Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
şu bölümün içeriği bu değerlendirmelerle örtüşüyorsa bun-
dan mutluluk duyarım:
ADNAN BİNYAZAR:
“Vicdan, insan yüreğinin ibresi, hiç durmadan titreşen iç
alanıdır. Onun dile getiriliş kaynağı da sözcüklerdir. Her 50 yılı aşkın öğretmenliğimde Atatürk
olay, sağlam bir mantıkla değerlendiriliyorsa bir bütünlüğe
ilkelerini öğrenimde kılavuz sayarak,
erilmiş sayılmalı. Shakespeare’in deyimiyle, vicdan denen
öğrencileri özgür, bağımsız, demokrat
bu iç öykü binlerce dilde aynı anlamı taşır. Vicdanın, bütün
ruhta yetiştirmeye çalıştım.
dillerin ortaklaşa algıladığı evrensel bir duygu oluşunun ne-
Atatürk Anlatıyor (Can Yayınları)
deni budur. Shakespeare’in deyişiyle vicdan denen bu iç öy-
kü binlerce dilde aynı işlevi yerine getirir.”
adlı kitabımı Atatürk’ün yaşamında
Yine değindiğiniz gibi yazdığım denemeleri, romanları,
dönüm noktası sayılabilecek olayları
öyküleri sonradan okuduğumda “düşünsel derinliklere” in-
çocukların yalın bir dille okuyup
diğimin ayrımına varmadan onu gün yüzüne çıkarmıyorum.
kavramalarını sağlamak amacıyla
Bu, özünde üslup dediğimiz “anlatım biçemi”yle de ilgili. O
beğeni düzeyi tutturulmadı mı kuru anlatımın tuzağına düşer- hazırladım.
siniz. Kendinize özgü bir anlatım biçemi kurmuşsanız, “kolay-
Kitapta, çocukluğundan ölümüne
cı söylemlerden, günübirlik sözlerden” uzak durursunuz. “Sö-
değin olayların anlatıcısı Atatürk’tür.
zün vicdanı” dediğimiz kavramla anlatılmak istenen budur.
Kimi yerlerde onun yakınları da araya
‘ATATÜRK ANLATIYOR’
girdi. Yazarken, çocuğun anlaması
Bugünlerde 39’uncu baskısı yapılan Atatürk Anlatı-
n
için onun düzeyinde bir dil düzeyiyle
yor (Can Yayınları), bir bakıma deneme / anlatı / öykü
konuşmanın yararlı olacağını
biçeminde kaleme aldığınız bir kitap. Salt “genç okur”un
düşünmeye başladım.
değil, düşünen meraklı her okurun kitabı. Size önce
şunu sormak istiyorum: Mustafa Kemal’i yazmak düşün-
Kitap, 14 yıl içinde 39’uncu
cesindeki yaklaşımınızı yukarıda imlediğim çerçevede
baskıya vardığına göre bunu
değerlendiriyorum ki bu da yazılanlardan apayrı bir tutumu
gerçekleştirdiğimi düşünüyorum.
getiriyor. Bir başka Mustafa Kemal’i okuyoruz. Ne dersiniz?
Önce sorduğunuzu ben de başta yanıtlayayım. Ata-
türk Anlatıyor’u yazmamın öyküsü var: Can Yayınları’nın
Atatürk, Türkiye’yi kurtarma yolları ararken, onun önünü dan sanayicilere yaptıkları işle ilgili ürünlerini sergilerlerdi.
bir toplantısında Çocuk Yayınları’nın sorumlusu Samiye
kesmeye kalkan nice kişinin akıl almaz tuzaklarıyla karşı- Örneğin atların çektiği arabaların üstünde demircisi, ka-
Öz,“Sizden bir Atatürk kitabı istiyorum” dedi.
laycısı işini yapardı. Arabanın üstündeki tanıdıklarımdan bi-
laşmıştır. Olayları izlerken onları da tanıyacaksınız.
Birden duraksadım. Atatürk konusunda değerli çalışmala-
ri ise Kurtuluş Savaşı’nı onlarla kazandığımızı düşünür, iç-
‘KİTAPTA, ÇOCUKLUĞUNDAN ÖLÜMÜNE
rı olan yazarların adını sıralayarak böyle bir öneriyi onlara
ten içe gururlanır, savaş kazanmış olma duygusuyla sevinç
DEĞİN OLAYLARIN ANLATICISI ATATÜRK’TÜR!’
yapmasını söyledim.
gözyaşları dökerdim.
Atatürk Anlatıyor’un arka kapağında da o büyük insanın
Birden arabanın üstüne atlayıp onları kucaklamak ister-
“‘ATATÜRK ANLATIYOR’ YALNIZCA BENİM
yurdu kurtarmak için neler yaptığına da yer verdim: Bu ki-
dim. Sanki Kurtuluş Savaşı’nı onlar değil de ben kazanmı-
DEĞİL SAMİYE ÖZ’ÜN DE KİTABIDIR!”
tapta Mustafa Kemal Atatürk’ün öyküsü anlatılıyor. Hem de
şım gibi kendime pay çıkarırdım.
Daha sözümü bitirmeden “Adnan Bey, ben sizin diliniz-
kendi dilinden.
Cumhuriyet bayramlarında artık onlar yapılmıyor. Bay-
den Atatürk kitabı istiyorum” deyince önerisini kabul ettim.
Sarışın, mavi gözlü bir çocuk... Öylesine özgürlük tutku-
ram seyran bir yana, politikacısından tuzu kurusuna
Bir bakıma, Atatürk Anlatıyor yalnızca benim değil, Sa-
nu ki dayısının tarlasında kargaları kovmakla başladığı işi
Atatürk’e dil uzatanlar oluyor. Örnek olup yola gelsinler di-
miye Hanım’ın da kitabıdır.
ömrünce sürdürüyor. Sonunda işgalci gerçek kargaları yur-
ye yazılarımın çoğunda Atatürk’ün erdemine yönelik tüm-
Öneriyi bir söz üzerine neden yerine getirme sorumlulu-
dumuzdan kovuncaya değin soluk almadan savaşıyor.
celer ekliyorum.
ğunu üstlendiğimi de açıklamalıyım: Atatürk zamanında ku-
Kitapta, çocukluğundan ölümüne değin olayların anlatıcı-
Bu duygularla özellikle halktan biri olan din adamlarının
rulan köy Enstitülerinde gözümü kültüre açmıştım.
sı Atatürk’tür. Kimi yerlerde onun yakınları da araya girdi.
Atatürk’ün adını anmayışlarını yürekten kınıyorum. Düşün-
Nutuk başta olmak üzere Atatürk’le ilgili onlarca kitap
Atatürk, güzel Türkçemizi yabancı dillerin boyunduru-
müyorlar ki Atatürk olmasaydı ne dinlerini kutsayacak bir
okumuştum. İçimde bir Atatürk coşkusu uyanmıştı. Hemen
ğundan kurtarmıştır. Onun o zamanın diliyle söyledikleri-
mekân bulurlardı ne de özgürce düşünecek bir ortam.
ertesi gün en başta Nutuk, Atatürk’le ilgili kitapları karşıma
ni günümüz çocuklarının anlaması kolay değildir. O nedenle
“YAZDIKLARIMDA ‘İNSAN OLMA’ YOLLARINI
dizip okumaya başladım.
genç kuşakların kolayca anlaması için Atatürk’ün dilini ya-
ARAYIP DURUYORUM”
Özenli bir anlatım düzeyi tutturarak çocukluğundan aramız-
lınlaştırmaya çalıştım.
Aydınlanmacı bir yazarsınız. Denemeler yazdınız.
dan ayrılıp sonsuzluğa erdiği güne dek Atatürk’ü konuşturma-
Bir “kahraman”ın öyküsünü yazmak size ne/ler taşıdı? n
n
Eğitim kitapları, öyküler, romanlar, eleştiriler… Öyle ki
ya çalıştım. Bu inançla başladığım Atatürk Anlatıyor’u da Can
En başta, günlerce Atatürk’le baş başa kaldım. Onun ço-
yazınsal uğraşınızın coğrafyasını belirleyen türler oldu
Yayınları’na sundum. Kitap 14 yıl içinde 39’uncu baskıya vardı. cukluğunu anlatırken kendi çocukluğumu yaşadım. Olayları
bunlar. Eğitimi hep önemsediniz. Özellikle sanat eğitimini.
onların rahat anlamaları için sözcük seçimine önem verdim.
“‘ATATÜRK ANLATIYOR’U ÇOCUKLARIN
Yurtdışında, Almanya’daki bu deneyiminizi bugüne taşır-
Yazarken çocuğun anlaması için onun düzeyinde bir dil
YALIN DİLLE OKUYUP KAVRAMALARINI
sanız, görülen / görülemeyenler nelerdir bugün hayatımızda?
düzeyiyle konuşmanın yararlı olacağını düşünmeye başla-
SAĞLAMAK AMACIYLA HAZIRLADIM!”
Sizde “aydınlanmacı bir yazar” izlenimi yaratmak, bana
dım. Kitap, hem de yüksek sayılarda 39 kez basıldığına göre
Kitaba yazdığım “Sunu”da Atatürk’ü, çocukluğundan ölü-
bağışlanmış en büyük ödüldür.
bunu gerçekleştirdiğimi düşünüyorum.
müne neden anlattım? İşte yanıtı: Bu kitabı Atatürk’ün yaşa-
Bu yargınızı okuyunca, felsefe profesörü Macit
mında dönüm noktası sayılabilecek olayları çocukların yalın GÖZÜMÜ CUMHURİYETLE AÇTIM’
Gökberk’in sorulu-yanıtlı aydınlanma tanımı parlayıverdi
bir dille okuyup kavramalarını sağlamak amacıyla hazırladım. Cumhuriyet’e, çağdaşlaşmaya tanıklık eden bir
düşünce dünyamda: “Aydınlanma ne demek, kim aydınlana-
n
Atatürk’ün dilinden aktarılan bu anlatıda, belleğin zaman ömür... Yaşamınızın 90., Cumhuriyetin 101. yılında dönüp cak, aydınlatılmak istenen nedir? Aydınlanmak isteyen, in-
tüneline girip gerçeklerı şığında bir yolculuğa çıkacağız. Bu geriye baktığınızda Cumhuriyetin kuruluş öyküsünde ken-
sanın kendisi, aydınlatılması istenen şey de, insan hayatının
uzun yolun duraklarında mola verip kimi konuları tanıkla- dinize nasıl bir yer açıyorsunuz? anlam ve düzenidir.”
rından dinleyeceğiz. Dünyaya gözümü Cumhuriyetle açtım. Cumhuriyet Daha soru tümcesinde aydınlanmanın sınırları çiziliyor:
“Ne demek?”, “Aydınlanacak kim?”, “Aydınlatılmak
Olayları izlerken yer yer duygusal anılar yaşayacaksınIz. Bayramı’nda köylüsü kentlisi caddelere dizilerek tarımcılar-
>>
8 7 Kasım 2024