28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyetin roman patlamaları… Cumhuriyetin, Osmanlı’dan devraldığı roman tartışması “gerçeklik” zemininde yoğunlaşmıştı, bu olgu Cumhuriyetle birlikte alevlenerek sürdü, ötesinde farklı başlıklarda yaratıcı hamleler eşliğinde, özce daha da gelişip yoğunluk-derinlik kazanarak tam bir çokseslilikle bugünlere geldi. Artık romanımız geniş dağarı yanında bu tartışmalarla da içli dışlı yaşıyor. oman konusuna göz atarken yapıtı yayına hazırlayan Nur Gürani Arslan vurgusuyla, R Halit Ziya üstadın “yabancı bir kelime kullanmaktansa Osmanlı lisanından bir kelime olan ‘hikâye’ ile karşılamayı uygun gördüğü”, yüz kırk yıl kadar önce yayımladığı Hikâye adlı “inceleme”sinde roman üzerine (ilk 1887-88; Vatan Kitabevi, 1891-92; YKY, 1998) Giriş’te söylediklerine bakalım önce: “Diğer medeni milletler için hikâye edebiyatta en önemli, en seçkin bir yer tutuyor.” “Ortaya gerçek insanlar, birer kalbi olan adamlar çıkarıyor, yaşatıyor, insanoğlunun durumunu her haliyle, her şekilde anlatıyor. “Şimdi, üzülmemek nasıl mümkün olur ki diğer milletlerde bu kadar önemli sayılan, bu kadar seçkin bir yer tutan, insanlara, insanları tanıtma görevini üzerine alan hikâyeler bizde masallar ile bir tutuluyor. Evet, nasıl üzülünmez ki Batılıların son derece yücelttikleri bu edebi tür bizde henüz çocukluk çağında.” GÜZİN DİNO’YLA ROMANIMIZDA Berna Moran’ın şu saptaması, sorunsala Düzlemli Gerçeklik”ten söz ederek “bütün büyük GERÇEKÇİLİĞE DOĞRU... dönük temel bir yaklaşım içeriyor: romanlar”ın, “gerçekliğin farklı düzlemlerini Güzin Dino, Tanzimattan Sonra Edebiyatta kapsadığı”na değiniyor. (Hilmi Yavuz; Roman “Türkiye’de roman, Avrupa’da olduğu gibi Gerçekçiliğe Doğru (AÜ, DTCF Yayını, 1954), Kavramı ve Türk Romanı, Bilgi, 1977, 148) toplumsal koşullar sonucu doğmuş bir anlatı Türk Romanının Doğuşu (Cem, 1978; Agora, türü değildir…” Yukarıda farklı düşünücülerle yazıncıların 2008) adlı yapıtlarında Tanzimat dönemini geniş “Batı’dan, uygarlaşmanın bir gereği görüşlerinden aktardığım kısa alıntılar, alanda ele alışla, çok yönlü yaklaşımla işliyor. nasıl yoğun bir tartışmanın yaşandığını, bunun olarak aldığımız bu roman türü, daha sonra Bu doğrultuda Dino’nun şu vurgusu önemli: süregittiğini, o günlerden bugünlere canlılığını göreceğimiz gibi, aynı zamanda bizi uygarlığa “Tanzimattan sonra, bir taraftan mistik dünya hep koruduğunu gösteriyor. götürecek araçlardan biri olarak kullanılacaktır.” anlayışından tamamiyle köklerini ayıramıyan, (Berna Moran; Türk Romanına Eleştirel Bir Cumhuriyetin bütün dönemlerinde “roman” diğer taraftan garba, yani ilime bağlı pozitiviste Bakış, İletişim, 1983, 11) konusunda okul, ardıllık, ya da algı, kavrayış görüşü benimsemeğe çalışan ve bu iki zihniyet temelinde yıllara yayılan tartışmalar hep Robert P. Finn kalemiyle bunu şöyle de arasında bocalıyan veya bu iki temayülü birbirine yaşanıyor zaten. dillendirebiliriz: uydurmağa çalışan sanat ve fikir tezahürlerini “Zamanla, Türk toplumunda yaşam ve Osmanlı cemiyetinde müşahede etmek daima YARININ ROMANINA DÜNÜN BUGÜNÜN düşünce tarzlarının değişmesi, romana mümkündür.” (1954, 15) ROMANINDAN BAKMAK… da yansıdı; öyleki bugün Türk romanının Selim İleri, öykü-romanda düşünüsüyle de Güzin Dino’nun saptaması, gerçekliğe derinlemesine bir incelemesi, geçen yüzyılda önemli bir ad. Turhan Günay-Eray Ak ikilisiyle bakışta, algıda yazın kamuoyunun derin bir Türkiye’de yaşanan değişikliklerin de önemli söyleşisinde sorunsala bir başka açıdan tartışmayı yaklaşık iki yüzyıldır sürdürdüğünü, bir dökümünü verebilir.” (Robert P. Finn; Türk yaklaşıyor örneğin: Niyazi Berkes’in diliyle bu bağlamda “neden Romanı / (İlk Dönem / 1872-1900), Çeviren: “Çok değerli, çok büyük bir romanımız, roman bocaladığı”nı da ortaya koyuyor. Tomris Uyar, Bilgi, 1984, 12) birikimimiz var bence bizim. Hepsi kaybolup Nitekim Güzin Dino, önem verdiği bu olgu Gürsel Aytaç, “Genellikle sanat, özellikle de gitmişler. (…) üzerinde aralıklarla dururken bunun toplum edebiyat, gerçeklikle belli bir ilişki içindedir. Bir okur gözlemiyle şunu söyleyebilirim: üzerinde nasıl ağır bir yüke dönüştüğünü de Gerçekliği yansıtmak, gerçekliğe uygun bir Türk romanına sevgisiz yaklaşılmış. Hep bir vurguluyor: kurmaca gerçeklik yaratmak, gerçekçiliğin yukarıdan bakış var. Bu tabii çok zararına olmuş “Batı’ya bakarak çağdaşlaşırken Doğulu temel eğilimi olmuştur” deyip “Çağdaş roman edebiyatımızın.” (Cumhuriyet Kitap, 9.4.2015) yaşama bağlı kalma çelişkisi, bugüne dek birçok sanatında gerçeklik anlayışının kapsamında İleri, Burcu Aktaş söyleşisinde de sürdürüyor kuşağın, Atatürk reformlarından önce ve sonra, bir genişlemeden söz edilebili(r)” diye ekliyor. kanısını: tartışma konusudur.” (2008, 55) (Gürsel Aytaç; Çağdaş Türk Romanları Üzerine “Genelde bizde roman beğenilmez. ‘Türk İncelemeler, Gündoğan, ikinci baskı 1999, CUMHURİYETTE ROMAN, romanı eksiktir, Batı’dan alınmıştır’ gibi birtakım 70, 76) iddialar var. Ben de tam tersini düşünüyorum. CUMHURİYETLE ROMAN… Türkiye’de asıl eksik olan yüksek düzeyde roman Cumhuriyet boyunca roman, romanımız Nitekim Hilmi Yavuz da “roman”a dönük okurudur.” (Radikal Kitap, 3.4.2015, sayı 733) sürekli tartışma konusu yapıldı. düşüncesini paylaşırken “Romanda Çok >> 12 28 Kasım 2024
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle