Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 SUZAN SABANCI DİNÇER 7 MART 2004 / SAYI 937 Akbank'ın kraliçesi Akbank'ın strateji ve konumlama ile ilgili tüm alanlarından sorumlu Suzan Sabancı Dinçer. Aynı zamanda murahhas aza. Bankacılığa daha çocukluğunda yönelmiş, gofret karşılığında dönemin genel müdürünün evraklarını taşımış. Sabancı bugün pek çok meslek kuruluşunda da üye... onuştuğumuz kadınlar içinde küçükken başka bir şey olmayı düşlemeyen belki de tek kadın. Konuşmaları anlamaya başladığı andan itibaren babasımn anlattıklarından ilgisini en çok çeken şey iş... Hayata, bugün sektörde yaklaşık 50 yılı geride bırakan ve sayılı ısimlerden biri olan Erol Sabancı'nın bzı olmakla başlıyor. Adana'da dünyaya gelen ve ilk çocukluk yılları bu kentte geçen Suzan Sabancı Dinçer, öğle yemeklerine eve gelen babasının konuşmalarına büyük bir dikkatle kulak veriyor. Dinleye dinleye kendisine bir yön veriyor, bankacı olacak. dinharcı değil. îlk maaşını hatırlıyor. 3 88 bin li ra. Tüm aileyıyemeğegötürüyor. Maaş,Hilton'dakibu tek yemeğe dayanabiliyor ancak, o zaman para kazanmanın ve hayat şartlarının ne anlama geldiğini biraz anlıyor. HEP PLAN, HEP ORG ANİZASYON... Suzan Sabancı Dinçer'in 7.5 yaşında bir oğlu, 5.5 yaşında bir kızı var. Ona göre, eğer hem çalışacağım, hem aile hayatım olacak hem de çocukyapacağım diyorsanız, çok dahaplanlı olmalısınız. Bazı şeyler paldır küldür yapılmıyor. Evliliğin zamanı geldiğinde, oturup bir plan yapıyor kendisine. Çocuklarla ilgili mutlaka güvenebileceği anne, kayınvalide ya da bir yardımcı kendisine destek oluyor. Iş mi, çocuk mu? Çok yaşamsal bir sorunsa, tabii ki çocuk tercih ediliyor. Zaten kurumlaşmanın da önemi böyle durumlarda ortaya çıkıyor, eğer iyi bir yöneticiyseniz, kurumlaşmayı becermişseniz, siz toplantıda olmasanız da işler yürüyor. Dinçer, eşiyle aynı grupta ancak farklı sektörlerde çalışıyor... BİR HAFTANIN ÖZETİ... Sabahları6.30'dakalkıyorvehergünmutlakayarımsaatspor yapıyor. Mutlaka çocuklarıyla kahvaltı ediyor ve onları okula gönderdikten sonra 8.30 gibi işegitmek üzere evden ayrılıyor. Sabancı Grup Gıda Başkanı olan Haluk Dinçer de her akşam mutlaka 19.00'da evde oluyor. Akşam dışarı çıkılabileceği için yemek 19 00 civarında birlikte yeniyor. Çocuklar alışkanlık kazansın diye herkes gün içinde neler yaptığını anlatıyor, çocuklar20.00'deuyuyor. I lafta sonları da genellikle çocuklarla birlikte olmaya özen gösteriliyor... Sabancı çocuklarını dünya bireyı olarak yetiştırmek istiyor. Onların iyi bir birey, sosyal birer insan olmasını arzuluyor, finans ve hukuk bilgilerinin güçlü olması gerektiğini düşünüyor. Düzenli bir aile yaşamına önem vermesi de işte bu yüzden... Klasik film seyretmeyi seviyor. Değişik yemekleri tatmaktan keyif ahyor, ama yapmakla pek arası yok. Çiçek ve bahçeye ilgilenmek hem ilgisini çekiyor, hem de dinlendiriyor. Suzan Sabancı Dinçer TÜSlAD, GYlAD, KAGlDER, Kurumsal İletişim Derneği ve Young President Organisation, Finans Kulüp üyesi. KADINSIZOLMAZ... Bir ülkenin arzu ettiği gelişmeye ulaşması için her alanda kadınların eşit haklara sahip olması ve eşit oranlarda temsil edilmesi gerektiğine inanıyor. Ama bunun için kadınların da kendilerini itmeleri, eşit görmeleri ve daha fazlamücadeleetmelerigerekiyor. Bunun koşullarından biri de organize olmak... Sadece Türkiye için değil, dünyakadınları için debu şart. Sabancı'nın en büyük hedefine geldi sıra... Akbank'ın başarılarını sürdürmesini sağlamak ve gelecekte önemli bir finans merkezi olarak konumlandırmak. ..• K Suzan Sabancı Dinçer, bebekliğinde annesi Belkıs ve babası Erol Sabancı'yla... Adana'da bütün ailekarşılıklı birkaç apartmanda oturuyor. Dolayısıyla çocukluk yılları fabrikalar ve diğer işyerleri arasında geçiyor. Kalabalık ve işi seven bir aile, öğle yemeklerin dekonuşulan 'işler' yalnız Suzan Sabancı Dinçer için değil, ailedekı pek çok çocuğun küçük yaştan itibaren iş dünyası içine girmesine yol açıyor. Bu nedenle deona yöneltilecek 'Işle, çalışma hayatıyla ne zaman tanıştınız? " sorusu, yemekle ya da sporla ne zaman tanıştınız demekgibibirşey... Istanbul'a taşındıktan sonra Fındıklı'daki Akbank'a, sık sık babayı ziyarete gidiyor ve bankacılığı tanıyor. Hatta çikolata, gofret kar şılığında dönemin genel müdürü Medeni Berk'in evraklarını taşıyor. Medeni Berk, iyi bir bankacı olmak için iyi bir matematik bilgisine sahip olunması gerektiğini söylüyor ve kendisine matematik çalıştırıyor. Küçüklükten beri model alınan bir baba var. Sabah işe, akşam iş arkadaşlarıyla yemeklere gidecek. Dinamik ve üretken bir hayatı olacak. îşseyahatlerineçıkacak. Ingiltere ve Amerika'da bankacılık üzerine eğitim alıyorve bankacılığa başlıyor. Sanayi ve sigortacılığa da ilgi duyuyor ama üretimin yavaş, sigortacılığm ağır gelişen bir alan olması durduruyor. Ilk çalıştığı banka Fransızlarla ortakkurulanBNPAkDresdnerBank."Akbank'ta başlasam, soyadımın ağırlığı çok duyulur, pek çok işi öğrenemeyebilirdim. Bazı işler küçümsenir, bana yaptırılmak istenmeyebilirdi. Bense bu sektörde karşılaşabileceğim her şeyi öğrenmek istiyordum " diye açıklıyor bu kararın nedenini. Yönetimi Fransızlara ait bankada üst kadro tamamen kendini kanıtlamış ya da kanıtlamak isteyen, çok iyi eğitim alan, parlak ve hırsh bir ekipten oluşuyor. Burada faks çekmekten, ithalat ihracat dekontu doldurmaya, gişe de çalışmaktan kasa tutmaya ne varsa yapıyor. Böylesi bir tempo kendisine küçümsenmeyecek bir deneyim kazandırıyor, karşısındaki insanı anlamayı, yönlendirmeyi, bir sorun karşısında üretilebilecek seçenekleri arttırmayı öğreniyor. Iki yabancı genel müdür, genç dinamik bir kadro... Herkes kendisine bir Sabancı değil, herhangi biri gibi davranıyor, iltimas yok, ayncalık yok. Müşteriyle doğrudan, bire bir muhatap olmak daha deneyimli ve uzman bir hale getiriyor. Bunun yararı ise anlatılamaz, siz eğer işi biliyorsanız insanlar size saygı duyuyor, otoriteniz de oluyor. Sabancı, 1989'da Akbank'a geçiyor. 1994'e kadar bölüm başkanı olarak çalışıyor, aynı yıl Hazine'den sorumlu genel müdür yardımcısı, 97 de de murahhas aza oluyor. Halen aynı görevi sürdüren Sabancı, 2000'den itibaren sta rateji ve konumlanma ile ilgili tüm alanlardan sorumlu. İŞİ BtL, HAYAT KOLAYLAŞSIN... Büyük şanslara sahip olduğuna inanıyor Suzan Sabancı Dinçer. Bu yüzden deişini yaparken ne baba otoritesine, ne başka desteklere gereksinim duyuyor. Bir avantajı da işini severekyapması... Türkiye'debankacılığı en iyi bilenlerden birinin kızı olduğunu da göz ardı etmemeli. Babasının deneyimlerinden yararlanma olan ağına sahip, evde,işte... Ayrıca, babasının kendi doğrularını büyük açıklıkla anlatırken, karşıdaki insanın kendi doğrularını bulmasına imkân sağlayan bir tavrı var. Yeniliklere açık. Siz de onu ikna edebilirsiniz... Peki ya otorite? Sabancı'ya göre otoriteyi kurmak için baba desteği değil, mütevazı olup doğrıı yerde doğru şeyleri konuşmak, hazme derek bir yerlere gelmek, takım çalışmasına inanmakgerekiyor... "Ne insanların " diyor Sabancı "Neişdünyasmın, kadınerkek ayrımı lüksü yok. işi kim iyi yaparsa o var olur. Akbank'ta 10 bin kişi çalışıyor. Kim işindeyetkinseo var". Bankacılıkta kadın çalışanın sayısının çok olduğunu, özellikle şube yönetiminde kadınların ağırlığının göruldüğünü söylüyor Suzan Sabancı Dinçer. Ona göre, akıllı kadınlar büyük avantajlara sahip. Tartışmalarda daha esnek olabiliyor, değişik bakış açıları getirebiliyorlar. îşini bilen kadınlara hayır demek, her babayiği FEYHAN KALPAKLIOGLU DYO boyaları ve ikinci kuşağın iktidarı imya mühendisi olmak istiyor önceleri, belki de boya ürettikleri için ilgisini çekiyor. Okul hayatı boyunca değişik insanları ve meslekleri tanıdıkça insanlara ve dillere olan ilgisi artıyor, hatta bir ara simultane çevirmenlik yapmayı bile hayal ediyor. Lise bitiminde ekonomi ve iş hayatı ağırlık kazanıyor; işletme, pazarlama ve finans ağırlıklı bir eğitim alması gerektiğine karar veriyor. Sonuç: Boğaziçi Üniversitesi tdari Bilimler Fakültesi'nde öğrencilik... Hukuk üzerine de yoğunlaşıyor, insan kaynakları, liderlik veyönetim konusunda da ek eğitimler alıyor. Yaşar Grubu'nu yöneteceği, o olmazsa Yaşar Grubu'nıın geleceğini etkileyecek bir konumda olacağı için pek çok konuda iyi bilgilenmeye özellikle dikkat ediyor. K Feyhan Kalpaklıoğlu'nun 1617 yaşlan, Yaşar Grubu'nda da yabancı ortaklıkların yapıldığı bir dönem. Değişik ülke, kültürler ve insanlarına olan ilgisi onu bu sürecin izleyicisi yapıyor. Bu ilgisine rağmen işyerine gidip gelmeleri o kadar sık değil, gittiği zamanlarda ise onun en çok ilgisini çeken ü retim... Neredey se her aşamasını merakla takip ediyor... Kültüre, sanata ve özellikle arkeolojiye hep ilgi duyuyor. Mimarlık ve iç dekorasyona da... Neyse ki bugüne kadar icra ettiği görevler Kalpaklıoğlu'nun bu alanlarda da deneyim kazanmasına ve bilgi birikimi edinmesine olanak tanıyor. Bugün keşke şunu yapsaydım daha mutlu olurdum, dediği bir başka alan yok. Seyahat etmeyi, yenilikleri izlemeyi seviyor...Turizm sektörü ona hep yakın geliyor ama Yaşar Topluluğu'nda değişik işkollarında, 25 yıldırsüregelen iş hayatı bu isteği doyuruyor... işe 1978 yılında, o dönemleri yaşayanların hatırlayacağı" asgari ücret 7 bin net" sloganlarınm atıldığı yıllarda 8 bin lira brüt maaşla başlıyor. Bugün hiçbir şey ifade etmeyen bu rakamlar o günlerde Boğaziçi Üniversitesi mezunu birinin Izmir'de Yaşar Topluluğu skalasına göre işe girişücreti... Ilk işi, DYO boya fabrikalarında endüstriyel ilişkiler uzmanlığı. Sonra personel ilişkileri görevini üstleniyor. Turizm ve otelcilik, kâğıt sektörü ve deniz ürünleri işkollarında, yönetim kurullarında çalışıyor. Kalpaklıoğlu, 2004 başından beri de Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor. PROFESYONELLİĞİN ÖNEMİ... Baba Selçuk Yaşar'ın profesyonelliğe verdiği önem, kızının eğitiminde etkili ve başarılı olmasını sağlıyor. îşyerinde ailenin bir ferdi olmak önemli ancak belli bir pozisyona gelmek için yeterli değil. Bu nedenle Feyhan Kalpaklıoğlu iş hayatının ilk 15 yılını Yaşar Grubu'ndaki profesyonel yöneticilerin yanında ve ekipiçinde çalışarak geçiriyor. Fikirlerinin ve icraatının başarılı ve etkin olduğu konularda babasının, yani yönetim kurulu başkanının desteğini hep hissediyor. ce işçi çalıştıran şirketlerin yönetimini 2. kuşak aile bireylerinin üstlenmesi gerekiyor. Isterortak,isteryönetici olarak... PLANLAMANIN KEYFİ... Hiçbir günü diğer bir gününe benzemiyor. Bu da hayatı monoton olmaktan çıkarıyor. Günlük hayatı iş, ev ve aile arasında geçmesine karşın günü kendisi programlamayı seviyor. Işin yanında kültür ve sanat olaylarına, sosyal faaliyetlere zaman ayırmaya gayret ediyor. Ama sabah kalkış ve akşam yatış saatleri geneldeaynı. Sabah 7'dekalkıyor, 8.309.00 ofiste işte oluyor, 18.0018.30 ayrılıyor ve 24.00'ü geçmeden yatmaya çalışıyor. Hafta sonları ailesiyle vakit geçirmekten hoşlanıyor. İş için veya tatil amacıyla sık sık seyahat ediyor. Yeni çıkan biyografileri okumak, başarılı uygulamaları ve dünyadaki gelişmeleri izlemek için her gün kendisine mutlaka özel bir zaman ayırıyor. Tarihi ve arkeolojik yerleri tanımak.bukonulardakiaraştırmaları okumak son zamanlardaki önemli ilgi alanlarından biri... Ayrıca muttakta yeni yemekler denemek, değişik kültür ve ülkelerir yemeklerıni yapmak ve tabii kı müzik dinlemek onu dinlendiriyor. Açık havada ve arazide yürüyüş yapmak, doğa ile iç içe olmak, bitkileri, ağaçları tanımak ve hayvanlaı la birlikte olmaktan da son derece keyif alıyor. Değişik dernek ve vakıflarda çalışıyor. Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı olarak eğitim bursları veriyor. Kültür alanında da birçok projeyi destekliyor. Arkeolojik kazılar da bunların içinde. Ayrıca, 30 yıldır yapılan DYO Resim Yarışması var. Feyhan Kalpaklıoğlu ayrıca, tzmir Kültür Sanat Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu üyesi.• Birkaç aydır Yaşar Holdlng'ln Yönetlm Kurulu Başkanı Feyhan Kalpaklıoğlu. Kadın yönetlcl olmak daha fazla lletlşlm ve sebat gerektiriyor ona göre... Ev ve iş arasında bir seçim yapmadan da yaşamak mümkün... "İkislni aynı anda götürebilmek, özverl İstiyor" dfyor. Kadın yönetici olmak daha etkili çalışma temposu, daha fazla iletişim ve sebat gerektiriyor. Bilgi, yetkinlik, eğitim öncelikli gereksinmeler. Elbette kadın yönetici olmanın zorlukları da var. Annelikle iş hayatındaki dengeyi sağlamak, ev ve iş arasında bir seçim yapmadan ikisini aynı anda götürebilmek belirli bir özveri gerektiriyor. Aynı zamanda sosyal anlamda da bir şeyler yapmak için, zaman yönetimi ve iş ilişkileri, iş disiplini konusunda güçlü olmanız gerekiyor Feyhan Kalpaklıoğlu'na göre. Çocuklarınrn büyümesi sırasında her anne gibi önemli sorumluluklar alıyor. Bu arada iş hayatrnda da, özel hayatında da yapmak istediği ama gerçekleştiremediği hedefleri oluyor ama, bunları sıkıntı olarak tanımlamak istemiyor. Çözümü olan her şeye pozitif bakıyor. 'Sağlıkherşeyin başı' diye düşünüyor. Önemli olan gelecek planlaması. Gerçekleştirilebilir hedefler koymak, ona göre ilk adımı atmak kadar önemli. Kalpaklıoğlu, sürekliliği önemsiyor. Uzun uğraş ve emekler sonunda kurulmuş ve Türkiye'ye mal olmuş sanayi tesislerinin nesiller boyufaydalı hizmetler vermesi gerektiğini düşünüyor. Aile bireylerinin bu konuda sorumluluğu olduğuna inanıyor. Sonuç olarak binler