Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ATİLLA ÖZEN’DEN ‘SAVUNMANIN TARİHİ VE İSTANBUL BAROSU’
‘Barolar yargının unsuru
olarak görülmüyor!’
Av. Atilla Özen İstanbul Barosu’nun tarihini yazdığı Savunmanın Tarihi ve İstanbul Barosu (İnkılap Kitabevi) isimli
kitabında, bir Osmanlı barosu olarak 1878’de kurulan İstanbul Barosu’nun günümüze kadar insan hakları, hukuk ve
demokrasi mücadelesini konu alıyor. Hatırladığımız olayların yanı sıra, bilinmeyen tarihini de fotoğraflarla zenginleştirerek
anlatıyor. Özen, avukatlık ve İstanbul Barosu’nun tarihiyle ilgili pek çok olaya ışık tutuyor.
mez. Aksi durum baroların varlık nedenlerinin
DÜNYA GÜLTEKİN
sorgulanması olur.
n Sizi Savunmanın Tarihi ve İstanbul Barosu
“İSTANBUL BAROSU’NA ‘DARBECİ’
isimli kitabınızı yazmaya yönlendiren süreci an-
DİYENLER DAHA SONRA DARBECİ ÇIKTI”
latır mısınız?
n 12 Eylül döneminde baronun kapatılma-
2000’de avukat olup bir süre serbest avukatlık
sından başkan ve yönetimlerinin soruşturu-
yaptıktan sonra İstanbul Barosu’nda Adli Yardım
lup yargılanması ve aynı ilde ikinci baronun
ve CMK servislerinde sorumlu avukat olarak ça-
kurulmasına kadar geçen süreçte ve İstanbul
lıştım. Son 13 yıldır baronun vekilliğini ve hukuk
Barosu’nun duruşunu okuyucularımız için de
müşavirliği görevini yürütüyorum.
anlatır mısınız?
Görevim sürecinde hukuk, yargı, avukatlık ve
İstanbul Barosu, içerisinde bulunan avukat-
baroyla ilgili pek çok makale ve kitap yazdım.
ların mücadelesiyle, toplumsal gelişme ve de-
Avukatlık hukukuna ilişkin yazdığım kitaplardan
mokratikleşme için haksız ve adaletsiz düzenin
sonra baronun tarihini kaleme aldım.
karşısında durdu, ezilen ve sömürülenin yanın-
Kaynak ve arşiv kayıtları sınırlı da olsa, baronun
da etkinliğini daha da artırdı.
hukuk ve demokrasi yolunda önemli ve onurlu bir
Bunun karşısında her dönem iktidarların he-
mücadelesi vardı. Bu mücadelenin derlenip kale-
defi haline geldi. Darbe döneminde kapatılarak
me alınması gerekirdi. Ben de buradan edindiğim
kapısı mühürlendi. Faaliyetleri, başkan ve yö-
bilgi ve deneyimleri mesleğe ve baroya sunmada
neticileri soruşturulup yargılandı.
kendimi görevli hissettim.
12 Eylül darbesi, onun yönetimi ve Sıkıyönetim
n Kitapta yoğun iş yükü altındaki yargı siste-
Mahkemeleri, Başkan Av. Orhan Adli Apaydın’ı
mini, altyapı sorunu yaşayan adliyeleri ve buna
cezaevine atarak hastalanmasına, sevk zinciri ve
bağlı avukatlığın sorunlarını her dönemin değiş-
prangaya karşı çıkması nedeniyle tedavi olması-
mez problemleri olarak görüyoruz. Bunun çözü-
Baro yalnız avukatların mesleki sorunlarıyla ilgilenen
na dahi müsaade etmeyerek ölmesine neden oldu.
lebilmesi için ne yapmalı?
meslek örgütü değildir.
Barolar, Avukatlık Kanunu’nda düzenleme yapılmak
Çözebilmek için öncelikle irade gerekir. Sorunları,
En yüce değer olan hakkı tesis etme yolunda yargısal
suretiyle etkisiz kılınmakla tehdit edildi. FETÖ ve ben-
yargının unsurlarıyla birlikte çözebilirsiniz. Avukatın,
görev yapan avukatın meslek teşekkülü olması nedeniyle
zeri hukuk devletine kastetmiş anlayışlar doğrudan baro-
yargının kurucu unsuru olduğu sadece bir kanun madde-
hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak,
yu hedef aldılar. “Darbeci baro” diyerek önünde eylem
si. Avukat ve meslek kuruluşu olan barolar yargının un-
korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla da
yaptılar. Baronun yürüyüşlerinde binalardan afişler sar-
suru olarak görülmüyor.
görevlidir. kıttılar. Daha sonra bunu diyenler darbeci çıktı.
Bu yönüyle toplumun avukatlığını da üstlenir. Özgür-
‘BARO, TOPLUMUN AVUKATLIĞINI ÜSTLENİR!’ Baroya sızma girişiminde bulundular. Olmadı, siyasi
n Kitapta da belirttiğiniz gibi baroyu eylemdeki işçi- lüklerin kısıtlanması avukatı doğrudan ilgilendirir. uzantıları ve yargısı marifetiyle baroyu hedef gösterdiler.
lerin yanında, 1 Mayıs’ta alanlarda, yargı bağımsızlığı Hukukun egemen olmadığı bir toplumda, gerçek an- Suçladılar. Yargıladılar. Görevden almaya çalıştılar.
lamda avukatlık da yapılamaz.
ve hukuk devleti için eylemlerde, cezaevi olaylarında, Günümüzde ikinci barolar kuruldu. O da gerçeğin ye-
çevre mücadelesinde, depremlerde, hızlı tren kazala- Savunma hakkı tam olarak kullanılamaz ise avukatın rine geçemediği için tenkit edildi. Oysa hukuk ve de-
rında, insanlığa karşı şiddetin karşısında, Körfez Sava- saygınlığı gider. mokrasi adına mücadele eden baronun güçlendirilmesi
şı ve Gazze saldırılarına karşı yürüyüşte, hak aramanın Dolayısıyla hukukun üstünlüğü ve demokrasi savunu- gerekiyordu.
yanında, hukuka aykırılıklarla mücadelede görüyoruz. lurken avukatlık da savunulmuş olmaktadır. Bir ülkede barolara müdahale edilmeye başlanmış-
İstanbul Barosu’nun toplumsal olayların bu denli Hukuk devletinin egemen kılınması yolunda barola- sa, hukuk devletinin son kalesi yıkılmış, kimsenin hukuk
içinde bulunması nasıl değerlendirilmeli? rın mücadelesi dar anlamda siyaset olarak değerlendirile- güvenliği kalmamış demektir.
n
TUĞBA TEKEREK’TEN ‘TAŞRA ÜNİVERSİTELERİ: AK PARTİ’NİN ARKA KAMPÜSÜ’
Saha gözlemlerine, uzun görüşmelere ve 8 yıllık araştırmasına
“Siyasi iktidarın uzantısı olarak faaliyet gösteren, akademisyen alımları-
dayandırdığı kitabında Tekerek, birçok yerde üniversitede
nın da konferansların da kulüp kuruluşlarının da siyasi iktidarın talimatları
akademisyenlerin tüm derslerin hocası olmak zorunda kal-
doğrultusunda yapıldığı [...]
masını ve öğretimin sistematik biçimde ilahiyatlaşmasını
Taşra üniversitelerinin artık binlerce lisansüstü öğrencisi de yetiştirdiği, lisans-
bu gidişatın önemli unsurları olarak görüyor.
tan sonra lisansüstü eğitimin de değersizleştirildiği, taşradaki ‘siyasi iktidarın
Kitabında taşra üniversitelerinin istihdam, ihale ve di-
uzantısı üniversite’ modelinin büyük şehirlerde iyiden iyiye yerleştiği, ülkenin ta-
ğer boyutlarıyla, ekonomi-politik açıdan da geniş bir ha-
mamında yükseköğretimin taşralaştığı bir dönemdeyiz.”
vuz oluşturduğunu vurgulayan Tekerek, her şeye kar-
Kitaptan...
şın bir şeyler öğrenme, ufkunu genişletme hevesi taşıyan
öğrencilerin, gençlerin seslerini de duyuruyor.
n
uğba Tekerek, taşra üniversitelerinin akademik ve sosyal yaşamını, amfilerin-
T den kampus camilerine, kafelerinden yurtlarına ayrıntılı bir şekilde resmetti-
ği Taşra Üniversiteleri: AK Parti’nin Arka Kampüsü (İletişim Yayınları) kitabında, Taşra Üniversiteleri: AK Parti’nin Arka Kampüsü /
ülke çapında yayılan üniversiteler, AKP iktidarının “arka kampusu” olarak niteliyor. Tuğba Tekerek / İletişim Yayınları / 400 s. / 2023.
12 16 Şubat 2023