Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Demir Özlü:
Vedası olmayan bir anlatıcı!
Demir Özlü’nün (9 Eylül 1935-13 Şubat 2021) ardı ardına
yazılan iki anlatısında (Önünde Boş Bir Uzam, YKY, Feriköy,
Mart 2012 / Senin Hayatın, YKY, Stockholm, 2014) karşımıza
çıkan anlatıcı ses (ikinci kişi-anlatıcı), onun yansıttığı gerçeklik
durumlarının dışavurumunda metne derin bir anlam katar.
Bir yanıyla anlatıcının ötedeki yaşamsal öyküsüne tanıklık
ederken imgesel yolculuklarının seyrine de çıkarız.
Özlü’nün yer yer, kuşağının “kurucu anlatıcı” olma özelliğini
taşıyan anlatıcı sesinin çoğullaşarak yazın yaşamı boyunca
sürmesini adanmışlık olarak görmek gerekir. Evet, yazıya
adanmış bir ömür…
UĞUR DEMİR
“Yaşamım kısa bir yaşam olmadı. Ama ondan taya koyduğu yapıtlarıyla her dem gös-
hatırlayacağım çok az şey kaldı geriye…” termiştir. Kendi zamanına dokunan bir
düşüncesine sözü getirmiş, şunları demişti: “Gidin-
Demir Özlü / “Serüven” anlatıcı olması, onu zamane ve güncel kaygıların da
ce anlaşılabilen bir şeydir; insan yalnızlığına sığınarak
ötesine taşır; insanın yeryüzündeki konumunu sor-
ANLATI DÜNYASINI ZENGİNLEŞTİREN
yazarken bunu daha iyi anlıyor…”
gulamaya yöneltir.
BİR BOYUT: SÜRGÜNLÜK!
Dahası bunun, toplumun-entelektüel hayatımızın
Sürgün kimliğinin yalnızlık adasında dille beslenen
“Gitmek”, “yerinden yurdundan olmak”, “yolda ol-
oluşan enerjisinden oluşan; birbirinden çok farklı ya-
bakışına sinen aslında zamane sorgusudur. Öyle ki,
mak”, “ötelerde olmak”, “sürgünde yaşamak” De-
zarların aynı dönemde ürün vermeleri, ülkenin ve in-
birey olma hallerinden onun tekil durumu / duruşuna
mir Özlü’nün edebiyatının değişmeyen yanını oluş-
sanının meselelerine kendi durdukları yerlerden bak-
dönük içkin bir söylemi öne alması anlatılarının izlek-
turur. Bir diğer belirgin yanı da budur. Kendisiyle bir
maları bir “kuşak” anlayışını doğurduğunu anlatmış-
sel çeşitliliğini sağlar.
konuşmamızda, sürgünlüğünden söz ederken anlatı
tı. Dergilerdi bizi buluşturan mecra, bir de edebiyat
dünyanızı zenginleştiren bir boyuttur bu dediğimde,
KARŞILAŞMA ZAMANI
kahveleri… Ferit Edgü, Orhan Duru dostluklarından
şunları söylediğini hatırlarım: “Bizim kuşağın hayata Demir Özlü anlatısı bende Cibranlı Halit Bey’in
konuşmuştuk. Ve Paris serüveninden.
karşı tutumunda olan bir şeydir bu; saydamlık, kendi-
Ölümü ile başlar (Memet Fuat’ın Seçtikleriyle: Türk
KENDİSİNİ OKTAY AKBAL’IN ANLATICI
ne özgülük, politik duruş…”
Edebiyatı 1971, de Yayınları, Ocak 1971). Genç, ye-
DUYARLIĞINA DAHA YAKIN BULURDU!
Düşünce durakları olan bir anlatıcıdır o. Yaşama
niyetme çağında bir okurun okuma belleğine iz dü-
Sürgünlük ve gezginlik onun edebiyatını zenginleş-
eksenidir yazın evreninin biçimleyicisi. Yazmak için
şüren bu anlatı sonrasında, izini sürdüğüm bir yazar-
tiren en temel olguydu. Özlü, Sait Faikvari bir “flane-
vardır. Bakışı, sözü, düşüncesi hepten buna dönük-
dı artık Özlü.
ur” değildi. Kendisini Oktay Akbal’ın anlatıcı duyarlığı-
tür. O nedenle sürekli gitmeyi, giderken de yazıda
Okurluk, yazarlık, yayıncılık yaşantımda kendisi-
na daha yakın bulurdu. Öyküleri, günlükleri, hatta kı-
olmayı / kalmayı önceler.
ne yer açtığım Demir Özlü ile ilk kez yüz yüze gel-
sa romanları da o yöndedir. Güncele bakışı, yorumu,
“İyi yazılabilmiş her yazıda bu aksaklıklar da içinde
memiz sürgünlüğün başkenti Stockholm’deydi. Pa-
politik duruşunu orada çok net dile getirdiği siyasal /
olmak üzere, bütün haksızlıklara başkaldırmadır,” de-
ris kafelerini anımsatan, Kraliyet Sarayı’na yakın bir
edebi denemeleriyle de okuruna uyanış bilinci taşıyan
diğinde; ötede görüp hissettiklerine de göndermeleri
mekânda buluşmuştuk. Henüz sürgünlüğü bitme-
Demir Özlü’yü o uzun “edebi yolculuk”umuzda tanı-
vardır: “Kimsenin sesi çıkmıyor. Kalabalıklar bastırılmış
mişti. Dahası kendisine getirilen yasak sürüyordu.
dıkça; onun yazıya adanmış ömrünün bir kitabının ku-
düşlerinin soluk imgeleri içinde sürüklenip gidiyorlar.”
İstanbul’u, Türkiye’yi konuşmuştuk…
rulması gerektiğini düşünmüşümdür hep.
Yolculuklarından söz etmişti. Ama daha çok da
ZAMANE SORGUSU VE KENDİ
En son, kendi adına düzenlenen bir toplantı için,
“kuşağını”, “1950 Kuşağı”nın nasıl ayrıcalıklı bir ya-
ZAMANINA DOKUNAN BİR ANLATICI!
geldiği İzmir buluşmamızda iki şeyi de konuşmuş-
zarlar topluluğu olduğunu… Bu kendine özgülüğü
Hep “iyi yazı”nın ardında olan bir bakışla yazar De-
tuk: Kendisiyle yapılan söyleşileri ve edebiyatına dair
açıklarken, bir ara “kendi yurdunda yabancı olmak”
mir Özlü. Anlatının varoluşsal varlığına bağlılığını or-
yazılanları bir kitapta toplamak... Kardeşi Te-
zer Özlü ile mektuplaşmaları...
Demir Özlü edebiyatını tanıma / anlama
yolculuğu için bir başlangıç olabilirdi bu. Bu-
gün, bu kitapların hazırlığını yapmak sanırım
ailesine düşüyor.
FERİT EDGÜ İLE MEKTUPLAŞMALAR
VE ‘ÖZ YURDUNDA YABANCI OLMAK’
Ferit Edgü’nün çabasıyla, aralarındaki ede-
bi kardeşlik duygusunun ilk gençliklerinden
beri nasıl kurulup geliştiğini anlatan mektup-
laşmaları Öz Yurdunda Yabancı Olmak (Yayı-
na Hazırlayan: Mısra Gökyıldız, Sel Yayınları,
2017), hem iki yazarın dünyasını hem
>>
16 Şubat 2023 9