24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MERHABA ORLANDO FIGES’TEN “…İnsan en büyük şiirdir, odur korunma- sı ilk gereken… Bir ulus kocaman bir şiirdir, yazdığım dizeler de bu ulusun bireyleridir” Knezlikten ‘egemen dedi. Hem de nasıl! 1945’te toplumsal kurtuluşun tek tek in- sanların çabasıyla mümkün olabileceğini, toplumun kişi olduğunu, toplumcu olmanın demokrasi’ye bireylikten çıkmak olmadığını söyledi. Toprak Ana (1950) ile toplumsal şiirlerinin büyük damarına ulaştı ve artık bir şiir mara- toncusu oldu. ‘Rusya’nın Öyküsü’ Şiirinin yollarını adandığı yurdunun ve ulusunun aydınlık günlere ulaşma savaşı- mıyla döşedi. Orlando Figes’in knezlikten çarlığa, çarlıktan komünizme, komünizmden 1991 sonrası demokrasi 1960’lı yıllarla birlikte insanlığın sorunla- denemelerine ve oradan da Putin dönemindeki “egemen demokrasi”ye geçişin hikâyesini anlattığı rıyla yüklü, emperyalizm ve sömürgeciliğe Rusya’nın Öyküsü (Çeviren: Ercan Ertürk / Yapı Kredi Yayınları), ülkedeki otokratik geleneğin karşı olan şiiriyle buluşturdu kitleleri. İnsanı ve insanlığı kucaklayan şiirleriyle kültüre, sanata, sosyal yaşama, ekonomiye, politikaya ve tarihin biçimlenişine nasıl yansıdığını ilginç var olurken insanlığın geleceğini simgele- kesişmeler eşliğinde sunduğu yetkin bir kaynak. yen, tertemiz düşleriyle erdeme, doğruluğa, lamasına neden olmuştu. Günümüzde bu tür tartışmalarda güzelliğe çağıran çocuk şiirleriyle de var et- KAAN EGEMEN tarihin rolü hiç olmadığı kadar önemli. ti kendini. Sağ-sol parti ayrımının ve tartışmaya biçim verecek ra- Onun şiir dünyasında, küçük bir iç sızı- krayna’yla savaşa tutuştuğunda Rusya’nın dünü sına, bir insani acıya da rastlanır büyük in- kip ideolojilerin ve ‘demokrasi’ ya da ‘özgürlük’ gibi temel ve bugünü bir kez daha konuşulmaya başladı. Pu- kavramların kamuoyunda kabul görmüş karşılıklarının bu- sanlığın toplumsal acılarına, bağnazlıklara, U tin, 1991 sonrası aniden zenginleşen, “oligark” ola- eşitsizliklere, sömürüye dayanan koskoca lunmadığı Putin’in sisteminde siyasi söylem ülkenin geç- rak nitelenen yatırımcıları ve girişimcileri kendisinin de- mişine ilişkin düşüncelerle belirleniyor.” bir yaşama da. netiminde çalışmaya ikna ettiği, edemediklerini hapse ve “Bir gövdedir yeryüzü. Neresi yaralanırsa sürgüne, bazılarını ise mezara gönderdiğinde Rusya tari- ‘KUTSAL RUSYA’, ‘RUS RUHU’, oraya kanın ulaştığı gibi sanatçılar da acılara hinde yeni bir dönem başlamıştı. ‘ÜÇÜNCÜ ROMA’, ‘KUTSAL ÇAR’ varmakla yaşayabilirler. Yaşadıklarını göste- Bu eylemler ülkenin geçmişine bir kez daha bakmayı gerek- Figes, ülke tarihini anlatırken efsanelerin ve gerçeklerin rirler” demiş bir ölümsüzün sevdasının Ba- tirmişti çünkü Putin, “yeni çar” olarak nitelendiriliyordu artık. bütünleşerek “Kutsal Rusya”, “Rus Ruhu”, “Üçüncü Ro- ğımsızlık Savaşımızla çakışması kaçınılmazdı. Orlando Figes, “Çarlık Rusyası”, “Sovyet Rusya”, “1991- ma”, “Kutsal Çar” gibi ifadelerin kayıtlara geçtiğini hatırla- 1949’da Üç Şehitler Destanı’yla başla- 2000 arası geçiş dönemi” ve “Putin Rusyası” şeklinde bölüm- tıyor. Dolayısıyla Rusya tarihinin ve ülkenin ulusal karak- yarak Malazgirt Ululaması, Yedi Memetler, lere ayırabileceğimiz ülke tarihinin dönüm noktalarını anlat- terinin biçimlenmesinde önemli rol oynuyor. Yurdana, Kubilay Destanı adlı kitaplarında- tığı Kırım, Karanlıkta Fısıldayanlar, Haberini Alayım Yeter ve Vladimirler ile Volodimirler arasındaki kavgayı da Petro ön- ki kaygısı yurt sevgisi ve bağımsızlıktı. Ça- Nataşa’nın Dansı kitaplarına Yapı Kredi Yayınları’nca Ercan cesini ve sonrasını da Sovyet dönemini ve ardından gelen nakkale Destanı’nda bir bağımsızlık savaşı- Ertürk’ün yetkin çevirisiyle yayımlanan Rusya’nın Öyküsü’nü karmaşayı da ve Putin Rusyası’nı da anlamayı kolaylaştırıyor. dır anlattığı, yurt savunmasıdır. de ekleyerek zamansal bir köprü kuruyor. Saldıranlar, “‘Yeryüzü denizle- OTOKRATİK GELENEK Rusya’nın tarih sahnesine çıkışını, var olma mücadele- rin, sömüre sömüre büyüyen leşler’dir, Rusya’da halk ile iktidar koltuğunda oturanlar arasında ül- sini, savaşlarını, kültürünü, diplomasi hamlelerini, sosyal ‘Agamemnun’dur biri. Hırpalanmıştır tepe- keyi hep daha ileri götürecek, büyütüp yüceltecek bir hikâye ve ekonomik yapısını fikirler, olaylar ve kişiler bağlamında den tırnağa masal” deyip noktayı koydu: ihtiyacını anımsatıyor Figes: “Pek çok yazar, Rus halkının inceliyor Figes. “Çanakkale, yeni Türkiye’nin önsözüdür.” daha iyi bir Rusya vaat eden olağanüstü hikâyelere ihtiyacı Bağımsızlık Savaşı başlığındaki beş kita- TARTIŞMALAR, EFSANELER VE GERÇEKLER olduğunu ifade etmiştir. Acı çekme ve kurtuluş temalarının bıyla (Samsun’dan Ankara’ya, İnönüler, Sa- Ülkenin bugünlere nasıl geldiğini, hangi yollardan ve dö- sıklıkla işlendiği Dostoyevski romanlarında, bu ihtiyaç Rus karya Kıyıları, 30 Ağustos, İzmir Yollarında) nemeçlerden kimlerin kılavuzluğunda geçtiğini anlatırken karakterinin özü biçiminde karşımıza çıkıyor. bağımsızlık tutkusunu şiirleştirdi. Kiev-Rus Knezliği’nden başlayarak tarihi bir bakış açısıyla Bu efsanelerin varlığını sürdürmesi Rusya tarihi açısından Çanakkale Destanı’nda Mustafa Kemal’in kültürünü oluşturmasına ve Batı’yla ilişkilerine yoğunlaşıyor. daha geniş kapsamlı anlamlar taşır: Ortodoks inançlarının “...su olduğunu/ Aydınlık olduğunu” vurgu- Figes, günümüzdeki Ukrayna-Rusya geriliminin köken- kalıcı gücü; halkın ideallerinin vücut bulduğu, onları adalet- ladı; O, 19 Mayıs Destanı ve Anıtkabir ad- lerinin de yer aldığı, Rusya’nın ezeli rakiplerinin ve düş- sizlikten kurtaracak bir kutsal çar arayışı; bu hayal Stalinist lı üç kitabını tek kitap olarak sunduğu Gazi manlarının bulunduğu, ülkedeki kültürel ve sosyal çekiş- rejim altında kâbusa dönüştüğünde dahi, bu dünyada bir Mustafa Kemal Atatürk’teki şiirlerinde yurt melerin, ittifakların ve çatışmaların şekillendirdiği tarihi bir cennet kurma hayali, bir devrim ütopyası.” sevgisini Atatürk sevgisiyle bütünleştirdi. hikâye sunuyor. Bu bağlamda geçmiş-bugün bağlantısı Meseleye buradan baktığımızda, 1. binyılda Kiev-Rus Dil bilincinin en yükseklere çıkarılması ve kuran yazar önemli bir tespitte bulunuyor: Knezliği’yle başlayıp 3. binyılda Putin’le süren Rusya’nın “Türkçem söylüyor, ben yazıyorum” sözü “Kendi geçmişi üzerine bu kadar sıklıkla tekrar tekrar hikâyesiyle karşılaşıyoruz. Dolayısıyla “Rusya nasıl bir ülke” onu özü oldu. “Dillerde” adlı şiirinde “Or- düşünen bir başka ülke yoktur; başka hiçbir ülkenin tari- ve “Rusya tarihi nasıl şekillendi” sorularının yanıtları mev- manca/ Yıldızca/ Dağca konuşur onlar/ Ben hi, iktidarda bulunan ideolojilerin neden olduğu değişiklik- cut hikâyeye dikkat kesilince belirginleşiyor Figes’e göre: anlarım Türkçe” diyen büyük usta, Türk Dil lere Rusya’daki düzeyde maruz kalmamıştır. Ülkenin geç- “Rusya, kökleri uzak geçmişinden gelen düşüncelerle bir Kurumu Koçaklaması ile Türkçe sevdasını mişinden dersler çıkarılması, gelecekteki yönelimlerine ve arada tutulan, tarihsel anlatıları sürekli yeniden yapılandırı- tekrar tekrar kanıtladı. uygulayacağı politikalara ilişkin bir tartışmada galip gel- lan ve mevcut ihtiyaçları karşılayacak ve geleceğini yeniden Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni ve çağdaş menin her zaman en etkili yoluydu. tasavvur edecek biçimde yeniden şekillendirilen bir ülkedir. insan arayışındaki temeli olan dille, Türk- Ülkenin karakteriyle ve kaderini belirleyen olaylarla ilgili Rusların, kendi öykülerini nasıl anlattığı -ve ilerledikçe onu çeyle özdeşleşti. Bu özdeşleşme çağdaş bütün büyük tartışmalar tarihi meseleler çerçevesinde ya- nasıl yeniden keşfettiği- tarihlerinin çok önemli bir unsuru- Türk edebiyatıyla bütünleştirdi onu. pılmıştır. Batı yanlıları ile Slavofiller arasındaki, 19. yüzyıl- dur. Bu, Rusya tarihinin temel çerçevesidir.” Şiiri yaşadı, şiiri özne kıldı, şiir oldu. Şiirin da Rus entelektüel yaşamına egemen tartışma, tarihe iliş- Orlando Figes’in “knezlikten çarlığa, çarlıktan komüniz- yarattığı bir “ozaninsan”, bir “ozanyurt” oldu. kin bir uyuşmazlık üzerinden ilerledi. me, komünizmden 1991 sonrası demokrasi denemelerine Doğumunun 110. yılında (26 Ağustos Batı’dan ilham alanlar için Rusya, 18. yüzyılın başlarında ve oradan da Putin dönemindeki egemen demokrasiye ge- 1914 / 15 Ekim 2008) ölümsüz ustamız Büyük Petro tarafından başlatılan Batılılaşma reformları sa- çişin” hikâyesini anlattığı Rusya’nın Öyküsü, ülkedeki otok- Fazıl Hüsnü Dağlarca’mız kapağımızda. yesinde güçlenmişti ancak Slavofillere göre Petro’nun ken- ratik geleneğin kültüre, sanata, sosyal yaşama, ekonomiye, Öner Yağcı’nın yazısı... dilerine yabancı Batılı yaşam biçimini dayatması Rusya’nın politikaya ve tarihin biçimlenişine nasıl yansıdığını ilginç ke- yerel kültürünün, geleneklerinin ve ulusal uyumunun zayıf- sişmeler işliğinde eşliğinde sunduğu yetkin bir kaynak. İyi okumalar... n lİmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Aslan Yıldız l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Uets: 25999 - 15079 - 37611 l Reklam Genel Müdürü: Esra Bozok l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet. com.tr l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet KITAP gazetesinin ücretsiz ekidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle