Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 OCAK 2004 / SAYI 928 TRT'den bir ekip hayatta kalan birinci kuşak mübadilleri anlatan bir belgesel hazırladı. 15 bin kilometre yol katettiler: Yönetmen Nilay Günden ve Doğduğum Topraklar ODA îpek Çalışlar RT2'de7 Ocak Çarşambaakşamından itibaren çarşamba geceleri beş bölüm olarak ha2irlanan bir mübadeleprogramı izleyeceğiz. 1923 yılında Lozan Barış Antlaşması'nın ardından Türkiye'den Yunanistan'a, Yunanistan'dan Türkiye'ye göç edenlerle baş başa kalacağız. Nilay Günden yönetimindeki TRT ekibi, 81 yıl önce yaşanan acılarm hayatta kalan kahramanlannıbulupkonuştu. "DOĞDUĞUM TOPRAKLAR" belgeselinin yönetmeni Nilay Günden, programı nasıl hazırladıklarını anlattı. Benim anne tarafım tnübadil. Senin ailen de öyle miydi? "Doğduğum Topraklar" programını yapmak konusunda seni nekışkırttı? Benim Amerika maceram... Yerini, yurdunu terk edip bir başka yere gitmek, oraya yerleşmek, artık oralı olmak... Göç böyle bir şey. Çağdaş, aynca uyumlu bir "dünyavatandaşı" olmakgibibir "afi"de varsa içinde. .biraz üstten bir bakışla "evet, tabii.. bu dünya her köşesiyle benim" diyor insan. Böyle düşünerek kocamla, harikulade imkânlarla ve isteyerek Amerika'ya gittim. Yerleşmek, oralı olmaktı niyetler. Asla olmadı. Bir gün bile. Orayı sevemedim ki, sonunda döndük. Belki bu yüzden, "Göç"ü, insana çok zor gelen o aykırı durumu bir TV programıyla belirginleştirmek, anlamak, anlatmakistiyordum.Konu,birTV programı için fazla genişti. Bize dair bir "göç" duruyordu elle tutulur bir yakınlıkta. Sorulmamıştı "gitmek ister misin" diye kimseye. 1922 1924 arasında Türkiye ve Yunanistan'dan iki milyona yakın insan Ege'nin karşı kıyılanna gönderilmişti. îki yakadan birinci kuşak mübadilleri bulduk. Güleryüzlü,sevgidolubakışlarıyla sarmaladılarbizi. Vunenna'da Maria teyzeye "Senin doğup büyüdüğün yerden, Türkiye'den geliyoruz teyzeciğim " dedik. "Ah.. bilseydim geleceğinizi size mantıyapardım"diyereksarddıbize... Bölümlerin öyküleri var mı? Bu beş program bir belgesel olmakla beraber, dramatik bir yapıya sahip. Birinci bölümde bir aşk hikâyesi var. Güzel Rum kızı Miti ile Türk delikanlısı Hurşit'in Niğde Sulucaova'da 80 yıl önce yaşadıkları çarpıcı aşk anlatılıyor.. .Rum kızı, aşkı için Yunanistan'a ailesi ile gitmiyor, evlenip Sulucaova'da kalıyor. Gazeteci.StelyoBerberakis'inannesinin öyküsünü aktardık. Mübadelenin ağır, acımasız koşullarında gemiye binerken rıhtımda yaşlı anneannenin kucağında kalan, kaybolan bebeğin öyküsü, bulmak için harcanan çabalar, ümitsizlikler. Sizleri en çok etkileyen insanlardan bir şeyler anlatır mısın ? Kapadokya Gelveri'de taş bir Rum evinin dolap kapağına, kazınarak "Pandelis 1922 " yazılmıştı. Pandelis o zaman sekiz yaşmdaydı. Mübadele kararıyla Yunanistan'a göç etmeleri zorunluydu. Babası at arabasına birkaç parça eşyayı sıkıca yerleştirdi," Nasıl olsa döneriz, bağı o zaman çapalarım" dedikarısına. Küçük Pandelis'i kucaklayıp arabaya koydu. Seksen yıl sonra Pandelis'le Kavala'ya bağlı Nea Kalvari'de konuştuk. Nea Kalvari, Gelveri'den gidenlerin Yunanistan'da yurt edindikleri yere verdikleri isim. ,Yeni Gelveri. "Tam ağustosun on beşiydi, iyi biliyorum babama köyde Anaryos Dayı derlerdi. Bağımız vardı yolun üstünde. Babam indi arabadan, biraz üzüm kesti. Korucu geçiyordu oradan. "Nevar, neyok Anaryos Dayı ?" dedi. Babam, "Hiç, kalktık gidiyoruz. Biraz üzüm alıyoruz bağımızdan" deyince " Alm alın malınız helal olsun" demiş korucu. "Babam bir daha hiç görmedı doğduğu, yaşadığı toprağını, hasret içinde öldü" diye bitirdi sözlerini Pandelis. Kansıyla sakin, küçük bir köyde yaşıyor. Karısına Avanos'tan alıpkilometrelercetaşıdığımnihaleyi hediyeettim..Sımsıkısarılarakvedalaştık. KlRYAKİTEYZE Bir de içimi çok acıtan Kiryaki Teyze var... Şikâyetsizbirsükunetleanlattı yaşadıklarını. Kiryaki Teyze Dramayakınmda küçük bir köyde, Mikropolis'te yaşıyor. Hastaydı, yatağında oturarak konuşuyordu bizimle. Bir süre sonra yoruldu, yatakta yanına oturdum, görüntüye girmeden iki elimle sırtına destek verdim. Küçük pencereden karşıdaki dağlara bakıp anlatıyordu:"BurasıHonazgibi, böyle dağın yanındaydı evimiz. Gitseniz köyüme tanırsınız, aynı böyle, " diyordu. Bir süre sonra kalbinin atışlannı avuçlarunda duymaya başladım. Çok yorulmuştu; belki duygularının sarsıcı akışı da hızlandırmıştı kalbini. O konuşuyordu ama ben hissettirmeden çekimi durdurdum. Uzanmasını istedim. Avuçlarımda atan o kalbe bağlandığımı, onu acı veren her şeyden esirgemek istediğimi hissettim. Kalbimde ne büyük bir yeri var şimdi. Yunanistan'a gidersem onu mutlaka ziyaret ederim. BursaGörükle'de gözyaşlarıyla konuşan Ali Yaman, Yunanistan Proastio köyündenHacıAnastasiu Anastasias... Bizimle konuşurken hıçkırarak ağhyordu. Onlar sanki kardeştiler... Türkiye ve Yunanistan'da karşılaştığımız, konuştuğumuz mübadiller bizi, biz onları çok sevdik. Bize "Çocuklarım ihtiyacınız olabilir, sıkılmayın, söyleyin paranızyoksaparavereyim" diyen bir Rum bile vardı. Sürekli ikramda bulundular. Tıpkıbizimgibiydiler. Ne kadar sürdü çekimler ? iki buçuk yıl. Düşünce halinden yayına hazı r hale gelişi. iki ulkede 15 bin km. yol katettik. 4500 çekim yaptık. Nerelerde çekim yaptınız, kaç kişiyle konuştunuz? Türkiye'de 63, Yunanistan'da42 mübadille röportaj yaptık. Bursa, Istanbul, Gökçeada, Adapazarı, Cunda, Bergama, Izmir, Denizli, Kapadokya, Kavala, Drama,Selanik,Volos, Atina,Volos,Naussa, Pire, Kapodokiko aklıma ilk gelenler... Olenleroldumu? Hüseyin Erbaş (Eyüp) Fatma Alınca (BaşköyBursa) Melpomeli Hacıilyadu (Vunenna Larissa'dan) çekimlerin ardından öldü. Çok yaşlıydılar. Savaş, barış gibi politik vurgu var mı önplanda? Ege'nin iki yakasında barışı geliştirecek bir TV programı yapmayı amaçlamıştım. Program bu düşüncelerle oluştu, gelişti gelişmesine; ama elimizden kurtuldu. O bizi yönlendirdi, içine çekti. Bu belgesel ön y argılardan ,genel geçer politik cümlelerin ifade ettiği her şeyden uzak, insana dair bir yapı kazandı.# Yapım yönetim • Nilay Günden; HaztKlayanlar: Alillorzumlu, Yaprak Tutal, Danışman: OralÇalışlar, Metin O. ÇalışlarN. Günden, Görüntü: Y. Berkant Çolak, Kamera Mehmet Yıldız, Kurgu/jenerik: Özlem Türkanl, Müztk Hasan Cihat Örter, Sunucu. Mahir Günşıray KOSTAS MERCANİDÎS 4 yaşında iken Niğde Sulucaova köyünden Yunanistan'a göç etrniş. O köyden gidenler kendi köylerine çok benzeyen bir yeri uzun süre arayıp Larissa yakınlarında bulmuşlar. Vunena adını verip köy edinmişler. O şimdi 86 yaşında. Ciğerinin son sesiyle Odam Kireç Tutmuyor türküsünü söylüyor. Sevgisini sesini yükselterek ifade ediyor. Günden'den Yunanistan anısı... YENİ YIL İÇİN İKİ AJANDA Öyküyle başlayın güne ir 2004 ajandası. Diğerlerinden farkı, içeriği: aynı coğrafyayı paylaşan bütün kultürlerin Süryani, Alevi, Ermeni, Kürt, Roman, Çerkez, Türkmen ve Yahudilerin düğün geleneklerini anlatması. Çiftler de hem düğün hem de bugün çekilmiş fotoğraflarıyla anlatılanlara tanıklık ediyorlar. Ajandanın sahibi ise Grup 7 Iletişim Hizmetleri. Grup daha önceki yıllarda da bayram yemekleri, mekânlar, gelenekler başlıkları altında çokkültürlü olmanm zenginliğini anımsatmıştı. Selamet ve Osman Şahiner'in evlilik tarihleri 1974. tkisi de Roman. Kız evinde yapılan nişan töreninde eğlence sabaha kadar sürmüş, kadınlar sarhoş olana kadar bira içmiş, şarkılar söylenmiş... Genelükle yazları yapılan düğünlerde ise diğer kültürlerde de âdet olduğu gibi baba kızının beline kırmızı kuşak bağlıyor. Romanlara ait bir başka gelenek ise düğün daveüyesi yerine davetlilere eteklik kumaş ya da baş örtüsü götürülmesi...# Ahmet Vahit Akça'nın objektifinden. oç Allianz'ın bu yıl onuncusunu düzenlediği fotoğraf yarışmasında dereceye girenlerin fotoğraflarının da yer aldığı 2004 ajandası yayımlandı. Bu yılki konusu "Ellerin Dili" olan yarışmaya üç bin kişi katıldı. Renkli fotoğrafta birinciliği A.Fatih Sönmez, ikinciliği Dilek Çağlayan, üçüncülüğü ise Lale Geniş aldı. Siyahbeyaz fotoğrafta ise birincilik ödülü Mustafa Seven'in, ikincilik ödülü Hakan Zümrüt'ün, üçüncülük ödülü ise Mehmet Hilmi Albayrak'ın oldu. Ajanda için neden bu yarışmaları düzenlediklerine dair bir yazı kaleme alan Koç Allianz Genel Müdürü M. Kemal Olgaç, toplumsal faydasına inandıkları projeleri desteklemeyi sürdüreceklerini söyledi. Selamet ve Osman Şahiner. 1974 ve 2003.