21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Uyku Ülkesi’ni tamamlamak boynumun borcuydu artık. Onu bitirdim. Ve üstelik bana “ çalışmanın neredeyse yasak edildiği bir çağda Dönüyor Zaman’ı yeniden ele aldım. 2022 yılıydı. Hiçbir şeye aldırmadan, bitirilmemiş deneme kitaplarımı ve bir incelemeyi bitirdim. Yani Kristal Bahçe’ye ek yazdım, Deniz Göründü’yü yayına hazırladım, Kurmacanın Yapısı’nı bitirdim. Demem o ki hunharca çalıştım ve Dönüyor Zaman’ı iki yılda tamamladım. Hiçbir romanı yazarken böylesi büyük yaşamsal atılımlar yaptığımı anımsamıyorum. Dönüyor Zaman’da bütün varlığımla göründüm diyebilirim. işaret etmektedir. Aynı yıllarda Türkiye’nin sında bedensel engellerin de anlatılması her arasında topal olanlar var. En güzel kadın Hıristiyansız kalmasından doğan ideolo- şeyiyle hayata çok yakıştı. Bu anlatılanları pek önemli biri değil. Kalyopi azıcık kilo- jik gericileşme adım adım yayılmaktadır. lu gibi görünüyor. Minas şişman ve çir- anlatmış değil de görmüş gibi yazmayı za- Köy Enstitüleri kapatılır, Kore’ye savaşa ten çok seviyorum. kin biraz. Anlatıcı hiç kimseyi ayırt etme- gidilir ve 1951’de solcu avına çıkılır. Ro- miş. Bunu açıklayabilir misiniz? ‘BEŞ DUYUMUZLA man bu yönüyle sıradan hayatlar içinde Karakterin hep en güzel ve zeki olması- OKUMALIYIZ ROMANI’ sıradan görünen ama aslında zamanı de- na gerek yok. Roman hayata benzemiyor n Roman hayat gibi midir hep? ğiştiren bir dönemin epopesidir. Kurtuluş o zaman. Eskiden öyle çok sakat ve hasta Hayır, roman hayatı uydurdukça iyice vardı ki ben az bile yazdım. Romanın bir Savaşı’na, çok kültürlü geçmişimize ve roman haline gelir. Hayata benzemek, “zi- yitirdiğimiz derin tarihe bir ağıttır. hastalık geçidi gibi görünmesinden kork- hinde uyananlar yönünden” benzemektir. tum. Perizad’ın saçkıranlı ve trahomlu kü- n Romanda dikkatimi çeken bir şey var, Beş duyumuzla okumalıyız romanı. Gör- çüklerle ilgilendiğinden bahsetsem de üze- asal karakterlerden hepsinde de kusurlar mezsek, işitmeliyiz, işitmezsek koklamalı- rinde durmadım. Eşcinsel olacağı kuvvet- görüyorum. Örneğin Kolağası dizinden ve yız. İçimiz cız etmeli. Roman hayatı taklit le sezilen küçük bir çocuğa yapılan zulmü topuğundan ameliyatlı, Delisolağın bir eder ama onu estetik düzeye çıkararak. n anlattım. Bu kadar büyük hikâyelerin ara- parmağı yok. Ekrem Ağa topal, köylüler ‘Dönüyor Zaman’a bakışlar… Kapadokya Dörtlüsü olarak hazırlanan yapıtların (Zaman Yeli, Güvercine Ağıt, Kalenderiye) sonuncusu Dönüyor Zaman ile birlikte artık Kapadokya coğrafyasını anlatan, onun tarih içindeki değişimine tanıklık eden bir dizi yapıt önündeyiz. Bir söyleşisinde Gürsel Korat bir mekâna ruh veren şeyin edebiyat olduğunu belirterek “Edebiyatı yapılmamış olan coğrafyaya acırım” diyordu. Yazar bu yoldan ilerliyor ve Kapadokya’nın derin tarihini gözler önüne seriyor. şeyler, burayla ilgilenen herkesin başına bir iş getirir. İçeri- de çoktan Kore savaşları- NAZMİ SOLAK de bulunanları kayıt altına alan savcı ve doktor, kaymaka- na gidilmiş, solcu avı baş- mın güvenlikçi tutumu nedeniyle zorlanırlar. lamış ve ezan Türkçe ol- DİL, MEKÂNI TEMSİL EDER Kişileri tanırız ve önce 1921 yılına gideriz. Asker kaçak- maktan çıkarılmıştır. Gürsel Korat tarafından yazılan Kapadokya romanları larını kovalayan Kolağası Hakkı Bey; kadınların neden dağa Romanda Anadolu’dan mübadeleyle giden Rumların coğrafya ile ilgili şu gerçeğin altını çizer: Coğrafi mekân ay- çıktığını anlayınca iş tersine döner, dağdaki eşkıyayla anla- Yunanistan’da karşılaştığı sürprizleri de görürüz. nı zamanda somutlaşmış, bedene bürünmüş bir dildir. Her şır ve kaçaklığı bitirecekken bir şey olur. Bu şey, Kapadok- Göçmen Rumların kurduğu bir köyde (Hep Türk tohumu şey gibi o da değişir, yeni biçimler edinir. ya’daki insanların pek çoğunun kaderini etkileyecektir. olarak adlandırıldıkları için) Yunan milliyetçileriyle ve kral- Tarih içindeki dilsel dinamiği bulmak ve kaydetmek ya- Dönüyor Zaman, Türkiye’nin ne büyük acılardan süzüle- cılarla kavgası anlatılır. Türkiye’de dağa kaçanların yine ka- zarın bir görevi sayılabilir. Bunu yazarın olayı görmüş gibi rek kurulduğuna ilişkin bir alt bilincin ürünüdür. çak oluşu enteresandır. anlattığı bir anlatım yoluyla, okuru inandırarak sürdürdüğü Balkanlar’dan sürülen ve ülkemizi kuran insanlarla, Ana- için Kapadokya Dörtlüsü özel bir önemdedir. ‘DÖNÜYOR ZAMAN’ NEDEN ÖZGÜNDÜR? dolu’daki kargaşada sönüp giden hayatların özetidir bu. Da- Dört roman boyunca bildiğimiz bütün simgeler, konu- TARİHE BAKIŞ hası, İngilizden yana duran, yenilikten nefret eden kötülü- lar ve işaretler doğrusu bu roman çığırı boyunca tanıdığımız Büyük toplumsal olaylardaki tarihsel tanınmış kişilik- ğün yeniliş hikâyesidir. işaretlerle doludur. Derviş deyişlerinden Rum harfli Türkçe lerle işi yoktur Gürsel Korat’ın. Baba İshak isyanını anla- Bu nedenle romanda daima yeni ile eskiyi temsil eden kitabelere, Türkçe Hıristiyan dualarından beddua tekerleme- tır ama oradaki kör Latin askeriyle, sağır kilise ressamının güçlerin kavgası görülür. Üstelik eskiye hayran olanlar geç- lerine varıncaya kadar çok büyük bir alandaki eski şiir bilgi- hikâyesini ele alır. Kalenderiye’de Kalender Çelebi isyanı- mişi hiç anlamamıştır, bilime düşmandır, adaletsizdir. si ve bunun söz varlığı inanılmazdır. nındaki adsız sansız bir melamet dervişini konu edinir. Yenilikçi bir dünyanın peşinde koşanlar ise geçmişe bak- Dönüyor Zaman bir romanda görebileceğimiz özgün fi- Bütün kitapları aşağı yukarı böyledir. O zaman yazarın bu madan, eskiyi düşünmeden yeniyi kuramayan ilericilerdir. nallerden birine de sahiptir: Ölmüş karakterler dışında, ya- konuda belirgin bir tutum takındığı belli: Eski olanla işleri yoktur fakat yeni bir zalim düzen kuranlar- şayan bütün kişileri finale toplanır ve Dönüyor Zaman’ın Gürsel Korat, tarihsel olayları bir tarihçi titizliğiyle izlese la da savaş içindedirler. sonu ilk romanın (Zaman Yeli) ilk cümleleriyle sona erer: de sıradan insanın ayrıntıda kalan özelliklerini anlatarak ro- ÇÖKÜŞÜN BAŞLANGICI “Bir ses duydum, nedir o?” manını kuruyor. Durum böyle olunca okuyucu sanki orada yaşanan bir olaya karışmış gibi oluyor. 1942’de her şey zenginlerinin lehinedir. Köy Enstitüsü’ne Bu durum döngüsel bir zamana işaret ettiği gibi zamanın Bu roman 1952 yılındaki yağmurlu bir günde sellerin açı- giden çocukların önüne set çeken çıkarcılık, boş inançlar geriye dönüp iyilik getireceğini de aklımıza düşüren bir ses ğa çıkardığı bir mağarayı anarak başlar. Mağarada bulunan ve sömürünün ipuçları belirginleşmiştir. 1952 yılı geldiğin- gibi içimizde çınlar. n HANS FALLADA’DAN ‘KENDİNDEN KAÇAMAYANIN ÖYKÜSÜ’ ans Fallada’nın talihsizlikler, buhranlar ve psikolojik sorun- Kalıpları yıkan, başkaldıran ve toplumun dışına itilen ana karakter- larla örülü gençliğinin dip noktasından günümüze seslenen leri öykülerinin başköşesine yerleştiren Fallada, edebiyata atıldığı H Kendinden Kaçamayanın Öyküsü başlıklı öykü seçkisi, yaza- ilk günlerden bu yana ilgilendiği, Weimar Almanyası’nda tabu sayılan rın dünya çapında üne kavuşana ve çağdaş Alman edebiyatının ön- psikolojik ve erotik güdülerin ortak yanlarını, kadın-erkek ilişkilerin- de gelen kalemleri arasında anılana dek atlattığı büyük bir badireyle deki netameli çelişkileri cesurca işler. ortaya çıkan tesadüfi bir keşiftir. Çalkantılı yaşamından aktardığı kesitler ve romanlarına verdiği re- Fallada, alkol ve morfin bağımlılığının yarattığı ekonomik krizi aş- feranslarla zenginleşen ve yazarın ölümünden yaklaşık 70 yıl sonra mak adına zimmetine para geçirir. Bu suçtan yargılandığı sırada da- açığa çıkan Kendinden Kaçamayanın Öyküsü ilk kez Türkçede. n va dosyasına o dönem kaleme alınmış beş öyküsünü ekleyen adli tıp uzmanı Ernst Ziemke ise Fallada’nın edebiyat tarihinde edinece- Kendinden Kaçamayanın Öyküsü / Hans Fallada / Çeviren: Ahmet ği yeri her şeyden habersiz tümden değiştirir. Arpad / Sel Yayıncılık / 232 s. / 2024. 15 Ağustos 2024 9 “
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle