Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÜRGEN ÖZ’DEN ‘GARİP BİR YER’
İçimizden bir kara komedi,
bir sistem eleştirisi!
Türkiye gündeminin zihnindekinden farklı bir noktada olduğu gerçeğiyle yüzleşen, zengin ve havalı iş insanı
Tarık, eski eşi, eski eşinin yeni sevgilisi ve genç bir eskort... lkenin dönüşen, gittikçe garipleşen zihniyeti
Ü
içinde bocalayan bu dört karakter uzun bir akşam yemeğinde bir araya gelecek, üstüne son derece farklı bir
garsonla mücadele etmek zorunda kalacak ve trajikomik bir yüzleşme yaşayacaklardır.
Sinema ve tiyatro oyuncusu, yazar Gürgen Öz’ün ülke gündemini ve problemleri tartışan bir üslupla,
hepimizin zaman zaman yaşadığı absürt durumları, mantıksızlıkları, zihniyet problemlerini, sıkışmışlıkları kara
komedi tarzında kaleme aldığı romanı Garip Bir Yer (Masa Kitap), sisteme ilişkin keyifli bir taşlama.
GERÇEK KALMAK CESARET İSTER
ZEYNEP TÜTÜNCÜ GÜNGÖR
Hikâye, Tarık’ın ortak gelecekleri üzerine konuşmak için
bir araya geleceği eski eşi Zeynep’in, bu buluşmaya yeni
“Öyleyse önce neşeyi ve kahkahayı yok etmeliydi. Neşe
sevgilisi Erol ile birlikte katılacağını öğrenmesiyle başlıyor.
demek özgürlük demekti. Gülmek demek eleştirmek,
Tarık, bu buluşmanın kendisi için pek de kolay geçmeye-
sorgulamak ve bir şeyleri olduğu haliyle, çıplak olarak
ceğini bilerek Zeynep’e yaşamının ne kadar da yolunda ol-
görebilmek demekti. Hayır bu istenmiyordu. Asık suratlı,
duğunu göstermek için eskort Melis’i kiralıyor…
gergin, korku dolu bir propagandayla insanların biraz
Bir akşam yemeğinde buluşan Tarık, Zeynep, Erol ve
uyanıp etrafı sorgulamasını da engelliyordu böylece.
Melis’in aslında bir araya hiç gelmemesi gereken bir dört-
Onlar sorgu değil, biat istiyorlardı.” Romandan…
lü olduğu ilk bakışta anlaşılıyor.
ANORMAL ‘NORMALLER’…
Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes eteğindeki taşları dö-
Sinema ve tiyatro kariyerine devam eden sanatçı Gürgen
kerken Tarık’ın artık “bırakması ve bırakmaması” gereken
Öz’ün okuyucularla buluşan, günümüz absürtlüklerine geniş
şeyler de gün yüzüne çıkıyor. Eski eşini, yeni sevgilisiyle
bir pencereden bakmamızı sağlayan yeni kitabı Garip Bir Yer
ağırlamak yeterince zorken duygularını bastırmaya çalışan
(Masa Kitap), içinde yaşadığımız bu ilginç çağdaki tüm ga-
Tarık için gecenin sonunda adeta film kopuyor.
ripliklere gönderme yapan bir kara komedi.
Lüks restoranın özel odasında sıkışıp kalan dörtlü, gece
Romanın başkarakteri, zengin iş insanı Tarık’ın birkaç
boyunca birbiriyle hesaplaşıyor. Ayrıcalıklı hissettirmek
günlük yaşantısını okurken üzülüyor, kahroluyor, bazen de
amacıyla rezerve edilen bu oda, onların küçük hapishane-
istemsiz gülüyoruz.
sine dönüşüyor.
“Bu kadar da hesap yapılmaz Tarık Bey!” mi desek, “Tıp-
Tarık, o gece kendisinin de eleştirdiği o insanlardan birine
kı benim başıma gelenler gibi…” mi desek bilemiyoruz…
dönüştüğünü fark ediyor. Yaşamdaki gerçek anlamları kay-
Ancak Tarık’ı o kadar iyi anlıyoruz ki, aslında yaptığı he-
betmiş, kaçırmış ya da ıskalamış olduğu gerçeğiyle yüzle-
sapların para değil “aptal” yerine konmak üzerine olduğu-
şiyor. Farkına bile varmadan eleştirdiği şeye dönüşüyor as-
nu çok iyi biliyoruz.
lında. Gerçek kalmanın, bazen bu hayatta ne kadar zor ol-
navda sürekli yaşıyor bu normalleşen suiistimal zihniyetini.
Zaman zaman biz de Tarık gibi, ülkedeki birçok insanın bu
duğunu ve ne kadar büyük bir cesaret gerektirdiğini anlıyor.
Bu ülkede kendini güvende hissetmeyen Tarık, toplumda-
gariplikleri normalleştirmesini daha çok garipsiyoruz.
ki çıldırmayı, herkesin gerçeklerden kaçışını kabullenemiyor. OKUYUCUYLA DERTLEŞEN BİR TAŞLAMA...
Bozulan düzen, suçluyla haklıyı ayırt edemeyen hukuk, el
Gösterişin her alanda bu kadar ayyuka çıkması, toplu akıl Kitabın gizli başrollerinden “garson”u aslında hepimiz bir
değiştiren mekânların yeni tarifeleri, insanların birbiri üze-
tutulması, insanların aşırı hizmet ve pohpohlanma arayışını yerlerden tanıyor gibiyiz. Tarık’ın birkaç gün içinde gittiği
rinde hâkimiyet kurma çabaları ve daha nice absürtlükleri
anlayamıyor bir türlü… mekânlarda aynı garsonla karşılaşması bir ironiyi çağrıştırıyor…
ele alıyor Garip Bir Yer.
Garip yeri şöyle anlatıyor kahramanımız: Hem her yerde benzer “uyanık” çalışanları görebiliyoruz
Tarık, kendisini de bu resmin içinde görmekten nefret etse
“Herkesin birbirini ezmeye çalıştığı ve bir kısırdöngü ha- hem de artık tek işte çalışarak geçinmek neredeyse olanaksız…
de çoktan bir şeylerden vazgeçtiğini, bozuk düzenin bir par-
linde ezildiği için de intikam aldığı bir yerdi burası. Bu ge- Ülkenin değişen, dönüşen, gittikçe garipleşen zihniye-
çası olduğunu içten içe biliyor.
rilim hiç bitmiyordu. ti içine sıkışmış ve bocalayan dört karakter okuyucuyla dert-
SUİİSTİMAL ZİHNİYETİ
Hayatın her anında ve her köşesinde, saklandığı yerden leşiyor adeta. Gürgen Öz’ün yetkin kaleminden sisteme iliş-
Yaşadığı suiİstimaller nedeniyle güvensizliği gitgide artan
çıkıveriyordu insanların karşısına. Kadın erkek, çoluk çocuk kin keyifli bir taşlama olan Garip Bir Yer, hepimizden bir
Tarık; bir kafede, çarşıda, pazarda, taksiye bindiğinde, ma-
fark etmeden, bir veba gibi yayılıyordu zihinlerde…” parça taşıyor.
n
HÜSEYİN OPRUKLU’DAN ‘TABLO SESSİZLİĞİ’
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Tezli Ta-
CENGİZ KARAGÖZ
rih Yüksek Lisansı’nı, 2018’de Anado-
lu Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kame-
ralarında 2021 Yunus Nadi Fotoğraf Ödülü’nün de bulundu-
ramanlık Bölümü’nü bitirdi.
ğu fotoğraf sanatçısı ve öykü yazarı Hüseyin Opruklu, ilk
Yurtiçinde çeşitli birlik ve kurumlarda,
A kitabı Tablo Sessizliği (Metinlerarası Kitap) ile okuyucularla
yurtdışında NATO ve BM Kosova Barış
buluştu. Kitapta, “Dökülen”, “Yağmur uykusu” “Çilek lekesi”,
Gücü’nde görev yaptı. 2013’te emekli ol-
“Düş yorgunu”, “Dağ çileği”, “Sarı sıcak” ve “Ekmek helvası”
du. Uluslararası Fotoğraf Sanatı Fede-
başta olmak üzere insan ruhunun derinliklerine indiği 17 öyküsü
rasyonu (FİAP) tarafından verilen AFİ-
yer alıyor Opruklu’nun.
AP (Artist) unvanını 2018’de aldı.
Bir öyküsünde “Ben acının insanları birbirine böylesine sağlam bağ-
Yurtiçi ve yurtdışı fotoğraf yarışma-
larla bağlayabileceğini bilmiyordum” sözleriyle acının “birleştirici” ya-
larında altın, gümüş, mansiyon ve ser-
nında vurgu yapılırken başka bir öyküsünde ise düş kurmanın sınırla-
gileme olmak üzere 124 ödülü kazandı.
rına dayanılıyor.
12 karma fotoğraf sergisine katıldı.
Özellikle beklemenin “sancılı” yanını çarpıcı şekilde işlendiği öykü-
Opruklu, 2021 Yunus Nadi Fotoğraf Ödülü, Manisa 2022 OSB
lerde, umutsuzluğun ve çaresizliğin yanı sıra umut ve sevgi de bir o kadar vurgulanıyor, Kısa Film-Senaryo Yarışması’nda birincilik ödülü, Balıkesir 6 Eylül Belediyesi Öy-
yaşamın gücü gür sesle duyumsatılıyor. kü Yarışması’nda “Salıncak” öyküsüyle birincilik ödülü, 2023 Ümit Kaftancıoğlu Öykü
Hüseyin Opruklu, 1967 Konya doğumlu. 1988 yılında Harp Okulu’nu 2005 yılında Yarışması’nda da “Çuha Çiçeği” öyküsüyle Mansiyon aldı. İzmir’de yaşıyor.
n
15 Ağustos 2024
14