Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
uğramadığı yazar azdır. Onlardan günümüze güncelliğini Bilgiler yaratıcı yönleriyle
yitmeyen tek yazar Sait Faik’tir. O da bunu daha çok eme- değil, belli kalıplara sokarak
ğiyle ayakta kalan işçi kesiminin yaratıcı gerçekliğini gün- aktarılıyor. Bu tutum, insan-
cel kılmasına borçludur. daki yeniliklere açılma duy-
Aslında roman, şiir, deneme, hemen her tür anlatının kur- gusunu, duyarlık gelişimini,
gusunun temeline öyküsel anlatım yatar. Shakespeare’in düşünsel oluşumu köreltiyor.
oyunları, Dostoyevski’nin romanları, Yaşar Kemal’in des- Bizde eğitimin her düze-
tansı üslûbunda öyküsel havanın yazsıması sezilir. yinde kalıplaşmış bilgiler
O havayı taşıyan anlatıların günümüzde de canlılığını ko- verilir. Oysa deneme, kafayı
ruması, öykünün anlatısal gücüne bağlanabilir. kalıp bilgilerle doldurmaz,
yaratıcı kılacak gelişime er-
‘DENEME YAZARI, KİŞİSELLİK BİR YANA,
direrek düşünce yaratmanın
EVRENSEL DÜŞÜNCELERİN ARDINDA
ana damarı sayılır.
KOŞARAK GERÇEKLERİ GÜN YÜZÜNE
Yetişmekte olan öğrenci-
ÇIKARMAYA ÇALIŞIR!’
ler test sınavlarıyla değer-
Yazınsal uğraşının odağında yer alan denemeciliğiniz
n
lendiriliyor. Test türü değer-
yazı ömrünüzün nişanesi. Bu türü şöyle tanımlıyorsunuz:
lendirmede verilen bilgilerin
“Deneme, ender bitkilerin en iyi yetiştiği bilgi tarlasıdır;
belleğe yerleşmiş olması ye-
denemeci de, hangi tohumun hangi tarlada boy vereceği-
terli sayılıyor.
Feridun Andaç, Adnan Binyazar
ni en iyi bilendir. Bu uyuşumu iyi kuramadı mı, ürün mev-
Oysa bellek bilgileri dura-
siminde onu tarla yerine kıraç topraklar karşılar.” (Sözün
ğandır. Bilgi, düşünebilmenin
Onuru, Can Yayınları) ‘GERÇEKLERİ YAZDIĞIM İÇİN KENDİMİ
kaynağı olacak biçime sokulursa etkinleşir. Test türü bilgiler
VAROLUŞÇU YAZARLAR ARASINA KATTIM!’
Deneme, sözlüklerde“Herhangi bir konuda kesin bir so-
düşünceyi robotlaştırdığından yaratıcılığın kökünü kurutur.
nuca varma çabası gütmeksizin, yazarın kendi kişisel düşün- Deneme yazarı, göze ayrı bir görme, beyne farklı bir algıla-
Eğitim uygulamalarında kuşkusuz devletin siyasal hesap-
ma duyarlığı kazandırıyor. Montaigne’i, Erasmus’u Balzac’ı
celerini, görüşlerini, genellikle söyleşme havası içinde işle-
ları da yatıyor. Özellikle tek adamın egemen olduğu toplum-
diği bir düzyazı türü” diye tanımlanıyor. bir de Stefan Zweig’ın; Dostoyevski’yi André Gide’in yoru-
larda gelecek kuşaklar daha baştan güdüme baştan rıza gös-
muyla okuyalım, onların dünyasını daha yoğun yaşarız.
Tanımda şu sınırlamaları açıklamak gerekecek:
terecek yapıda bir ruhla yetiştiriliyor.
Denemede yalnızca kişisel düşünceler, görüşler işlenmez. Tam Yoğun söylem yaratımı yönünden şiirle deneme arasında
Oysa aklı güzellikte, güzelliği akılda arayan bir anlatım-
bir yakınlık olduğunu da anımsatmadan geçmeyeyim. Şiirin,
tersine deneme yazarı, kişisellik bir yana, evrensel düşüncele-
la donanımlıdır deneme. Denemede sözcük düşüncenin ca-
rin ardında koşarak gerçekleri gün yüzüne çıkarmaya çalışır. duyguları gök katlarında dolaşarak aradığı gibi deneme de
nıdır, yapılması gereken, en etkili sözcüğü ya da deyimi bu-
yeraltı katmanlarını iğne uçlu kazmalarla eşeleyerek düşün-
Deneme deyince akla ilkçağın felsefe metinleri gelir. O
lup yerine oturtmaktır. Ancak o koşullarda deneme etkinli-
dönemin denemesi, kişisellikten uzak, tam tersine, konu ola- sel derinliklere iner.
ğini gösterir.
1960’larda başlayan yazınsal uğraşınızın çıkış nokta-
rak felsefeyi, toplumbilimi, bilginin erdemi doğrultusunda
n
insanca değerleri öne çıkarır. “NURULLAH ATAÇ’IN DEYİŞİYLE, DENEME sında insanın varoluşsal gerçekliği, yaratıcılığı ön planda-
ÜSLUBU ‘BEZEKSİZ DONAKSIZ’DIR!” dır. “Söz”ün gücünü orada görür / anlar / anlatır Adnan
Eskiyi göz önünde bulundurarak deneme türüne yaşanan
Binyazar. Kavrayıcı bilinç, Aydınlanma düşüncesi bu ba-
olayları da katan Montaigne, bu çağda bile bu türün unutul- Anlatıda yalınlık temel ilkedir. Denemenin hangi türü
kışının belirleyicisi olmuştur. Öngörüsü akılcılığındadır.
olursa olsun, anlatıda abartılı kavramlara rastlanılmaz, o öl-
maz bilgesi olarak tanınır. Deneme bu bağlamda, toplumun
Deneme sizin için bir bakma / görme / anlama / anlat-
düşünce gelişimini sağlayan bir bilgelik anıtıdır. çüde abartıdan da uzak kalınır. Deneme anlatısının gelişme-
ma aracıdır da. Anlatıcılığınızın aydınlanmacı yanı düşün-
sine büyük emeği geçen Nurullah Ataç’ın deyişiyle deneme
Şiirde, romanda belli düzeyi aşan yazarlarımız, deneme
sel derinlik içerir.
üslubu “bezeksiz donaksız”dır.
yazmaktan uzak kalmıştır. O nedenle bizim toplumumuz dü-
İnsan, kendini bilgiyle, sanatla donattığı oranda insandır! Kolaycı söylemlerden, günübirlik savlı sözlerden uzak
şünce yönünden yeterince gelişmediğinden denemeye uzak
Denemenin bir işlevi de insanları düşünsel bir ortamda bu- durur. Özgünlüğü düşüncede, duyarlılıkta arar. Dilin vic-
kalmıştır. Bunun bir nedeni de deneme okurunun azlığıdır.
danını öne çıkararak konuşur.
luşturmaktır. Denemenin tek ki-
şinin düşündüğünü dile getirdiği Köy Enstitüsüne Varlık, Türk Dili dergileri geliyordu.
anlatı biçimi olduğu sanılır. Varlık’ta toplumsal konular yer alıyordu, Türk Dili, ülkenin
Gerçek deneme, Seneca’nın de- köyünde kentinde kullanılan sözcükleri toplamak amacıyla
bir etkinliğe girişmişti.
ğindiği gibi içeriğiyle, bireyin du-
yarlıklarını, yaratıcı gücünü, söy- Annem Elazığ’ın ilçesi Ağınlıdır. Oranın ağzıyla konuşur-
du. Kullandığı sözcükler ilgimi çekiyordu. Onları derleyip
lem becerisini birbiriyle kaynaştı-
ran bir yazınsal türdür. Türk Dil Kurumu’na göndererek etkinliğe ben de katıldım.
Bilgiyi yüceltir, bilgisizliği ye- Böylece yazınsal dünyaya adımımı atmış oldum.
rer. Toplumda bilinçli, erdem-
O dergileri öğretmenliğimde de izliyordum. Bir yazımı
li bireylerin oluşumunu sağlayan
Varlık’a gönderdim, geciktirmeden yayımlandı. Orada yazı-
bir anlatı türü, düşünce ırmağının
sı çıkmak, yazar olmak demekti.
kaynağıdır. Akıl-beğeni-söylem o
Sizin de değindiğiniz gibi gerçekleri yazdığım için kendi-
kaynaktan beslenir.
mi varoluşçu yazarlar arasına kattım. Ama başta Sartre ol-
Dıştan bakıldığında deneme,
mak üzere ulaşabildiğim bütün kitapları okumaya çalışıyor-
şiir yazmak gibi, herkese açık bir
dum. Maaşımın yarısı neredeyse kitaba gidiyordu.
yazınsal alandır.
‘SÖZÜN ONURU’, SÖZÜN VİCDANI!
Ne var ki, şair gibi seçkin de-
Kavramlar üzerinde duruyor, düşünsel dilimi geliştiriyor-
nemeci de azdır. Dünya yazını-
dum. “Anlatıcılığınızın aydınlanmacı yanı düşünsel derin-
na şöyle bir bakalım; Montaig-
lik içerir. Kolaycı söylemlerden, günübirlik savlı sözlerden
ne, Bacon gibi kaç denemeci sa-
uzak durur. Özgünlüğü düşüncede, duyarlılıkta arar. Dilin
yabiliriz? Gerçekte öyküde, ro-
vicdanını öne çıkararak konuşur” ifadesini kullandınız.
manda, resimde, müzikte de öy-
Adnan Binyazar, Emin Özdemir
Sözün Onuru (Can Yayınları) adlı deneme kitabımdaki
le değil mi?
>>
6 7 Kasım 2024