyor: "Benim programımı izlerseniz sivilce sorununuzu çözebilirsiniz. Bu kitapla kendinizi içerden dışarıya nasıl iyileştireceğinizi öğreneceksiniz ve göreceğiniz tek yan etki, pürüzsüz, güzel bir cilt ile canlanmış bir vücut ve beyin olacaktır." BU 7 GÜn. HÛYATIfilZI SOHSUZA DEK DEGİŞTİRECEK! KIIO uermeh ya da hep aynı mıoda haımah ısteyenier; New York Tlmms Sestse/ter #1 Yaşlanma Sürecini tersine döndürdüğü kanıtlanmış tek diyet olan Zone Diyetiyle vücudunuzda sihirli denebilecek metabolik değişiklikler meydana gelecek ve otomatik olarak aşağıda belirtilen konularda başarı sağlayacaksınız: • Fazla vücut yağlanndan kurtulacaksınız. • Kalp hastalığı, diyabet ve kanser gibi kronik hastalıklara yakalanma riskinizde önemli derecede azalma olacaktır. • Zihinsel ve fiziksel performansınızda artış yaşayacaksınız. • Daha uzun bir ömrünüz olacak. Zone, denge, ölçülülük, bilim ve sağduyuya clayanır. Zone Diyetine başlayın ve bugün daha uzun, daha sağlıklı ve daha mutlu hayatmızm ilk günü olsun. DR. BARRY SEARS ILE BİR HAFTA < Hastalıkları önleyin ve ömrünüzü uzıtın < Enjülini ve kan şekerlni kontrol altında tutun • Popüler yüksck proteinli diyetler neden işe yaramaz? • Kahvaltı, öğle ve ak$am yemekleri için lczzetli tarrfler . « Aiqveriş listeleri ı Dıjarıda yemek DİYİTİ yerken dikkat edümesi gerekenler vuzmiN Odemeli gönderilir Tel: 0212.528 71 9091 prestij@prestijyayinlan.com P K E S T İ . J YAYllMLAK Kredi Kartı Geçerlidir. Kitapçımzdan