28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nereden bakmalı? Çocuklarımıza, kendimize layık gördüğümüz şunca rezilliğin -savaşın, yersarsıntısının, güvensiz sokakların- utancıyla dolaştım sayfalarını Biri ve Diğeri’nin. Yedi yaşındaki Maram’ın hayallerine yaslanıp kötülüğü düşsel yorumu ve inadıyla yıkıp geçme kararlılığı olmasaydı umudumu bunca nasıl tazelerdim? Dönüp yine Dağlarca’ya kulak vermeli, iyi- Y. BEKİR YURDAKUL si bu. Ne diyordu “Utanç Kesiti”nde Dağlarca: “Çağlar birbirini görse,/ Ortaçağ yüzüne tükürür- iri ve Diğeri’ni okudum. Bıraktım bir kıyıcığa. dü uzay çağının”... Çıktım, epeyce bir dolaştım. Aklımda insa- Sonra gönlümün/ akıl defterimin bir kıyıcığına B nın insana yaşattıkları; yersiz yurtsuzluğu- not ettiğim (“çok çiğ çağ” üstüne) çığlığı çıkage- muz, evsiz barksızlığımız, oradan oraya savrulma- liyor Şükrü Erbaş’ın: “İnsan nasıl bu kadar düş- larımız; silahların gölgesinde yeniden yeşertmeye künleşir! Paylaşmazsam boğulacağım: Sosyal uğraştığımız ya da elde avuçta kaldığınca sahip medya! İnsan ruhunun pazarı! Çağın, hayatımızın çıkmaya didindiğimiz insan olabilme hallerimiz... ortasına bıraktığı bir bataklık. Görünmeden ya- Maram’ın duruşu, gülümseyişi, bunca ağrıyla şamak istedikçe herkesin salkım saçak her yerde başa çıkışını kucaklayıp yıkamaya uğraşıyorum olduğu bir hileli gerçeklik… Acı magazinleşiyor, umutlarımı, aklıma doluşan kirliliği. iyilik çürüyor. Hiçbir çağda insan bu kadar çıplak Dönüp yeniden okuyorum Maram’ın öyküsünü. yaşamamıştı.” Tuğçe Tatari’nin yalın çocuk gerçekliğine sığdırdı- ÇOCUKLAR GİBİ TUTUNMAK HAYATA! ğı sözcüklerinin arkasındaki saklambaç oyununu, Onun bu kısacık ne ki ağır “Kenar Notları”yla köşe kapmacayı, elim sendeyi, istopu, yuvarlanan Desen: AYSUN ALTINDAĞ el ele yeniden sığınıyorum (Evet, sığınıyorum!) misketlerle çoğalan düşleri… Hepsini, hiçbirini. Tuğçe Tatari’nin öyküsüne, yedi yaşındaki Maram’la dünyayı dolaşı- Maram’ın asla bırakmadığı düş (direnen) dünyasına. yorum, sığmıyorum hiçbir ye- Bir kefeye şairlerin sesini, ötekine Maram’ın yaklaşı- re, Maram’la bir avuçluk coğ- mını koyuyorum. Terazim ne diyeceğini bilmiyor. Hep- rafyayı paylaşıyorum sığıyo- sini bir kefesine yığınca rahatlıyorum. Maram da aslında rum her yere. Dağlarca’nın şairin derin seslenişine eş kılıyor öykü boyunca tavrını. “Doğan çocuk hayatı yeni- Yanında yalnızca oyuncak bebeği -ki onu da bitme- ler…” deyişi tutuyor elimden. yen umudu, direnciyle taşıyor yollar boyu- ve hayalle- Yedi yaşındaki riyle çıktığı uzun yolculuğuyla unutamayacağım bir ka- Maram’ın, öykümüzün de raktere dönüşüyor Maram. kahramanı, berbat ettiği- Tuğçe Tatari’nin yirmi beş cümlesine Aysun miz dünyamızın kirini bir Altındağ’ın desenleriyle kattığı olağanüstü hava ve el hareketiyle, sanki sihir- ONUR DUY! canlılık, yetişkinlerin karanlık, bungun, acılara batmış li bir dokunuşmuşçasına, dünyasını yeniden ve hüzünle gözlememi kolay kılıyor. bir anda silişini izliyorum. Umutsuzluğu, karamsarlı- DÜNYA OYUNU SÜRDÜRMEK GEREK ğı, yıkılmışlığı bir yana bı- Yersarsıntısı, heyelan, sel, hortum, yangın, çığ vb. rak mı diyor bana; onca doğal yıkımlar (ki onların beter sonuçlarında da insanın rezilliği bağışla ama sakın UYGARLIĞI parmağı, hırsı, vurdumduymazlığı var!) ya da savaşla- unutma mı? Belki de hep- rın yarattığı yerinden yurdundan oluşlarımızın ortaya sini ya da çok bambaşka koyduğu “fotoğraf”ta biliyorum ki en çok mübadillik, onun derdi. ÖN-TÜRK mültecilik ve muhacirlik hallerimiz yer alıyor. Size ne söyler, öyküyü Neredeyse hiçbir anından sevinç devşirilemeyecek okuyunca yorumlarsınız bu ortada kalma hallerini bile çocuklar, -yalnız başlarına ESERİDİR bende birikenleri… da kalsalar- içimizi ısıtan oyunlara dönüştürebiliyorlar. Maram’ın onca belirsizliğe, renklerini yitirmiş dünya- BİR UTANÇ larımıza karşın oyunu aynı kararlılıkla sürdürmesi, belki ÇAĞINDAYIZ! de bu taşıyor içinde, her şeyin bittiğini düşündüğümüz ÖN-TÜRKLER (Etrüskler) ROMA’yı kurmuş Sonra Behçet Necatigil’in noktada bile umudu. “Çok çiğ çağ!” dizelerini ce- ve ROMA Medeniyeti’ni oluşturmuşlardır. Yersarsıntısının yol açtığı yıkıntılar arasında, az önce bimden hiç çıkarmadığım selin geçtiği ırmak boyunda, bir roketin delik deşik et- geliyor aklıma. Raymond Bloch (Büyük Etrüskolog) tiği okul bahçesinde çok geçmeden oyuna duran ço- Dünyayı evlere sığdıran, cuklardan biriydi benim için Maram. evlerden yorumlayan usta Biri ve Diğeri’nin sayfalarından yükselen ışık, inanıyo- şair Necatigil, ne zaman / ÖN-TÜRKLER (Pelasglar) ATİNA’yı kurmuş rum sizin de umudunuzu kısa sürede tazeleyecek; on- hangi beter hallerimiz üzeri- ca kıyıcılığa karşın Maram’ın çağırdığı vazgeçmeyenle- ne döktürmüştü bu üç söz- ve ATİNA Medeniyeti’ni oluşturmuşlardır. rin bahçesinde bir kıyıcığa sakince yerleşeceksiniz. n cüklük dizeyi? “2. Dünya Da- laşması” sırasında mıydı? Biri ve Diğeri / Tuğçe Tatari / Resimleyen: Aysun Kazım Mirşan (ATATÜRK’ün özlediği bilgin) Belki de hemen sonrası… Altındağ / Literatür Çocuk / 32 s. / 3+ / 2024. -SATIŞTA- 16 28 Kasım 2024
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle