Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Uyku Ülkesi’ni tamamlamak boynumun borcuydu artık. Onu bitirdim. Ve üstelik bana
“
çalışmanın neredeyse yasak edildiği bir çağda Dönüyor Zaman’ı yeniden ele aldım.
2022 yılıydı. Hiçbir şeye aldırmadan, bitirilmemiş deneme kitaplarımı ve bir incelemeyi
bitirdim. Yani Kristal Bahçe’ye ek yazdım, Deniz Göründü’yü yayına hazırladım, Kurmacanın
Yapısı’nı bitirdim. Demem o ki hunharca çalıştım ve Dönüyor Zaman’ı iki yılda tamamladım.
Hiçbir romanı yazarken böylesi büyük yaşamsal atılımlar yaptığımı anımsamıyorum.
Dönüyor Zaman’da bütün varlığımla göründüm diyebilirim.
işaret etmektedir. Aynı yıllarda Türkiye’nin sında bedensel engellerin de anlatılması her
arasında topal olanlar var. En güzel kadın
Hıristiyansız kalmasından doğan ideolo- şeyiyle hayata çok yakıştı. Bu anlatılanları
pek önemli biri değil. Kalyopi azıcık kilo-
jik gericileşme adım adım yayılmaktadır. lu gibi görünüyor. Minas şişman ve çir- anlatmış değil de görmüş gibi yazmayı za-
Köy Enstitüleri kapatılır, Kore’ye savaşa ten çok seviyorum.
kin biraz. Anlatıcı hiç kimseyi ayırt etme-
gidilir ve 1951’de solcu avına çıkılır. Ro- miş. Bunu açıklayabilir misiniz?
‘BEŞ DUYUMUZLA
man bu yönüyle sıradan hayatlar içinde Karakterin hep en güzel ve zeki olması-
OKUMALIYIZ ROMANI’
sıradan görünen ama aslında zamanı de- na gerek yok. Roman hayata benzemiyor
n Roman hayat gibi midir hep?
ğiştiren bir dönemin epopesidir. Kurtuluş o zaman. Eskiden öyle çok sakat ve hasta
Hayır, roman hayatı uydurdukça iyice
vardı ki ben az bile yazdım. Romanın bir
Savaşı’na, çok kültürlü geçmişimize ve
roman haline gelir. Hayata benzemek, “zi-
yitirdiğimiz derin tarihe bir ağıttır. hastalık geçidi gibi görünmesinden kork-
hinde uyananlar yönünden” benzemektir.
tum. Perizad’ın saçkıranlı ve trahomlu kü-
n Romanda dikkatimi çeken bir şey var,
Beş duyumuzla okumalıyız romanı. Gör-
çüklerle ilgilendiğinden bahsetsem de üze-
asal karakterlerden hepsinde de kusurlar
mezsek, işitmeliyiz, işitmezsek koklamalı-
rinde durmadım. Eşcinsel olacağı kuvvet-
görüyorum. Örneğin Kolağası dizinden ve
yız. İçimiz cız etmeli. Roman hayatı taklit
le sezilen küçük bir çocuğa yapılan zulmü
topuğundan ameliyatlı, Delisolağın bir
eder ama onu estetik düzeye çıkararak.
n
anlattım. Bu kadar büyük hikâyelerin ara-
parmağı yok. Ekrem Ağa topal, köylüler
‘Dönüyor Zaman’a bakışlar…
Kapadokya Dörtlüsü olarak hazırlanan yapıtların (Zaman Yeli, Güvercine Ağıt, Kalenderiye)
sonuncusu Dönüyor Zaman ile birlikte artık Kapadokya coğrafyasını anlatan, onun tarih içindeki
değişimine tanıklık eden bir dizi yapıt önündeyiz. Bir söyleşisinde Gürsel Korat bir mekâna ruh
veren şeyin edebiyat olduğunu belirterek “Edebiyatı yapılmamış olan coğrafyaya acırım” diyordu.
Yazar bu yoldan ilerliyor ve Kapadokya’nın derin tarihini gözler önüne seriyor.
şeyler, burayla ilgilenen herkesin başına bir iş getirir. İçeri- de çoktan Kore savaşları-
NAZMİ SOLAK
de bulunanları kayıt altına alan savcı ve doktor, kaymaka- na gidilmiş, solcu avı baş-
mın güvenlikçi tutumu nedeniyle zorlanırlar. lamış ve ezan Türkçe ol-
DİL, MEKÂNI TEMSİL EDER
Kişileri tanırız ve önce 1921 yılına gideriz. Asker kaçak- maktan çıkarılmıştır.
Gürsel Korat tarafından yazılan Kapadokya romanları
larını kovalayan Kolağası Hakkı Bey; kadınların neden dağa Romanda Anadolu’dan mübadeleyle giden Rumların
coğrafya ile ilgili şu gerçeğin altını çizer: Coğrafi mekân ay-
çıktığını anlayınca iş tersine döner, dağdaki eşkıyayla anla- Yunanistan’da karşılaştığı sürprizleri de görürüz.
nı zamanda somutlaşmış, bedene bürünmüş bir dildir. Her
şır ve kaçaklığı bitirecekken bir şey olur. Bu şey, Kapadok- Göçmen Rumların kurduğu bir köyde (Hep Türk tohumu
şey gibi o da değişir, yeni biçimler edinir.
ya’daki insanların pek çoğunun kaderini etkileyecektir. olarak adlandırıldıkları için) Yunan milliyetçileriyle ve kral-
Tarih içindeki dilsel dinamiği bulmak ve kaydetmek ya-
Dönüyor Zaman, Türkiye’nin ne büyük acılardan süzüle- cılarla kavgası anlatılır. Türkiye’de dağa kaçanların yine ka-
zarın bir görevi sayılabilir. Bunu yazarın olayı görmüş gibi
rek kurulduğuna ilişkin bir alt bilincin ürünüdür. çak oluşu enteresandır.
anlattığı bir anlatım yoluyla, okuru inandırarak sürdürdüğü
Balkanlar’dan sürülen ve ülkemizi kuran insanlarla, Ana-
için Kapadokya Dörtlüsü özel bir önemdedir.
‘DÖNÜYOR ZAMAN’ NEDEN ÖZGÜNDÜR?
dolu’daki kargaşada sönüp giden hayatların özetidir bu. Da-
Dört roman boyunca bildiğimiz bütün simgeler, konu-
TARİHE BAKIŞ
hası, İngilizden yana duran, yenilikten nefret eden kötülü-
lar ve işaretler doğrusu bu roman çığırı boyunca tanıdığımız
Büyük toplumsal olaylardaki tarihsel tanınmış kişilik-
ğün yeniliş hikâyesidir.
işaretlerle doludur. Derviş deyişlerinden Rum harfli Türkçe
lerle işi yoktur Gürsel Korat’ın. Baba İshak isyanını anla-
Bu nedenle romanda daima yeni ile eskiyi temsil eden
kitabelere, Türkçe Hıristiyan dualarından beddua tekerleme-
tır ama oradaki kör Latin askeriyle, sağır kilise ressamının
güçlerin kavgası görülür. Üstelik eskiye hayran olanlar geç-
lerine varıncaya kadar çok büyük bir alandaki eski şiir bilgi-
hikâyesini ele alır. Kalenderiye’de Kalender Çelebi isyanı-
mişi hiç anlamamıştır, bilime düşmandır, adaletsizdir.
si ve bunun söz varlığı inanılmazdır.
nındaki adsız sansız bir melamet dervişini konu edinir.
Yenilikçi bir dünyanın peşinde koşanlar ise geçmişe bak-
Dönüyor Zaman bir romanda görebileceğimiz özgün fi-
Bütün kitapları aşağı yukarı böyledir. O zaman yazarın bu
madan, eskiyi düşünmeden yeniyi kuramayan ilericilerdir.
nallerden birine de sahiptir: Ölmüş karakterler dışında, ya-
konuda belirgin bir tutum takındığı belli:
Eski olanla işleri yoktur fakat yeni bir zalim düzen kuranlar-
şayan bütün kişileri finale toplanır ve Dönüyor Zaman’ın
Gürsel Korat, tarihsel olayları bir tarihçi titizliğiyle izlese
la da savaş içindedirler.
sonu ilk romanın (Zaman Yeli) ilk cümleleriyle sona erer:
de sıradan insanın ayrıntıda kalan özelliklerini anlatarak ro-
ÇÖKÜŞÜN BAŞLANGICI “Bir ses duydum, nedir o?”
manını kuruyor. Durum böyle olunca okuyucu sanki orada
yaşanan bir olaya karışmış gibi oluyor. 1942’de her şey zenginlerinin lehinedir. Köy Enstitüsü’ne Bu durum döngüsel bir zamana işaret ettiği gibi zamanın
Bu roman 1952 yılındaki yağmurlu bir günde sellerin açı- giden çocukların önüne set çeken çıkarcılık, boş inançlar geriye dönüp iyilik getireceğini de aklımıza düşüren bir ses
ğa çıkardığı bir mağarayı anarak başlar. Mağarada bulunan ve sömürünün ipuçları belirginleşmiştir. 1952 yılı geldiğin- gibi içimizde çınlar.
n
HANS FALLADA’DAN ‘KENDİNDEN KAÇAMAYANIN ÖYKÜSÜ’
ans Fallada’nın talihsizlikler, buhranlar ve psikolojik sorun- Kalıpları yıkan, başkaldıran ve toplumun dışına itilen ana karakter-
larla örülü gençliğinin dip noktasından günümüze seslenen
leri öykülerinin başköşesine yerleştiren Fallada, edebiyata atıldığı
H Kendinden Kaçamayanın Öyküsü başlıklı öykü seçkisi, yaza-
ilk günlerden bu yana ilgilendiği, Weimar Almanyası’nda tabu sayılan
rın dünya çapında üne kavuşana ve çağdaş Alman edebiyatının ön-
psikolojik ve erotik güdülerin ortak yanlarını, kadın-erkek ilişkilerin-
de gelen kalemleri arasında anılana dek atlattığı büyük bir badireyle
deki netameli çelişkileri cesurca işler.
ortaya çıkan tesadüfi bir keşiftir.
Çalkantılı yaşamından aktardığı kesitler ve romanlarına verdiği re-
Fallada, alkol ve morfin bağımlılığının yarattığı ekonomik krizi aş-
feranslarla zenginleşen ve yazarın ölümünden yaklaşık 70 yıl sonra
mak adına zimmetine para geçirir. Bu suçtan yargılandığı sırada da-
açığa çıkan Kendinden Kaçamayanın Öyküsü ilk kez Türkçede.
n
va dosyasına o dönem kaleme alınmış beş öyküsünü ekleyen adli
tıp uzmanı Ernst Ziemke ise Fallada’nın edebiyat tarihinde edinece- Kendinden Kaçamayanın Öyküsü / Hans Fallada / Çeviren: Ahmet
ği yeri her şeyden habersiz tümden değiştirir. Arpad / Sel Yayıncılık / 232 s. / 2024.
15 Ağustos 2024 9
“